Gelişmiş Arama
Ziyaret
9830
Güncellenme Tarihi: 2012/04/02
Soru Özeti
Ali (a.s.) hangi hutbede kendisinden önceki üç halifenin hilafet makamına gelmelerinin nitelliği açıklamıştır?
Soru
Hz. Ali “Nehcü’l – Belaga”nın hangi hutbesinde kendisinden önceki üç halifenin hilafet makamına geçme şeklini beyan etmiştir? Bu hutbe hangi isimle tanınmaktadır?
Kısa Cevap

Ali (s.a) kendisinden önceki üç halifenin hilafet makamına oturmalarının nasıllığını “nehcül – balaga”nın üçüncü hutbesinde anlatmış. Bu hutbe, hazreti Ali’nin (bu hutbenin sonunda söylemiş olduğu) sözlerinden yararlanarak “Şıkşıkiyye” adı verilmiş ve bu adla tanınmıştır. Şıkşıkiyye hutbesi, İmam Ali'nin (a.s.) hilafet hakkında yapmış olduğu şikâyetini, kendi hakkının gasp edilmesinin karşısında göstermiş olduğu sabırlı duruşunu ve daha sonra halkın kendisine nasıl biat ettiği konuları içermektedir. Ayrıntıları detaylı cevapta okuyabilirsiniz.

Ayrıntılı Cevap

Nehcü’l-Balaga”nın üçüncü hutbesi “şıkşıkiyye” adıyla meşhur ve bu adla tanınmaktadır.

Bu hutbe, hazreti Ali’nin (bu hutbenin sonunda söylemiş olduğu) sözlerinden yararlanarak “Şıkşıkiyye” adı verilmiş ve bu adla tanınmıştır. Hazreti Ali (a.s.) bu hutbede, hilafet hakkında yapmış olduğu şikâyetini, kendi hakkının gasp edilmesinin karşısında göstermiş olduğu sabırlı duruşunu ve daha sonra halkın kendisine nasıl biat ettiği konuları içermektedir.

Hz. Ali bu hutbede şöyle buyurur: “Allaha yemin ederim ki o, (birinci halife) hilafet abasını giydi. Oysaki o İslam devletini idare etme bağlamında benim değirmen taşlarının ekseni gibi (ki değirmen onsuz çalışmıyor) olduğumu çok iyi biliyordu. O, sel ve çeşmelerin dağların eteğinden aktığı gibi ilim ve fazilet pınarlarının da engin vücudumdan aktığını ve (uçup uzak düşüncelerin zirvelerine giden) kuşların benim yüce düşünce ve fikirlerime ulaşamayacağını çok iyi biliyordu. Durum böyle olunca ben, hilafet abasını bıraktım ve eteğimi sararak ondan çektim (ve kenara çekildim). Oysaki şu düşünceye dalmıştım: Tek başıma (yaversiz bir halde kendimin ve halkın hakkını almak için) kıyam etmeliyim mi yoksa oluşturmuş oldukları bu boğucu atmosferde ve meydana getirmiş oldukları bu karanlıkta sabır etmeli miyim?. Oluşturulan ortam öyle bir ortamdır ki yaşlıları çürütür, gençleri ihtiyarlaştırır ve imanlı kimselere de son nefese kadar acı veriyor. Sonuçta, sabır ve tahammülün akla daha yakın olduğunu gördüm. Dolayısıyla sabır etmeye başladım.  Ancak benim bu durumdaki halim gözleri toprak, tozla dolmuş ve boğazına kemik saplanmış haliyle yaşayan bir kimsenin haline benziyordu. Mirasımın nasıl talan edildiğini gözlerimle tanık oluyordum. Ta ki birincisi (birinci halife) kendi yolundan gitti (ve ölüm onu yakaladı). Ancak hilafeti kendinden sonra Hattab’ın oğluna devretti. (Bu durumu müşahede eden İmam, şair olan A’şa’nın şu şiirini okudu). İçeriği şöyledir:

Çok farklıdır benim dünümle bu günüm,

Şimdilik gamlı hüzünlü, dün ise galip ve sevinçli

Ne tuhaftır! Kendi hayatında iken halktan mazeretini kabul etmelerini diliyordu. (benim olduğum halde) hilafet yerine oturduğundan dolayı mazur olduğunu kabul etmelerini diliyordu. Ama ölümünden sonra yerine öbürünün geçmesini sağladı. Çok acayiptir! Bu ikisi hilafetten, nöbetleşerek yararlandılar. (Özetle):  O, hilafeti şiddet, sıkı tutan, hata ve (hep) özür dilemeye baş vuran vadisi niteliklerine sahip olan bir kimsenin ihtiyarine verdi. Hilafet makamında oturan kişi serkeş bir deveye benzer. Eğer deveye binmiş olan kişi deveyi kontrol etmek için yularını sıkı tutarsa devenin burnunun üzerindeki perdeler yırtılır. Eğer serbest bırakırsa onu uçurumlara fırlatır.

Allaha and olsun ki halk, garip bir acı ve huzursuz olan bir duruma yakalandılar. Benim de bu uzun, sıkıntılı ve elem verici müddet içinde sabretmekten başka bir çarem yoktu. Nihayet onun da (ikinci halifenin de) ömrü ve dönemi sona erdi ve onu (hilafeti)  bir gurup arasında şuraya tabi kıldı. Kendince benide bu gurubun üyelerinden saymıştı. Bu şuradan Allaha sığınırım! (Doğrusu) ne zaman onlar beni kendilerinin ilkiyle (Ebu Bekir) mukayese etmeye kalkıştılar ki (zira bu mukayese dengesiz bir mukayese olacak olduğunu biliyorlardı) şimdi işim öyle bir noktaya varmıştır ki beni bunlarla (şura üyeleriyle) bile mukayese ederek aynı kefede tutmaya çalışırlar. Lakin yinede taviz verdim ve sesimi çıkarmayıp onlarla (Müslümanların maslahatı gereği) uyum sağladım ve şurada hazırda bulundum. Onlardan bazıları kinleri nedeniyle benden yüz çevirdiler. Birisi de akrabalık bağını (hakikatin) önüne geçirdi. Bir diğerinin itirazı da garezli ve amaçlı idi (günümüzün tabiriyle siyasi idi), bu amaçları dile getirmek uygun değil ve yakışıksızdır. Nihayet üçüncüsü ayağa kalktı. O ki, karnı çıkık (göbekli) ve bir deve gibi beytülmali toplayıp yemekten başka hiçbir düşünce ve gayesi yoktu. Babasının akrabaları onun yardımı için ayağa kalktılar. Onlar, bahar mevsiminde çayıra girip müthiş bir iştahla çimenleri yiyen aç develer gibi idiler. Allah’ın malından yemek için kolları sıvamışlardı. Ama buluşunun sonu (hilafeti sağlam kılmak için) pembe olmuştu. Uygun olmayan yakışıksız davranışları onun işlerini heder etti. Mide doldurmanın ve servet toplamanın akıbeti onun ebediyen hayatının yok olmasına mal oldu.  Halk, sırtlan’ın boynunda üst üste yığılmış olan kılları gibi üzerime üşüşüp yığılarak çıkardıkları büyük izdiham neticesinde beni hilafeti kabul etmeye zorladılar. Onlar her taraftan beni sarmışlardı. Öyle ki, nerdeyse iki gözümün nuru ve Peygamberin iki yadigârı olan Hasan ile Hüseyin, ayaklar altında ezileceklerdi. Kalabalığın baskısı, o denli şiddetliydi ki, yanlarımı sıkıştırarak bana çok şiddetli ağrı verdi ve abamı her iki taraftan yırttılar. Halk (kurt korkusundan çobanın etrafını saran) koyunlar gibi etrafımı sarmışlardı. Ama ayağa kalkıp hilafet sorumluluğunu elime aldığım zaman...''[1]

 


[1] Mekarim Şirazi,''Tercümeyi Guya Ve Şerhi Fuşurdeyi Ber Nahcul-Balaga'' İran/Kum: İntişarat-i Matbuati Hedef,c.1, s.65-67.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5415 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • Mukaddes Zebur hangi peygamberin ve hangi dinin kitabıdır?
    119071 Tefsir 2014/06/23
    Zebur Hazreti Davut’un (a.s.) kitabıdır. Allame Tabatabai “Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık”[1] ayeti kerimenin tefsirinde şöyle diyor: zahiren Zebur’dan maksat Hazreti Davut’a verilen kitaptır. Zira kur’an’nın başka bir yerinde Allah Teala şöyle buyuruyor: “Davut’a ...
  • İslam’ın, tenasüh (reenkarnasyon) hakkındaki görüşü nedir?
    12878 Eski Kelam İlmi 2008/11/02
    Asırlar önce Hindistan’da, reenkarnasyon görüşü ortaya atılmış ve ruhların defalarca tekrar dünyaya geri dönmesi hakkında dünya çapında bir inanç yaygınlaşmıştır. Bu görüş, asırların geçmesiyle dünyadaki halkların birçoğunun ilgisini çekmiş ve hatta bazıları, mezhebi bir inanç olarak ona bağlanmışlardır. Bu kesintisiz süre içersinde, büyük bilginler ...
  • İki kız kardeşle bir arada evlenmenin haram oluşunun felsefesi nedir?
    59826 Fıkıh 2009/07/11
    İslam dininde aynı zamanda iki kız kardeşle evlenmek caiz değildir. Elbette iki kız kardeşle bir arada evlenmez örneğin birinin ölümünden sonra diğeriyle evlenirse bunun bir sakıncası yoktur. Başka bir ifade ile bir kişi bir kadınla evlenirse bu evliliği devam ettiği sürece onun kız kardeşiyle evlenemez ister sürekli ...
  • Muta hakkında rivayet edilen bütün rivayetler güvenilir midir?
    10374 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/19
    Kuranı kerimde geçici evliliğin caiz oluşu ilan edilmiş olan islami sünnetlerdendir. Bu sünneti hasene, Peygamber Efendimiz (s.a.a) zamanında ve birinci halifenin halifelik süresinde ve ikinci halifenin döneminin belirli bir kesiminde de İslam toplumu içinde uygulanılıyor. Bu durum ...
  • Acaba bir insan cinle evlilik yapabilir mi?
    3963 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/05/28
    Öncelikle sagılarımızı sunarak şu noktayı hatırlatmayı gerek görmekteyiz.bu be benzeri konuları öğrenmenin hayatımıza hiçbir faydası yoktur. Bunun hükmünü öğrenmek bize hiçbir maddi ve manevi fayda sağlamayacaktır. “~~55.56~ فٖيهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ”
  • Berzah ve basiret gözü olan kimsenin alamet ve nişaneleri nelerdir?
    23293 Pratik İrfan 2011/08/21
    Biz kendi çevremizdeki muhitimizi tanımak için bir takım araçlara ihtiyaç duyarız. İslam bilgelerine göre kesin bilgi için birkaç araç mevcuttur. Birincisi duyudur. Görme duyusu ve duyma duyusu bu kabildendir. İkincisi akıldır. Üçüncüsü ise kalptir. Derunî keşifler, mukaşefeler ve bir tür mükaşefe sayılan berzah gözüyle elde edilen tüm bilgiler, aracı ...
  • Fecr-i sadık ve Fecr-i kazib’ten kasıt nedir?
    35991 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Fecr-i sadık (gerçek/ikinci fecir) ve fecr-i kazib (yalancı/birinci fecir) iki fıkhi ve astronomik terim olup gece ve gündüzün özel vakitleridir. Fecr-i kazib doğuda görülen beyazlıkla meydana gelir. Bu zamanda namaz kılınamaz. Fecr-i sadık’ın zamanı, o beyazlığın doğu tarafından yayılmasıdır. Bu zaman, sabah namazının ...
  • Niçin insan (intihar ederek) hayatı kendinden selb edemiyor?
    6561 Ahlak 2010/11/09
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Hz Masume’nin (s.a) hareminin tarihçesi nedir?
    11727 tarihi Yerler 2012/06/14
    Hz. Masume (s.a) Şiilerin yedinci İmamı Hz. Musa bin Cafer’in (a.s) değerli kızıdır. Onun saygıdeğer annesi Hz. Necme hatundur. Hz. Masume (s.a) hicri-kameri 173. yılın Zilkade ayının ilk gününde Medine’de doğmuştur. Hicri-kameri 200’de Abbasilerden Memun’un ısrar ve tehdidi üzerine İmam Rıza (a.s) sürgünü andırır bir şekilde Merv’e ...

En Çok Okunanlar