Gelişmiş Arama
Ziyaret
10377
Güncellenme Tarihi: 2012/02/19
Soru Özeti
Muta hakkında rivayet edilen bütün rivayetler güvenilir midir?
Soru
Masum imamlar, bazen içinde bulundukları zamanın şartlarına uygun ve özel fıkıh konularında rivayet nakletmişlerdir. Ayriyeten maalesef dini kitaplarımızda uydurma rivayetler de göze çarpmaktadır. Maalesef bazı dindar dostlarımız iyilik yapmak istemişledir: Örneğin geçici evlilik konusunu gündeme getirmek istemişlerdir. Ama bu grup cehaletinden dolayı bazı hadisler nakletmişlerdir ki belagat ve söylem tarzı bağlamında bu hadislere şüpheli bakmayı gereklmektedir. Lütfen bu rivayetleri tek tek inceleyip bu hadisler hakkında nazarınızı bize bildiriniz.
1- Aban bin Tağlib İmam Sadık’a (a.s) şöyle soruyor: “Kocasının olup olmadığı belli olmayan geçici evliliğe razı olan güzel bir kadın görüldüğünde ne yapılması gerekir? İmam şöyle cevap verdi: Onun kocam yoktur demesi senin için yeterlidir, artık senin araştırmana gerek yok. (Muta kitabı, şeyh Müfid, hadis 37)
2- Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Bir defa muta yapan bir kimsenin bedeninin üçte birisi cehennem ateşinden azat olur, iki defa muta yapan bir kimsenin üçte ikisi cehennem ateşinden azat olur ve üç defa muta yapan bir kimsenin bedeninin tamamı cehennem ateşinden azat olur.”
3- Zurare bin A’yen İmam Bakır’dan (a.s) şöyle rivayet eder: “ Müminin eğlencesi şu üç şeydir: Bir: Geçici evlilik, İki: Arkadaş ve dostlarla şakalaşmak: Üç: Gece namazı.” (“Geçici evlilik, Niyaz-ı İmruz” Abbas zade)
4- Hümyeyri, Zamanın İmamı olan Hz Mehdi’ye (a.c.f) bir mektup yazarak şöyle bir soru soruyor: Kişi Şia’dır. Muta şeklindeki evliliği helal biliyor. Rec’ate inanıyor ve tüm işlerde kendisine yardım eden bir hanımı var olmaktadır. Dolayısıyla kesinlikle onun üzerine koma getirmeyecek, geçici (muta) evlilik yapmayacağına dair söz veriyor ve ahit bağlıyor. Özetle hanımının var olduğu sürece başka kimseyi istemiyor. Bu şahıs hanımına vermiş olduğu sözüne, ahdine ve anlaşmasına on dokuz sene bağlı kalıyor. Bazen yolculuğa çıkmış uzun zamanlarda evinden uzak kalmış olmasına rağmen kendi bu sözüne vefalı kalmıştır. Elbette mutayı (geçici nikahı) haram bilmiyor. Bilakis onun helalliğine inanıyor ama kendi hanımını seviyor ve istiyor. Bu nedenle hem kendisini hem onu korumak için muta yapmıyor. Acaba o muta yapmadığı için günah işlemiş oluyor mu? İmam tarafından gelen cevap şöyledir: (bu kişi) Allaha karşı isyan etme noktasında yemin etmiş olmaktadır. (Dolayısıyla) Allaha itaat etmesi gerekir ve bir seferine mahsus olsa bile muta yapması gerekmektedir.” (Bihar, c. 100, s. 298, Muta kitabı, Şeyh Müfid, s. 48)
5- Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Muta yapmadan dünyadan giden bir kimse, suratı kötü görünüşlü ve ürküntücü tipte olan kimseye benzer.”
Kısa Cevap

Kuranı kerimde geçici evliliğin caiz oluşu ilan edilmiş olan islami sünnetlerdendir.

Bu sünneti hasene, Peygamber Efendimiz (s.a.a) zamanında ve birinci halifenin halifelik süresinde ve ikinci halifenin döneminin belirli bir kesiminde de İslam toplumu içinde uygulanılıyor. Bu durum ikinci halifenin yasaklayıncaya kadar devam etmiştir. Masum imamlar (a.s) her zaman insanları bu evliliği yapmaya teşvik ederlerdi; çünkü o zamanın toplumunda bu ilahi sünnet bulaşıcı bidat şeklinde haram edilmişti. Ama bu konuyla ilgili gelen rivayetler, diğer rivayetler gibi senet ve delaleti açısından incelenmesi gerekmektedir ki ayrıntılı cevap da değineceğiz. Ayrıca rivayetlerin daha iyi anlaşılması için rivayetlerin sadır olduğu ortama ve o ortamda hakim olan kültüre dikkat etmemiz gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Kuranı kerimde geçici evliliğin caiz oluşu ilan edilmiş olan islami sünnetlerdendir.

Bu sünneti hasene, Peygamber Efendimiz (s.a.a) zamanında ve birinci halifenin halifelik süresinde ve ikinci halifenin döneminin belirli bir kesiminde de İslam toplumu içinde uygulanılıyor. Bu durum ikinci halifenin yasaklayıncaya kadar devam etmiştir. Masum imamlar (a.s) her zaman insanları bu evliliği yapmaya teşvik ederlerdi; çünkü o zamanın toplumunda bu ilahi sünnet bulaşıcı bir bidat şeklinde haram edilmişti. Dolayısıyla o dönemde bunun müminler tarafından yapılması adeta koyulmuş olan bidate karşı koymak manasındaydı. Dolayısıyla bu evliliğin Şia anlayışında müstehap olması bu nedenden dolayıdır. Rivayetlerde de bu noktaya değinilmiştir.

 

Rivayetler konusu çok dakik bir konudur. Rivayetlerden yararlanmak da hem uzmanlık istiyor hem rivayetin doğru olup olmadığını anlamak için senedi hem de onun delalet konusunu;  yani rivayetin aslının doğru olması halinde manasının ve kullanılacağı anlamın ne olduğu bağlamında incelemeler ve araştırmalar yapılması gerekmektedir. Mesela; rivayeti anlamada yardımcı olan önemli konulardan biri ayetlerin nazil olma sebebi gibi rivayetlerin de sadır olma sebebidir. Rivayet hangi ortamda, dakik olarak hangi konuda ve hangi meseleye cevap olarak beyan edilmiş konusudur.

Bizlerde bir nevi sizinle aynı görüşe sahibiz, yani rivayetlerin uzman olmayan ve gerekli mütalaadan yoksun kişiler tarafından ortaya atılması doğru değildir. Bu nedenle imamlarımızın zamanında rivayet icazeti olanlar rivayet nakil ve beyan etme hakkına sahiptiler. İşaret ettiğiniz rivayetlerin açıklığa kavuşması için onların senet ve metinlerini dikkatli bir şekilde incelememiz gerekmektedir:

Birinci Rivayet:

Bu rivayet Usulu Kafi kitabında şu senetle rivayet edilmiştir:

Ashaplarımızdan bir grup Ahmet b. Muhammed b. Halit’ten, Halit’te Muhammed b. Ali’den, Ali’de Muhammed bi Eslem’den Eslem’de İbrahim b. Fazıl’dan, O da Aban b. Tağlip’ten şöyle nakletmiştir: Ebu Abdullah’a (a.s.) şöyle dedim: “Ben bazı yollarda muta yapmak isteyen güzel kadınla karşılaşıyorum. Ama onun evli olup olmadığını bilmiyorum (ne yapmalıyım)? “Kocalı olup olmadığını araştırmak sena düşen bir vazife değildir. sena düşen vazife onun kendi hakkında sena söylemiş olduğunu tasdik etmendir”.[1]

Bu rivayetin senedinde, Muhammed bin ali, ve Muhammed bin Eslem var olmaktadırlar. Bunlar gullattlardan ve hadisleri zayıf kabul görülmemektedir. İbrahim bin Fazl el- Haşimi senette var olmakta ve durumu meçhuldür.

Elbette bu babın aynısında (babun enneha musaddikatun ala’n-nefsiha yani onun söylediğini tasdik etme babı) rivayet edilen bir sonraki hadis senet açısından sahihtir. Yani rivayet edenlerin tamamı güvenilir, on iki imama inanan kişilerdir ve hadisin senedi İmama kadar bağlantılı olmakla beraber rivayetin içeriği aynıdır.

Ama rivayetlerimizde genel ve has, kayıtlı mutlak ve hatta bazen de bir birine zıt anlamlar içeren rivayetler bulunuyor. Bunun kendisi rivayetleri anlamamızı zorlaştırıyor; bu nedenle yanlış anlamalara ve rey tefsirine duçar olmamamız için hadis konusunda uzman ve yetkin (müçtehit) kişilere müracaat etmemiz gerekmektedir. Her halükarda aşağıdaki nokta hadis uzmanları tarafından tesbit edilmiştir ki, eğer bir kadın benim kocam yoktur derse o kadın şimdiye kadar yalancılıkla itham edilmemi ise onun sözü kabul edilirr.[2]

Sizin belirttiğiniz ikinci rivayeti var olan kaynaklarda bulamadığımızdan dolayı bir görüş belirtemeyiz.

 

Üçüncü rivayet:

Rivayetin aslı şöyledir: “babam Saitten, Saitte Hammad b. Ya’ala’dan, Ya’ala da babasından, o da Hummad b. İsa’dan, İsa da Zurareden, o da Eba Cafer’den (imam bakır) (a.s.) şöyle nakletmiştir: “Mümini meşgul eden eğlenceler üç şeydir. Bir: Geçici evlilik, İki: Arkadaş ve dostlarıyla şakalaşmak: Üç: Gece namazı”.[3]

Rivayetin senedinde Hammad bin ya’ala ve babası Ya’ala bin Hammad var olmaktadırlar. Her ikisi de meçhul olmalarından dolayı rivayet senet açısından zayıftır. Ama mana açısından her hangi bir işkâl ona varit değildir. Çünkü geçici evlilik lezzet almak için de olsa meşru ve caizdir. Ayrıca rivatte olan lezzet almayı daimi evlilikten alınan lezzete de yorumlayabiliriz. Elbette bu durumda söz konusu rivayet konumuzla her hangi bir alakası kalmayacaktır.

Getirdiğiniz dördüncü rivayete gelince;

Evvela; bunun iki senedi vardır. Bu senetlerin her ikisi de zayıftır. Ama aynı bapta başka bir hadis var olmaktadır. Bu ikinci rivayet ise senet açısından sahihtir. Yani rivayet eden ravilerin tamamı güvenilir, on iki imama inanan kişilerdir ve hadisin senedi İmama kadar giderek onlara bağlantılıdır. Bundan dolayı fıkhı açıdan bu rivayetin muhtevasına güvenilebilinir.

İkinci olarak: Bu rivayetin doğru ve sahih manası şudur: Muta yaparak Allah’a itaat etmesi onun için müstehaptır. (Gereklilik manasında değildir).  Masiyet şeklinde olan yemininin kaldırılması için bir seferine mahsusta olsa muta yapsın.[4]

Beşinci rivayete de, hadis kitaplarının hiçbirinde rastlamadık.

Muta’nın helalliği konusunda hatta sadece lezzet almak ve cinsi istifadelerde bulunmak amacı ile olsa bile, Şia âlimleri ittifak etmişlerdir. Bu konu zikredilen rivayetler dışında sayıları az olmayan ve yeterli itibara sahip rivayetlerde açık bir şekilde ele geçmektedir.

 

Daha fazla bilgi için aşağıdaki başlıklara müracaat ediniz:

İndeks: Geçici Evlilik ve huzur, Soru: 2925 (Sayt: 3130).

İndeks: Kuran ve masumların siresinde geçici evlilik,  Soru: 2965 (Sayt: 3467).

İndeks: Geçici evliliğin caiz olması, Soru: 844 (Sayt: 915).

İndeks: Toplumda geçici evliliğin uygulanmasında sorunlar, Soru: 347 (Sayt: 353).

        



[1] Rivayetin Arapçası şöyledir “İddetun min ashabina, an ahmed bin Muhammed bin halid, an Muhammed bin ali, an Muhammed bin eslem, an İbrahim bin el-Fazl, an Aban ibni Tağleb gale: Kultu li Aba Abdillah (a.s): “İnni ekunu fi ba’azi et-tarukat, fe era el mer’ete el - hüsna ve la amine en tekune zate ba’alin ev minel avahir? Kale: leyse haza aleyke innema aleyke en teseddekeha fi nefsiha. (Sigatul İslam Kuleyni, El-Kafi, Tahran: dar-ul kitabu’l - islamiye, 1365 h.ş. c. 5, s. 462).  

[2] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 2, s. 499, mesele. 2456, Ayat-i izam: Fazıl Lenkerani (r.a), Sistani ve Mekarim-i Şirazi, dipnotu ilaveli.

[3] Bu rivayetin Arapçası şöyledir: “Ebi an sad, an hammad bin yagli, an ebiyhi, an hammad bin isa an zurare, an ebi Cafer (a.s) gale: Lehvul mumin fi selaseti eşya: Et-temettu bin nisa ve mufakihetul ehavan ves salatu bil-leyl” (Şeyh Saduk, el-Hisal, Kum: İntişarati Camiayı müderrisin, 1403, h.k. c. 1, s. 16.

[4] Amuli, Şeyh Hürr-ü, “Vesailu’ş-Şia” (her nekadar onu terk etmeye ahd ve nezr etsede mutanın müstehaplığı babı) Kum: Müesseseyi Âlu’l Beyt, 1409 h.k. “… yüstehabbu en yüti Allahe Teala bil mut’ati liyezule anhul halfe fil masiyeti velev merreten vahide. ”

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Ehlisünnet Kur’an’da velayeti nasıl tefsir etmektedir?
    6771 Tefsir 2012/08/12
    Şia’nın inancına göre, müminlerin önderi Hz. Ali’nin (a.s) velayeti A’li İmran suresinin 55. ayetinde açıkça beyan edilmiştir. Belirtilen veli ve velayetten ne kastedildiği hususunda Şii ve Sünni âlimleri arasında ihtilaf vardır. Ehlisünnet bunu sevgi ve dostluk velayeti manasında yorumlamış, Şiiler ise yönetim ve imamet velayeti manasında değerlendirmiştir.
  • İslam öğretileri acısından diğer mahlûkatlar için bir hukuk tarif edilmiş midir?
    7407 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/08/11
    Dini kaynaklarda bu konuyla ilgili birçok rivayet bulunmaktadır. Bunlardan anlaşıldı kadarıyla hak ve hukuk kavramı sadece insanlara özgü kavramlar değildir. Bilakis diğer bütün mahlûkatlarında hak ve hukuka sahip oldukları anlaşılmaktadır. Örneğin “men la yehzer’ul-fakih” kitabında bir bölüm hayvanın sahibine hakkı olarak adlandırılmış ve bu konuyla ilgili hadisler ...
  • Neden Müslüman erkeğin ehl-i kitap kadınla evlenmesi caizdir, ama Müslüman kadının ehl-i kitap erkekle evlenmesi caiz değildir?
    14019 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/13
    Çünkü, 1) Daimi evlilik iki taraf içinde yasaktır. Sadece geçici evlilikte Müslüman erkek ehl-i kitap kadınla evlenebilir. 2) Ahkamın hikmetini bilmek iyi bir şey olsa da kulu hedeflenen menzile götüren şey, onun Allah’a kayıtsız ve şartsız itaat etmesidir. Bazı hükümlerin felsefesi hakkında ihtimaller verilebilir. Örneğin bu hüküm hakkında ...
  • Allah-u Teâlâ’nın hilesinin anlamı nedir?
    8355 Tefsir 2012/06/11
    Arap lügatinde hile (mekr), bir kimseyi hedefin­den (hedef iyi ya da kötü olsun) alı koymaktır. Bu anlam esasınca hile her zaman ve her yerde kötü değildir. Bu kelimenin Allah-u Teâlâ’ya nispet verilmesi, zararlı komployu hünsa etmek anlamındadır ve bozguncular hakkında kullanıldığında, programları ıslah etmenin önünün ...
  • Hz. Ali'yi Allah bilen bir kimsenin evinde İmam Hüseyin için düzenlenmiş merasime katılmak caiz midir?
    9276 Eski Kelam İlmi 2011/06/20
    İmam Hüseyin ve onunla birlikte şehit olan ashabı için yas tutmak ve bu doğrultuda düzenlenen merasimlere katılmanın Allah katında büyük sevabı ve mükâfatı vardır. Ama doğal olarak eğer bu tür merasimler ehlibeytin (a.s.) öğretilerine ters ve muhalif olan öğretilerin tebliğ ve güçlenmesine neden oluyor ise bu gibi merasimlere katılmanın hiçbir ...
  • Kedinin kılının hükmü nedir?
    15522 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Nisa suresinin 11. ayetinde ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ buyurulan cümlenin manası nedir?
    7707 Tefsir 2012/04/15
    Nisa suresinin 11. ayetinde birinci dereceki kimselerin miras bölüşümünün nasıl olacağı göz önüne alınarak müfessirler ayetin ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ bölümünün manası hakkında çeşitli ihtimaller vermişlerdir. Buna göre bu cümlenin manası şunlardan biri olabilir: 1- Baba, anne ve evlatlarınızdan hangisinin dünyada size ...
  • Hangi imamın başka imamlardan farklı kendine özgü özellikleri vardır?
    7191 Masumların Siresi 2012/03/04
    Dini öğretilerimize göre Masum İmamların varlıkları iki yönlüdür. Biri nurani varlıkları, diğeri maddi varlıklarıdır. Nur varlıkları açısından onların hepsinin nuru birdir. Ama maddi ve cismi varlıkları açısından zaman ve mekan şartlarına göre her birinin kendine has özellikleri vardır. Örneğin İmam Ali cesarette ve hitapta, İmam Hüseyin cihad ve ...
  • Nisa suresinin 78 ve 79. ayetleri esasınca, kötülükler Allah’a mı yoksa insana mı isnat edilmektedir?
    13848 Tefsir 2011/05/21
    Bu ayetler birkaç surette açıklanabilir:1. Allah her şeyi yaratmıştır, ama yaratılışın varlıksal kemalini engelleyen şeyler anlamındaki gerçek kötülük ve şer yokluktan başka bir şey değildir ve bundan dolayı yaratılacak bir kabiliyet de taşımamaktadır. Ama Allah’ın mahlûklarının birbirleriyle takışması nedeniyle bu kötülük meydana geldiği için kötülükler de Allah’a isnat ...
  • Allah falan kulunu kendi haline bırakmış deniliyor, bunun anlamı nedir?
    7499 Eski Kelam İlmi 2012/09/15
    Bu kur’an’sal bir kavramdır. Allahu Teala kuranı kerimde şöyle buyuruyor: “nesullahe fe nesiyehu; onlar Allahı unuttular, öyle ise Allah (da) onları unuttu”. Bunun anlamı şudur: Dünyada bazı insanlar Allah ı unuttukları için Allah da onları kıyamet gününde unuttur. Yani bunlara teveccüh etmiyor, kıyametin hayırlarından ve bereketlerinden mahrum ...

En Çok Okunanlar