İmam Humeyni (r.a) ve diğer büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: (Oruç tutan kişi) Meseleyi bilmediğinden dolayı orucu bozan bir şey yapsa, eğer meseleyi öğrenme imkanı vardıysa farz ihtiyat gereği üzerine keffaret gelir. Eğer meseleyi öğrenme imkanı yoktuysa veya meselenin farkında değildiyse yahut filan şeyin orucu bozduğunu kesin olarak bilmiyorduysa üzerine keffaret gelmez (yalnızca bozulan oruçlarının kazası üzerine farz olur).[1]
Buna göre meseleyi öğrenme imkanınız yoktuysa yalnızca kazasını tutmalısınız. Ama bilen birisinden sormakla veya Tevzih-ul Mesail risalelerini okumakla veyahut radyo, televizyon vs. dinlemekle öğrenme imkanınız vardıysa ama ihmal ederek öğrenmemişseniz farz ihtiyat gereği üzerinize keffarette gelir. Ancak büyük taklit mercilerinin çoğu bu meselede ‘farz ihtiyat’ dedikleri ve yalnızca Ayetullah Şubeyri Zencani ‘kazası yeterlidir, keffarete gerek yoktur’[2] fetvası verdiği için siz bu ihtiyatta ona uyabilirsiniz. Bu durumda yalnızca kaza tutmak yeterlidir. Eğer Ayetullah Zencani’nin mukallidi olursanız daha baştan üzerinize keffaret gelmez.