Gelişmiş Arama
Ziyaret
13666
Güncellenme Tarihi: 2011/03/03
Soru Özeti
Akıl ve düşünceyi eğitmenin ve özgürleştirmenin yolu nedir?
Soru
Akıl ve düşünce nasıl eğitilir, düşünce özgürlüğü nasıl kazanılır?
Kısa Cevap

Akıl, insanın ruhsal boyutuna ait olan iyiyi, kötüyü, kemali, eksikliği, hayırı ve şerri birbirinden ayıran bir kuvvedir. Hayat veren İslam mektebinde akıl yüce bir yere sahiptir.

Aklı ve düşünceyi eğitmenin yollarından bazıları şunlardır: İyi bir mürşit bulmak, kitap okumak, yeryüzünde gezerek geçmişteki insanların yaşamlarını incelemek, Kur’an’ın ayetleri üzerinde düşünmek, körükörüne taklitten uzak kalmak, alimler ve bilginlerle beraber olmak vb. gibi.

Ayrıntılı Cevap

Akıl, insana verilen en değerli nimettir. Bu yüzden insan yaratılmışların en üstünü olmuştur. Bu büyük nimetten dolayıdır ki, insan hayırı şerden, hidayeti dalaletten, dostu düşmandan, nuru zulmetten ayırabilir, kendisini tehlikelerden ve zararlardan koruyabilir. İslamın hayat veren mektebinde akılın yüce bir yeri vardır. Kur’an akıl ve düşünceye önem vermiş, akıl ve düşünce sahiplerine birçok müjde vadetmiştir. İmam Sadık (a.s) akıl hakkında şöyle buyuruyor: ‘Allah’a akılla ibadet edilir, cennet akılla kazanılır...’[1]

Allame Tabatabai (r.a) akıl hakkında şöyle buyuruyor: ‘Akıl insanın en değerli gücüdür.’[2] Akıl yalnız başına bütün gerçeklerin derinliklerine inemediğinden derin bir anlama ve kavrayış için vahiye ihtiyacımız vardır. Akıl’ı eğitmek ve düşünce özgürlüğünü kazanmak, insanı yükselme yolunda harekete geçirir, basiretini artırır. Akıl ve düşünceyi eğitmek, düşünce özgürlüğünü kazanmak için bir çok yol vardır ki aşağıda onlardan bazılarına işaret ediyoruz:

1-İyi Bir Mürşit Bulmak: İmam Ali (a.s) öğrenme yolunda çaba gösteren ve üstattan faydalanan kimseleri saadetli kimselerden saymaktadır.[3]

2-Kitap okumak: İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘İlmi konularda çok okumak aklı açar.’[4]

3-Yeryüzünde gezmek ve geçmişte yaşayanların durumunu araştırmak: Kur’an çeşitli ayetlerde insanı araştırmaya dayalı yolculuklara çıkmaya teşvik ederek şöyle buyuruyor:

‘De ki: Gezin yeryüzünde de inkar edenlerin sonları ne olmuş görün.’[5]

‘De ki: Gezin yeryüzünde de bakın, görün, ne olmuş günahkarların sonu!’[6]

 ‘De ki: Yeryüzünü gezin de bakıp görün, nasıl yaratmaya başlamıştır; sonra Allah ahiret yaşayışını da meydana getirecektir; şüphe yok ki Allah'ın her şeye gücü yeter.’[7]

‘De ki: Gezin yeryüzünde de bakın, görün önce gelip geçenlerin sonları neye varmış; onların çoğu müşrikti.’[8]

4-Allah’ın ayetleri üzerinde düşünme: Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün ard arda gelişlinde akıl sahipleri için deliller vardır. Kur’an, Allah’ın ayetleri üzerinde düşünen kimseleri akıl ve düşünce sahibi olarak kabul ediyor ve şöyle buyuruyor: ‘...Onlar, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan üstü yatarken anarlar ve göklerle yeryüzünün yaratılışını düşünürler de Rabbimiz derler, bunları boş yere yaratmadın, noksan sıfatlardan arısın sen, koru bizi ateşin azabından.’[9]

