Gelişmiş Arama
Ziyaret
6440
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
erkek ve kızların gelecekteki evlilikleriyle ilişkin konuları onlara nasıl öğretebiliriz?
Soru
15 ve 16 yaşlarındaki erkek ve kızların gelecekteki evlilikleriyle ilişkin meseleleri onlara nasıl öğretebiliriz?
Kısa Cevap

Çocuklar tarafından bağımsız ve yeni bir yaşam yuvasının kurulmasıyla ilişkin meseleler, duygusal, sosyal ve cinsel meseleler ile irtibatlı olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır, dolaysıyla bu bağlamda var olan meseleler iki bölümde ele alınmalı ve tahkik edilmelidir. Ailenin başarılı veya ta sorunlara kadar varan vücuda gelen başarısız ihtilafların tümü dikkate alındığında bunların birçoğunun birinci bölümle alakalı, yani sosyal ve duygusal meselelerle irtibatlı olduğunu göreceksinizdir. Bu nedenle insanın bu boyutuyla alakalı meselelere çocukluktan başlayarak onun kişiliğini, şahsiyetini ve insanlığını şekillendirmesi noktasında önem arz eden öğretileri kesintisiz bir şekilde ve devamlılığı arz eder bir yöntemle kendilerinin ihtiyarine verilmeli ve onlara öğretilmelidir. Ama çocukların cinsel meselelerini erken zamanlarda en incesine kadar öğretme meselesine gelince şunu söylemek lazım: bu konuda ve öğrenimde çocuklar için faydalı olacağı düşünülüyor. Özellikle eğer bu gibi meselelerin öğretimi çocukların valideni tarafından yapılıyorsa bu bağlamda tasavvur edilen faydalardan daha ziyade zararları olacağı düşünülmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Sorduğunuz sorunun cevabını bulmak için her şeyden önce bilmemiz gerekir ki, birbiriyle evlilik aktını yapan iki kişi müşterek yaşamlarının kapsadığı zamanın çok az bir kısmını cinsel meselelere ayırıyorlar. Bu durum özellikle bir müddet evliliklerinin üzerinden geçtikten sonra daha da şiddet kazanıyor ve renkli olmaya başlıyor. Dolayısıyla bu bağlamda kendileri için çok önem arz eden şey ikisinin arasında bir birlerine karşı sergileyecekleri ilişkiler ve davranışlar şeklidir. Eğer dikkat edilirse evlilikten sonraki sorunların birçoğu ki maalesef boşamaya kadar varıyor bu bağlamdadır. Yani ikisinin bir birine karşı sergiledikleri davranış ve ilişki şekilleriyle irtibatlıdır. Cinsel ilişkilerin kaynaklık ettiği sorunlar çok nadirdir.

Evlilik ile insanın birçok fıtri ve tabii ihtiyacı temin ediliyor ki cinsel ilişki onlardan bir tanesidir. Bu nedenle şimdiki gençlerimizin ister erkek olsun ister kız olsun, ihtiyaç duydukları bilgi ve öğrenmeleri gereken şey cinsel meselelerle alakalı olan konuları değildir. Bilakis bu konuları öğrenmekten daha ziyade nasıl güzel bir eş olabilinir konusudur. Özellikle iki eş arasındaki ilişkilerin niteliğidir. Bir diğerlerine karşı duygulara dayalı bir ilişki şekline nasıl girilmesi mümkün olma konusudur. Uygun bir eşin seçilmesiyle alakalı bilgilerdir. Bu bağlamda riayet edilmesi gereken ölçü ve mizanların tanınmasıdır. Yukarıdaki konular hakkında çocuklarımızı ve gençlerimizi bilinçlendirmek en başta gelen konulardır. Dolayısıyla sorduğunuz söz konusu olan soru iki bölümde değerlendirilmelidir.

1-   Anne ve baba ve öğretim işini üstlenmiş yetkililer iki eşin birbiriyle olan ilişkilerinin nasıllığı konusu bağlamındaki bilgileri ne zamandan beri başlatmalılar ve ne kadar öğretmeliler?   

2-   Cinsel meselelerin öğretilmesi ne zamandan ve ne kadar olmalıdır? İşte kısa da olsa bu bağlamda sırasıyla uygun cevaplar ihtiyarinize sunacağız.

a)   Kuranı kerimde evlilik Allah ın ayetlerinden sayılmaktadır. Şöyle denilmektedir: "Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) ayetlerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır".[1] Evlilik, şehvani ve cinsel arzularının söndürülmesi için tavsiye edilen bir konu olmasının yanı sıra insanların şahsiyet ve kimliklerinin ilerlemesi ve tekâmül bulması noktasında büyük rol oynadığı da inkâr edilmeyecek bir durum ve önemlidir. Sorumluluktan kaçan nice insanlar evlilik olgusuyla yaşamları değişmiş ve sorumluluğu kabul eder duruma gelmişlerdir. Elbette çok başarılı nice insanlar da söz konusudur ki maalesef evlilik noktasında seçtikleri yanlış eşlerle yaşamlarını birçok sorunlara maruz kılmışlardır. Buna binaen öğretim ve öğrenim görevini üstlenmiş kimseler özellikle anne ve babalar kendilerinden sonraki yeni nesillere bu durumları öğretmekle mükellef ve yükümlüdürler. Karı ve kocalık (eşlik) yapmanın doğru yöntemlerini, karşılıklı saygının nasıl yapılır, çocuklara karşı davranış niteliği, bir ailenin başka kimselerden yardım alarak kendi iktisadi meselelerini doğru idare etme yöntemini, uygun bir ailenin niteliği ve sonuç itibariyle Allahın yadını hatırlardan götürmeyecek, maneviyatı muhafaza edecek ve güvenilir bir aile ortamını oluşturma niteliğini küçüklükten çocuklara öğretilmesi gereken konulardan bazı örneklerdir. Bu konular çocukların çocukluk oyunlarına dikkat edilerek göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuklar ister erkek olsun ister kız olsun uygun ve merhamet yüklü tavsiyelerle ileride bağımsız bir yuvanın kurulmasının nasıllığı ve nitelliği doğrultusunda eğitilmelidirler. Çok açıktır ki, çocuklar küçüklük yaşlarından uzaklaşarak evlilik yaşlarına yaklaşınca onlara öğretilecek öğretiler delilli ve daha kani edici olması gerekmektdir. Bu konular öyle bir şekilde kendilerine anlatılmalıdır ki, çocuklara sahip oldukları gelişmiş akıllarıyla kendilerine anlatacağımız konular ve öğretileri tecrübe edebilsinler, tahlil ve gerekirse eleştirebilsinler. Bu doğrultuda onların söyleyeceklerine kulak vermeli ve onların şüphelerini gidermeliyiz. Dikkat edilmelidir ki anne ve babanın birbirine karşı takındıkları tavır ve davranışları çocukların bu bağlamda şahsiyet ve kişiliklerinin şekillenmesinde çok etkilidir. Dolayısıyla anne ve babanın bir birlerine karşı sergiledikleri davranış ve tavırları arkadaşlık, muhabbet ve mantıklı olduğu oranda onların çocukları da daha sonra kendi eşlerine karşı nasıl davranacağını onlardan öğrenirler.

Evlilik arifesinde olan gençler kısa bir süre için kendi ahlakını düzene sokarak kendisi için bir eşi seçebilmek bağlamında hem gereken ölçüleri seçsin hem seçtiği eşe karşı doğru davranışlarda bulunabilmesi için bir yöntem içerisine girebilmesi imkânsızdır denilecek kadar zordur. Bu bağlamda başarılı olabilmesi daha önce uzun süre içende kendisine öğretilmiş olan öğretiler sayesinde ancak mümkün olabilinir. Bu nedenledir ki başarılı bir şekilde bir yaşamın idare edilmesinin niteliği daha önce uzun müddet içerisinde çocuklara öğretilmelidir. Bu gibi öğretilerin öğretilmesi için bir vaktin tavsiye edilmesi söz konusu değildir. Dolayısıyla hangi dönem tavsiye ediliyor ise edilsin, ne zaman başlatılıyorsa başlatılsın erken sayılmayacaktır.

b)   Diğer taraftan şehvani ve cinsel meseleleri tamamen göz ardı ederek hiçbir şekilde onlara değinmemekte her iki tarafın cismani ve psikolojik bozukluluklara ve sorunlara neden olacağı ihtimali de söz konusudur. Cinsel ve şehvani meselelere zamanı gelmeden çocuklara açmak, özellikle erkek ve kadın arasındaki kuralsız ve sınırsız ilişkileri anlamsız bilen İslami camiada psikoloji ve manevi durumlarını olumsuz etkilediği gibi.   Zira bu türden olan öğretilerin anlatılması gencecik çocuklarımızın fikirlerini karıştırmasının yanı sıra onların diğer alanlarda da; ilmi, sosyal ve… gelişme ve ilerlemelerini yavaşlamasına neden oluveriyor. Aynı zamanda anne ve babalar ile çocuklar olmak üzere bireylerin arasında var olan hayâ ve ihtiramın aradan gitmesine neden oluyor. Şunu söylemek lazım ki, erginlik çağına gelmiş gençlere farklı konuları öğretmekle muvazzaf kılınmış kimseler şunu bilmelidirler ki irtibatlı oldukları bu gençler farklı ve değişik yollarla bu gibi meseleleri duymuşlardır. Bu nedenle gençlerin bu durumlarından haberdar olduklarını belirtmemelidirler. Kesinlikle onlara bu durumu anlatmaktan sakınsınlar. Dolaylı bir şekilde gençlere faydası olamayan bu tür meselelerle meşgul olmak kendileri için zararlı olduğunu ve onlarlar meşgul olmaktan vazgeçirmelerine ve gelecekte kendileri için faydalı olan konularla meşgul olmalarını sağlamak için çalışmalıdırlar. Zira bu tür meseleleri doğrudan doğruya ve dolaysız bir şekilde gençlere açmak hiç bir tesiri olmamakla yetinmiyor bilakis kendilerinde bu meseleler bağlamındaki meraklarını daha da artırmasına neden oluveriyor ve zihinlerini kendisiyle meşgul ediyor.

Yukarıdaki konuları bir biriyle mukayese ederek onlar yan yana bırakıldığında cinsel ve şehvet bağlamındaki meseleleri erken vakitlerde çocuklara açılsa faydasız olmakla yetinmiyor bilakis zararları faydasından daha fazla olduğu müşahede ediliyor. Bu nedenledir ki bu gibi meselelerin öğretilmesi özellikle eğer bu öğretim eğer baba ve anne tarafından gerçekleştiriliyorsa kesinlikle tavsiye edilmemektedir.

Elbette gençlerin bu bağlamdaki sorularına yalancı cevaplar da verilmemelidir. Zira bu bağlamdaki gerçeklerle tanıştıkları vakit, kendilerine doğru olarak öğretilen diğer öğretilerde de kuşkulanacakları söz konusu olacaktır. Dolayısıyla bu bağlamdaki sorularına verilecek cevaplar doğru ve mümkün derecede kısa ve ahlaki kurallar içinde ve çok edibane olmalıdır. Gayri müstakim bir yöntemle zamanı geldiğinde karşılaştıkları soruların dakik ve derin cevabını kendileri alacaklarını kendilerine tefhim edilmelidir. Elbette bu durum gençlerin sorularını cevaplandıracak kişinin maharetine bağlıdır ve bunun nasıl başarılı olabileceği şahsin kendisine ait ve onun yeteneğe bağlıdır.

Şu noktanın açıklanması da gereklidir ki, kendi ailesiyle birlikte yaşayan her çocuk bu süreç içinde tedrici olarak bu meselelerle hiçbir hassasiyete neden olmadan tanışacaktır. Çocuklar anne ve babalarıyla birlikte yaşadıkları dönem içinde aşağıdaki konular hakkında bilgi sahibi oluyorlar. Sadece karı ve koca bir diğerinin yanında yatabiliyor, bir diğerinin bedenine sorunsuz ve serbestçe bakabiliyor. Evlilik olmadan hiçbir kadın meşru çocuk edinemiyor. Her kesin eşi kendi eşine, hatta mahrem olan anne, baba, kardeş ve bacılarından daha yakındır. Annesinin karnında çocuk büyüyor ve farklı merhalelerden geçiyor. Geliştiği bu süreç hakkında bilgiler ediniyorlar. Kendi ailesiyle birlikte yaşayan çocuklar zikir edilen konular ve bu konulara benzer başka konular hakkında tedrici bir şekilde bilgi sahibi olurlar. Elbette dikkat edilmelidir ki aile efratları arasındaki davranışlar bir şekilde olmalıdır ki, anne ve babaların cinsel meseleleri çocukların gözlerinin önünde değil bilakis gözlerden uzak olmalıdır. Bu mesele kuranı kerimde ciddiyetle vurgulamaktadır.  

Bu bağlamdadır ki, Allah u Teâlâ kuranı kerimde üç vakit belirtilmektedir ki bu üç vakitte çocukların anne ve babanın odasına izinsiz girmesinin doğru olmadığı çocuklara öğretilmesinin emretmektedir.[2] Cinsel ve şehvani meseleler hakkında çok dikkatli ve mümkün oldukça ihtiyatlı olmayı içeren Masum imamlardan (a.s.) birçok rivayet var olmaktadır.[3] Bu rivayetler dikkate alınmalıdır.

Diğer taraftan gençler toplumda yaşayarak da; özellikle iletişim araçlarının çok geniş bir şekilde yayıldığı bir dönem içinde yaşadığımız bu çağda isteyerek veya istemeyerek cinsel nitelikli diğer konulara da bu yolla bilgi ediniyorlar.

Bu nedenle eğer anne ve babalar ve öğretim ve eğitim konusunu üstlenmiş diğer yetkililer gençleri sosyal ilişkiler ve karşılıklı muhabbet duygularıyla irtibatlı olan tüm konularla ve cinsel konularla irtibatlı meseleler noktasında da genel konularla tanıştırabilirlerse kendi vazifelerini yapmışlardır diyebiliyoruz. Eğer gençler cinsel meseleler hakkında evlilikleri kesinleşinceye kadar ilgili kitapları mütalaa veya mevcut olan yolarla gerekli bilgileri edinemezlerse hiçte tedirgin verici bir durum değildir. Zira bu konuyla alakalı gerekli meseleleri kısa bir zamanda anne ve baba yoluyla veya güvenilir kişilerden hatta konuyla ilgili kitapları ihtiyarına sunarak bu meseleleri öğrenmesi mümkündür. Bu bağlamda peygamber (s.a.a.) ve masum imamlardan (a.s.) bazı rivayetler nakledilmektedir ki, bu rivayetlerde bazı kişilerin evlendikleri dönemlerde kendilerine cinsel konularla ilgili bazı tavsiyelerde bulunulmuştur.[4]

Alınacak nihai sonuç: cinsel konularıyla alakalı meselelerini, sadece gençlerin evlilik arifesinde karar aldığı dönemde gereklidir. Hatta konuyla alakalı bazı meseleler evlilik gerçekleştikten sonra öğretilmesi mümkün olabilir. Ama aile yuvasının kurulması ve bu bağlamda başarılı olmanın niteliğiyle alakalı meseleler küçüklükten başlatılması ve devamlılık arz eden bir yöntemle verilmesi gerekir.

 



[1] Rum, 21.

[2] "Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz) ve sizden henüz bulûğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah namazından önce, öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekleri zaman) sizden izin istesinler. Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir” (nur, 58).

Bu surede konu edilen en önemli mesele genel anlamda iffet, namusluluk ve her çeşit cinsel kirliliklerinden perhizciliktir. Bu konu etraflıca bu surede ele alınmıştır. Konu edilen ayetler de konuyla ilişkin bir meseleye değinmiş ve özelliklerini açıklamaktadır. Söz konusu meselede erginlik çağına gelmiş veya gelmemiş olan çocukların karı koca ve eşlerin halvet etmeleri mümkün olduğu odalara girmek istedikleri vakit izin almalarıdır. İlkin şöyle diyor: “Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz) ve sizden henüz bulûğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa sizden izin istesinler; sabah namazından önce, öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra”.

Bu üç vakit sizlere has gözlerden görülmeyecek ve saklanılacak vakitlerdir”. Bu düsturun çocukların anne ve babalarına yönelik bir düstur olduğu açıktır. Allah u Teâlâ bu emir ile anne ve babadan çocuklarına bu konuları öretmelerini istemektedir. Zira çocuklar daha erginlik çağına gelmemiş ta bu ilahi emre muhatap olmuş olsunlar. Şu noktaya da dikkat etmek gerekir ki, ayetin hakkında konuştuğu çocuklar erginlik çağına gelmemiş ama erginlik çağıyla ilişkin konuları derk edebiliyor yaşa gelmişlerdir. İznin alınmasını gerekli kılan ilahi düsturdan bu çocukların izin alınmasının ne olduğunu anlayabildikleri anlaşılmaktadır. (tefsiri numune, c. 14, s. 538-540).          

[3] HUR AMULİ, Muhammed b. Hüseyin, “vesailu eş- şia”, Kum: müesesei alu’l-beyt, b. t. 1409, h., ş., c. 20, s. 132-133. Rivayet no: 25222, 25222.

