Gelişmiş Arama
Ziyaret
19409
Güncellenme Tarihi: 2011/11/22
Soru Özeti
Muaviye’nin Hz. Ali’ye (a.s) muhalefet etme nedeni neydi?
Soru
Muaviye’nin Hz. Ali’ye (a.s) muhalefet etme nedeni neydi?
Kısa Cevap

Muaviye’nin Hz. Ali’ye (a.s) muhalefet etmesi, iki kültür ve düşünce şeklinin birbirine muhalefet etmesi ve aykırı olmasıdır. Bunun nedenini de tarafların özelliklerinde aramak gerekir. İmam Ali (a.s) ilim, imanda geçmişi olmak, cesaret, mertlik, fedakarlık ve adalet gibi sıfat ve özelliklere sahipti. Bu değerli sıfat ve özelliklerin neticesinde Yüce Allah onun sevgisini halkın kalbine yerleştirmiş ve bu da imansız bireylerin ona kıskançlık ve düşmanlık duymasına neden olmuştur.

Ayrıntılı Cevap

Muaviye’nin Hz. Ali’ye olan muhalefeti, bir şahsın başka bir şahsa olan muhalefeti gibi değildir. Bilakis iki kültür ve düşünce tarzının birbirine muhalefet etmesi ve aykırı olmasıdır. İmam Ali’ye (a.s) muhalefet etmenin, düşmanlık taşımanın ve kin beslemenin nedenini kendisinin sıfat ve özelliklerinde, başkalarıyla olan ilişki ve iletişimindeki ölçülerde ve de Muaviye’nin özellik ve sıfatlarında aramak gerekir. İmam Ali (a.s) dostların sevinmesine ve düşmanların da kıskançlık ve kinine sebep olan bir takım sıfat ve özellikler taşımaktaydı. Bu sıfat ve özelliklerden bazıları şunlardır:

1. İmam Ali’nin (a.s) İlmi: Aziz İslam Peygamberinden (s.a.a) sonra, Ali (a.s) İslam hüküm ve buyruklarını ve de evren ve yaratılış âleminin incelik ve sırlarını en iyi bilen şahıs idi. Öyle ki dost ve düşmanlar sorun ve problemlerinde ona müracaat etmekteydi.

2. İmanda Geçmişi Olmak: İmam Ali (a.s), İslam Peygamberine (s.a.a) iman eden ilk erkekti ve aziz Peygamber (s.a.a) onu kendi halife ve vâsii sıfatıyla atadı ve halka tanıttı.

3. Savaş Meydanında Cesaret Ve Korkusuzluk: Hz. Ali’nin (a.s) cesareti o kadar çoktu ki savaşlarda en zor ve tehlikeli durumları kendisine devrederlerdi ve o da fedakârlıkla düşmanı alt ederdi.

4. Mertlik Ve Bağışta Bulunmak: Hz. Ali (a.s) şahsî malından çok bağışta bulunurdu. Hatta kuyu ve kanal kazma ve hurmalıklar yapmada gösterdiği onca çaba ve çalışmaya rağmen bunlardan hiçbirisini kendisi için saklamamış ve Allah yolunda hepsini vakfetmiştir.

5. Fedakârlık: İmam Ali (a.s) mal bağışlamanın yanında, birçok yerde kendisi ve ailesinin çok ihtiyaç duyduğu gerekleri bile yoksul insanlara vermekteydi. Bunlardan bir numuneyi Kur’an beyan etmiş ve övmüştür.[1]

6. Adalet: İmam Ali’nin adalet ve insafı, onu tüm adil yöneticilerin idolü haline getiren en belirgin sıfattır. O bu hususta şöyle buyuruyor: “Allah’a yemin ederim ki bir karıncanın ağzından bir arpa kabuğunu almam için bana yedi göğü felekleriyle birlikte verseler, bu işi yapmam.”[2]

7. Allah’a Kulluk Etmek Ve Nefis Heveslerine Muhalefet Etmek: İmam Ali (a.s) hiçbir zaman nefsanî heveslere uyarak bir adım atmadı ve Allah için tüm meyil ve heveslerini ayaklar altına aldı. Sadece halisçe Allah’a kulluk etmek ve O’nun için amel etmek peşinde oldu. Amr b. Abduved ile çarpışması bu ihlâsın bir örneğidir.

