Gelişmiş Arama
Ziyaret
9638
Güncellenme Tarihi: 2012/07/24
Soru Özeti
Simurg’un çığlığı risalesini kim yazmıştır? İçeriği nedir?
Soru
Simurg’un çığlığı risalesini kim yazmıştır? İçeriği nedir?
Kısa Cevap

“Simurg’un çığlığı” risalesinin yazarı, Şeyh’i İşrak adıyla tanınan Şababuddin Yahya b. Habeş b. Emirek Ebul-futuh Sohreverdidir.

“Safir” her türlü latif ve içeriğinde söz olmayan ve iki dudak arasından çıkan uzun ses ve ahenge denir[i] ve “Simurg (Anka kuşu)” ise kuşların efsanevi kralları olan bir kuştur. İrfan boyutunda ise kâmil insan veya pir’den kinayedir. Bu ve diğer kuşların hikâyesi, Fars edebiyatı ve irfan kitaplarında çokça zikredilmiştir.

Şeyh’i İşrak, Sohreverdi, bu risalede Seyri  Suluk’a mana katmış ve Allah’a doğru seyreden kimsenin ruhî haletlerini, bu yolda oluşan durumları, tehlikeleri ve engelleri beyan etmiştir.

 


[i] Ebcedi Arapça-Farsça Sözlüğü, S. 555, “Safere” kelimesi ve S. 556, “Es-Safir”; El-Mufredat fi Garib’il-Kuran, S. 487, “Es-Safir” kelimesi; Lisan’ul-Arap, C.4, S. 460, “Es-Safir” kelimesi

 

Ayrıntılı Cevap

“Simurg’un çığlığı” risalesinin yazarı, Şeyh’i İşrak adıyla tanınan Şababuddin Yahya b. Habeş b. Emirek Ebul-futuh Sohreverdidir. “Simurg’un Çığlığı” Farsça olarak yazılmıştır.

Bu risalenin muhtevası kısaca şöyledir:

  1. “Safir” her türlü latif ve içeriğinde söz olmayan ve iki dudak arasından çıkan uzun ses ve ahenge denir[1] ve “Simurg (Anka kuşu)” ise kuşların efsanevi kralları olan bir kuştur. Bu ve diğer kuşların hikâyesi, Fars edebiyatı ve irfan kitaplarında çokça zikredilmiştir.[2]
  2. Simurg, irfanda latifi ıstılahlardan biri olup, pir[3] veya kâmil insan’ dan kinayedir.[4]
  3. Bu risalede yazar, Seyri Suluk’a mana katmış ve onda Allah’a doğru seyreden kimsenin ruhî haletlerini, bu yolda oluşan durumları, tehlikeleri ve engelleri beyan etmiştir. Şeyh’i İşrak, bu risalenin bir bölümünde şöyle yazıyor: “ Önsözde bu değerli kuşun (Anka kuşu) haletlerini zikredeyim. Aydınlanan insanlar, her an (Hüdhüd[5], bahar mevsiminde yuvasını terk eder ve gagasıyla tüylerini ve kanatlarını yolarak Kaf dağına yol alır.) Kaf Dağı’nın gölgesi şimdiki zaman birimiyle bin yıl “وَ إِنَّ يَوْماً عِنْدَ رَبِّكَ كَأَلْفِ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ[6] üzerlerine düşer ve bu bin yıl, hakikat ehlinin takvimine göre doğudan doğan yüce Lâhut ile bir sabah demidir. Bu zaman zarfında Anka kuşu olur ki uyuyanları uyandırır. Onun ikametgâhı Kaf dağıdır ve çığlığı herkese ulaşır. Ama onu duyan azdır. Herkes onunladır ama çoğunlukla ondan gafildirler.”[7]

Bu risale, her biri birkaç fasıldan oluşan iki bölümden oluşur:

Birinci bölüm: bu bölüm konunun temel esaslarını içerir ve üç fasılda toplanmıştır. 1. “Bu ilmin genişçe anlatımı.” 2. “Bedaya ehline malum olanlar.” 3. “Sekiyne.”[8]

Örnek olarak, bu bölümün ikinci faslı İlahi Seyri Suluk yolunun başlangıcında riyazet ve zikir ile meşgul olanlar ile ilgilidir. Allah’a doğru ilerleyen bu Saliklere ilahi nurlar zahir olur. Şeyh’i İşrak, bu bölüm için “bedaya ehline malum olanlar” tabirini kullanmıştır.[9]

İkinci Bölüm: Konunun hedefleri ile ilgilidir; ve üç fasıldan oluşur: 1. “Fena.”, 2. “ilmi artanın irfanı da artar.” 3. “Kulun haktan lezzet alması.”[10]

 


[1] Ebcedi Arapça-Farsça Sözlüğü, S. 555, “Safere” kelimesi ve S. 556, “Es-Safir”; El-Mufredat fi Garib’il-Kuran, S. 487, “Es-Safir” kelimesi; Lisan’ul-Arap, C.4, S. 460, “Es-Safir” kelimesi.

[2] Bu konuda www.noormags.com adresindeki Simurg kuşu adlı makaleye baçvurabilirsiniz. Örnek; Menzevi, Ali Naki, “Si Murg ve Simurg”; Şefii Kedkeni, Muhammed Rıza, “Simurg”; Nucumi Mehtab, “İran Kültürü’nün Gölgesi Efsanesi: Simurg”; Nevruzi Penah, Ali, “Simurg”

[3] Pîr irfanda kemale eren arif anlamındadır. Zamana ihate etmekten kinayedir, yaşın çokluğundan değil.

[4] Seccadi, Seyit Cafer, İslami Öğretiler Sözlüğü, C.2, S. 1030, Tahran Üniversitesi Yayınları, üçüncü baskı, 1373 h.ş.

[5] Allah’a giden salik için bir şifredir.

[6] “Rabbiniz katında bir gün, sizin saydıklarınızdan bin yıl gibidir.” Hac Suresi 47

[7] Şeyh’i İşrak, Mecmua’yı Müsennifat’i Şeyh’i İşrak, Henry Corben ve Nasr, Seyit Hüseyin ve Habibi’nin tashih ve önsözüyle, Necefkali, C. 3, S. 314 ve 315, Kültürel Çalışma ve Araştırmalar Merkezi, Tahran, ikinci baskı, 1375 h.ş

[8] Aynı kaynak, S. 316

[9] Aynı kaynak, S. 319

[10] Aynı kaynak, S. 319

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar