Gelişmiş Arama
Ziyaret
3127
Güncellenme Tarihi: 2010/12/22
Soru Özeti
Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
Soru
Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
Kısa Cevap

Eğer insan temelsiz ön kabuller olmadan, ruhsal açıdan selim bir kalple ve insaf üzere Kuran ayetlerini aklıyla tahlil, analiz ederse ve  gerekli tefekkürü yaparsa Kuran’ı anlamakta hataya duçar olmaz.  Elbette Kuran’da bulunan bazı müteşabih ayetlerde gerekli birikime sahip olmayan veyahut hasta ruhlu şahıslar bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde hataya düşmektedir. Bu hataların kaynağı akıl değil bilakis akıl gücünden faydalanılmamasıdır. Böylesi muhtemel sorunları önlemenin en doğru çözümü aklın ve düşünce gücünün takviye edilmesi ve Allah’ın bizlere tanıttığı hidayet önderleri olan Evliya’ya müracaat etmemizdir.  

Ayrıntılı Cevap

 Kuran’ı Kerim ayetlerini iki açıdan sınıflandırabiliriz.  İlk bakış açısına göre söz konusu olan meseleler muhkem ve müteşabih olarak ikiye ayrılırlar. Bu sınıflandırma Ali-İmran suresinin yedinci ayetinde açıkça beyan edilmiştir: "مِنْهُ آياتٌ مُحْكَماتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتابِ وَ أُخَرُ مُتَشابِهات‏". ‘Onun (Kur'an'ın) bazı ayetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müşabihtir.’

Diğer sınıflandırma ise Kuran’ın ayetlerinden idrak edilen farklı manalar nazara alınarak söz konusu edilmiştir. Zira Kuran’da geçen kelimelerin zahiri ve ilk anlamlarının yanı sıra rivayetlerde de tasrih edildiği üzere başka anlam katmanları da vardır. Her birey sahip olduğu tefekkür gücüne göre bu anlam katmanlarına ulaşabilir.

Yukarı zikredilen açıklama bağlamında Kuran’ın anlaşılmasında aklın rolü dört bölümde incelenebilir:

  1. Muhkem ayetlerin zahiri anlamı:

Muhkem ayetler Kuran’ı Kerim’in büyük bir bölümünü ezcümle dualar, tarihi vakıaların beyanı, ahlaki öğretiler… oluşturur. Muhkem ayetler bütün beniâdem tarafından akılla idrak edilebilecek türdendir. Bir örnek verecek olursak Kuran şöyle buyurur: "لا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْساً إِلاَّ وُسْعَها" ‘Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar.’[1] Düşünebilen her insan bu ayetten Allah Teâlâ’nın insana üstesinden gelemeyeceği teklifi vermediğini idrak edebilir. Bunu anlamanın özel bir kabiliyete ve özel bir düşünce gücüne ihtiyacı yoktur.

Kuran’ı Kerim’in bütün muhatapları bir ibaretten aynı manayı idrak edebiliyorsa bu bizlere akıllarının Kuranın kavramlarını anladığını gösterir. Buna binaen bizim aklımız Kuran’ı idrak etmekten acizdir bahanesine kimse sığınamaz. Zira Kuran’ın nazil oluş biçimi en azından onun zahiri ve ilk anlamının halkın geneli tarafından anlaşılır olduğunu göstermektedir.

  1. Muhkem ayetlerin anlam katmanları:

Bazı rivayetler esasınca Kuran’ı Kerim’in zahiri manasının doğru ve istifade edilebilir olmasının yanı sıra bunun ötesinde anlam katmanlarını bağrında barındırmaktadır. Lakin bu anlamlar ve manalar her birey için ulaşılabilir değildir. Ancak takvaya veya derin düşünce gücüne sahip olan insanlar ruhsal temizliği ve tefekkür güçleriyle doğru orantılı olarak Kuran’ın anlam ve mana katmanlarına sahip olabilirler.[2]

Böyle bir kudrete sahip olmayan bireyin Kuran ayetlerinin zahiri ve ilk manaları üzerinde düşünmesine gerek olmadığı anlamında değildir. Bilakis bu zahiri ve ilk anlamları doğru bir şekilde bütünleştirmek hem düşünce gücünü geliştirecek hem de diğer anlam katmanlarını anlamak için bir merdiven oluşturacaktır.

  1. Müteşabih ayetlerin zahiri manası:

Bazı Kuran ayetlerinde geçen ibaretlerin zahiri temel dini öğretilerle ve inançlarla uyumsuz olan bir anlam zihinde doğurmaktadır.  Örneğin: " يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْديهِم‏"  ‘Allah'ın eli (kudreti) onların ellerinin (kudretlerinin) üstündedir.’[3] Bu ayeti geçen ‘ید’ kelimesini sözlük olarak mana edecek olursak sonuç olarak Allah Teâlâ’nın diğer maddi varlıklar gibi elleri olduğu sonucuna ulaşırız ki bu anlam dinin temel esaslarıyla tamamen çelişir. Buna binaen bu zahiri anlam değil de delaletine teveccüh edilir. Eğer akıl bu sahada ayetin gerçek manasına kesin olarak ulaşamazsa bile muhkem ayetler ışığında bu ayeti kavrama noktasında belirsizlik olduğuna kanaat getirerek sözün zahirine istinatta bulunmaz. Bilakis müteşabih ayetin hakikatini anlamak için Allah’ın bizlere tanıttığı hidayet önderleri olan Kuran’ın tevilini bilen rasih Evliya’ya müracaat ederler.

  1. Müteşabih ayetlerin gerçek manası:

Ali-imran suresinin yedinci ayetinde müteşabih ayetlerin gerçek manasını yalnız Allah Teala ve ilimde rasih olan, Kuran’ın teviline ilmi olanların bildiği açıklanmıştır. Doğal olarak kimin ilmi ve takvası daha fazla ise müteşabih ayetleri idrak etme gücüde daha fazla olacaktır.

Elbette kalplerinde hastalık olan veya ilim ve idrakları çok zayıf olan bazı insanlar muhkem ayetlerin zahirinde dahi yanlış tefsirler sunmaktadır. Bu insanların amellerini bilinçli ve bilinçsiz olmak üzere ikiye ayırmak gerekir. Bu fertlerin bilinçsiz olanlarının eylem ve söylemini aklın Kuran’ın tefsirinde yanlış yaptığına ve muteber olmadığına delil göstermek ve ölçü kabul etmek doğru olmayacaktır. Bilakis Kuran yüzlerce ayette muhataplarını düşünmeye, tefekküre ve akıl etmeye davet etmektedir. Örnek olarak: “كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمْ اٰيَاتِهٖ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ” ‘İşte böyle Allah sizin için ayetlerini beyan etmektedir. Umulur ki akıl edersiniz.’[4]

 

 

 

[1] Bakara/286.

[2] Meclisi, Muhammed Bakır, Bihar’ul-Envar, 89.c, 78.s, muesse’tul-vefa, Beyrut, 1404.h.

[3] Fetih/10.

[4] Bakara/242; Ali-İmran-118, Muhammed/28…

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar