Rivayette, Ne zaman Resulullah’ın adı geçse veya anılsa ona salâvat göndermemiz tavsiye edilmiştir. Aynı şekilde başka bir rivayette Peygamber'in on tane isminin olduğu ve bunların beşinin Kuran-ı Kerim'de zikir olunduğu bildirilmektedir. Bu isimlerden biride “Yasin” dir. Buna göre Ehl-i Beyt de Al-i Yasin olmaktadır. Yasin suresinin ilk ayetinin «یس و القرآن الحکیم» olması hasebiyle bu ayeti okuduktan sonra salâvat getirmek güzel bir ameldir; bu işin yapılması noktasında özel bir delil veya hadis bulunmasa dahi.
Aynı şekilde bazı rivayetlerde Yasin suresinin 12. ayetinde geçen «امام مبین» ‘ün Hz. Emiru'l- Müminin Ali(a.s) olduğu açıklanmıştır. İşte bu yüzden ona selam göndermek ve anmak da güzel ve benimsenen bir ameldir.
Kuran’ı Kerim Resulullah’ın Hürmetinin korunması konusunda şöyle buyuruyor: “Şüphesiz, Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin”.[1]
Bu ayetin içeriği Resulullah’ın Allahu Teâlâ nın katında olan yüce makamına delalet etmektedir. Öyle ki Allah Teâlâ ve melekler ona salat ediyorlar ve diğerlerinden de onlarla birlikte salat etmeleri emrediliyor.
Rivayetlerde salâvat göndermenin birçok bereket ve faydası dile getirilmiştir. İmam Bakır(a.s) veya İmam Sadık(a.s) şöyle buyuruyor: “Kıyamette hesap gününde terazi de Muhammed ve al-i Muhammed’e salâvattan daha ağır gelen bir şey yoktur. O günde birini getirecekler ve amelini mizan edecekler; ameli hafif kalınca zikir ettiği salâvatların sevabını mizana ekleyince amelleri ağır gelecek ve kefesi dolacaktır”.[2]
Masumlardan(a.s) bizlere ulaşan hadislerde ne zaman Peygamber Efendimizin adı anılsa salâvat getirmemiz tekit edilmiştir. Hatta namazın ortasında biri Resulullah Efendimizin adını duyarsa salâvat getirmesi müstehabdır.
İmam Muhammet Bakır(a.s)'dan şöyle rivayet olmuştur:” Şüphesiz Resulullah’ın 10 tane adı vardır. Bunlardan beş tanesi “Muhammet, Ahmet, Abdullah, Yasin ve Nun” Kuran’da gelmiş diğer beş tanesi “Fatih, Hatem, Kâfi, Mugfi ve Haşir” ise Kuran’da yoktur.[3]
İşte bu yüzden Peygamberin Ehl-i Beyti’nin lakaplarından biri de “âl-i Yasin” dir. “Âl-i Yasin Ziyareti” adı altında bir ziyaret duası, dua kitaplarında Hz. Mehdi (a.c.f)' den nakledilmiştir.[4]
Saffat suresinin 130’uncu ayetinin kıraatlerinden biri de «آل یاسین» kıraatidir. «سلام علی آل یاسین»
İmam Cafer Sadık(a.s)’tan bu ayetin tefsirinde babalarından nakil ile Hz. Ali(a.s)'ın şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Yasin” Hz. Muhammet(s.a.a)dir ve Âl-i Yasin de bizleriz.[5]
İmam Rıza(a.s) buyuruyor ki:” Allah Teâlâ Muhammed(s.a.a)’a ve Al-i Muhammed’e öyle bir fazilet vermiştir ki akıl ehli olanların dışında hiç kimse onun künhüne ulaşamaz. O ise şudur: Allahu Teâlâ nebilerinin sadece kendilerine selam etmektedir. Buyuruyor:” Âlemler içinde selam olsun Nuh'a”[6] ve ”Selam İbrahim’e “ ve ” Selam Musa’ya ve Harun’a“. Ama demiyor: Selam al-i Nuh’a ve al-i İbrahim’e lakin şöyle buyuruyor: ”Selam Al-i Yasin’e“ yani Al-i Muhammed (s.a.a)’e“…[7]
Şahitler ve deliller ışığında ”Yasin“ Resulullah’ın adlarından biridir. Resulullah’ın adını duyduktan sonra salâvat göndermekte müstehap bir ameldir. Yasin suresinin ilk ayeti hakkında özel bir açıklama ve uyarı söz konusu olmasa da genel deliller ışığında bu ayet’in kıraatinden sonra salâvat getirmek beğenilen ve iyi bir ameldir.
Bazı rivayetlerde Yasin suresinin 12inci ayetinde geçen «امام مبین» ‘ün Hz. Emiru'l-Müminin Ali(a.s) olduğu açıklanmıştır. İmam Muhammet Bakır(a.s) dan söyle nakil olmuştur:”Bu Ayet nazil olduğu sırada Ebu Bekir ve Ömer ayağa kalkarak şöyle dediler: Ya Resulullah(s.a.a) bu kelimeden maksat Tevrat mıdır? Resulullah(s.a.a) şöyle buyurdu: Hayır. İncil midir? diye sordular. Resulullah(s.a.a) şöyle buyurdular: Hayır. Kuran mıdır? diye sordular Resulullah(s.a.a): hayır, dedi. Bu sırada Hz. Ali(a.s) Resulullah’ın yanına geldi. Resulullah Onu görünce şöyle buyurdu: «امام مبین» (apaçık önder) bu kişidir. Öyle bir İmamdır ki Allahu Teâlâ her şeyin ilmini onda toplamıştır.[8]
Bu rivayet doğrultusunda zikri geçen ayet kıraat edildiğinde Hz. Emirul Müminin(a.s)’a selam ve salâvat göndermek güzel bir ameldir; Yasin suresinin bu ayeti hakkında özel bir tembih söz konusu olmasa da.
[1] Ahzap:56.
[2] Kuleyni, Kafi, ‘.c 2, s. 494,h. 15 Peygambere ve Ehlibeyti’ne salavat Babı.
[3] Şeyh Saduk, El-Hisal, c. 2, s. 436
[4] Şeyh Tebersi, İhticac, s. 316.
[5] Tabatabayi, Muhammet Hüseyin, El-Mizan, c. 17, s. 165.
[6] Saffat: 79
[7] Şeyh Saduk, Uyun-u Ahbar-ı Rıza(a.s), c. 1, s. 216.
[8] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsiri Numune, c. 18. s. 335, Tabatabayi, Muhammet Hüseyin, El-Mizan, c. 17, s.72