[4]  ŞEYHİ SAHDUK, “ilelu’ş-şerai”, intişarati mektebetu’d-daveri, tarihsiz, c. 2, s. 513 ve 518.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Ehlisünnet Kur’an’da velayeti nasıl tefsir etmektedir?
    6771 Tefsir 2012/08/12
    Şia’nın inancına göre, müminlerin önderi Hz. Ali’nin (a.s) velayeti A’li İmran suresinin 55. ayetinde açıkça beyan edilmiştir. Belirtilen veli ve velayetten ne kastedildiği hususunda Şii ve Sünni âlimleri arasında ihtilaf vardır. Ehlisünnet bunu sevgi ve dostluk velayeti manasında yorumlamış, Şiiler ise yönetim ve imamet velayeti manasında değerlendirmiştir.
  • İslam öğretileri acısından diğer mahlûkatlar için bir hukuk tarif edilmiş midir?
    7407 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/08/11
    Dini kaynaklarda bu konuyla ilgili birçok rivayet bulunmaktadır. Bunlardan anlaşıldı kadarıyla hak ve hukuk kavramı sadece insanlara özgü kavramlar değildir. Bilakis diğer bütün mahlûkatlarında hak ve hukuka sahip oldukları anlaşılmaktadır. Örneğin “men la yehzer’ul-fakih” kitabında bir bölüm hayvanın sahibine hakkı olarak adlandırılmış ve bu konuyla ilgili hadisler ...
  • Neden Müslüman erkeğin ehl-i kitap kadınla evlenmesi caizdir, ama Müslüman kadının ehl-i kitap erkekle evlenmesi caiz değildir?
    14019 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/13
    Çünkü, 1) Daimi evlilik iki taraf içinde yasaktır. Sadece geçici evlilikte Müslüman erkek ehl-i kitap kadınla evlenebilir. 2) Ahkamın hikmetini bilmek iyi bir şey olsa da kulu hedeflenen menzile götüren şey, onun Allah’a kayıtsız ve şartsız itaat etmesidir. Bazı hükümlerin felsefesi hakkında ihtimaller verilebilir. Örneğin bu hüküm hakkında ...
  • Allah-u Teâlâ’nın hilesinin anlamı nedir?
    8355 Tefsir 2012/06/11
    Arap lügatinde hile (mekr), bir kimseyi hedefin­den (hedef iyi ya da kötü olsun) alı koymaktır. Bu anlam esasınca hile her zaman ve her yerde kötü değildir. Bu kelimenin Allah-u Teâlâ’ya nispet verilmesi, zararlı komployu hünsa etmek anlamındadır ve bozguncular hakkında kullanıldığında, programları ıslah etmenin önünün ...
  • Hz. Ali'yi Allah bilen bir kimsenin evinde İmam Hüseyin için düzenlenmiş merasime katılmak caiz midir?
    9276 Eski Kelam İlmi 2011/06/20
    İmam Hüseyin ve onunla birlikte şehit olan ashabı için yas tutmak ve bu doğrultuda düzenlenen merasimlere katılmanın Allah katında büyük sevabı ve mükâfatı vardır. Ama doğal olarak eğer bu tür merasimler ehlibeytin (a.s.) öğretilerine ters ve muhalif olan öğretilerin tebliğ ve güçlenmesine neden oluyor ise bu gibi merasimlere katılmanın hiçbir ...
  • Kedinin kılının hükmü nedir?
    15522 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Nisa suresinin 11. ayetinde ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ buyurulan cümlenin manası nedir?
    7707 Tefsir 2012/04/15
    Nisa suresinin 11. ayetinde birinci dereceki kimselerin miras bölüşümünün nasıl olacağı göz önüne alınarak müfessirler ayetin ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ bölümünün manası hakkında çeşitli ihtimaller vermişlerdir. Buna göre bu cümlenin manası şunlardan biri olabilir: 1- Baba, anne ve evlatlarınızdan hangisinin dünyada size ...
  • Hangi imamın başka imamlardan farklı kendine özgü özellikleri vardır?
    7191 Masumların Siresi 2012/03/04
    Dini öğretilerimize göre Masum İmamların varlıkları iki yönlüdür. Biri nurani varlıkları, diğeri maddi varlıklarıdır. Nur varlıkları açısından onların hepsinin nuru birdir. Ama maddi ve cismi varlıkları açısından zaman ve mekan şartlarına göre her birinin kendine has özellikleri vardır. Örneğin İmam Ali cesarette ve hitapta, İmam Hüseyin cihad ve ...
  • Nisa suresinin 78 ve 79. ayetleri esasınca, kötülükler Allah’a mı yoksa insana mı isnat edilmektedir?
    13848 Tefsir 2011/05/21
    Bu ayetler birkaç surette açıklanabilir:1. Allah her şeyi yaratmıştır, ama yaratılışın varlıksal kemalini engelleyen şeyler anlamındaki gerçek kötülük ve şer yokluktan başka bir şey değildir ve bundan dolayı yaratılacak bir kabiliyet de taşımamaktadır. Ama Allah’ın mahlûklarının birbirleriyle takışması nedeniyle bu kötülük meydana geldiği için kötülükler de Allah’a isnat ...
  • Allah falan kulunu kendi haline bırakmış deniliyor, bunun anlamı nedir?
    7499 Eski Kelam İlmi 2012/09/15
    Bu kur’an’sal bir kavramdır. Allahu Teala kuranı kerimde şöyle buyuruyor: “nesullahe fe nesiyehu; onlar Allahı unuttular, öyle ise Allah (da) onları unuttu”. Bunun anlamı şudur: Dünyada bazı insanlar Allah ı unuttukları için Allah da onları kıyamet gününde unuttur. Yani bunlara teveccüh etmiyor, kıyametin hayırlarından ve bereketlerinden mahrum ...

En Çok Okunanlar