Gelişmiş Arama
Ziyaret
11868
Güncellenme Tarihi: 2012/03/12
Soru Özeti
Hicr suresinin 85 İla 87. ayetlerinin tefsiri nedir?
Soru
«وَ ما خَلَقْنَا السَّماواتِ وَ الْأَرْضَ وَ ما بَيْنَهُما إِلاَّ بِالْحَقِّ وَ إِنَّ السَّاعَةَ لَآتِيَةٌ فَاصْفَحِ الصَّفْحَ الْجَميلَ، إِنَّ رَبَّكَ هُوَ الْخَلاَّقُ الْعَليمُ، وَ لَقَدْ آتَيْناكَ سَبْعاً مِنَ الْمَثانی‏ وَ الْقُرْآنَ الْعَظيمَ» ayetlerinin tefsiri nedir?
Kısa Cevap

Yüce Allah belirtilen ayetlerde gök ve yerin yaratılışının hak olduğuna ve hedef taşıdığına işaret etmiş ve Peygamber-i Ekrem’e (s.a.a) düşman ve cahillerin inatçılık, bilgisizlik, taassup, tahrip ve aşırı muhalefetleri karşısında hoşgörü ve sevgi göstermesini ve de onları bağışlayıp kendilerine hoş bir yüzle karşılık vermesini tavsiye etmektedir. En sonda da Hz. Peygamberi (s.a.a) düşmanların şiddeti, sayılarının çok olması ve ellerindeki birçok maddi imkânlardan asla endişe duymaması yönünde yatıştırmakta ve ona moral vermektedir; çünkü Allah nübüvvet hakkında hiçbir şeyle kıyaslanmayacak bir takım delil ve imkânlar kendisine vermiştir.

Ayrıntılı Cevap

Yüce Allah belirtilen ayetlerde şöyle buyurmaktadır: “Biz, gökleri, yeri ve her ikisi arasında bulunanları ancak hakka ve hikmete uygun olarak yarattık. Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Sen şimdi güzel bir şekilde hoşgörü ile muamele et. Şüphesiz, Rabbin hakkıyla yaratanın (ve her şeyi) bilenin ta kendisidir. Andolsun, biz sana tekrarlanan yedi ayeti ve büyük Kur’an’ı verdik.”[1] وَ ما خَلَقْنَا السَّماواتِ وَ الْأَرْضَ وَ ما بَيْنَهُما إِلاَّ بِالْحَقِّ ayetindeki “hak” kelimesi batıl ve oyuncak anlamının karşıtıdır; başka bir ifadeyle göklerin ve yerin yaratılışının haktan ayrı olmadığı, bilakis onlarının tümünün hak ile beraber olduğu, o halde yaratılışın yakın bir zamanda kendisine döneceği bir gayesi bulunduğu; zira yaratılışta bir gayenin bulunmaması durumunda oyuncak olacağı belirtilmek istenmektedir.[2] Ardından ayetin devamında şöyle buyrulmaktadır: وَ إِنَّ السَّاعَةَ لَآتِيَةٌ Bu ayet de iddia edilen hususa delalet etmektedir; çünkü bu yaratılış için hedef belirlenmiştir[3] ve Hz. Peygambere (s.a.a) düşman ve cahillerin inatçılık, bilgisizlik, taassup, tahrip ve aşırı muhalefetleri karşısında hoşgörü ve sevgi göstermesini ve de onları bağışlayıp kendilerine hoş bir yüzle karşılık vermesini, onların günahlarından sarf-ı nazar etmesini ve bağışlamasını tavsiye etmektedir[4]: فَاصْفَحِ الصَّفْحَ الْجَميلَ ; zira Hz. Peygamber (s.a.a) görevlendirildiği misyona davet yolunda apaçık deliller taşımaktadır ve halkın kalbinde mebde ve ahiret temellerini güçlendirmek için şiddete ihtiyaç duymamaktadır. Çünkü mantık ve akıl onunla birliktedir. Artı, cahillere karşı şiddet kullanmak, genellikle onların kabalık ve taassuplarının artmasına neden olur.[5]الصَّفْحَ” orijinal olarak yüz sayfası gibi her şeyin yön ve yüzü anlamındadır.[6] Bu yüzden “فَاصْفَحِ” “yüz çevirmek ve sarf-ı nazar etmek” anlamındadır. Bir şeyden yüz çevirmek bazen itinasızlık, küsmek ve vb. şeyler içindir ve bazen de asilce af etme ve bağışlama gayesiyledir. Bundan dolayı yukarıdaki ayette ikinci mananın çağrıştırılması için ardılınca “cemil” kelimesi kullanılmıştır.[7] Söz konusu ayetin tefsiri hakkında İmam Rıza’dan (a.s) nakledilen bir rivayette şöyle okumaktayız: “Kastedilen, sorgusuz ve sitemsiz affetmektir.”[8] فَاصْفَحِ الصَّفْحَ الْجَميلَ cümlesi bu önceki hususların bir neticesidir ve “f” harfi ona böyle bir mana vermektedir: Yaratılış haktır ve bunların hesaba çekileceği ve cezalandırılacağı bir gün gelecektir; o halde artık onların yalanlaması ve dalga geçmesine aldırma ve onları affet.[9]   

