Gelişmiş Arama
Ziyaret
10731
Güncellenme Tarihi: 2010/05/06
Soru Özeti
Acaba kadın yargıç olabilir mi?
Soru
Şia fıkhına göre acaba kadın yargıç olabilir mi?
Kısa Cevap

Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.

Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.

Bu konunun felsefesi hakkında sundukları noktalar, kadının yargıç olamayacağını destekleyen bazı noktalardan ibarettir. Aşağıda bu noktaların birkaçına değinilmiştir:

1 Kadın ve erkek arasında, cismi ve ruhi kabiliyetler bakımından bir takım farklılıklar vardır. Bu farklılıklar ve erkeklerin yaratılış açısından kadınlara olan üstünlüğü nedeniyle bazı sorumluluklar kadının üzerinden kaldırılmıştır. Çünkü sorumluluk ve görevler, kişinin sahip olduğu yetenek ve güçlere göre verilir.

2 Kadınlardan ayrılmayan bir özellik, onların duygusal olaylar karşısında çok çabuk etkilenmeleridir. Ve yargılama gibi konular, özellikle kısas hükmünün gerçekleşmesi tam bir kararlılık ve bu hükmün sonuçlarına dayanıp kabullenmeyi gerektirir. Bu yüzden bu görev erkeklere verilmiştir.

Tabi şu noktaya da dikkat çekmek gerekmektedir ki; bazıları bu delilleri kabul etmeyip kadınların da yargıç olmasının bir sakıncasının olmadığını söylemektedirler.

Ayrıntılı Cevap

Bilim adamları ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahipler. Bu gibi konular dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.

Kadınların yargıç olmalarının caiz olmadığını savunanların, bu konu hakkındaki en önemli delilleri bazı hadislerdir.

 İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “İçinizden bir kişi (erkek) bizim yargılarımızı ve görüşlerimizin biliyorsa yani bizim görüşlerimiz hakkında bilgi sahibi ise, onu kendi aranızda yargıç yapın ve ben onu, sizin aranıza yargıç olarak atıyorum.”[1]

 Bu rivayette “racul” yani erkek tabiri kullanılmıştır ve usul ilmindeki “İhtiraziyyet-i kuyud” kaidesine göre bu şart, bu hükmün mevzusunu belirlemektedir.[2]

 Kadınların yargıç olmasına karşı çıkanların dayandıkları diğer bir delil de icmadır.[3] Yani yargıç olmak için erkek olmanın şart olduğu hakkında icma olduğu iddia edilmiştir.[4]

Yine bu gruplar, bu gibi konuları dikkate alarak şöyle bir neticeye ulaşmışlardır:

1- Sorumluluk vermek sahip olunan yeteneklere ve dayanma gücüne göredir.

İslam dinine göre, kadın ve erkekler mahiyet olarak aynıdırlar: “Ey insanlar! Sizleri bir tek kişiden yaratan, ondanda eşini vücuda getirerek, ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun!”[5]

İnsan için, (tekvin ve teşride insan olmasından dolayı) sabit olan her şey kadın ve erkek her ikisi içinde sabittir.

 Kadın ve erkek her ne kadar bir türden (insan) olsalar da, birbirlerine karşı farklılık ve üstünlük gösteren iki ayrı varlıktır.

Kur`an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: “Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle, erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur.”[6]

Erkeklerin fikri ve cismi yönden kadınlara oranla yeteneklerinin ve güçlerinin fazla olması,[7] onun yaşamda, ailede ve toplumda yöneticilik vs... işlerde yer almasına sebep olmuştur.[8]

Özet olarak, kadınlar ve erkekler cismi ve fizyolojik olarak farklıdırlar. Bu nedenle, bir takım özel görevler için yaratılmışlardır. Bu farklılıklar ayrıcalık değil, hikmettir ve neslin devamı içindir.

Bu kemal kapılarının kadınlara kapandığı ya da sınırlandığı manasına gelmez. Sadece bu farklılıklar nedeniyle yargıçlık gibi bazı sorumluluk ve görevler, kadınların üzerinden kaldırılmıştır. Erkeklerde bulunan yetenek ve dayanma gücü tekvini ve fıtridir. Bu yetenekler sadece, erkeklere daha fazla sorumluluk yüklemektedir ve bu yeteneklerinden dolayı Allah’a daha yakın değillerdir veya mükâfatları daha fazla değildir.

(2) Yargılama yapmak için kesin ve sabit bir görüşe sahip olmak gerekmektedir. Duygusallık kadınlardan ayrılmayan bir özelliktir. Bu nedenle sevinç, endişe, ağlama ve gülme gibi duygusal olaylar karşısında erkeklerden daha çabuk etkilenir ve tepki gösterirler. Şu da bir gerçektir ki; yargılama yapmak için gerçekleri görmek lazımdır. Çünkü yargılama yaparken duyguların kontrol edilmesi gereken ağır bir atmosfer oluşmaktadır.

   Ve yine yargılama yolunda, özellikle kısas hükmünün gerçekleşmesinde öyle deliller ve şüpheler sunulmaktadır ki, yargıcın karar vermesini zorlaştırmaktadır. Bu gibi durumlarda, verilen hükmün nedenini ve sonuçlarını kabul ettirebilmesi ve uygulayabilmesi için yargıcın kesin ve sabit bir görüşe sahip olması gerekmektedir.

Diğer bir deyişle kadınların yaratılışı ve tabiatı, muhabbet ve sevgi dolu olduğu için, bazı konularda karar verirken, kesin kararlar veremeyebilirler. Bu nedenle kadınlar yargıçlık gibi bazı konulardan affolunmuşlardır ve bu tehlikeli görev erkeklere verilmiştir. Hatta bu bile, kadınlara verilen değeri gösteren olumlu bir bakış açısıdır.

Bazıları da yukarıda verilen delilleri eleştiriye tabi tutup reddederek, kadınlara yargıç olmayı caiz kılmışlardır.[9] Bu düşünceye sahip olanlar şöyle demektedirler: “Kadınların yargıç olması, onlar için bir vazife ve teklif değildir ve Allah-u Teâlâ da kadınların bu görevler karşısında ki sorumluluklarını bağışlamış ve bu görevi kadınların üzerinden kaldırmıştır. Kadınlardan yargıç olmaları bir vazife ve teklif olarak istememiştir. Hadiste, “Cuma namazı, cemaat namazı ve yargıç olmak kadınların üzerine düşmez.”[10] şeklinde geçmektedir. Bizim bu hadisten, kadınların bu haklara sahip olmadığını ispatlayabilmemiz için hadiste, “kadınlar için” denilmesi gerekmektedir ki böyle denilmemiştir.[11]

 Kadınların zat olarak ve yaratılışları nedeniyle duygusal olmaları, onların akıl ve fikirlerini kontrol edemedikleri manasına gelmemektedir. Kadın da, erkek gibi akıllı ve zeki bir şekilde yargı yapıp kesin kararlar verebilir ve duygularını yenebilir. Tabi kadınların duygularını kontrol edebilmeleri için daha fazla çaba sarf etmeleri gerekmektedir, bu çaba ve uğraş sonucunda erkeklerle aynı konuma gelebilirler ve kadınların yargıç olmasını, reddeden bir delile sahip değiliz ve böyle bir delil yoktur.

Bu söylenen delillere ek olarak, onların (yani kadının yargıç olmayacağını iddia edenlerin) Masum İmam (a.s)’ın hadisinden yararlanarak yargıç olmanın sadece erkeklere has olduğunu ve veliy-i fakihin de yargıç atarken erkek olmasını göz önünde bulundurması gerektiğini ispatlamaları mümkün değildir. Çünkü yukarıdaki hadis Masum İmam’ın yaptığı bir atamayı açıklar şer’i hükmü değil, bu yüzden atama yetkisi olan fakih kendi atamsında bu koşulu riayet etmesi gerekmez.[12]

 Üstad Hadevi bu delilin açıklaması hakkında şöyle demektedir: “Biz geçmiş konularda "Racul" kelimesinden bu şartın (yargıcın erkek olmasının) rivayetlerde yargıç için gerekli olduğunu anladık. Bu vasıf, Masum İmam (a.s) tarafından kendi atamasında dikkate alınmıştır ama bu genel bir kural ve şer’i bir hüküm olarak açıklanmamıştır. Buna göre ve veliy-i fakih’in bu şartı dikkate alması gerekli değildir.

Eğer kadınlar hakkında “yargıçlığı üstlenemezler”, cümlesi geçen nebevi hadis senet bakımından güvenilir olsaydı veya biz, erkek olmanın yargıç olmada şart olduğunu, kadının cemaat imamlığı gibi bazı görevlerde yer almamasından oluşan şer’i bilinçaltı birikimlerinden anlasaydık, bu şartın şeriat hükümlerinden biri olduğunu ve veliy-i fakihinde yargıç atarken erkek olması gerektiğini ispatlayabilirdik.[13]

İcma delili de, bütün müçtehitler tarafından ittifak edildiğini farz etsek dahi, onların zikredilen bir veya birkaç delile isnat etmeleri ihtimali yüzünden hüccet sayılamaz.[14] Sonuç olarak, bazı Şia âlimlerinin de fetva verdiği gibi kadınlar da yargıç olabilirler.



[1] Kâfi, c: 1, s: 67

[2] Daha fazla bilgi için bkz: Hadevi, Tahrani, Mehdi, Kazavet ve Kazi, s: 91–92

[3] İcma; bütün âlimlerin kabul ettiği burhan ve delillerden birisidir.

[4] Cevahir’ul Kelam, c: 40, s: 14; Miftah’ul Keramet, c: 10, s: 9; Camii’us Sıfat, c: 2, s: 680

[5] Nisa Suresi, 1. ayet, bkz: Cüzve-yi Hukuk-u Zen der İslam, Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Maarif-i Kur’an

[6] Nisa Suresi, 34. ayet, “الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاء بِمَا فَضَّلَ اللّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ

[7] Kadınların bedeni erkeklerinkinden daha latif ve zariftir. Genel olarak erkeklerin bedeni kadınlara göre daha sert ve dayanıklıdır. Bu nedenle örneğin hastalıklarda kadının bedeni daha çabuk çöker ve zayıflık gösterir, kadının dayanma gücü erkeklerinkinin yarısı kadardır. Kadın çocuk emzirme yeteneğine sahip olduğu için, çocuğa süt verme sorumluluğuna sahiptir ve bu sorumluluk onun gücünün azalmasına sebep olmaktadır.

[8] El-Mizan, c: 14, s: 343

[9] Daha fazla bilgi için bkz: Cevad Amuli, Zen der Ayine-yi Celal ve Cemal, s: 348–354

[10] Men la Yehzeruh’ul Fakih, c: 4, s: 362  

[11] Cevad Amuli, Zen der Ayine-yi Celal ve Cemal, s: 350

[12] Aynı kaynak, s: 353

[13] Kazavet ve Kazi, s: 151

[14] Cevad Amuli, Zen der Ayine-yi Celal ve Cemal, s: 349–353

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Ehlisünnet Kur’an’da velayeti nasıl tefsir etmektedir?
    6771 Tefsir 2012/08/12
    Şia’nın inancına göre, müminlerin önderi Hz. Ali’nin (a.s) velayeti A’li İmran suresinin 55. ayetinde açıkça beyan edilmiştir. Belirtilen veli ve velayetten ne kastedildiği hususunda Şii ve Sünni âlimleri arasında ihtilaf vardır. Ehlisünnet bunu sevgi ve dostluk velayeti manasında yorumlamış, Şiiler ise yönetim ve imamet velayeti manasında değerlendirmiştir.
  • İslam öğretileri acısından diğer mahlûkatlar için bir hukuk tarif edilmiş midir?
    7407 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/08/11
    Dini kaynaklarda bu konuyla ilgili birçok rivayet bulunmaktadır. Bunlardan anlaşıldı kadarıyla hak ve hukuk kavramı sadece insanlara özgü kavramlar değildir. Bilakis diğer bütün mahlûkatlarında hak ve hukuka sahip oldukları anlaşılmaktadır. Örneğin “men la yehzer’ul-fakih” kitabında bir bölüm hayvanın sahibine hakkı olarak adlandırılmış ve bu konuyla ilgili hadisler ...
  • Neden Müslüman erkeğin ehl-i kitap kadınla evlenmesi caizdir, ama Müslüman kadının ehl-i kitap erkekle evlenmesi caiz değildir?
    14019 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/13
    Çünkü, 1) Daimi evlilik iki taraf içinde yasaktır. Sadece geçici evlilikte Müslüman erkek ehl-i kitap kadınla evlenebilir. 2) Ahkamın hikmetini bilmek iyi bir şey olsa da kulu hedeflenen menzile götüren şey, onun Allah’a kayıtsız ve şartsız itaat etmesidir. Bazı hükümlerin felsefesi hakkında ihtimaller verilebilir. Örneğin bu hüküm hakkında ...
  • Allah-u Teâlâ’nın hilesinin anlamı nedir?
    8355 Tefsir 2012/06/11
    Arap lügatinde hile (mekr), bir kimseyi hedefin­den (hedef iyi ya da kötü olsun) alı koymaktır. Bu anlam esasınca hile her zaman ve her yerde kötü değildir. Bu kelimenin Allah-u Teâlâ’ya nispet verilmesi, zararlı komployu hünsa etmek anlamındadır ve bozguncular hakkında kullanıldığında, programları ıslah etmenin önünün ...
  • Hz. Ali'yi Allah bilen bir kimsenin evinde İmam Hüseyin için düzenlenmiş merasime katılmak caiz midir?
    9276 Eski Kelam İlmi 2011/06/20
    İmam Hüseyin ve onunla birlikte şehit olan ashabı için yas tutmak ve bu doğrultuda düzenlenen merasimlere katılmanın Allah katında büyük sevabı ve mükâfatı vardır. Ama doğal olarak eğer bu tür merasimler ehlibeytin (a.s.) öğretilerine ters ve muhalif olan öğretilerin tebliğ ve güçlenmesine neden oluyor ise bu gibi merasimlere katılmanın hiçbir ...
  • Kedinin kılının hükmü nedir?
    15522 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Nisa suresinin 11. ayetinde ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ buyurulan cümlenin manası nedir?
    7707 Tefsir 2012/04/15
    Nisa suresinin 11. ayetinde birinci dereceki kimselerin miras bölüşümünün nasıl olacağı göz önüne alınarak müfessirler ayetin ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ bölümünün manası hakkında çeşitli ihtimaller vermişlerdir. Buna göre bu cümlenin manası şunlardan biri olabilir: 1- Baba, anne ve evlatlarınızdan hangisinin dünyada size ...
  • Hangi imamın başka imamlardan farklı kendine özgü özellikleri vardır?
    7191 Masumların Siresi 2012/03/04
    Dini öğretilerimize göre Masum İmamların varlıkları iki yönlüdür. Biri nurani varlıkları, diğeri maddi varlıklarıdır. Nur varlıkları açısından onların hepsinin nuru birdir. Ama maddi ve cismi varlıkları açısından zaman ve mekan şartlarına göre her birinin kendine has özellikleri vardır. Örneğin İmam Ali cesarette ve hitapta, İmam Hüseyin cihad ve ...
  • Nisa suresinin 78 ve 79. ayetleri esasınca, kötülükler Allah’a mı yoksa insana mı isnat edilmektedir?
    13848 Tefsir 2011/05/21
    Bu ayetler birkaç surette açıklanabilir:1. Allah her şeyi yaratmıştır, ama yaratılışın varlıksal kemalini engelleyen şeyler anlamındaki gerçek kötülük ve şer yokluktan başka bir şey değildir ve bundan dolayı yaratılacak bir kabiliyet de taşımamaktadır. Ama Allah’ın mahlûklarının birbirleriyle takışması nedeniyle bu kötülük meydana geldiği için kötülükler de Allah’a isnat ...
  • Allah falan kulunu kendi haline bırakmış deniliyor, bunun anlamı nedir?
    7499 Eski Kelam İlmi 2012/09/15
    Bu kur’an’sal bir kavramdır. Allahu Teala kuranı kerimde şöyle buyuruyor: “nesullahe fe nesiyehu; onlar Allahı unuttular, öyle ise Allah (da) onları unuttu”. Bunun anlamı şudur: Dünyada bazı insanlar Allah ı unuttukları için Allah da onları kıyamet gününde unuttur. Yani bunlara teveccüh etmiyor, kıyametin hayırlarından ve bereketlerinden mahrum ...

En Çok Okunanlar