Gelişmiş Arama
Ziyaret
6017
Güncellenme Tarihi: 2010/08/08
Soru Özeti
Baş ve göğüs balgamını yutmanın oruca bir zararı var mıdır?
Soru
Ben mübarek Ramazan ayında ağladığım sırada çektiğimde burun akıntım boğazıma ve sonra da mideme gitmektedir. Burun akıntımı çekmemeye ve mendil ile silmeye çalıştığım zaman da bulanma haline düşmekteyim. Allah’a dua, yakarma ve ağlama neticesinde orucumun bozulmaması için ne yapmalıyım?
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

 

Ayrıntılı Cevap

Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre baş ve göğüs balgamı ve de burun akıntısını yutmak, ağız bölgesine ulaşmamışsa oruca bir zarar vermez. Ama ağız bölgesine ulaşmışsa, bazı mercilerin görüşüne göre caiz değildir, bazılarının görüşüne göre vacip olarak ihtiyat edilmeli, bazılarının görüşüne göre ise müstehap olarak ihtiyat edilmeli ve yutmaktan sakınılmalıdır.[1] Bundan dolayı, eğer siz yutmaya mecbursanız balgam ağız bölgesine ulaşmadan önce bunu yapmalısınız. Ama balgam ağız bölgesine ulaştıktan sonra, eğer taklit merciinizin görüşü bunu caiz bilmiyorsa baş ve göğüs balgamı ve de burun akıntısını yutmamanız gerekir. Ama taklit merciinizin bu husustaki görüşü vacip olarak ihtiyat etmekse, baş ve göğüs balgamı ve de burun akıntısını yutmamanız gerekecek şekilde buna uyup ihtiyat edebilirsiniz veyahut (en âlim ve sonraki en âlim kaidesine uyarak) müstehap olarak ihtiyata inanan (Ayetullah Sistanî ve Zencanî gibi) taklit mercilerinin fetvasına müracaatta bulunup onunla amel edebilirsiniz. Bu durumda oruç bozulmayacaktır. Konuyu şöyle açıklayabiliriz: Örneğin siz bu meselede vacip olarak ihtiyat etmeye inanan bir fakihi taklit ediyorsanız, bu durumda bu mesele hakkında bir başkasına müracaat etmede özgürsünüz. Araştırdıktan sonra –taklit ettiğiniz fakihten sonra- fakihlerin en âlimi olan bir fakih bulduysanız ve o baş ve göğüs balgamını yutmanın caiz olmadığına fetva veriyorsa, burada artık sizin bu fetvadan yüz çevirip bunlardan sonra üçüncü sırada yer alan ve müstehap olarak ihtiyata inanan bir fakihe yönelmeniz mümkün değildir. Eğer müstehap olarak men edici fetva veren bir fakih, en âlim olma açısından sizin merciinizden sonra geliyorsa, hem onu taklit edebilir ve hem de kendi taklit merciinizin vacip olarak ihtiyat görüşüne göre amel edebilirsiniz.  Ama taklit ettiğiniz fakihten sonra her iki fakih en âlim olma açısından eşitlerse ve onlardan biri caiz olmadığına, ikincisi ise müstehap olarak ihtiyat etmeye fetva veriyorsa, bu durumda bu iki müçtehitten her birine müracaat etmede özgürsünüz.       


[1] Tevzihü’l-Mesail-ı Meraci’, c. 1, s. 894, m. 1579, 1580; Ecubetü’l-İstiftaat (Farsça Tercüme), s. 177-178, sual. 799.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar