Gelişmiş Arama
Ziyaret
21482
Güncellenme Tarihi: 2011/04/28
Soru Özeti
Allah’ın bir olduğunun akli delili nedir?
Soru
Allah’ın bir olduğunun akli delili nedir? (Allah neden birdir?)
Kısa Cevap

İbrahimi dinlerin en önemli ilkesi olan tevhid, Allah Teala’yı bir bilmek, Onun bir olduğunu kabul etmektir. Tevhidin zıddı Allah’a şirk koşmaktır. Allah’ın her türlü şerik, eş ve benzerinin olmaması, her türlü harici akli ve vehmi terkipten uzak olması ve terkipsizliğinin ispatı Onun birliğinin ve tevhidinin ispatı dairesine girer.

Allah’ın birliğine birçok akli delil getirilmiştir. Vahdet burhanı, nazm (alemdeki düzen) burhanı, Peygamberlerin birliği burhanı, eş ve benzerinin olmadığı burhanı, Allah’ın muhtaç olmadığı burhanı ve terkipsiz ve sınırsız olması burhanı gibi. Bizi Allah’ın birliğine götürecek en kestirme yol Onun ‘sırf’ varlık olmasıdır. ‘Sırf’ varlık ise sınırsızlığından dolayı hiçbir şekilde kendisinde varlığın mahiyet ve haddinin olmadığı varlıktır. Vacibin şeriki olursa her birinin kendine özgü kemali olacak ve ötekinin sahip olduğu kemale sahip olmayacaktır. Bu da Allah’ın sınırsız ve sırf varlık olmasıyla çakışacaktır. Öyleyse başka bir Allah’ı farzetmek imkansızdır ve Allah’ın şeriki yoktur.

Ayrıntılı Cevap

Tevhid, İslam dininin, hatta İbrahimi dinlerin en önemli ilkelerinden biridir.

Tevhid lugatte bir bilmek manasına gelirken, kelamcıların ıstılahında Allah Teala’yı bir bilmek ve bir olduğunu kabul etmek demektir. Bunun tam karşısında Kur’an-ı Kerim’in büyük zulüm [1] ve bağışlanmayacak günah [2] diye nitelediği şirk vardır.

Tevhidin, zat, sıfat ve fiilerde (yaratıcılık ve rububiyette) tevhid, ibadi tevhid, malikiyet, hakimiyet ve kanun koymada tevhid ve itaatta tevhid olmak üzere çeşitli mertebeleri vardır. Aşağıda zatta tevhid ve burhanlarını kısaca ele alacağız.

Zatta Tevhid

Tevdin bu mertebesi vahid ve ahad tevhid olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Vahidi tevhid yani varlığın zorunluluğu, bir varlığı gerekli görmek ve her türlü şerik, eş ve benzeri olduğunu reddetmek demektir. Ahadi tevhid ise harici akli ve vehmi terkibi reddetmek, Allah’ın terkipsiz olduğunu ispat etmektir. Yani Allah-u Teala, başka bir ferdi olmayan (bir ferdde sınırlı olan külli), vacib-ul vücudun (zorunlu varlığın) külli mefhumundan bir ferd değildir. Hatta Onun başka bir ferdini düşünmek imkansızdır. Felsefede böyle bir vahdete vahdet-i hakikiyye-i hakka denmektedir. Bunun karşısında adet, cins,tür vb. vahdetler vardır.

Zati Tevhidin Burhanları

Allah-u Teala’nın zatının tevhidi için birçok akli delil söylenmiştir. Kur’an ve rivayetlerde de birçok delil gelmiştir. Aşağıda bu delillerden bazılarını getiriyoruz:

1- Alemdeki Düzen Burhanı: Alemde iki tedbir ve irade söz konusu olsaydı bozukluk ve düzensizlik ortaya çıkardı. Alemde düzensizliğin olmaması Allah-u Teala’nın zatının vahdetini gösterir. [3] Belirtmek gerekir ki, bu delil her şeyden önce bir yaratıcı ve müdebbiri ispat etse de ondan zatın vahdetini de ispat edebiliriz.

2- Peygamberlerin Vahdeti Burhanı: Birden fazla vacib-ul vücud olsaydı, onlarda insanların hidayeti için mutlaka peygamberler gönderirlerdi. Oysa şimdiye kadar böyle bir şey olmamıştır. [4] Başka bir ifadeyle, farzedilen şerikin peygamber göndermemesi, şerikin mülkünün saltanatının eserlerinin görülmemesi ve şerikin fiil ve sıfatlarının bilinmemesi şerikin olmadığına delildir. [5]

3- Eş ve Benzerinin Olmaması: Allah’ın zatı her yönden sınırsızdır ve tüm kemallere sahiptir. [6] O hangi yönden farzedilirse farzedilsin sonsuz bir varlıktır. Bulunmadığı bir yer ve bir zaman, sahip olmadığı bir kemal yoktur. [7] Onun haddi ve sınırı yoktur, Kur’an buyuruyor: ‘O, göklerde ve yerde tek Allah'tır.’ [8] ve ‘Artık nereye dönerseniz dönün, orada Allah'a dönmüş olursunuz.’ [9] O her yerdedir ve zaman ve mekan gibi herhangi bir had ve sınırla sınırlanmaz. [10] Eğer başka bir Allah olduğunu farzetsek onunda vacib-ul vücud gibi zatının, ortak ve farklı yönlerinin olması gerekir. Allah’ın varlığının sırf ve sonsuz olması ve sınırsız kemalinden dolayı eşi ve benzeri yoktur. Dolayısıyla başka bir ilahın olması imkansızdır. [11]

4- Allah’ın Muhtaç Olmaması: Allah’ın varlığında hiç bir şeklide muhtaçlık yoktur. Onun Muhtaç olmaması demek herhangi bir şeyle bileşiminin de olmaması demektir. Zira bileşenleri olan varlık parçalarına muhtaç olacaktır. Öyleyse Allah’ın muhtaç olmaması zat tevhidinin vacib-ul vücudun terkipsiz olduğu manasına gelmektedir. [12]

5- Tarkipsizlik ve Allah’ın Sınırsız Olması Burhanı: Burada ve başka yerlerde söylendiği gibi Allah-u Teala’nın varlığı sırftır ve sırf varlık, varlığının sınırsızlığından dolayı Onun için hiçbir şekilde mahiyet ve had düşünülemez. Vacib’in şeriki olursa her birinin kendine özgü kemalleri olacaktır ve birinde olan kemal diğerinde olmayacaktır. Öyleyse her birinin sahip olduğu ve olmadığı bileşenleri vardır ki bu şekilde bir bileşim (sahip olma ve olmama bileşeni, başka bir deyişle varlık ve yokluk) en kötü bir bileşimdir. [13] Bu esasa göre mümkün-ül vücud, varlığının sınırından dolayı Allah’ın yanında yer alamaz. Çünkü Allah-u Teala’nın terkipsizliği ve sınırsızlığı Onu şerikten beri kılmıştır. [14]  



[1] - ‘An o zamanı ki hani Lokmân, oğluna öğüt verirken oğulcağızım demişti, Allah'a şirk koşma; şüphe yok ki şirk, elbette pek büyük bir zulümdür.’ (Lokman/13)

[2] - ‘Şüphe yok ki Allah, kendisine eş tanıyanları bağışlamaz, ondan başka dilediğinin bütün suçlarını bağışlar.’ (Nisa/48).

[3] - Bkz: Enbiya/22, Müminun/91.

[4] - Bkz: Ahkaf/4, Enbiya/25.

[5] - Nehc-ul Belaga, 31. Mektup.

[6] - Bkz: Nasır Mekarim Şirazi, Akide-i Yek Müselman, s.38, Matbuati-i Hedef, 1. Baskı.

[7] - Bkz: Nasır Mekarim Şirazi, Huda Ra Çegune Beşinasim?, s.42, İntişarat-ı Muhammedi (s.a.a), 1343.

[8] - En’am/3

[9] - Bakara/115

[10] - Nasır Mekarim Şirazi, Akide-i Yek Müselman, s.43.

[11] - Bkz: Tevhid suresi ve Şura/11.

[12] - Allah’ın muhtaç olmadığına dair Kur’an’da ayetler var. Örneğin: ‘Allahsa, odur müstağnî ve hamde lâyık olan.’ (Fatır/15).

[13] - Abdullah Cevadi Amuli, Şerh-i Hikmet-i Mütealiye (Esfar-ı Erbaa), c.6, Beh:1, s.433-434, İntişarat-ı ez-Zehra.

[14] - Daha fazla bilgi için bkz: Dizin: Vacib-ul Vücudun Yanında Mümkün-ül Vücud, soru:80 (site:1862); Dizin: Allah’ın Varlığının Sonsuz Olması, soru:7197 (site:7338)

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Neden Hz. Peygamber (s.a.a) hayır ve iyiliği güzel yüzlüler nezdinde arayın diye buyurmuştur? Hâlbuki İslam’da zahiri güzellik yerine deruni güzellik önemlidir!
    8915 معیار شناسی (دین و اخلاق) 2012/11/04
    Şüphesiz insanın Allah nezdinde derecesini yükselten şey deruni ve manevi güzelliktir. Allah’a yaklaşmaya neden olan şey deruni güzellik ve temizliktir.[1]Bu yüzden bir insan ne kadar zahiri olarak güzel olursa olsun manevi güzellik taşımazsa yüce Allah nezdinde hiçbir değer taşımaz. Ama bununla birlikte sosyal ilişkilerde ...
  • Ehlisünnet’in görüşünü dikkate alarak Şia fıkhına göre yolculukta namazı kasır etmek ruhsat mıdır yoksa vacip midir?
    9513 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/10
    Kesin ve tartışmasız olan şu ki beş vakit namaz ilkin iki rekâtlı şeklinde teşri ve farz kılınmıştır. Şunda da şüphe yok ki ikametgahta (haderde/ kendi memleketi ve vatanında) kılınan namazlara ikişer rekât izafe edilmiştir. Şu halde zihinlere takılan soru şu: Yolculukta kılınan namazlara da iki rekât izafe ...
  • Kısaca Hz. Nuh (a.s)’ın kıssasını açıklarmısınız?
    8175 نوح 2019/10/21
     Bazı tarihi nakiller ‘Muteşelh’in oğlu ‘Lemek’in Nuh (a.s)’ın babası olduğunu ve ‘Brakil’in kızı ‘Kaynuş’unda annesi olduğunu yazmaktadır.[1]Ayrıca Hz. Nuh (a.s)’ın Hz. Adem (a.s)’ın vefatından 126 yıl sonra doğmuştur. Böylece Hz. Adem (a.s)’ın dünyaya gelmesinden  1056 yıl sonra doğmuş olmaktadır.[2]
  • Allah’ı tanıma hissini güçlendirmenin yolları nedir?
    24044 Teorik Ahlak 2010/06/20
    Allah’ı tanıma hissinden maksat insanın Allah’a olan fıtri ve batini yönelişidir. Bu his insanın içinden gelen bir çağrıdır ve fıtrattan başka bir sebebi yoktur.İnsanda bir eğitim ve öğretim olmadan Allah’a yöneliş hissinin varlığı bu hissin fıtri yani yaratılıştan kaynaklandığının ...
  • Kura bağlı az su kur hükmünü taşır mı?
    5169 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Kur suyu kapsamayan leğen suyu az sudur ve şehrin (kur veya akan) boru suyuna bağlı olan az su temizlemede ve necis olmada kur suyu hükmünü taşır; yani necis eşyaları (necasetin kendisi bertaraf olduktan sonra) bir defa yıkamayla temizler. Aynı şekilde onun sıçramaları temizdir ve necaset ile temas etmeyle necis ...
  • Neden cennetin kilidi namazdır?
    8354 Teorik Ahlak 2012/03/12
    İnsanın yaratılış hedefi Yüce Allah’a kulluk etmek ve O’nu tanımaktır. İnsan ancak Allah’a tapmanın gölgesinde kemale ve ilahi yakınlık makamına erer. Namaz, aşkın yaratıcıya ibadet ve kulluk etmenin en güzel göstergesidir. Beş öğün namaza bağlılık, ruhun erdemliliğine ve gücüne sebep olur, insanı günaha ve çirkin davranışlara bulaşmaktan ...
  • bi'setten önce ( peygamber olmandan) peygambere (s.a.a.) itaat edilmesi vacip miydi?
    6957 Eski Kelam İlmi 2011/04/13
    Söz konusu soruya cevap vermek için birkaç noktanın açıklanılması gerekli görülmektedir: 1-   İtaatin vacipliliğinin hükmü nedir? Bu hüküm şer'i midir yoksa akli midir?
  • Ehl-i Sünnet kendi alimlerini Hazret lakabıyla anmaktadır acaba onlar bu şahsiyetleri peygamber derecesinde mi görmekteler?
    5065 Eski Kelam İlmi 2010/02/14
     Türkçe’de ve Farsça’da Hazret lakabı ve Arapça’da “Semahet” tabiri dini şahsiyetler için kullanılır ve saygıyı ifade eder. Bu deyim İslam mezheplerinin çoğunda vardır. Buna göre bu sözü bir şahsiyet hakkında kullanmak onu peygamberler veya masum imamlar makamına çıkarmayı ifade etmez. Sadece onun din alanındaki hizmet ...
  • Hüccetiye Encümeni’nin inancı nedir? Bugün bu grup aktif midir?
    9755 Fıkıh Tarihi 2010/08/22
    Hüccetiye Encümeni, 19 Ağustos 1953 yılı darbesine eş zamanlı olarak Şeyh Mahmut Zakirzade Tevalayî Halebî tarafından Bahaîlik fırkasıyla mücadele etmek gayesiyle tesis edildi. Bu encümen hiyerarşik girift bir teşkilatsal yapı ve eğitim, araştırma, yazma, irşat, yurt dışıyla ilişkiler ve konferans komitelerine sahipti.
  • Ruhlar Âleminde Zamanın Olmayışı
    6349 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Zaman, aklî bir mefhum olup maddi varlıkların ontolojik tarzından elde edilir. Nitekim sebat mefhumu da soyut varlıkların ontolojik tarzından elde edilir. Ruh, soyut varlıklardandır ve soyut varlıklar âleminde zaman mevcut değildir; çünkü zaman tabiat âleminin özelliklerindendir. Elbette ruhlar (soyutlar) âleminde maddi varlıklar için kullanılan “zaman” kelimesinin yerine, soyut varlıklar ...

En Çok Okunanlar