Gelişmiş Arama
Ziyaret
9743
Güncellenme Tarihi: 2011/07/21
Soru Özeti
Bizim inancımızda masumun her tür zahiri ve batıni kusurdan uzak olması gerekmektedir. Bu konu göz önünde bulundurulduğunda, Hz. Ali’nin (a.s) boyunun kısa oluşu hakkında nakledilen rivayetler doğru mudur?
Soru
İmam Ali’nin (a.s) boyunun kısa olduğunu belirten hadisler doğru mudur? Kısa boylu olmak kusur sayılmaz mı? Oysaki biz masumun her zahiri kusurdan da arı olduğunu duymuştuk.
Kısa Cevap

Genel bir ilke olarak dikkat edilmesi gereken husus şudur: Halkın nefret etmesi ve uzak olmasına neden olmaması için masumun yaratılış, ahlak, şemail ve zahiri sıfatlar gibi her türlü kusurdan uzak olması gerekir. Rivayetlerde İmam Ali (a.s) hakkında belirtilen sıfatlar, bizzat rivayetlerde bulunan ve açıklaması yapılacak olan bir takım karineler nedeniyle kusur sayılmaz. Yanı sıra boy uzunluk ve kısalığı, normal bir düzeyde olması durumunda kusur değildir.

Ayrıntılı Cevap

Konunun aydınlığa kavuşması için soruya konu olan meseleyi üç mihverde inceleyeceğiz:

1. Hz. Ali’nin kısa boylu oluşu hakkında söylenenler doğru mudur yoksa yanlış mıdır?

2. Doğru olması durumunda, kısa boylu olmak insan için bir ayıp sayılır mı?

3. Masumlar için rivayetlerde belirtilen ve kusur sayılabilecek bazı zahiri özellikler nasıl açıklanabilir?

Şimdi bu meseleleri belirtilen düzen içinde inceliyoruz:

1. Bu meselenin cevabına değinmeden önce, bazılarınca kusur olarak addedilen bazı özelliklerin kusur olmadığının bilinmesi gerekir. Örneğin, İmam Ali’nin (a.s) “el-enzeu’l-betin” olduğu meşhurdur ve bazıları bunu göbeğin küçük olması veya büyük göbek olarak tercüme etmişlerdir. Biz genellikle göbeğin büyük olmasının oburluktan kaynaklandığını düşündüğümüzden meseleyi halletmek için bahane bulmaya çalışmaktayız. Hâlbuki işin gerçeği şudur: “Enze’den kastedilen başın önünde az bir saçın bulunmasıdır ve betin’den kastedilen de karın bölgesinde azıcık bir çıkıntıdır. Oburluktan meydana gelmiş bir şişmanlık söz konusu değildir. İmam Ali (a.s) basit yiyeceklerden istifade eder ve az miktarda yerdi.”[1] İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da şöyle buyurmaktadır: “Ben dünyanızdan iki eski elbise ve iki parça ekmek borç alıp yetindim.”[2] Bu mukaddime unutulmamak kaydıyla, Hz. Ali’nin (a.s) bedensel özellikleriyle ilgili olarak belirtilen rivayetlerde "ربع القامة"[3] ve "ربعة من الرجال"[4] gibi tabirlerin bulunduğunu ve bazılarının bu tabiri İmamın kısa boylu olduğu şeklinde tercüme ettiklerini söylemek gerekir. Bu tercüme sözlük kitaplarında belirtilenlerden dolayı doğru değildir. Manası, İmamın geniş omuzlu olmasıdır. Lisanu’l-Arab adlı sözlük kitabındaki şu cümleye dikkat ediniz:

"وَتَرٌ مَرْبوعٌ یقال: أَراد رُمْحاً مَرْبوعاً لا قصیراً و لا طویلا"[5] yani ne uzun ve ne de kısa olan kılıca denir. Diğer sözlük kitaplarında da bu manaya işaret edilmiştir.[6]

2. İmamın boyunun kısa oluşunun doğru olduğunu farz etsek bile dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır: Boyun kısa oluşu, normal düzeyi aştığında veya insanın manevi çekiciliğini etki altında bırakan başka diğer zahiri noksanlıklar ile beraber olması durumunda kusur sayılır. Bu durumun dışında kısalık esasen kusur sayılmaz; çünkü Yüce Allah değişik fertleri çeşitli özellikler ile yaratmıştır ve insanların zahiri özelliklerde birbirleriyle farklılıklar arz etmeleri tabiidir. Bir fert çehre rengi, kısa boyluluk, ses türü ve diğer hususlar nedeniyle kınanamaz.

3. Masumların zahiri şemaili hakkında söylenenler, onların cismani özelliklerinin halkın kendilerinden nefret etmesine ve uzaklaşmasına neden olacak türden olmaması gerektiğinden ibarettir. Çünkü onlar halkın önderleridirler ve genel çağrılarının gereği olarak çekiciliklerinin korunması lazımdır. Bu mesele rivayetlerde belirtildiği gibi sadece masum imama (a.s) özgü değildir, yanı sıra halk ile direkt olarak bir tür dinî bir irtibat içinde olanların da insanların nefret etmesine ve uzaklaşmasına neden olabilecek kusurlardan arı olması gerekir. Bu nedenle rivayetlerde cemaat imamının ferdi özellikleri hakkında, imamın cüzam ve alaca gibi hastalıkları taşımaması gerektiği belirtilmiştir.[7]     



[1] Tebrizî, Cevad, Siratu’n-Necat, c. 10, s. 426, m. 1197, Bita.

[2] Seyid Rezi, Ebu’l-Hasan Muhammed, Nehcü’l-Belağa, s. 417, name-i 45, İntişarat-ı Hicret, Kum, 1414 h. k.

[3] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 35, s. 2, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, 1404 h. k.

[4] a.g.e., c. 35, s. 4.

[5] İbn. Manzur, Muhammed b. Mukrem, Lisanu’l-Arab, c. 8, s. 101, Neşr-i Edebi’l-Havza, Kum, 1405 h. k.

[6] İbn-i Esir, Muhammed el-Cezeri, en-Nihaye, c. 2, s. 190, Müessese-i İsmailiyan, Kum, 1364 h. k.

[7] Biharu’l-Envar, c. 16, s. 408.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar