Gelişmiş Arama
Ziyaret
18436
Güncellenme Tarihi: 2010/03/09
Soru Özeti
Şia’ya göre Hz. Ali, Ebubekir ve Ömer’e karşı nasıl bir tavır takınmıştır?
Soru
Şia bir yandan Ebubekir ve Ömer’i kabul etmez öte yandan Hz. Ali’nin masum imam olduğuna inanır ve onun adı geçen iki halifeye karşı başkaldırmayıp biat ettiğini söyler.
Buna göre Hz. Ali’nin masum olmaması gerekir çünkü masum olan biri nasıl o ikisine haksiz olmalarına rağmen biat etmiştir. Buna göre Şia o iki halifenin adil, mümin ve sadık olduklarına inanmalıdır. Aksi takdirde kendi imamlarıyla çelişkiye girmiş olurlar.
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

Bu konun açıklık kazanması için şu noktalara dikkat etmek gerekir.

1. Şia halifelere karşı bir çok tenkidi olmakla beraber onların kafir olduğuna hükmetmez. Şia’nın halifeler ve sahabeye karşı tutumunda ölçü Ehl-i Beyt imamlarının onlara karşı tutum ve tavrıdır. Ehl-i Beyt imamları da o zatların hilafet makamını haksız yere işgal ettiklerini beyan etmelerine rağmen onların kafir olduklarını söz konusu etmemişlerdir.[1]

2- Hz. Ali ve diğer Ehl-i Beyt imamları için canlarını bile uğruna feda edecek derecede önem ve öncelik taşıyan konu İslam’ın temelini korumaktan ibaretti. Bu yüzden Hz. Ali (a.s) İslam’ın temeli korunsun diye bazı konularda baştaki halifelere yol göstermiş ve onların müşavere ve danışma taleplerini red etmemiştir. O halifelerin yeni kurulmuş olan İslam devletinin başında yer aldıkları ve diğer yandan Müslümanların iki büyük imparatorluk yani Roma ve İran imparatorlukları tarafında tehdit ve tehlikeyle karşı karşıya bulundukları o dönemin var olan gerçekleriydi bu yüzden İmam Ali (a.s) takındığı tavırlarla içte bir gediğin açılmasını önlemeye çalışmış ve İslam’ın korunmasını sağlamıştır.

3- Soruda “Hz. Ali’nin o iki halifeyi benimsediği ve onlara biat ettiği” ifadeleri yer alır ki bunlar yanlıştır.

Hz. Ali’nin o iki halifeye biat ettiği konusunu Ehl-i Beyt mektebinin kabul ettiği güvenilir kaynaklarda yoktur. Sadece Ali (a.s) zorla camiye götürüldüğü ve zorla elinin halifenin eline sürüldüğü yazılmıştır. Bu ise biat sayılmaz. Elbette Hz Ali (a.s) kanlı bir başkaldırı düzenlememiş ve yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı sabretmeyi gerekli görmüştür.

Hz. Ali (a.s) Hz. Fatıma Zehra hayatta bulunduğu dönemde halifelere karşı daha açık bir şekilde sözlü olarak muhalefetini ortaya koymaktan geri durmamış ama Hz. Fatım’nın şahadetinden sonra o dönemin ağır şartlarını ve Müslümanların içinde bulundukları durumu nazara alarak sabretmeyi ve açıkça muhalefet etmemeyi öngörmüştür. Ancak her fırsatta hilafetin kendisinin hakkı olduğunu ve diğerlerinin bu makamı haksız yere işgal ettiklerini ifade etmekten de geri durmamıştır.

Sonraları kendi hilafeti döneminde bu konuyu daha açık bir şekilde ifade etmiştir Nehcu’l-Belağa’nın üçüncü hutbesi olan ve Şikşikiye diye bilinen hutbesinde bu konuyu net bir şekilde beyan etmiştir.

Bu hutbede uzun bir dönem susmasının sebebine de işaret ederek şöyle demiştir: “Kendi kendime düşündüm acaba bir yardımcısı olmadan yalnız başıma kendi hakkımı almak için kıyam edeyim mi yoksa bu karanlık ve boğucu dönemde sabır mı eydim…[2]

Kısaca Şia Ebubekir ve Ömer’i kafir bilmez ama hilafetlerini de meşru kabul etmez. Hz. Ali (a.s) da onları onaylamamıştır. Sadece İslam ve Müslümanların korunması için onlar görüşüne başvurduklarına görüşünü açıklamaktan geri durmamıştır.[3]



[1] Daha fazla bilgi için bkz. soru 1015’in cevabı

[2] Nehcü’l-Belağa Şikşikiye Hutbesi:

(... وَ طَفِقْتُ أَرْتَئِی بَیْنَ أَنْ أَصُولَ بِیَدٍ جَذَّاءَ أَوْ أَصْبِرَ عَلَى طَخْیَةٍ  عَمْیَاءَ...)

[3] Daha fazla bilgi için bkz. Soru: 512 ve 999.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Acaba bu alem sona erdikten sonra yani yaratılışlar olacak mı?
    23729 Eski Kelam İlmi 2012/07/21
    Allah u Teala mutlak feyyaz ve feyzi daimidir. Feyzinin devamlılığı daimi ve ardı ardına yaratmayı iktiza eder dolayısıyla vücut bulmayı (yaratılışı) hak eden her şeyi yaratır. Allahın feyyaz ve Cevat (gibi) sıfatları, yaratmak ve icat etmekle tahakkuk ve tecelli bulur. Dolayısıyla feyyaz oluşunun gereği yaratıcı olmaktır.
  • Kur’an’ın hidayeti muttakiler için midir? Eğer böyleyse burada bir sorun yok mudur?
    8995 تاريخ بزرگان 2012/08/22
    Kur’an’da hidayeti muttakiler için bilen ayetler karşısında Kur’an-ı Kerim’de hidayet, zikir ve semavi kitaplar ve Kur’an’ı tüm insanlar için bilen ve bunları salt müminlere özgü bilmeyen başka ayetler de mevcuttur. Kur’an genel hidayet hakkında şöyle buyurmaktadır: Ramazan ayı Kur’an’ın insanları hidayete erdirmek için içinde hidayet nişaneleri bulunarak ...
  • Müziğin faydası hakkında bir hadis var mıdır?
    8515 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Sözlük yazarları müziğin tanımı hakkında şöyle demişlerdir: Müzik veya musiki Yunanca Moosika veya Latince Musica kelimesinden alınmıştır. Kökü ise Yunan mitlerindeki “dokuz tür rabbinden” birinin adını taşıyan ve güzel sanatlar hamisi olan Mosa veya Misse’dir. İhvan-ı Sefa risalelerinde müzik şarkı ve müzik yapan da şarkıcı olarak tanıtılmış ve müzik ...
  • Niçin Hz. Ali’nin evine saldırıldığında, Hz. Ali kendi ailesini savunmak konusunda bir tepki göstermedi.
    8479 تاريخ بزرگان 2009/07/12
    Ehl-i Beyt imamları her türlü hata ve günahtan masum olduklarına göre onların tüm davranışlarının doğruluğuna inanmamız gerekir. Sadece bu davranışların hikmetini anlamak bizlere onlara uymaya ve onları örnek kılmaya yardımcı olur.  Diğer yandan Ehl-i Beyt imamlarının gidişat ve tavırlarını tahlil etmekle onların ne ...
  • Ölü telkininde ne söylenmesi gerekir?
    3225 Kefenleme Ve Defin 2019/01/23
    Ölü defninde sünnet olan adaptan biride ölüye şehadetlerini telkin etmektir. bu sünnet şu şekilde yerine getirilir: Ölüyü kabre koyduktan sonra kefenin düğümleri çözülür ve ölümün yüzü toprağa koyulur. Daha sonra topraktan bir yastık düzeltilerek başı onun üzerne koyulur. Tekrar sırt üstü yatmaması için sırt tarafına kerpiç koyulur ...
  • Eğer satış memuru kendi az maaşını malların fişini değiştirerek telafi ederse, girişimi şerî olur mu?
    5066 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Mezkûr soru fıkhî bir konu olduğundan büyük mercilerin bürolarından fetva istemeyi gerekli gördük. Kendilerinin verdiği cevaplar aşağıda yer almaktadır: Hz. Ayetullah Uzma Hameney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Caiz değildir ve belirtilen şey bu işi caiz kılmaz.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Caiz değildir ve elde edilen ...
  • “Nehcü’l Belağa”da Müminlerin Emiri’nin (a.s) buyrukları esasınca hanımların, eşlerinin yeniden evlenmelerine razı olmamaları küfür mü hesap edilir?
    6291 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/07/21
    “Nehcü’l Belağa”da erkeğin kıskançlığının, onun imanı ve kadının kıskançlığının ise onun küfrünün alameti olduğu açıklanmıştır ve dikkat edilmesi gerekir ki diğer rivayetlerin incelenmesiyle, kadının kıskançlığı, kadınların çoğunda olduğu gibi, müşterek yaşamın devamı için eşine beslediği sevgi ve alaka anlamında ise ve bu sevgi ve alaka, başka kadınlar ...
  • İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kadınların iman, akıl ve hisse almak açısından eksiklik taşıdığını belirtmektedir. Bu bağlamda sadece namaz ve oruç imanı ölçmek için bir miyar olabilir mi?
    9845 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/21
    Masum imamlar tarafından sunulan ölçüler esasınca, şüpheli rivayetler Kur’an ile karşılaştırılmalı ve aykırılık durumunda onun zahiriyle amel edilmemelidir. Öte taraftan Kur’an’da kadınların akıl ve imanının noksan oluşuyla ilgili hiçbir tümel hükme rastlamamaktayız. Bu nedenle, hadis ilmi ölçülerini göz önünde bulundurarak biz de yukarıdaki rivayeti zahiri anlamıyla kabul ...
  • Akrabalık bağı olmayan eş'e verilen hibenin geri alınması caiz midir?
    7159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/21
    Hibe lügat literatüründe bir kimseye herhangi bir şeyi karşılıksız olarak bağışlamak anlamındadır. Hibe kavramsal olarak da hibe eden kişi kendi mülkünden olan bir şeyi karşılıksız ve bedava başka birisinin mülküne sokmak (temlik ettirme) anlamındadır. Buna atiye ve nehle de deniliyor.Eğer kişi ...
  • Yok olmak mümkün mü?
    10865 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2009/08/25
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar