Böyleli kimselerin namazı kasır şeklinde olmalı ve bu kimseler oruçlarını bozmalı ve ramazan ayından sonra oruçlarını kaza etmeliler. Nezir yaparak yolculuk esnasında ramazan ayının orucu tutulamaz. Öğleden önce ikamet edilen yere veya on gün kalınacak yere varılırsa eğer yolculuk esnasında orucu bozacak her hangi bir iş yapılmamışsa o günün orucu vacip, dolayısıyla tutulmalıdır. Tutulan bu oruç da sahihtir.
Namazınız kasır şeklindedir ve orucunuzu da ramazan ayından sonra kaza etmelisiniz. Zira - mesleği gereğince sürekli yolculukta olan (devecilik, şoförcülük, hayvancılık ve kaptancılık yapan) kimselerin namazı ve oruçları sahihtir diyen- imam Humeyni[1] gibi bazı taklidi mercilerin fetvasına göre bile siz namazınızı kasır şeklinde kılmalısınız, orucunuzu da kaza etmelisiniz. Hatta kendi işine ve iş yerine gitmek için yolculuk yapmak zorunda kalan kimselerin yolculuk esnasında kıldıkları namazı ve tutukları orucu sahih bilen bazı mercilerin fetvasına göre bile sizin namazınız ve orucunuz bu bir aylık görev süresinde sahih değildir. Zira yolculuk süresinin çok olup olmamasının ölçüsü şudur ki (senede) en az üç ay aralıksız yolculukta (gidiş ve gelişte) olmak gerekir.[2] Oysaki sizin görev süreniz üç aydan daha azdır.
Yolculukta nezir ile oruç tutulması hakkında imam Humeyni şöyle demiş: “…has ve belli bir günde yolculukta oruç tutmayı nezrederse o orucu yolculukta olsa bile o günde tutması gerekir. Hakeza bir günü belirterek ister yolculukta olsun ister yolculukta olmasın o günde oruç tutmayı nezrederse o günde yolculuğa denk gelse bile o orucu tutması gerekir”.[3] Ama ramazan ayının orucu zaten kendiliğinden vaciptir dolayısıyla nezre gerek duymuyor. (vacip olan bir amel nezir yapılmaya gelemiyor) ve ramazan ayında başka bir orucun tutulması da nezir edilemez.
Ama öğleden önce ikamet edeceğiniz vatanınıza ulaşırsanız imam Humeyni ve diğer taklidi mercilerin fetvasına göre hükmü şöyledir:
Yolcu öğleden önce vatanına veya on gün ikamet edecek mekana ulaşırsa eğer yolculuk esnasında orucu bozacak bir iş yapmamışsa o gün oruç tutmalıdır. Ama eğer orucu bozar bir iş yapmışsa o günün orucu üzerinde vacip değildir.[4]
[1] “Tevzihu’l - mesail, (el-muhaşi lil imam Humeyni)”, c. 1, s. 701. Yedinci şart: Onun işi ve mesleği yolculuk olmayacak. Dolayısıyla devecilik, şoförlük, hayvancılık, kaptancılık yapan ve bunlara benzer meslek sahibi bir kimse, kendi evinin eşyasını taşımak için bile olsa (ilk yolculuk hariç) yolculuk yaparsa namazını tam kılmalıdır. Ama ilk yolculukta bu yolculuk uzun sürse bile namazı kasır şeklinde kılmalıdır.
[2] “Tevzihu’l - mesail, (el-muhaşi lil imam Humeyni)”, c. 1, s. 701, mesele: 1310. Senenin bir kısmı işi yolculuğu gerektiren bir iş olursa örneğin yaz veya kış mevsimlerinde kendi aracıyla yolcu veya yük taşıyor, kendi işiyle meşgul olduğu yolculuklarda namazını tam kılmalıdır. Müstahap gereğince hem tam hem kasır şeklinde kılınsın.
[3] “Tevzihu’l - mesail, (el-muhaşi lil imam Humeyni)”, c. 1, s. 952, mesele: 1717.
[4] “Tevzihu’l - mesail, (el-muhaşi lil imam Humeyni)”, c. 1, s. 954, mesele: 1722.