 

5-Körü körüne taklitten sakınmak: Kur’an atalarını körükörüne taklit eden müşrikleri kınayarak şöyle buyurmaktadır: ‘Onlar, kötü bir iş yapınca derler ki: ‘Babalarımız da, bu işi yaparlardı, onları öyle bulduk ve bunu bize Allah emretti.’ De ki: Allah kesin olarak kötülüğü emretmez. Allah'a, bilmediğiniz şeyi mi isnad ediyorsunuz?’[10]

 

6-Alimler, bilginler ve düşünenlerle beraber olma: Emir-ül Müminin (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Akıl sahipleriyle ilişkiyi kesmek, cahillere katılmaka eş değerdedir.’[11] Veya Peygamberimiz (s.a.a) bir rivayetin bir bölümünde şöyle buyuruyor: ‘Akıl sahibi biri gece ve gündüzünü dört kısıma ayırmalıdır: ...Bir bölümünü de dinine yardımcı olacak alim birinin yanında geçirmesi.’[12]

 

7-Düşünerek hareket etmek: Peygamberler (a.s) davetlerinde insanları hep düşünmeye ve basiretli olmaya davet etmişlerdir. Kur’an bu konuda şöyle buyuruyor: ‘De ki: İşte bu, benim yolum; ben de can gözüm açık olarak sizi Allah'a çağırmadayım...’[13] Resulullah (s.a.a) ise şöyle buyuruyor: ‘Kemale ulaşmak için aklın kılavuzluğuna teslim olun ve pişman olmamak için ondan yüz çevirmeyin.’[14]

 

8-Hislerin akıla galebe etmemesi, aklın gelişmesine ve düşüncenin özgürlüğüne neden olan şeylerdendir. İmam Seccad (a.s) bu konuda şöyle buyuruyor: ‘En büyük sermayesi aklı olmayan kimsenin helakı çok kolay olur.’[15]

Sonuç olarak diyoruz ki, düşüncenin eğitilmesi ve düşünce özgürlüğünün kazanılması için ayet ve rivayetlere uyulduğunda insan önemli ölçüde ilerler ve Allah’a olan bilgisini artırır. Kur’an-ı Kerim bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Şüphe yok ki ancak aklı, anlayışı olanlar, düşünüp ibret alırlar. Onlardır Allah'la ahdettikleri şeye vefa edenler ve verdikleri sözden caymayanlar. Onlardır Allah neyi ulaştırmayı emrettiyse ulaştıranlar. Rablerinden ürkerler ve kötü hesaptan korkarlar. Onlar, Rablerinin rızasını dileyerek sabrederler, namaz kılarlar, kendilerini rızıklandırdığımız şeyden gizli ve açık harcarlar ve kötülüğü iyilikle giderirler.’[16]

Düşünce ve akılın ilerlemesi, Allah’ı tanımaya ve Onun rızasına doğru hareket etmeye neden olur.[17]



[1] -el-Kafi, c.1, s.11, hadis:3.

[2] -Muhammed Hüseyin Tabatabai, el-Mizan, c.3, s.57.

[3] -Nehc-ül Belağa, s.496: ‘İnsanlar üç kısımdır: Ya rabbani alimdir, ya kurtuluş için öğrenendir ya da her sesin peşinden giden ve her rüzgara kapılan ahmak kimselerdir...’

[4] -Muhammed Hüseyin Tabatabai, a.g.e, c.5, s.413.

[5] -En’am/11.

[6] -Neml/69.

[7] -Ankebut/20.

[8] -Rum/42.

[9] -Al-i İmran/190-191

[10] -A’raf/28.

[11] -Muhammed Hüseyin Tabatabai, a.g.e, c.5, s. 114.

[12] -a.g.e. s. 113.

[13] -Yusuf/108.

[14] -Mustafa Hüseyni Deşti, Maarif ve Maariif (Dairet-ul Maarif-i Cami-i İslami), c.5,

.412.

[15] -a.g.e.

[16] -Ra’d/19-22.

[17] -Bkz: 899. Soru, (Site: 987), Dizin: İslam ve Aklaniyet.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar