Hadis ve tarih kitaplarında Peygamber Ekrem (s.a.a), gelecekte (Hz. Ali zamanında) bir takım hadiselerin patlak vereceğini bildirdiği rivayetler mevcuttur. Burada bu rivayetlerin bazılarına işaret edeceğiz:
1. Peygamber Ekrem’in (s.a.a) Hudeybiye barışı esnasında verdiği haber: Barış antlaşması kararlaştırıldıktan sonra, Ali (a.s) Peygamber (s.a.a)’in dilinden antlaşma metnini yazıyordu. Kureyş’in temsilcisi, antlaşma metninin yukarısına yazılan “Bismillahirrahmanirrahim” cümlesine ve Peygamber (s.a.a)’in isminden sonra “Resulullah” unvanına itiraz etti ve müzakere bu konu etrafında uzadıkça uzadı. Sonunda Allah Resulü, bu antlaşmanın maslahatlarını temel alarak, Ali (a.s)’ye “Resulullah” unvanının silinmesini buyurarak şöyle dedi: “Senin içinde böyle bir gün gelecek ve kaçınılmaz olarak sende böyle bir şeyi kabul edeceksin”.[1] Geleceğe dair bu haber, Sıffin savaşında, hakemiyet olayında Muaviye’nin ısrarı ile Ali (a.s)’nin isminin sonunda yer alan “Emirilmüminin” unvanının silinmesiyle gerçeklik kazandı.[2]
2. Bir rivayette Peygamber (s.a.a), kendi eşi Ümmi Seleme’ye hitap ederek, Ali (a.s)’ye muhalefet eden ve onunla savaşanların isimlerini şöyle tanıtır: “Ey Ümmü Seleme! Allah’a andolsun ki bu Ali benden sonra Kasitin (zalimler), Nakisin (ahdini bozanlar) ve Marikinlerle (dinden çıkanlar) savaşacaktır.”[3]
Başka bir rivayette Peygamber (s.a.a) söz konusu bu isimler hakkında daha fazla açıklamada bulunup, eşi Ümmi Seleme’nin “Muhalif olan bu üç gurup kimlerdir?” sorusuna cevaben şöyle buyururlar: “Nakisin, Aliye Medine’de biat edip Basra’da biatlerini bozanlardır; Kasitin, Şam’da Muaviye ve onun ashabıdır; Marikin ise Nehrevan ashabıdır.”[4]
Ammar Yasir ve Ebu Eyüp Ensari’den de benzeri anlamdaki rivayetlerin nakledildiği bildirilmiştir.[5]
3. Peygamber (s.a.a) özel bir surette ve açıkça, Muaviye’nin hâkimiyeti ve onun Allah Resulü’nün (s.a.a) minberine oturma konusunda uyarıda bulunmuş ve böyle olması durumunda kendi ümmetinden onu öldürmelerini istemiştir.[6]
4. Peygamber Ekrem (s.a.a) savaş ganimetlerini paylaştırırken, yeni Müslüman olan Müşriklere teşvik amacıyla kendilerine düşen sehimlerinden daha fazlasını verdi. Efendimizin bu tutumuna, Haricilerin kurucularından olan “Herkus” itiraz ederek Onu (s.a.a.) adaletsizlikle suçladı. Efendimiz ona cevaben şöyle buyurdular: “Eğer adalet benim yanımda değilse nerdedir?” Efendimizin uyarısı önemli noktadır zira şöyle buyururlar: “Onun, dini işlerde cahilane taassup ve ifratçı takipçileri olacaktır. Onlar, okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkacaklardır.”[7] Efendimizin bu buyrukları Havaricilerde tahakkuk buldu.
Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki kaynaklara müracaat ediniz:
1. Meclisi, Muhammed Bakır, “Bihar’ul-Envar”, c. 20
2. Abdül Hüseyin Ahmet, “el-Ğadir”, c. 3
3. Şeyh Tusi, “el-emali”
4. “Tarihi Yakubi”, c. 2
5. “Sahihi Buhari”, c. 3
6. “Sahihi Müslim, c. 2
7. İbni Esir, “el-Kamil fi’t-Tarih”, c. 3
8. Ahmedi Miyaneci, Ali, “Mekatib’ur-Rasul”, c. 1
[1] Meclisi, MUHAMMED BAKIR, “Bihar’ul-Envar”, Beyrut: Müseseseyi Vefa, c. 20, s. 334 - 350; Ahmedi Miyaneci, Ali, “Mekatib’ur-Rasul”, c. 1, s. 275 ve 287.
[2] İbni Vazıh Yakubi, AHMET EBİ YAKUP, “Tarihi Yakubi” Necef: “el-Mektebetu’l-Haydariye”, c. 2, s. 179; İbni Esir, Ebul Hasal Ali b. Abdulvahit, “el-Kamil fit tarih”, Beyrut: Daru Sadra, c. 3, s. 32.
[3] İbni Asakir, “Tarihi Dımışk”, Beyrut: c. 42, s. 470; el-Hafız ebul-feda İsmail b. Kesir ed-Dımışki, “el-Bidaye ve’n-Nihaye”, Daru ihya’ut-turas’il Arabi, c. 7, s. 306; Erbili Ali b. İsa, “Keşf’ul ğumme”, Tahran: Dar’ul-kutubü’l İslamiye, c. 1, s. 126; Allame Emini, “el-Ğadir”, Tahran: Dar’ul Kutübu’l-İslamiye, c. 3, s. 188.
[4] Şeyh Tusi, “el-Emali”, s. 425 ve 464; Tabersi, Ahmet b. Ali, “İhticac”, Dar’un-Nu’man, c. 1, s. 462; “Meani’l ahbar”, s. 204.
[5] “Tarihi Dımışk”, c. 42, s. 472.
[6] “Tarihi Dımışk”, c. 59, s. 157.
[7] El-Buhari, Ebu Abdullah Muhammed b. İslmail, “Sahihi Buhari”, Beyrut: Dar’ul Marife, c. 3, s. 1321; el-Kuşeyri Nişaburi, Müslim b. Haccac, “Sahihi Müslim”, Beyrut: “Dar’ul Kitab el-Arabi, c. 2, s. 774.