Bu değerli sıfat ve özellikler neticesinde ve “inanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır”[3] ayeti hükmünce Yüce Allah onun sevgisini halkın kalbine yerleştirdi. O halk nezdinde en değerli kimseydi; zira iman ve üstünlük iddiası taşıyan kimseler bu sıfatlarda onun eline su dökemiyordu. Ama düşmanlıkları ve özellikle de Muaviye’nin düşmanlığını körüklemede diğerlerinden daha çok etkili olan sıfat, Hz. Ali’nin (a.s) adaletiydi. Hz. Ali (a.s) hilafeti kabul ettikten sonra Medine mescidinde yaptığı ilk konuşmasında şeffaf bir şekilde tüm konum ve programını ilan etti. Adaleti yayma, zulümle mücadele etme ve salahiyete önem vermeden ibaret olan kendi devletinin asıl çizgisinden net olarak söz etti. Mevcut durumu altüst edeceğini, geri kalmış salahiyetli kimseleri öne çıkaracağını ve öne çıkmış salahiyetsiz kimseleri de geriye iteceğini ilan etti.[4] Kadınların mehiri ve kenizlerin parası olarak harcanmış olsa bile yağma edilmiş malları geri döndüreceğini bildirdi; çünkü adalette ferahlık olduğunu ve adalet bir şahsı sıkıyorsa zulmün onu daha fazla sıkacağını belirtti.”[5] Öte taraftan Muaviye reislik sevdasında olan bir şahıs idi ve güce ulaşmak için hiçbir işten geri kalmıyordu. Tarihte nakledildiği üzere Muaviye İmam Hasan (a.s) ile barış yaptıktan sonra bir gün bayram namazında kendi maksat ve hedeflerini ifşa etti ve şöyle dedi: “Ben oruç tutmak, namaz kılmak, hac etmek veya zekât vermek için sizin ile savaşmadım! Çünkü ben sizin bunları yapacağınızı biliyordum. Ben reis olmak sizin için savaştım. Allah sizi yönetmeyi bana vermiş idi ama sizler istemiyordunuz.”[6] Bu nedenle tüm çalışma ve çabası reislik, saltanat ve halka hükmetmek olan bir düşünme şeklinin İmam Ali’nin değersel devletine tahammül edemeyeceği çok açıktır. Artı, İslam’ın ilk yıllarındaki savaşlarda Muaviye’nin müşrik ata ve akrabalarının öldürülmesi, onun yüreğindeki İslam ve İslam Peygamberinden (s.a.a) intikam alma ateşini körüklemişti ve bu da İslam’ın sembolü ve Peygambere (s.a.a) en yakın kimse sıfatıyla İmam Ali’ye (a.s) muhalefet etmek için başka bir dürtüydü. Nitekim onun evladı olan Yezid, İmam Hüseyin’i (a.s) şehid ettikten sonra onun kesilmiş mübarek başı karşısında kendi kinini dışarıya vurmuş ve alenen şu şiiri okumuştur: Keşke Bedir savaşında ölen atalarım Hazreç kabilesinin içine düştüğü bu zillet ve onursuzluğu görseydiler…” Bu şiiri Uhud savaşında Müslümanların yenilmesinden ve Peygamberin yarenlerinin şahadete ermesinden sonra İbn. Züberi okumuştu.[7] Şimdi de Yezid bu şiiri İmam Hüseyin’i şahadete erdirdikten sonra okuyor, bu iki hadiseyi birbirine benzetiyor ve müşrik atalarının hazır bulunup kendisinin Peygamber (s.a.a) ailesinden bunun intikamını nasıl aldığını görmelerini arzuluyordu. Bu nedenle, Muaviye ve kabilesinin İmam Ali’nin (a.s) hükümetine ve evlatlarına muhalefet etmesinin asıl nedeni, İslam’ın aslına ve aziz İslam Peygamberin attığı temele karşı olmasıydı.

İlgili başlıklar:

Sahabe Ve Hz. Ali (a.s), 2810 (Site: 3504).

İmam Ali’nin Özellikleri (a.s), 500 (Site: 541).



[1] İnsan, 8 – 10.

[2] Muhaddis Nuri, Müstedrekü’l-Vesail, c. 13, s. 211:

نَهْجُ الْبَلَاغَةِ، قَالَ ع "وَ اللَّهِ لَوْ أُعْطِیتُ الْأَقَالِیمَ السَّبْعَةَ بِمَا تَحْتَ أَفْلَاکِهَا عَلَى أَنْ أَعْصِیَ اللَّهَ فِی نَمْلَةٍ أَسْلُبُهَا جُلْبَ شَعِیرَةٍ مَا فَعَلْتُهُ"

[3] Meryem, 96: "إِنَّ الَّذینَ آمَنُوا وَ عَمِلُوا الصَّالِحاتِ سَیَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمنُ وُدًّا"

[4] Nehcü’l-Belağa, hutbe. 16, s. 57.

[5] Nehcü’l-Belağa, hutbe. 15, s. 57: فان فی العدل سعة و من ضاق علیه العدل فالجور علیه اضیق"

[6] Ebu’l-Feda İsmail b. Ömer b. Kesir ed-Demeşki (m 774), el-Bidaye Ve’n-Nihaye, c. 8, s. 131, Neşr-i Daru’l-Fikir, Beyrut, 1407/1986:

"قال یعقوب بن سفیان: حدثنا أبو بکر بن أبى شیبة و سعید بن منصور قالا: ثنا أبو معاویة ثنا الأعمش عن عمرو بن مرة عن سعید بن سوید. قال: صلى بنا معاویة بالنخیلة- یعنى خارج الکوفة- الجمعة فی الضحى ثم خطبنا فقال: ما قاتلتکم لتصوموا و لا لتصلوا و لا لتحجوا و لا لتزکوا، قد عرفت أنکم تفعلون ذلک، و لکن إنما قاتلتکم لأتأمر علیکم، فقد أعطانى الله ذلک و أنتم کارهون»

[7] El-Bidaye Ve’n-Nihaye, c. 8, s. 204, "لیت أشیاخى ببدر شهدوا جزع الخزرج من وقع الأسل‏"

