Gelişmiş Arama
Ziyaret
3556
Güncellenme Tarihi: 2013/11/25
Soru Özeti
Hergün tövbe edebilir miyiz?
Soru
Hergün tövbe edebilir miyiz?
Kısa Cevap

Tövbe İslam dininde ve semavi dinlerde önemli, temel konulardan olup teveccüh edilen bir öğretidir. Arifler ve Evliyanın nazarında da özel bir yeri bulunmaktadır.

Her fırsatta tövbe faydalı olmakla birlikte belkide gereklidirde. Zira insan zahiren günah işlememiş olsa bile her an şeytani vesveseler ve insanı Allah’ı yad etmekten alı koyan düşüncelerle karşı karşıyadır. Hatta böyle bir durumda olmasa dahi Hak tealayı, onun sıfatlarını ve feyzini tanımak ve marifeti üzere olma noktasında gaflette ve kusurludur. Bütün bu noksanlıklardan insanın beraat yolu tövbe olması hasebiyle her fırsatta tövbe doğru ve yerinde bir ameldir. İşte bu yüzden Evliya her an  tövbe halindeydiler.

İmam Sadık (a.s)’dan şöyle nakledilir:

 « كَانَ رَسُولُ اللَّهِ (ص) يَتُوبُ إِلَى اللَّهِ عَزَّ وَ جَلَّ فِي كُلِّ يَوْمٍ سَبْعِينَ مَرَّةً، فَقُلْتُ أَ كَانَ يَقُولُ- أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ وَ أَتُوبُ إِلَيْهِ، قَالَ لَا وَ لَكِنْ كَانَ يَقُولُ- أَتُوبُ إِلَى اللَّهِ‏ .....‏»

“Allah Resulü her gün yetmiş defa tövbe ederdi. (Ravi: ‘Esteğfirullah ve etubu ileyh’ mi derdi?) Hayır Allah Resulü  ‘Etubu ilallah’ derdi...”[1]

Dil bilimciler tövbe kelimesini günahtan geri dönüş olarak mana etmeleriyle birlikte; ayan olduğu üzere Allah Resulleri ve vasileri hakkında bu anlamı taşımaz. Zira bu Hazretler günahtan ve yanlıştan masumdurlar.

Bir rivayette şöyle geçmektedir: «‏ كان‏ رسول‏ اللّه‏ (ص)‏ يتوب‏ الى اللّه ص فى كل يوم سبعين مرة من غير ذنب»

” Allah Resulü (s.a.a) hergün günah işlemediği halde yetmiş defa tövbe ederdi.”[2]

 Öyleyse Peygamberlerin ve vasilerinin tövbesi bu maddi dünya ya ve bedene düşmüş olmaları yeme, içme, uyuma gibi fiziksel ihtiyaçlarla uğraşmak zorunda oldukları içindir. Doğal olarak bu uğraşılar bazen onları direkt olarak Hakkın tecellilerini müşahede etmekten ve onda gark olmaktan alıkoymaktaydı. Sahip oldukları makamda daim’ul zikir olmalarını bir an bile olsa mani olmaktaydı. Bu durum onların tövbe ve istiğfar etmelerine yol açmaktaydı.

 Zira bu konuyu irfan ehli şu çümleyle açıklar:

 «حسنات الابرار سیئات المقربین»  ”Ebrarların sevapları mukarrep olanlara günah gelir.”[3]

Bu açıklamalar ışığında söylenmesi geren söz; hergün değil bir anlamda her an insan tövbe halinde olmalıdır. Bu tövbe dönüş arzusunu ve Hakka yakınlaşma isteğidir. Hatta insan murakabe ederek hiçbir günah işlememiş olsa dahi insanın dünya işleriyle uğraşması Hak Teala’dan gaflet etmesine yol açmaktadır. Bu miktar duyarsızlık bile insanın dönüş ve yakınlaşma arzusu taşıması için yeter. Buda ancak insanın tövbe etmesiyle muhakkak olur.

Bu konuda daha fazla bilgi için şu cevapları inceleyebilirsiniz:

Günahtan tövbe ederek Allah’ın mahbubu olmak, 3704

Çok günah ve gerçek tövbe, 4675

 

 

[1] Kuleyni, Muhammet bin yakup, Kafi, 2.c, istiğfar babı, 438.s, dar ul-kutup ul-islamiye, tahran, 4.bk, 1407.h.

[2] Usul-u sitte’te eşer, 158.s, dar uş-şebesteri li’l-metbuaat, kum, 1.bk, 1363.şemsi.

[3] Neraki, Muhammet mehdi, Cami us-Saadat, 2.c, 246-234.s, ismailiyan, kum, 1368.şemsi; Neraki, Molla ahmet, Mirac us-Saadet, 532-527.s, İntişaraat emin ve reşidi, tahran.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar