Gelişmiş Arama
Ziyaret
9637
Güncellenme Tarihi: 2011/12/10
Soru Özeti
Berzahta müminler kabir nimetleriyle nimetlenirken, kafirler de kabir azabıyla mı azaplanacaklar?
Soru
Kıyametten, haşrdan ve hesap gününden sonra dünyada amelleri iyi olanların cennete, kötü olanlarında cehenneme gideceklerini hep duyardım. Başka bir ifadeyle öteki dünyada insanları bekleyen bir cennet ve cehennemin, nimet ve azabın olduğunu biliyorum. Ben, ahiretteki nimet ve azap konusunda değil, daha çok insan öldükten sonra ve kıyametten önce kabirde karşılacağı nimet ve azap üzerinde odaklanmak istiyorum. Orada müminler kabir nimetleriyle nimetlenirken, kafirler de kabir azabıyla mı azaplanacaklar? Allame Muhammed Cevad Muğniye, Tefsiru’l Keşşaf adlı eserinin c.1, s.407’de ‘Kabir Hesabı’ başlığı altında kabir azabından bahsederken, insanların öldükten sonra dört kısıma ayrıldığını yazıyor. Lütfen söz konusu gruplar, özellikle üçüncü ve dördüncü gruplar hakkında bilgi verir misiniz?
Şeyh Müfid, üçüncü gruptakilerin öldükten sonra şüpheli kişiler olduğunu söylüyor. Şüpheli olmaktan maksat nedir? Dördüncü gruptakilerinse öldüklerini ama mahşer gününe kadar ölüler aleminde kalacaklarını söylemektedir. Dördüncü gruptakilerden maksat kimlerdir? Şeyh Müfid, Masum İmamların (a.s) buyurduğu ‘Bazı ölüler kabir aleminde azap görmeyecekler.’ rivayetine dayanmaktadır.
Kısa Cevap

Şeyh Müfid, Evailu’l-Makalat adlı kitabında insanları inançları ve amelerine göre dört kısıma ayırıyor:

1- Takvalı müminler.

2- İmansız ve inatçı günahkarlar.

3- Büyük günah işledikleri halde tövbe etmeyen müminler. Onlar günahı inat üzerine değil, nefsani isteklerine göre yapanlardır.

4- İster imanlı olsun, ister imansız, zahirde dinden haberi olmayan ve dini basiretten yoksun (mustazaflar) kimseler.

Şeyh, elinde olan dini kaynaklara dayanarak genel olarak birinci, ikinci ve dördüncü gruplar hakkında kesin sonuca ulaşmakta, birinci ve ikinci grupların -birinin nimet içinde diğerinin azap içinde olduğu halde- berzah yaşantısı olduğuna inanmaktadır. Dördüncü gruptakilerinse berzah yaşamlarının olmadığını söylüyor. Üçüncü gruptakiler içinse kesin bir kanıya varmamıştır. Bu yüzden ihtimaller öne sürerek tereddütle bu ihtimallerden birinin o grubu beklediğini söylüyor.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an’da ölümle mead arasında berzah adında orta bir alemin olduğuna dair ayet vardır. [1] Dünyadan göçmüş, ama kıyamete ulaşmayan kimselerin sözlerini veya durumlarını anlatan ayetlerden de [2] berzah aleminin varlığı anlaşılmaktadır.

Şii ve Sünni kaynaklarda gelen birçok rivayette berzah aleminin ayrıntılarına genişçe yer verilmiştir. [3]

Berzah denen bir alemin var olduğu kesindir. Ancak alimler onun ayrıntılar hakkında, bu kaynaklara dayanarak tefsir ve yorumlar yapmış, çeşitli görüşler öne sürmüşlerdir.

Şianın Hicri 4. ve 5. asırlardaki büyük alimlerinden olan Şeyh Müfid, Evailu’l-Makalat adlı eserini çeşitli akidevi sorulara, bu cümleden berzah alemi sorusuna cevap vermek için kaleme almıştır. Doğal olarak ondaki cevaplar onun ayet ve rivayetlerden çıkardığı kendi kişisel görüşleri olup, bütün Şia camiasını bağladığını söyleyemeyiz.

Bu girişten sonra sizin sorunuza dönüyor ve Tefsiru’l-Keşşaf’tan aktardığınız meseleyi direkt olarak Evailu’l-Makalat’ı esas alarak inceleyeceğiz. [4]

Şeyh Müfid bu eserinde berzah alemini genel olarak ele alarak, o alemdeki insanların durumları hakkında şöyle buyuruyor: ‘Öldükten sonra insanları şu dört gruba ayırabiliriz:

1- Yaşayan, nimetler içinde ve Masum İmamların yanında olanlar.

2- Yaşayıp azap içinde olanlar.

3- Berzah yaşantılarında ne durumda olduklarını tam olarak bilemediğimiz kimseler. Aslında onların berzah yaşantılarının olup olmadığı konusunda şüphemiz var.

4- Berzah yaşantısı olmayan, dünyayla ahiret arasında kalarak tamamen ölmüş ve herhangi bir hissi bulunmayan kimseler.’

Bu gruplandırmayı yaptıktan sonra onlar hakkında sırasıyla şöyle yazıyor:

Birinci grupta yer alanlar dünyada inançlarına karşı tam bir basirete sahip olup ilahi vazifelerini güzel ve doğru yerine getirenlerdir. Bu yüzden onlar berzah aleminde de diri olup Rablerinin nimetlerinden faydalanan kimselerdir.

İkinci gruptakiler hak dine karşı gelip, onunla inatlaşan kimselerdir. Yani hak dini tanıma imkanına sahip olmalarına veya onu tanımalarına rağmen dünyevi menfaatlerinden dolayı onunla muhalefete kalkışmış, devamlı olarak büyük günahlara bulaşmışlardır. Böyleleri de öldükten sonra berzah aleminde diri olacak ama birinci grubun aksine azap göreceklerdir.

Üçüncü grupta olanlar hak dine inandıkları halde büyük günah işleyen kimselerdir. Ancak onların büyük günah işlemeleri inattan veya günah işlemenin caiz olduğuna inandıklarından değil, heva ve heveslerininin, şehvetlerinin kendilerine galip gelmesinden dolayıdır. Böyleleri ölümlerine yakın zamanda gerçek manada tövbe etmezlerse Allah’ın onlara nasıl bir akıbet hazırlayacağını bilemiyoruz ve bu konudaki şüphelerimiz şunlardır:

a) Acaba kıyametten önce kötü amellerinin karşılığını almak için berzah aleminde canlı tutulup azap görecek ve kabirde (berzahta) gördükleri bu azaptan dolayı temizlenerek cehennem azabından kurtulup cennete mi gidecekler?

b) Yoksa böyle kimselerin berzah yaşamı olmayacak ve yalnızca kıyamet gününde amel defterlerine bakılacak ve Allah uygun gördüğünü azaplandıracak ve uygun gördüğünüde af mı edecektir?

Şeyh Müfid sonunda şöyle bir sonuç alıyor: ‘Ayet ve rivayetlere bakarak bu grubun durumunu nasıl olacağını tam olarak çıkaramadık. Sanki Allah, onların durumunun bizler tarafından bilinmesini istememiştir.’

Yukarıda sözünü ettiğimiz üç grubun dışında iki grup daha var: Biri dini en az hadde bile tanımayan görüntüde imanlı olan kimselerdir, diğeri ise inat yüzünden değilde dini tanımak için gerekli ortamın oluşmamamasından dolayı iman getirmeyen imansızlardır. Başka bir deyişle onlar düşünce mustazaflarıdır. Şeyh Müfid’e göre bu iki grubun berzah hayatı olmayacak, ölümleri ve kıyametleri arasında tamamen ölmüş olacak ve hiç bir şey hissetmeyeceklerdir.

Şeyh Müfid’in (r.a) düşüncesinin özetinin öğrenmek için cevabı kısaca gözden geçirip, dikkatinizi yeniden şu noktaya çekiyoruz: Yukarıdaki gruplandırma onun kendi görüşüdür. Şianın diğer alimleri ayet ve rivayetlere dayanarak başka şeyler çıkararak değişik içtihadi görüşler ileri sürebilirler.

Orta yaşam veya berzah alemi hakkında daha fazla bilgi için sitemizde yayınlanan başka sorulara da bakabilirsiniz. [5]                         



[1] -‘Önlerinde, diriltilip mezarlarından çıkarılacakları günedek bir berzah var.’ (Müminun/100)

[2] -Al-i İmran/169-171, Yasin/26-27.

[3] -Örneğin: Meclisi, Muhammed Bagır, Biharu’l-Envar, c.6, s.202 ve sonrası, Müessessetü’l Vefa, Beyrut, H.K.1404; Kurtubi, el-Cami Li-Ahkami’l-Kur’an, c.13, s.150, İntişarat-ı Nasır Hüsrev, Tahran, H.Ş.1364.  