إِنَّ رَبَّكَ هُوَ الْخَلاَّقُ الْعَليمُ cümlesi, gerçekte affetmenin, bağışlamanın ve güzel bir şekilde yüz çevirmenin gerekliliğine bir delildir[10] ve bağışlama emrini veren kimse öğretmen, yaratıcı ve bilen Allah’tır. O; af ve bağışlamanın fert ve camianın ruhunda ve de halkın kazanılması ve gelişiminde ne gibi bir eseri olduğunu bilmektedir; o halde affetmek sizin için ağır olmamalıdır.[11] En sonda da Hz. Peygamberi (s.a.a) düşmanların şiddeti, sayılarının çok olması ve ellerindeki birçok maddi imkânlardan asla endişe duymaması yönünde yatıştırmakta ve ona moral vermektedir; çünkü Allah nübüvvet hakkında hiçbir şeyle kıyaslanmayacak bir takım delil ve imkânlar kendisine vermiştir:[12] Biz sana Hamd suresi ve azim Kur’an’ı verdik: «وَ لَقَدْ ءَاتَيْنَاكَ سَبْعًا مِّنَ الْمَثَانىِ وَ الْقُرْءَانَ الْعَظِيمَ»

 «سبع مثانی» kelimesinin anlamının ne olduğu hususunda “Ham Suresinin Sebe Semani Olarak Adlandırılmasının Felsefesi”, Soru: 15552 (Site: 15572) adlı başlığa müracaat edebilirsiniz.    

 


[1] Hicr, 85 – 87: «وَ ما خَلَقْنَا السَّماواتِ وَ الْأَرْضَ وَ ما بَيْنَهُما إِلاَّ بِالْحَقِّ وَ إِنَّ السَّاعَةَ لَآتِيَةٌ فَاصْفَحِ الصَّفْحَ الْجَميلَ، إِنَّ رَبَّكَ هُوَ الْخَلاَّقُ الْعَليمُ، وَ لَقَدْ آتَيْناكَ سَبْعاً مِنَ الْمَثانی‏ وَ الْقُرْآنَ الْعَظيمَ»

[2] Tabatabai, Seyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 12, s. 188, Defter-i İntişarat-ı İslamî, Kum, çap-ı pencom, 1417 k.

[3] a.g.e.

[4] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 11, s. 127, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, çap-ı evvel, 1374.

[5] a.g.e.

[6] İbn. Manzur, Muhammed b. Mukrem, Lisanü’l-Arab, c. 2, s. 512, “es-Safah” kavramı, Dar-ı Sadr, çap-ı sevvom, Beyrut, 1414 k; Rağıb İsfahani, Hüseyin b. Muhammed, el-Müfredat Fi Ğaribi’l-Kur’an, Tahkik: Sıfvan Adnan Davari, s. 486, Daru’l-İlmi’l-Dar-ı’ş-Şamiye, çap-ı evvel, Demeşk, Beyrut, 1412 k; Karaşi, Seyid, Ali Ekber, Kamus-i Kur’an, c. 4, s. 131, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, çap-ı şeşom, 1371 ş.

[7] Tefsir-i Numune, c. 11, s. 127 ve 128.

[8] Şeyh Saduk, Uyun-i Ahbar-ı Rıza (a.s), Muhakkik Ve Musahhih: Laciverdi, Mehdi, c. 1, s. 294, Neşr-i Cihan, Tahran, çap-ı evvel, 1378 k; Arusi Huveyzi, Abd Ali b. Cuma, Tefsir-i Nuru’s-Sakaleyn, Tahkik: Resuli Mehellati, Seyid Haşim, c. 3, s. 27, İntişarat-ı İsmailiyan, çap-ı çarom, Kum, 1415 k.

[9] el-Mizan, Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 12, s. 190.

[10] Tefsir-i Numune, c. 11, s. 128.

[11] Kıraati, Muhsin, Tefsir-i Nur, c. 6, s. 352, Merkez-i Ferhengi Dershayi Ez Kur’an, Tahran, çap-ı yazdehom, 1383 ş.

[12] Tefsir-i Numune, c. 11, s. 129.

 

Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi bakışlar haram ve günah sayılıyor?
    19004 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/20
    Allahu Teala kuranı kerimde namahreme bakmak hakkında şöyle buyurmaktadır: “kul lil müminine yeguddu min ebsarihim yani Müminlere deki; namahreme bakmaktan gözlerini sakınsınlar[1] Ve kul lil mü'minati yağdudne min ebsarihinne” yani “Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar”[2]İmam ...
  • Neden özellikle bir mercii taklit etmek gerekmektedir? Bu mesele hadisler aracılığıyla nasıl ispat edilmektedir?
    9874 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/11
    Eğer müçtehitlerden her birinin fıkhın bir kısmında diğerlerinden daha bilgili olduğu veya onlar ile eşit bulunduğundan eminseniz birkaç şahsı taklit etmenin bir engeli yoktur. ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    36267 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10932 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...
  • İbn-i Meysem Bahrani’nin kişiliği ve yaşamı hakkında bilgi verebilir misiniz?
    8002 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2013/04/23
    HK. 697-699’da vefat eden ve İbn-i Meysem diye meşhur olan Kemaleddin Meysem b. Ali b. Meysem Bahrani, 7. yüzyılın başlarında Bahreyn’de dünyaya gelmiştir. İlim ve fakihliğin beşiğinde, köklü ve meşhur bir ailede yetişmiştir. İlim tahsiline kendi ülkesinde başladı. Sonra daha yüksek tahsil için Bağdat’a gitti. İbn-i Meysem ...
  • Fahişe bir bayanla geçici nikâh yapılabiliniyor mu?
    7545 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/04
    Fahişe bayanlarla geçici veya daimi evlilik haram değildir. Ama farklı delillerden ötürü böyleli bir evlilikten sakınmanız hem dininiz için ve hem de dünyanız için daha hayırlıdır. ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    15931 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • Resul-i Ekrem’e (s.a.a) ve İslamî kutsallara hakaret edilmesinin fıkhî hükmü ve buna karşı koymanın yolu nedir?
    11560 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberine hakaret eden ve bu çirkin davranışıyla milyonlarca insanı üzen kimse idama müstahaktır. İslam düşmanları Müslümanlar arasında tefrika yaratmak, İslam’ın yayılmasının önünü almak ve yolları üzerinde din adındaki engeli kaldırmak gibi utanç verici hedeflerine ulaşmak için İslamî kutsallara hakaret etmeye ve sövmeye yönelmişlerdir. Vahdeti korumak, kendi İslamî ...
  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45726 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Ayetullah Hamenei’nin Amerika Müslümanlarına mesajı (öğüt ve nasihati) nedir?
    5932 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Ayetullah Hamenei’nin kaleminin bu soruya cevabı: “Selamu’n Aleykum,Ayetullah Hamenei’nin genele hitap eden konuşma ve mesajlarında yer alan açıklamalarının dışında özel bir mesajları yoktu. (Bu konuşma ve mesajların metni Ayetullah Hamenei’nin ...

En Çok Okunanlar