A. Şerî mesafenin miktarı hakkında birkaç görüş vardır: Bazıları mesafe miktarının 22/5 km olduğu görüşündedir.[1] Bazıları şerî mesafenin 21/5 km olduğu fikrini taşımaktadır.[2] Bir grup da şerî mesafenin 22 km olduğu düşüncesindedir.[3]
B. Sorunun ikinci bölümünün cevabı hakkında büyük taklit mercilerinin görüşleri şunlardır:
Hz. Ayetullah Uzma Hameney (ömrü uzun olsun):
1. Eğer sekiz fersah (gidiş ve geliş şeklinde olsa da 45 km mesafeye denir) olan bir yoldan oraya gitmek isterseniz, namazı seferî kılmanız gerekir ve sekiz fersah olmayan bir yoldan giderseniz, namazı kâmil kılmalısınız.
2. Sekiz fersahın başını şehrin sonundaki evlerden hesaplamalısınız.
Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi (ömrü uzun olsun):
1. Ölçü, gittiğiniz yoldur.
2. Şehrin sonundaki evler ölçüdür.
Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpaygani (ömrü uzun olsun):
1. Eğer şehrin dışına çıkan bir yoldan giderse ve geri dönmek istemeyeceği maksada kadar fasılası yaklaşık 45 km ise veya maksada dek mesafe 22/5 km ise ve bu yoldan dönmek istiyorsa, yolcu sayılır ve namazı seferîdir. Şehrin sonundaki evler de kendisinin yolculuk başlangıcı sayılır. Ama maksada gittiği yol tamamıyla şehir ise ve maksada dek evler birbirine bitişikse, yolcu sayılmaz ve namaz tamam kılınmalıdır. Allah en iyisini bilir.
2. Şehrin sonunda oturulan evler şehrin duvarları ve sonu hükmündedir ve yolculuğun başlangıcı sayılır.
Hz. Ayetullah Uzma Mehdi Hadevi Tahrani (ömrü uzun olsun):
Namazın seferî olmasına veya orucun farz oluşunun geçersizliğine neden olan şerî mesafe ölçüsü, “bir gün”dür. Günden maksat gece karşısındaki zamandır ve en kısa günü de kapsamaktadır. Bir günlük yoldan da genel nakliye araçlarının bir gün müddetince kat ettiği normal mesafe kastedilmektedir. Bu açıklama esasınca, eğer bir şahıs gidiş ve gelişi bu mesafe miktarında olan bir yolculuk yaparsa, namazı seferî olur ve oruç kendisine farz olmaz. Yolculuğun mesafesi, şehrin sonundan yani en son evlerin duvarları veya şehir tesisatından hesap edilir.