[4] -Şeyh Müfid, Evailu’l-Makalat, s.75-76, Kongre-i Şeyh Müfid, Kum, H.K.1413

[5] -3891. (Site:4160), 3813. (Site:4283), 17790. (Site: 17417) sorularına bakınız.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Ehlisünnet Kur’an’da velayeti nasıl tefsir etmektedir?
    6771 Tefsir 2012/08/12
    Şia’nın inancına göre, müminlerin önderi Hz. Ali’nin (a.s) velayeti A’li İmran suresinin 55. ayetinde açıkça beyan edilmiştir. Belirtilen veli ve velayetten ne kastedildiği hususunda Şii ve Sünni âlimleri arasında ihtilaf vardır. Ehlisünnet bunu sevgi ve dostluk velayeti manasında yorumlamış, Şiiler ise yönetim ve imamet velayeti manasında değerlendirmiştir.
  • İslam öğretileri acısından diğer mahlûkatlar için bir hukuk tarif edilmiş midir?
    7407 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/08/11
    Dini kaynaklarda bu konuyla ilgili birçok rivayet bulunmaktadır. Bunlardan anlaşıldı kadarıyla hak ve hukuk kavramı sadece insanlara özgü kavramlar değildir. Bilakis diğer bütün mahlûkatlarında hak ve hukuka sahip oldukları anlaşılmaktadır. Örneğin “men la yehzer’ul-fakih” kitabında bir bölüm hayvanın sahibine hakkı olarak adlandırılmış ve bu konuyla ilgili hadisler ...
  • Neden Müslüman erkeğin ehl-i kitap kadınla evlenmesi caizdir, ama Müslüman kadının ehl-i kitap erkekle evlenmesi caiz değildir?
    14019 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/13
    Çünkü, 1) Daimi evlilik iki taraf içinde yasaktır. Sadece geçici evlilikte Müslüman erkek ehl-i kitap kadınla evlenebilir. 2) Ahkamın hikmetini bilmek iyi bir şey olsa da kulu hedeflenen menzile götüren şey, onun Allah’a kayıtsız ve şartsız itaat etmesidir. Bazı hükümlerin felsefesi hakkında ihtimaller verilebilir. Örneğin bu hüküm hakkında ...
  • Allah-u Teâlâ’nın hilesinin anlamı nedir?
    8355 Tefsir 2012/06/11
    Arap lügatinde hile (mekr), bir kimseyi hedefin­den (hedef iyi ya da kötü olsun) alı koymaktır. Bu anlam esasınca hile her zaman ve her yerde kötü değildir. Bu kelimenin Allah-u Teâlâ’ya nispet verilmesi, zararlı komployu hünsa etmek anlamındadır ve bozguncular hakkında kullanıldığında, programları ıslah etmenin önünün ...
  • Hz. Ali'yi Allah bilen bir kimsenin evinde İmam Hüseyin için düzenlenmiş merasime katılmak caiz midir?
    9276 Eski Kelam İlmi 2011/06/20
    İmam Hüseyin ve onunla birlikte şehit olan ashabı için yas tutmak ve bu doğrultuda düzenlenen merasimlere katılmanın Allah katında büyük sevabı ve mükâfatı vardır. Ama doğal olarak eğer bu tür merasimler ehlibeytin (a.s.) öğretilerine ters ve muhalif olan öğretilerin tebliğ ve güçlenmesine neden oluyor ise bu gibi merasimlere katılmanın hiçbir ...
  • Kedinin kılının hükmü nedir?
    15522 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Nisa suresinin 11. ayetinde ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ buyurulan cümlenin manası nedir?
    7707 Tefsir 2012/04/15
    Nisa suresinin 11. ayetinde birinci dereceki kimselerin miras bölüşümünün nasıl olacağı göz önüne alınarak müfessirler ayetin ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ bölümünün manası hakkında çeşitli ihtimaller vermişlerdir. Buna göre bu cümlenin manası şunlardan biri olabilir: 1- Baba, anne ve evlatlarınızdan hangisinin dünyada size ...
  • Hangi imamın başka imamlardan farklı kendine özgü özellikleri vardır?
    7191 Masumların Siresi 2012/03/04
    Dini öğretilerimize göre Masum İmamların varlıkları iki yönlüdür. Biri nurani varlıkları, diğeri maddi varlıklarıdır. Nur varlıkları açısından onların hepsinin nuru birdir. Ama maddi ve cismi varlıkları açısından zaman ve mekan şartlarına göre her birinin kendine has özellikleri vardır. Örneğin İmam Ali cesarette ve hitapta, İmam Hüseyin cihad ve ...
  • Nisa suresinin 78 ve 79. ayetleri esasınca, kötülükler Allah’a mı yoksa insana mı isnat edilmektedir?
    13848 Tefsir 2011/05/21
    Bu ayetler birkaç surette açıklanabilir:1. Allah her şeyi yaratmıştır, ama yaratılışın varlıksal kemalini engelleyen şeyler anlamındaki gerçek kötülük ve şer yokluktan başka bir şey değildir ve bundan dolayı yaratılacak bir kabiliyet de taşımamaktadır. Ama Allah’ın mahlûklarının birbirleriyle takışması nedeniyle bu kötülük meydana geldiği için kötülükler de Allah’a isnat ...
  • Allah falan kulunu kendi haline bırakmış deniliyor, bunun anlamı nedir?
    7499 Eski Kelam İlmi 2012/09/15
    Bu kur’an’sal bir kavramdır. Allahu Teala kuranı kerimde şöyle buyuruyor: “nesullahe fe nesiyehu; onlar Allahı unuttular, öyle ise Allah (da) onları unuttu”. Bunun anlamı şudur: Dünyada bazı insanlar Allah ı unuttukları için Allah da onları kıyamet gününde unuttur. Yani bunlara teveccüh etmiyor, kıyametin hayırlarından ve bereketlerinden mahrum ...

En Çok Okunanlar