Şii alimleri, bir haberin her tabakasında ki senet silsilesinde ravilerin sayısı ilime neden olacak ve rivayetin Masum’un (a.s) söylediğine yakin haddine ulaştıracak habere mütevatir hadis demekteler. Her tabakada yerine göre kişilerin sayısını farklı saymış ve ravilerin sayısı hakkında belli bir sayı belirtmemişlerdir. Onlara göre ölçü sözün Masumdan çıktığını bilmek ve ona yakin etmektir. Bu açıdan bakıldığında lafzi, manevi ve icmali mütevatir arasında bir fark yoktur.
Ancak mütevetir-i lafzi, rivayetlerin sözlerinin aynı olması, mütevatir-i manevi rivayetlerin sözlerinin farklı ama manasının aynı olması, mütevatir-i icmali ise manasının genişlik ve darlığı bakımından birbirlerinden farklı, ama ortak yönlerinin olduğu rivayetlere denir.
Ehl-i Sünnet alimleri ise mütevatir hadis ravilerinin sayısı hakkında değişik görüşlere sahiptirler. Örneğin mütevatir hadis için en az 4 kişiden, en fazla 313 kişiye kadar sayı söyleyenler vardır.
Hadisler, her tabakadaki ‘ravilerin sayısı’na göre ‘mütevatir’ ve ‘vahid’ diye ikiye ayrılır. Mütevatir kelimesinin kökü ‘Vetr’ olup ‘bir’ manasına gelmektedir. ‘Tevatür’ ise peş peşe veya birbiri ardına gelen demektir. Nitekim ‘Sonra birbiri ardınca peygamberlerimizi gönderdik.’[1] ayet-i kerimesinde ‘birbiri ardınca’ manasına gelen ‘Tetra’ kelimesi kullanılmıştır.[2]
Rivayet-i Mütevatir ıstılahta ‘’Her tabakadaki raviler silsilesi öyle bir hadde olmalıdır ki, normal olarak yalan üzerine anlaşmaları imkansız olmalı ve verdikleri haber bilgi vermelidir.’[3] demektir.
Mütevatir rivayetler her ne kadar az olsa da genellikle muhteva bildirir ve önemli bir haberdir. Örneğin, Ğadir rivayetini sadece sahabe tabakasında 100’den fazla kişi rivayet etmiştir.
Mütevatir Haberin Kısımları
Mütevatir, bir açıdan bakıldığında ‘Lafzi ve Manevi’ diye ikiye ayrılır.
Mütevatir-i Lafzi, bütün ravilerin haberi aynı sözlerle naklettikleri rivayete denir.[4] Örneğin: ‘Kim benim adıma bilerek yalan söylerse yeri ateşle dolacaktır.’[5] hadisini kırk ile altmış arasında sahabe nakletmiştir.[6]
Mütevatir-i Manevi ise bütün ravilerin ibareleri değişik ama içeriği aynı olarak verdikleri habere denir ve manada tazammüni (içerdiği mana) ve iltizami (mananın zorunlu olarak gerektirdiği şey) delaletin uyumu olarak kabul edilmelidir.[7]
Mütevatir hadis için ‘tevatür-ü tefsili’ ve ‘tevatür-ü icmali’ diye başka bir kısımlandırma daha yapılmıştır. Tevatür-i tefsili, manevi ve lafzi tevatürü içermektedir. Ama tevatür-i icmali bir konuda birkaç rivayet geldiğinde ve delalet yönünden eşit olmayan, ama hepsinden birinin kesinlikle söylendiği anlaşılan ortak yönleri olan rivayetlere denir. Haber-i Vahid’in hüccet olduğunu söyleyen rivayetler bu türdendir.[8]
Haber-i Vahid ise, bütün tabakalarda tevatür haddine ulaşmayan rivayetlere denir.[9] Böyle rivayetler yalnız başlarına ilim vermezler. Başka karinelerin yardımıyla hüccet olurlar. Bu yüzden bir rivayet birkaç tabakada tevatüre ulaşır, ama bir tabakada ulaşmazsa mütevatir olmayacak bunun yerine haber-i vahid olacaktır. Zira sonuç öncüllerin zayıf olanına bağlıdır.
Ravilerin sayısının ne kadar olacağı konusunda Şii alimleri belli bir sayı belirtmemişlerdir. Onlara göre tevatürün ölçüsü onun insanı ilime ulaştırmasıdır. Ravilerinin sayısı senet silsilesinin her tabakasında ilim veren ve rivayetin İmamın (a.s) söylediğine yakin edilen hadde olan habere mütevatir hadis demekteler. Ayrıca yalan üzerine anlaşmaları imkansız olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında onlara göre lafzi, manevi veya icmali mütevatirler arasında fark yoktur.
Oysa Ehl-i Sünnet alimlerine göre mütevatir haberde ravilerin belli bir sayıda olması şart koşulmuştur. Ama bu sayısının ne kadar olacağı konusundaki görüşleri farklıdır. Aşağıda o görüşleri getiriyoruz:
1-Kadı Ebubekr Baklani’nin görüşü: Ravilerin sayısı en az 4 kişi olmalıdır.
2-İstahri’nin görüşü: Ravilerin sayısı en az 10 kişi olmalıdır.
3-Bir grup Sünni alimin görüşü: Ravilerin sayısı en az 12 kişi olmalıdır (Benî İsrail eminlerinin sayısı kadar).
4-Ebu Huzeyl Allaf’ın görüşü: Ravilerin sayısı en az 20 kişi olmalıdır.
5-Bir başka görüş: Ravilerin sayısı en az 40 kişi olmalıdır.
6- Bir başka grubun görüşü: Ravilerin sayısı en az 70 kişi olmalıdır.
7-Son görüşte şudur: Ravilerin sayısı en az Bedir savaşındakilerin sayısı olan 313 kişi olmalıdır. [10]
[1] -Müminun/44
[2] -Rağıb-i İsfahani, Müfredat-u Elfaz-il Kur’an, s.853.
[3] -Abdullah Mamakani, Mikbas-ul Hidaye, c.1, s.89-90; Şehid-i Sani, er-Riaye Fi İlm-id Diraye, s.28.
[4] -Mikbas-ul Hidaye, c.1, s.115.
[5] -Şeyh Kuleyni, Kafi, c.1, s.62.
[6] -er-Riaye Fi İlm-id Diraye, s.29.
[7] -Mikbas-ul Hidaye, c.1, s.115.
[8] -Seyid Rıza Müeddep, İlm-ud Diraye Tatbiki, s.37; Mikbas-ul Hidaye, c.1, s.115.
[9] -Mikbas-ul Hidaye, c.1, s.125; Şehid-i Sani, er-Riaye Fi İlm-id Diraye, s.29.
[10] -Cafer Subhani, Usul-u Hadis ve Ahkamuhu, s.25-35, Müesseset-ün Neşr-il İslami, h.k.1420