Gelişmiş Arama
Ziyaret
11783
Güncellenme Tarihi: 2010/07/17
Soru Özeti
İntihar gibi bazı günahlar insanın otomatik bir şekilde cehenneme girmesine neden olur mu?
Soru
Selamun Aleykum. Benim sizden sormak istediğim bir soru var: Bazı günahları işlemek insanın otomatik bir şekilde cehenneme girmesine neden olur mu? Örneğin eğer siz intihar günahına bulaşırsanız, bu sizin otomatik bir şekilde cehenneme girmenize neden olur mu?
Kısa Cevap

İnsanın paraşüt ve yardımcı araçlardan istifade etmeksizin kendisini yüksek bir noktadan atması onun bedeninin parçalanmasına neden olur.  Aynı şekilde insan kendini derin bir denize atar ve yüzme tekniklerini de bilmezse doğal olarak kendisinin boğulmasına zemin hazırlar. Bu her iki durumda da dönüş yolu bulunmaz. Bazı günahlar da tövbe imkânını ortadan kaldıran bir özelliğe sahip olması nedeniyle, bu günahlara bulaşanlar cehennemin geri dönülmez yoluna girerler. Elbette bu durumlarda sadece toleransla otomatik tabiri kullanılabilir ve böyle bir neticenin insanların kendi davranışlarının direkt neticesi olduğunu biz biliyoruz.  

Ayrıntılı Cevap

Cevap vermeden önce otomatik sözcüğünden neyin kastedildiğine dikkat etmemiz gerekir. Bu kavramı, bir davranışın direkt neticesi olan hususlar hakkında da kullanmak isteyip istemediğimizi belirtmeliyiz. Örneğin eğer insan ayağını ataşe sokarsa otomatik olarak ayağı yanar veya yüksek bir noktadan kendini atarsa otomatik olarak yere çakılır ve bedeni parçalanır diye söyleyebilir miyiz?!

Bu mukaddime eşliğinde sorunuzu yanıtlıyoruz: Evrenin Rabbi, insanları yarattıktan sonra onlar için bir takım davranışları yasaklamış ve bu davranışların yapılması durumunda kendilerini cehennem ateşinin beklediğini belirtmiştir. Bazı günahların çürümüş yiyecekler gibi olup uzun süre tüketildikleri takdirde zarar veren türden olduğunu, bazılarının da büyük bir patlama gibi insanın manevi yaşamını darmadağın ettiğini bilmekteyiz. Öte taraftan yüce Allah’ın engin rahmeti sayesinde insan için birçok yol tanıtılmış ve bu yollardan geçerek insanın bazı ağır cezalarının geçersiz kılınması veya onların bir ölçüye dek azaltılması hedeflenmiştir. Haksız hasarların telafi edilmesi, günah nedeniyle zarar görmüş kimselerden helallik istenmesi ve en sonda da yüce Allah’a tövbe etmek bir günahı telafi etmenin yolları sayılır. Telafi edici bu hususlar ve özellikle tövbenin insanın ölümünden önce ve onun yaşamı esnasında yapılması gerektiği ve ölüm esnasındaki veya öldükten sonraki bir tövbenin bir eserinin olmayacağı apaçıktır.[1] Belirtilen hususlar baz alınarak sorunuzda işaret edinilen intihar günahına dönüyoruz. İmam Bakır’dan (a.s) nakledilen bir rivayette şöyle buyrulmaktadır: “Mümin birey türlü belalara müptela olabilir veya değişik hadiseler ile dünyadan geçebilir, ama o asla intihar etmez.”[2] İmam Sadık (a.s) bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Her kim bilerek intihara teşebbüs ederse, ebedi olarak cehennem ateşinde kalır.”[3] Başka bir ifadeyle ve elbette az bir toleransla intiharın insanı otomatik olarak cehenneme sokan bir günah olduğu söylenebilir. Lakin neden?

1. Belirtildiği gibi, yüce Allah’a tövbe etmeyle günahların cezalarının giderilmesi ve azaltılması imkânı mevcuttur ve bu tövbenin ölümden önce yapılması gerekir. Lakin intihar günahı, hayat ve yaşam imkânını insandan alan ve tövbe fırsatını kendisinden gideren bir günahtır. Başka bir ifadeyle birey böyle bir günaha bulaşmayla cezaları iptal etmek veya azaltmak için en son şansını yitirmekte ve tabii olarak cehenneme girmektedir.

2. Hayat ve yaşam yüce Allah tarafından insana bahşedilmiş değerli bir hediyedir. Bu hediye gerçekte insanın yardımıyla kemalin en üst derecelerine erebileceği bir fırsattır. İntihar eden birey, kendi elleriyle fırsatı ortadan kaldırmaktadır ve onun ateşte yanması bu fırsatın kaldırılmasının direkt neticesidir. Nitekim bir birey basiretsizce kendini ateşe verirse, onun bedeninin yanması uygun olmayan davranışının direkt neticesidir.

Bu bağlamda insanın kendi hayatını yok etmesi bağışlanmayan bir suç olması gibi, insanın başkalarından hayat fırsatını alması da geri dönülmeyen cezalar gerektirecektir. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Mümin birey haksız yere eli bir müminin kanına bulaşmayıncaya dek her zaman kendi davranışlarını yenileme fırsatına sahiptir ve mümin bir bireyi öldüren bir şahıs (zahirde pişmanlık için gerekli fırsatı taşısa da şartlar öyle bir şekilde gerçekleşir ki) tövbe etme başarısını yakalamaz.”[4] Bazı günahlar da her ne kadar tövbe imkânını yok etmese de ona ulaşma şansını azaltır. Şu rivayete dikkat ediniz: “Sarhoş edici bir şarap içmiş bir bireyin durumunun ne olduğu hususunda İmam Sadık’tan (a.s) sorarlar ve İmam (a.s) şöyle cevap verir: Kırk güne dek onun ne namazı ve ne de tövbesi kabul olur. Eğer bu müddet içinde dünyadan göçerse cehenneme girer.”[5]

Son olarak şöyle bir netice alınabilir: Bazı günahlar, insanın otomatik olarak cehenneme girmesine neden olur. Ama bundan determinizm anlaşılmamalı ve bireylerin kendi günahlarıyla irtibatlı sorumlulukları küçük görülmemelidir. Cehenneme bu otomatik giriş, günahkâr tarafından yapılmış davranışın direkt neticesidir. Nitekim kendini yüksek bir noktadan atan bir şahsın bedeninin parçalanması, onun bu konudaki sorumluluğunu yok etmez. Esasen amellerin tecessüm etmesi veya amel ve ödülün somutlaşması görüşünce, cennet ve cehennem gerçekte insanın amelidir ve gerçekte cennet ve cehennemi inşa eden insanın kendi amelleridir. İnsanın amel işlemesi ve önceden belirlenmiş bir anlaşma esasınca kendisini amelinin ödülü ve cezası sıfatıyla cennet ve cehenneme göndermeleri diye bir şey söz konusu değildir. Bu görüş esasınca, günahlar hakkında “otomatik olarak” tabiri mana ve mefhumunu kaybedecektir. 

 


[1] Nisa Suresi, 18. ayet.

[2] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, Kafi, c. 3, s. 112, hadis 8, Daru’lKutubu’l İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

[3] a.g.e, c. 7, s. 45, hadis 1.

[4] a.g.e,c. 7, s. 272, hadis 7.

[5] Şeyh Saduk, Sevabu’lA’mal, s. 244, Daru’rRezili’nNeşr, Kum, 1406 h.k.

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar