Gelişmiş Arama
Ziyaret
7167
Güncellenme Tarihi: 2011/05/23
Soru Özeti
Neden Şialar, Yalancı Cafer’in, “kardeşimin çocuğu yoktu” şeklindeki iddiasını kabul etmiyor. Ama Osman b. Said’in iddiasını kabul ediyor?
Soru
Gıybetteki imamın babası Hasan Askerinin kardeşi olan Cafer şöyle diyor: Kardeşimin (Hasan Askerinin) oğlu yoktu. Şialar onun bu iddiasını kabul etmiyor. Zira Cafer Şiaların anlayışına göre masum değildir. Ama Osman b. Sait’tin, “Hasan Askeri’nin çocuğu vardı” şeklindeki iddiasını kabul ediyor. Oysaki Osman’ın kendisi de masum değildir! Bu çelişki nasıl tevcih edilebilinir?
Kısa Cevap

İmam-i Zamanın doğumu farklı yollarla ispatlanmış. Masum olan babası tarafından açık bir şekilde oğlunun var olduğunu söylemesi, bir çok mümin kimseler tarafından (ki Osman b. Sait onlardan birisidir) buna şahitlik etmesi ve ehlisünnetin bazı âlimlerinin bunu itiraf edip kabul etmeleri, söz konusu yollardan bir kaçıdır. İmam Hasan Askerinin kardeşi olan Cafer masum değildir. Masum olmamakla birlikte ahlaki açıdan fasit ve o dönemin hükümetiyle irtibatı söz konusuydu. Dolayısıyla böyleli töhmetler altında olan bir kimse tarafından imam Mehdinin varlığını inkâr edilmesi yönündeki iddiası kabul edilemez. Onun yapmış olduğu bu iddianın bu bağlamda var olan kesin ve sağlam delillerin karşısında çok değersiz kalır. Öyle ki teveccüh edilmeye bile değmez.

Ayrıntılı Cevap

Bu soruya cevap vermek için iki noktaya dikkat etmek lazım: Bir: Söz konusu Cafer zamanın hükümetiyle gizli irtibat içinde ve ahlaki açıdan da fasitti. Onun bu iki hususa sahip olması, İmam Hasan Askerinin (a.s) kendi çocuğunun; yani imam Mehdinin (a.s) doğumunu ondan gizli tutmasını gerekçelendirmek için yeterlidir. Dolayısıyla bu doğumun Cafer’den gizli tutulmasının nedeninin takkiye olduğunu söyleyebiliriz. İki: İmam Mehdinin doğumu birçok yollarla ispatlanılması mümkündür. Var olan bu yollardan her hangi birisiyle bu doğum ispatlanılırsa Cafer’in söylediklerinin faydasız ve teveccüh edilmeyecek kadar anlamsız olduğu ortaya çıkar. Onun yalancı özelliğine sahip oluşu, o derecededir ki yalancılık vasfıyla vasıflandırılmış ve bu vasıf onun için lakap konumuna gelmişti. Onun bu durumu dikkate alındığında imam Mehdinin (af.) doğumu hakkında ortaya attığı iddianın ne kadar itibarsız olduğu ve neden Şialar onun bu iddiasına itina etmediği ortaya çıkar.   

 

İmam Zamanın Doğumunu İspatlayan Yollar:[1]

Bir: İmam Hasanın kendi çocuğunun doğumu hakkında söylemiş olduğu açık sözler. Muhammed b. Yahya el-Atar, Ahmet b. İshak’tan, Ahmet b. İshak’ta Ebu Haşim-i Caferi’den sahih bir rivayeti naklediyor. Bu sahih rivayette şöyle denilmektedir: Ben Ebu Muhammed’e (İmam Hasan Askeri’ye(a.s)), heybetinizden dolayı sizden soru sormaktan çekiniyorum. Sizden soru sormama izin veriyor musun? Dedim. Sor dedi. Çocuğunuz var mıdır? Dedim. Evet dedi. Hakkınızda her hangi bir olay gerçekleştiğinde onun yanına gitmek için nerelerde onu aramalıyız? Dedim. Medinede dedi”.[2] Bu türden olan rivayetler bizim rivayi kitaplarımızda çoktur. Bu bağlamdaki Rivayi kaynaklara müracaat edebilirsiniz.[3]

İki: Onun doğduğu esnada bazı kadınların orada hazır bulunması: İmam Cevad’dın kızı hazreti Aleviye Hekime Hatun gibi. Bu hanım İmam Hadi’nın (a.s.) kız kardeşiydi. İmam Mehdinin Annesi Nergis Hanım İmam Mehdiyi doğurduğu esnada bu hatun kendisine hizmet ediyordu.[4][5] Bunun yanı sıra ebecilik görevini yapan bazı kadınlarda orada bulunup Nergis hanıma yardım ediyorlardı. İmam Askerinin hizmetçisi olan Mariye ve Nesime[6] ve hakeza Ebu Ali Hizrani’nin cariyesi olup İmam Askeri’ye hediye ettiği kadına, güvenilir ravi olan Muhammed b. Yahya gibi ravilerin bu bağlamda açık bir şekilde söylemiş olduğu sözlere[7] işaret edebiliriz.

Üç: İmam Mehdiyi gördüklerine şahitlik eden imamların yakın olan ashapları ve başkaları: Bu bağlamda (dört naip anlamında olan) nevvabi arbaa olarak bilinen kişilerin (ki Osman b. Sait bunlardan bir tanesidir) Onu görüp yaptıkları şahitliğe işaret edebiliriz. Bunların yapmış oldukları şahitliği küçük gıybet anlamında olan gaybeti sugra döneminde yaşayan Küleyni (usulü’l-kafi sahibi) ve bu dönemin birkaç yılını derk eden Şeyhi Saduk’un yazmış oldukları kitaplarda rastlayabiliriz.[8]

Elbette bu ziyaret dört naip dışında başkalarına da nasip olmuştur. İmam’ı (af.) ziyaret eden kimselerin isimleri Şia’nın kaynak kitaplarında zikredilmiştir. Bu bağlamda yazılan kitaplara müracaat edebilirsiniz.[9]

Dört: İmam’ı (af.) gördüklerine şahitlik yapan hizmetçiler, cariyeler ve köleler: Tarif hadim (hizmetçi),[10] kendi sahibiyle imamın (af.) ziyaretine giden İbrahim b. Abdu-i Nişaburi’nin[11] hadimesi, Ebu el-Adyani Hadim[12], Ebu Ganımi hadim[13] gibi hizmetçiler imam zamanı (af) ziyaret edip Onu görenler arasındadırlar. Daha önce de işaret ettiğimiz gibi Nesime, Mariye ve başkaları da imamı zamanı ziyaret etmişlerdir.

Beş: İmam Mehdinin (af.) doğumunu itiraf eden ehlisünnetin âlimleri: İbn. Esiri Cezri (İzeddin vf. 630)[14], ibn. Halkan (vf. 681),[15] Şebravi Şafii (vf. 1171),[16] ve Hayrettin Zarkeli (vf. 1396)[17] gibi ehlisünnet âlimleri bu itirafı yapanlardan bazılarıdır.

Bunlardan Hayrettin Zarkeli’nin bu bağlamdaki sözleriyle yetiniyoruz: (El-mehdi el-muntazar) (256 – 275 hc. = 870 – 888 m.) Muhammed oğlu Hasan-i Askeri (el – halis) b. Ali Hadi, ebu el – Kasım, Şiaların on iki imamlarının sonuncusudur. O onların yanında Mehdi, Sahibe ez–zaman, Muntazar, el–hücce ve… gibi isimlerle meşhurdur. Kendisi beş yaşında iken babası vefat ediyor…

İbn. Halkan şöyle diyor: Şiiler ahiru’z-zamanda Onun zuhurunu beklemektedirler.[18]  

Saydıklarımız âlimler dışında birçok âlim daha vardır ki, Hasan-i Askerinin oğlu olan Mehdiyi vaat edilen Mehdi olarak kabul etmiyor olsalar bile bu tarihi gerçeğe işaret etmişlerdir.

Dolayısıyla var olan bütün bu tarihi deliler ve gerçekler dikkate alındığında Cafer’in imam Mehdinin doğumunu inkâr etme yönündeki iddiasının ne kadar değersiz olduğu ve neden Şialar tarafından onun bu iddiası kabul edilmediği de anlaşılıyor.



[1] Daha fazla bilgi edinmek için bkz. 534 nolu soruya. (saytŞ 582) (dlili akli ve nakli zende buden imam zaman af.).

[2] KULEYNİ, “usuli kafi”, Tahran: çap-i mektebetu’l – mektebetu’l – islamiye, 1388 h. c. 1, s. 328.

[3] a. g. e.

[4] SADUK, “ikmalu’d – din” İran: müesesei neşr-i İslam, 1405 h. c. 2, s. 424.

[5] Kafi,c. 1, s. 330.

[6] İkmalu’d – din, c. 2, s. 430.

[7]  a, g, e. s. 431.

[8] Bkz. “Kafi”, c. 1, s. 329 - 331; “İkmalu’d – din”, c. 2, s. 441, 435, 502.

[9] Bkz. El – AMİDİ, Seit samir ve ALİ ZADE, Mehdi, baskı 2, , “Der intizari kafnus kavuşi der kalemruyi mevud şınası ve mehdi baveri”, merkezi intışarati müesesei amuzeşi ve pejohişi hlhl Humeynis. 152 – 154.

[10] “Kafi”, c. 1, s. 332; “İkmalu’d – din”, c. 2, s. 441, 435.

[11]Kafi”, c. 1, s. 331.

[12]İkmalu’d – din”, c. 2, s. 475.

[13] a. g. e., s. 431.

[14] İZZEDDİN EBU’l – HASAN, Ali b. ebu’l- kerem, (ibn. Kesir), “el-kamil-u fi’t – tarih”, Beyrut: daru sadır, 1399 h. c. 7, s. 274.

[15] ŞEMSUDDİN, Ahmet b. Muhammed, “vefiyatul ayan ve enbauz zaman” tahkik: dr. İhsan AYAS, Beyrut: daru sadır, 1398 h. c. 4, s. 176.

[16] EŞ-ŞEBRAVİ EŞ- ŞAFİİ, Abdullah b. Muhammed, “el – ithafu bi hubbi’l-eşraf”, Mısır: el – metbaatu el – edeb, s. 68.

[17] ZARKELİ, Hayruddin, “el – aalam”, baskı 7, Beyrut: daru’l - ilm lilmelayin, 1986, c. 6, s. 80.

[18]el aalam lil-Zarkali”, c. 6, s. 80.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    15913 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • cennetlikler Gilmanlardan nasıl istifade ediyorlar?
    6706 Tefsir 2015/06/18
    “Gulam” sözcüğünün lügatteki anlamı hizmetçi ve Gilman da “gulam”ın çoğuludur.[1] Kuranı kerim cennetlikler için şöyle buyuruyor: “Hizmetlerine verilmiş, kabuğunda saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar”.[2] Bu ayeti kerime cennetteki hizmetçileri tavsif etme makamında ve oradaki hizmetçilerin niteliklerini beyan ederek şöyle ...
  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    9843 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • “Akıl sahipleri” mısdakları kimlerdir? İmam Sadık (a.s) ne buyurmuşlardır?
    3864 Tefsir 2018/12/05
    “ulu’l-elbab” yani akıl, düşünce, idrak, basiret sahipleri ve kalp gözü açık anlamına gelir. Bu kelime cühela, bilgisiz ve hakkı kabul etmede kör kelimelerinin karşıtında kullanılır. İmam Sadık (a.s) dan ulaşan rivayet ışığında “ulu’l-elbab”ın en belirgin ve aşikâr mısdağı Şialardır. Tüzelde imamların velayetini özelde de İmam Ali (a.s) ...
  • Acaba İmam Hüseyin’in (a.s.) Rukiye veya Sakine adında üç veya dört yaşında Şam’da vefat eden her hangi bir kızı var mıydı?
    14721 تاريخ بزرگان 2011/12/07
    Her ne kadar birçok tarihçi kendi kaynak kitaplarında İmam Hüseyin’in (a.s.) Rukiye, Fatime, Suğra veya başka bir isime şeklinde bir adından bahsetmemişlerdir. Ama bazı kitaplarda bu küçücük kızın biyografisini ve Şam harabelerinde ciğerini pare pare eden kıssayı anlatmışlardır. Bizim de rivayi ve tarihsel kaynaklarımızda buna dair şahitler ...
  • Peygamber her zaman Muaviye’ye, babasına (Ebu Süfyan’a) ve oğluna (Yezid’e) lanet mi ederdi?
    21726 Eski Kelam İlmi 2011/03/03
    Allah’ın dilinden kasıt, Allah’ın kullarına telkin ettiği ilahi sözlerdir.Hz. İbrahim (a.s), Hz. Musa (a.s) ve Hz. İsa (a.s) Kerbela’dan geçtiklerinde her birinin başından bir olay geçti. Onlar Allah’tan bunun nedenini sorup cevabını aldıktan sonra Allah-u Rahman şöyle buyurdu: ‘Gök ve yer ehli, Hüseyin’in katiline lanet ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    6478 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • Allah’ın bir olduğunun akli delili nedir?
    21477 Eski Kelam İlmi 2011/04/28
    İbrahimi dinlerin en önemli ilkesi olan tevhid, Allah Teala’yı bir bilmek, Onun bir olduğunu kabul etmektir. Tevhidin zıddı Allah’a şirk koşmaktır. Allah’ın her türlü şerik, eş ve benzerinin olmaması, her türlü harici akli ve vehmi terkipten uzak olması ve terkipsizliğinin ispatı Onun birliğinin ve tevhidinin ispatı dairesine girer.
  • Nenden Hz. Ali katili olan ibni Mülcenin Onu şehit edeceğini bildiği halde ona karşı kendi canını korumak için herhangi bir girişimde bulunmadı?
    8659 Eski Kelam İlmi 2011/12/07
    İmam Ali’nin her hangi bir girişimde bulunmamasını birkaç cihetten açıklayabiliriz: 1-   Vazifeyi yerine getirmenin ölçüsü ve miyarı olağan ilimdir. İmam Allah’ın emirlerine itaat etme bağlamında batını ilmine (gaybi ilmine) amel etmiyor. Avamın diğer ...
  • Acaba istimna (mastürbasyon) günah mıdır? Ondan kurtulmanın yolu nedir?
    536377 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/06/22
    İstimna (mastürbasyon) diye bilinen kendini tatmin etme büyük günahlardandır ve haramdır[i] ve ağır bir cezası vardır.İstimna ve kendini tatmin etmenin en güzel yolları pratik risalelerde şartları açıklanan evliliktir (daimi ve ya geçici). ...

En Çok Okunanlar