Soru Özeti
Allah’ın insan yaşamı üzerindeki rolü nedir?
Soru
Allah’ın insan yaşamı üzerindeki rolü nedir?
Kısa Cevap
Allah’ın bütün yaratılış aleminde ve insanların yaşamındaki rolü ilahi hikmete göredir ve Onun iradesi, varlık aleminde ilahi sünnetlerle her an uygulanmaktadır.
Ayrıntılı Cevap
Allah’ın bütün yaratılış alemindeki ve insan yaşamındaki rolü ilahi hikmete göre olup, Onun iradesi, varlık aleminde bu ilahi sünnetlerle her an uygulanmaktadır. Onun karşı konulmaz iradesi, insanın kemale ulaşması için varlık aleminin en ezeli kanunu olarak her şeye hakimdir.
Bu sünnet ve kanunlar görünen alemdeki normal etkileriyle sınırlı değildir. Birçok maddi ve manevi sebeplerde, zahir ve batın, bilinçli ya da bilinçsiz bir meseleyi etkilemekte, onların bütün sonuçları ilahi emrin izin ve teyidiyle herkesin yaşamında kendisini göstermektedir. Şöyle ki, Allah Teala mutlak feyiz verici olarak en küçük bir ihmalkârlık yapmamaktadır. Bunun sonucu olarak insan kendi istek ve iradesine dayanarak izleyeceği yolu belirlemesi, Allah’ın iradesinin gerçekleşmesindeki temel bir kanal olmakta ve her bir insanın tezkiye ve kemaline etki etmektedir.
Buna göre cevap şu olur: Hiç bir iş Allah’ın hikmetli iradesinin dışında değildir. Ve bu ilahi irade insan yaşamının her anında hazırdır. Hatta insanın küçük hedefleri de olsa varlık aleminin cevabı, bir yardımcı olarak ona bu yolla ulaşacak ve bu yetki ilk fırsatta kendisine verilecektir. İnsanın kendi iradesiyle kendi yolunu seçebilmesi ilahi bir lütuftur. Yine Allah’ın insanı kendi haline bırakmaması ve daha iyi seçimler yapabilme ortamlarını hazırlaması Onun sonsuz lütfundandır.
İnsan, yaşamında -ister maddi olsun ister manevi- varlık aleminden istediği şeyi, Allah’ın feyizinden en yüce menfaatleri göz önüne alınarak cevap almakta ve bu onun bireysel yaşamında görülmektedir. Bununla birlikte insanın cahilce isteklerinden kaynaklanan sınırlamalar, yüce ve zati istekleriyle çelişen istekler, insanın onların yanlış olduğunu anlamasına sebep olacak ve yaratılışının asıl hedefinin farkına varacaktır.
Demek ki Allah’ın ezeli iradesi yaşama hakimdir ve insanın iradesinden, varlık alemi vasıtasıyla belli şart ve kanallarla bir kişinin en yüce maslahatlarına ortam hazırlamak için düzenlenmiştir.
Mümin kimse aleme hakim olan olayların mahiyetini bildiğinden onların tümünü ilahi inayet olarak görmekte ve onların hakikatini kendisine olan oranını anlamakta, Allah’tan gelen aşk ve nihai saadet talebini kabul etmektedir. Böyle biri teslim ve rıza makamına ulaştıktan sonra bütün sınırlamalardan kurtulur, sonsuz kudret, irade ve rahmete bağlanır.
Bu konuda daha fazla bilgi edinmek isterseniz sitemizde yayınlanan ve aşağıda örneğini verdiğimiz benzer konulara bakabilirsiniz:
28934
25135
Bu sünnet ve kanunlar görünen alemdeki normal etkileriyle sınırlı değildir. Birçok maddi ve manevi sebeplerde, zahir ve batın, bilinçli ya da bilinçsiz bir meseleyi etkilemekte, onların bütün sonuçları ilahi emrin izin ve teyidiyle herkesin yaşamında kendisini göstermektedir. Şöyle ki, Allah Teala mutlak feyiz verici olarak en küçük bir ihmalkârlık yapmamaktadır. Bunun sonucu olarak insan kendi istek ve iradesine dayanarak izleyeceği yolu belirlemesi, Allah’ın iradesinin gerçekleşmesindeki temel bir kanal olmakta ve her bir insanın tezkiye ve kemaline etki etmektedir.
Buna göre cevap şu olur: Hiç bir iş Allah’ın hikmetli iradesinin dışında değildir. Ve bu ilahi irade insan yaşamının her anında hazırdır. Hatta insanın küçük hedefleri de olsa varlık aleminin cevabı, bir yardımcı olarak ona bu yolla ulaşacak ve bu yetki ilk fırsatta kendisine verilecektir. İnsanın kendi iradesiyle kendi yolunu seçebilmesi ilahi bir lütuftur. Yine Allah’ın insanı kendi haline bırakmaması ve daha iyi seçimler yapabilme ortamlarını hazırlaması Onun sonsuz lütfundandır.
İnsan, yaşamında -ister maddi olsun ister manevi- varlık aleminden istediği şeyi, Allah’ın feyizinden en yüce menfaatleri göz önüne alınarak cevap almakta ve bu onun bireysel yaşamında görülmektedir. Bununla birlikte insanın cahilce isteklerinden kaynaklanan sınırlamalar, yüce ve zati istekleriyle çelişen istekler, insanın onların yanlış olduğunu anlamasına sebep olacak ve yaratılışının asıl hedefinin farkına varacaktır.
Demek ki Allah’ın ezeli iradesi yaşama hakimdir ve insanın iradesinden, varlık alemi vasıtasıyla belli şart ve kanallarla bir kişinin en yüce maslahatlarına ortam hazırlamak için düzenlenmiştir.
Mümin kimse aleme hakim olan olayların mahiyetini bildiğinden onların tümünü ilahi inayet olarak görmekte ve onların hakikatini kendisine olan oranını anlamakta, Allah’tan gelen aşk ve nihai saadet talebini kabul etmektedir. Böyle biri teslim ve rıza makamına ulaştıktan sonra bütün sınırlamalardan kurtulur, sonsuz kudret, irade ve rahmete bağlanır.
Bu konuda daha fazla bilgi edinmek isterseniz sitemizde yayınlanan ve aşağıda örneğini verdiğimiz benzer konulara bakabilirsiniz:
28934
25135