Gadir olayı ve o günde İmam Ali’nin (a.s) Allah Resulü’nün (s.a.a) halifesi olarak tanıtılması, o kadar azametli bir olaydı ki, bu tarihi olayı Resulullah’ın 110 tane sahabesi nakletmiştir. Ancak bu demek değildir ki, o olaya şahid olan Resulullah’ın (s.a.a) binlerce sahabesinden yalnızca bu kadarı onu nakletmiştir. Bu sayı sadece Ehl-i Sünnetin kitaplarında isimleri zikredilen sahabelerdir.
Gadir olayı ve o günde İmam Ali’nin (a.s) Allah Resulü’nün (s.a.a) halifesi olarak tanıtılması, o kadar azametli bir olaydı ki, bu tarihi olayı Resulullah’ın 110 tane sahabesi nakletmiştir. Ancak bu demek değildir ki, o olaya şahid olan Resulullah’ın (s.a.a) binlerce sahabesinden yalnızca bu kadarı onu nakletmiştir. Bu sayı sadece Ehl-i Sünnetin kitaplarında isimleri zikredilen sahabelerdir.
Gadir olayını rivayet eden 110 sahabeden bazıları şunlardır: Ebu Bekr b. Ebi Kuhafe, Ömer b. Hattap, Osman b. Affan, Talha, Zübeyr, Abdullah b. Cafer, Abbas b. Abdu’l Muttalib, Abdullah b. Abbas, Ebu Eyyub Ensari, Ebuzer Ğifari, Selman-ı Farsi, Ebu Katade, Ebu Hureyre, Zeyd b. Erkam, Udey b. Hatem, Sehl b. Hanif, Hassan b. Sabit... (Kadınlardan) Fatımat-uz Zehra, Ümm-ü Seleme, Aişe, Ümm-ü Hani, Fatıma binti Hamza...[1]
Sahabeden sonra aralarında Ebu Raşid, Ebu Seleme, Ebu Süleyman, Mu’zen Ebu Salih’de olmak üzere Tabiin’den de 84 kişi Gadir hadisini nakletmiştir.[2]
Daha sonraki asırlarda alimler ve muhaddislerde bu ölümsüz eseri korumak için en yüksek çabalarını göstermiş ve her asırdakiler bu değerli hadisi bir öncekilerden dikkatle alıp kendilerinden sonraki tabakaya teslim etmişlerdir:
Ehl-i Sünnet alimlerinden 2. yüzyılda 56 kişi; 3. yüzyılda 92 kişi; 4. yüzyılda 43 kişi; 5. yüzyılda 24 kişi; 6. yüzyılda 20 kişi; 7. yüzyılda 21 kişi; 8. yüzyılda 18 kişi; 9. yüzyılda 16 kişi; 10. yüzyılda 14 kişi; 11. yüzyılda 12 kişi; 12. yüzyılda 13 kişi; 13. yüzyılda 12 kişi; 14. yüzyılda 21 kişi Gadir hadisini nakletmişlerdir ki toplam 360 kişiye ulaşmaktadır.[3]
Gadir hadisinin ölümsüz olmasının delillerinden bir diğeri, bazı Ehl-i Sünnet alimlerinin bu hadisi nakletmenin yanı sıra onun senet ve manası hakkında da ayrıca kitaplar yazmışlardır. Örneğin:
1-Ebu Cafer Taberi (ö. h/310); büyük İslam tarihçisidir. O, ‘el-Velayet Fi Turuki Hadis-il Gadir’ adlı kitabında bu hadisi 70’ten fazla yolla Peygamber’den (s.a.a) nakletmiştir.
2-Ebu’l Abbas Ahmed b. Muhammed Hemedani (ö. h/333); Ukde diye meşhurdur. O, ‘el-Velayet Fi Turuki Hadis-il Gadir’ adlı kitabında bu hadisi 105 kişiden nakletmiştir.
3-Ebu Bekr Muhammed b. Ömer Bağdadi (ö. h/355); Cahani diye meşhurdur. O, ‘Men Reva Hadis-i Gadir-i Hum’ adlı kitabında Gadir hadisini 125 yolla Peygamber’den (s.a.a) getirmiştir.
4-Ebu Galib Ahmed b. Muhammed er-Razi (ö. h/3368), Muhsin b. Hüseyin Nişaburi Hazai, Ali b. Abdurrahman b. İsa Cerrahi Kannati ve bunların dışında Ehl-i Sünnet’ten meşhur 26 kişi daha Gadir hadisi hakkında kitaplar yazmışlardır.[4]
Büyük Şia alimleride Gadir olayını A’yan-uş Şia, el-Gadir, el-Muracaat, et-Taraif, Avamil-ul Ulum, Bihar-ul Envar (cild: 37), Abakat-ul Envar, vb. gibi önemli ve değerli kitaplarında nakletmişlerdir.
Ehl-i Sünnet’e Göre Tebliğ Ayetinin Nüzul Sebebi
Ehl-i Sünnet alimlerinin, tefsir, hadis ve tarih alanlarında yazdıkları çeşitli kitaplarda ‘Ey Peygamber, sana Rabbinden indirilen emri bildir ve eğer bu tebliği ifa etmezsen onun elçiliğini yapmamış olursun ve Allah, seni insanlardan korur.’[5] ayetinin nüzul sebebinin Gadir-i Hum’da Hz. Ali’nin (a.s) velayeti hakkında olduğu konusunda bir çok rivayet olduğu görülmektedir. Örneğin:
1-Fahr-u Razi kendi yazdığı tefsir kitabında İbn-i Abbas’tan şöyle naklediyor: Tebliğ ayeti nazil olduğunda Peygamber (s.a.a) Ali’nin (a.s) elini kaldırarak ‘Ben kimin mevlasıysam Ali’de onun mevlasıdır...’ diye buyurdu. Bu arada Ömer b. Hattap, Ali’nin (a.s) yanına gelerek O’na dedi ki: ‘Ey Ebu Talib’in oğlu, (bu makam) sana mübarek olsun! Benim ve kadın erkek bütün müminlerin mevlası oldun.’[6]
2-İbn-i Kesir Dimeşki’de ayetin Hz. Ali’nin (a.s) hakkında nazil olduğunu ve ardından Peygamber’in (s.a.a) Gadir hutbesini okuduğunu teyit etmiştir.[7]
3-Şeyh Muhammed Abduh, kendi tefsirinde Tebliğ ayetini tefsir ederken Ebu Said Hudri’den ayet-i kerime’nin Gadir-i Hum gününde Ali b. Ebi Talib’in hakkında nazil olduğunu söylüyor. Sonra Berra b. Azib’in şöyle dediğini naklediyor: ‘Ben kimin mevlasıysam Ali’de onun mevlasıdır.’ sözünü Peygamber (s.a.a) söylemiştir.’[8]
4-Suyuti ‘ed-Dürr-ül Mansur’da Tebliğ ayetinin hakkında şöyle yazıyor: ‘Ebu Said Hudri diyor ki: Bu ayet Gadir-i Hum’da Ali b. Ebi Talib’in hakkında nazil olmuştur.’[9]-[10]
[1] -İbn-i Şehr-i Aşub, ‘Menakıb’ adlı eserinin c.3, s.25’de 110 kişinin adını zikretmiştir. Yine Allame Emini’de ‘el-Gadir’ c.1, s.14’te 110 kişinin adını alfabetik sıraya göre yazmıştır.
[2] -el-Gadir,c.1, s.129-151.
[3] -a.g.e. c.1, s.73-151.
[4] -a.g.e. s.152-157.
[5] -Maide/67
[6] -Tefsir-i Fahr-i Razi, c.12, s.42.
[7] -İbn-i Kesir, el-Bidaye ve’n Nihaye, c.5, s.183-189.
[8] -Tefsir-ul Minar, c.6, s.463-465
[9] -Tefsir-ud Durr-il Mensur, c.2, s.298.
[10] -Gencname-i İmam Ali (a.s), Gadir ve Velayet bölümünden alıntı yapılmıştır.