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ehlisünnet Kur’an’da velayeti nasıl tefsir etmektedir?
    6771 Tefsir 2012/08/12
    Şia’nın inancına göre, müminlerin önderi Hz. Ali’nin (a.s) velayeti A’li İmran suresinin 55. ayetinde açıkça beyan edilmiştir. Belirtilen veli ve velayetten ne kastedildiği hususunda Şii ve Sünni âlimleri arasında ihtilaf vardır. Ehlisünnet bunu sevgi ve dostluk velayeti manasında yorumlamış, Şiiler ise yönetim ve imamet velayeti manasında değerlendirmiştir.
  • İslam öğretileri acısından diğer mahlûkatlar için bir hukuk tarif edilmiş midir?
    7407 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/08/11
    Dini kaynaklarda bu konuyla ilgili birçok rivayet bulunmaktadır. Bunlardan anlaşıldı kadarıyla hak ve hukuk kavramı sadece insanlara özgü kavramlar değildir. Bilakis diğer bütün mahlûkatlarında hak ve hukuka sahip oldukları anlaşılmaktadır. Örneğin “men la yehzer’ul-fakih” kitabında bir bölüm hayvanın sahibine hakkı olarak adlandırılmış ve bu konuyla ilgili hadisler ...
  • Neden Müslüman erkeğin ehl-i kitap kadınla evlenmesi caizdir, ama Müslüman kadının ehl-i kitap erkekle evlenmesi caiz değildir?
    14019 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/13
    Çünkü, 1) Daimi evlilik iki taraf içinde yasaktır. Sadece geçici evlilikte Müslüman erkek ehl-i kitap kadınla evlenebilir. 2) Ahkamın hikmetini bilmek iyi bir şey olsa da kulu hedeflenen menzile götüren şey, onun Allah’a kayıtsız ve şartsız itaat etmesidir. Bazı hükümlerin felsefesi hakkında ihtimaller verilebilir. Örneğin bu hüküm hakkında ...
  • Allah-u Teâlâ’nın hilesinin anlamı nedir?
    8355 Tefsir 2012/06/11
    Arap lügatinde hile (mekr), bir kimseyi hedefin­den (hedef iyi ya da kötü olsun) alı koymaktır. Bu anlam esasınca hile her zaman ve her yerde kötü değildir. Bu kelimenin Allah-u Teâlâ’ya nispet verilmesi, zararlı komployu hünsa etmek anlamındadır ve bozguncular hakkında kullanıldığında, programları ıslah etmenin önünün ...
  • Hz. Ali'yi Allah bilen bir kimsenin evinde İmam Hüseyin için düzenlenmiş merasime katılmak caiz midir?
    9276 Eski Kelam İlmi 2011/06/20
    İmam Hüseyin ve onunla birlikte şehit olan ashabı için yas tutmak ve bu doğrultuda düzenlenen merasimlere katılmanın Allah katında büyük sevabı ve mükâfatı vardır. Ama doğal olarak eğer bu tür merasimler ehlibeytin (a.s.) öğretilerine ters ve muhalif olan öğretilerin tebliğ ve güçlenmesine neden oluyor ise bu gibi merasimlere katılmanın hiçbir ...
  • Kedinin kılının hükmü nedir?
    15522 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Nisa suresinin 11. ayetinde ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ buyurulan cümlenin manası nedir?
    7707 Tefsir 2012/04/15
    Nisa suresinin 11. ayetinde birinci dereceki kimselerin miras bölüşümünün nasıl olacağı göz önüne alınarak müfessirler ayetin ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ bölümünün manası hakkında çeşitli ihtimaller vermişlerdir. Buna göre bu cümlenin manası şunlardan biri olabilir: 1- Baba, anne ve evlatlarınızdan hangisinin dünyada size ...
  • Hangi imamın başka imamlardan farklı kendine özgü özellikleri vardır?
    7191 Masumların Siresi 2012/03/04
    Dini öğretilerimize göre Masum İmamların varlıkları iki yönlüdür. Biri nurani varlıkları, diğeri maddi varlıklarıdır. Nur varlıkları açısından onların hepsinin nuru birdir. Ama maddi ve cismi varlıkları açısından zaman ve mekan şartlarına göre her birinin kendine has özellikleri vardır. Örneğin İmam Ali cesarette ve hitapta, İmam Hüseyin cihad ve ...
  • Nisa suresinin 78 ve 79. ayetleri esasınca, kötülükler Allah’a mı yoksa insana mı isnat edilmektedir?
    13848 Tefsir 2011/05/21
    Bu ayetler birkaç surette açıklanabilir:1. Allah her şeyi yaratmıştır, ama yaratılışın varlıksal kemalini engelleyen şeyler anlamındaki gerçek kötülük ve şer yokluktan başka bir şey değildir ve bundan dolayı yaratılacak bir kabiliyet de taşımamaktadır. Ama Allah’ın mahlûklarının birbirleriyle takışması nedeniyle bu kötülük meydana geldiği için kötülükler de Allah’a isnat ...
  • Allah falan kulunu kendi haline bırakmış deniliyor, bunun anlamı nedir?
    7499 Eski Kelam İlmi 2012/09/15
    Bu kur’an’sal bir kavramdır. Allahu Teala kuranı kerimde şöyle buyuruyor: “nesullahe fe nesiyehu; onlar Allahı unuttular, öyle ise Allah (da) onları unuttu”. Bunun anlamı şudur: Dünyada bazı insanlar Allah ı unuttukları için Allah da onları kıyamet gününde unuttur. Yani bunlara teveccüh etmiyor, kıyametin hayırlarından ve bereketlerinden mahrum ...

En Çok Okunanlar