Gelişmiş Arama
Ziyaret
10828
Güncellenme Tarihi: 2009/11/01
Soru Özeti
Mısır Müslümanları Ali’ye (a.s) inanıyorlar mı?
Soru
Yenilerde Abdülbasit’in (Mısır karisi) oğlu Şia olduktan sonra, Mısır âlimlerinin cenazeyi defnedip gittikleri ve ardından tekrar dönüp Ali b. Ebi Talib’in ismini ölüye hatırlattıkları işitildi. Acaba bu doğru olabilir mi?
Kısa Cevap

Mısır, İslam dünyasının önemli merkezlerinden birisidir ve Mısır halkının, Ehli Beyt’e (a.s) karşı özel bir sevgisi vardır. İran’ın Mısır Kültür Ataşesi Dr. Zamani bu konuda şunları söylüyor: Bu ülke insanlarının tamamını Ehli Beyt (a.s) ve Peygamber Ekrem’in (s.a.a) aşığı olarak tanıtmak mümkündür. Onlar Ehli Beyt’i (a.s) çok seviyorlar ve İmamları, İslam mektebinin en büyük şahsiyetleri olarak biliyorlar. Mısır halkının, Ehli Beyt’in İsna Aşar İmamlarını (a.s) övmeleri çok ilginç bir noktadır. Bu ülke halkı arasında kesinlikle Ehli Beyt (a.s) düşmanı yoktur.

Bu ülkenin ziyaret yerlerinde on iki Şia imamının şeceresini görmek mümkün. Mısırlılar, beklenen Hz. Mehdi’nin (a.f) doğduğunu ve İmam Hasan Askeri’nin (a.s) çocuğu olduğunu kabul etmeyen Ehli Sünnetin çoğunluğunun aksine, Mehdi’nin doğduğuna ve İmam Hasan Askeri’nin (a.s) oğlu olduğuna inanıyorlar.[1]

Üstat Seyit Hadi Hosrov Şahi bu konuda şöyle diyor: Mısırlı şahsiyetlerden birisi, Mısırlıların Ehli Beyt’e olan ilgi ve alakaları hakkında şöyle diyor: “Biz Mısırlıların mezhebi Sünni’ ve mizacımız ise Ehli Beyt mizacıdır.” Son zamanlarda Mısır Dışişleri Meclisi Komisyonu Başkanı Dr. Mustafa el-Faki’nin “El-ehram” da yazdığı makalesini mütalaa ettim. O şunların yazmıştı: “Biz Sünni mezhep ve Ehli Beyt mizaçlıyız.” Aynı şekilde tanınmış gazeteci ve Abdünnasır’ın danışmanı Muhammed Haseneyn Heykel isminde bir şahısta şöyle diyordu: “Siz Şialar, Ehli Beyt’e olan sevginizden dolayı çocuklarınızın ismini Hasan ve Hüseyin koyuyorsunuz; biz de öyleyiz, ama biz, çocuklarımıza iki ismi birden seçiyoruz ve: “Hasaneyn” diyoruz.””[2]

Abdülbasit’in (Mısır Kur’an karisi) oğlu İran İslam Cumhuriyeti gezisinde gazetecilerden birisinin: “Mısırlıların Peygamber Ekrem’in (a.s) Ehli Beyt’ine pek fazla kalbi sevgilerinin olduğunu ve onları çok sevdiklerini işittim, bu konuda ne diyorsunuz? sorusunu şöyle yanıtlar: “Bizler sürekli Allah’ın salih veli kullarının kabirlerini ziyaret ediyoruz; “Re’si’l Hüseyin”in mezarından tutunda diğer velilerin ve hatta Ehli Beyt’e mensup olmayanların kabirlerini bile. Bizler Hz. Hüseyin, Hz. Zeynep, Hz. Nefise ve Rukayye ve Hasan Enver’in doğum günlerini kutluyoruz ve Mısır karilerinin birçoğu, bu günlerde Kur’an tilavetine büyük alaka duyuyorlar. Belki şaşıracaksınız, rahmetli babam Ehli Beyt (a.s) âşıklarındandı. Başta söylediğim gibi rahmetli babam, 20 yaşındayken babasıyla birlikte Suriye’deki Hz. Zeynep’in ziyaretine gider ve orada bu mübarek yerde teberrük babından on dakika Kur’an tilavet etmesini isterler. Abdülbasıt’ın tilaveti topluluğun kalbinde öyle şevk icat eder ki Kur’an tilaveti bir buçuk saat uzar. Bu hadiseden sonra radyo ve basından onun yanına gelirler ve kendileri dünyanın ünlü karilerinden olur. Merhum babam sürekli çocuklarına neyi varsa Hz. Zeynep’ten dolayı olduğu söylüyordu ve başarısının sırrı ve kıraat hünerindeki parlaması da Hz. Zeynep ve Ehli Beyt’e olan sevgisinden dolayıdır.”[3]

Buna binaen Mısır halkı arasındaki böyle bir kültürü dikkate alarak sizin açıkladığınız konu hiçte hakikatten uzak değildir.

 


[1] “Aydın gelecek” Sitesinden alınmıştır.

[2] www.khosroshahi.net/article/detail/ Sitesinden alınmıştır.

[3] “Kitabi Nur” sitesinden alınmıştır.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden Peygamberin şahsiyeti güç kazandığında değişmektedir?
    5793 Kur’anî İlimler 2011/04/12
    Her ne kadar bu iddiaya yönelik bir delil belirtilmemişse de her davranış değişikliğinin şahsiyet değişiminin göstergesi olmadığını bilmemiz gerekmektedir. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) değişik durumlarda içinde bulunduğu zaman, mekân ve konum gereği zahirde farklı davranışlarda bulunmuş olabilir, ama bunların hiçbirini onun şahsiyetindeki farklılığa isnat edemeyiz. Bunun birçok başka ...
  • Aşura günü İmam Hüseyin’in (a.s) kuyu kazarak suya ulaşma imkânı yok muydu?
    8302 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Yezidilerin İmam Hüseyin (a.s) karşısındaki en kirli ve alçakça taktiği İmamın karargâhını hayatın zorunlu unsurundan yani sudan mahrum bırakmalarıydı. Hz. Hüseyin (a.s) bu sorunu halletmek için çok etkili olan birçok girişimde bulundu. Bu girişimlerden biri de kuyu kazmaktı. İmam Hüseyin (a.s) ve yarenleri bu yöntemi kullandılar. ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5601 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    7977 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...
  • Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
    9183 تاريخ بزرگان 2012/05/16
    İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet ...
  • Acaba bireysel fıkıhta uzmanlık siyasal (hükümetsel) fıkıhta uzman olabilmek için gerekli mukaddime midir?
    5720 Düzenler 2015/05/21
    İslami fıkıh bir biriyle irtibatlı ve iç içe girmiş birçok bilimlerin bütündür ki onun her bir bölümünü bir diğerinden müstakil bir ada şeklinde dikkate alıp sadece bir bölümünde yetişip uzmanlaşmak mümkün değildir. Elbette doğal olarak şu imkân mevcuttur ki bazı dini düşünürler fıkhın has bir bölümünde yapmış ...
  • İmam Muhammed Cevat (a.s)’ın biyografisini açıklar mısınız?
    2469 تاريخ بزرگان 2020/01/20
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6464 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    10712 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...
  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    15901 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...

En Çok Okunanlar