Gelişmiş Arama
Ziyaret
20018
Güncellenme Tarihi: 2011/06/14
Soru Özeti
Kuranı kerim dağları yeryüzünün çivileri şeklinde tanımlamış, Kuranı kerimin bundan maksadı nedir?
Soru
Dağları yeryüzünün çivileri olarak tanımlayan ayetlerin anlamı nedir?
Kısa Cevap

İslami kaynaklarda dağlar için değişik faydalar ve nitelikler dikkate alınmıştır. Yeryüzüne çakılmış çiviler misalinde olmaları bu niteliklerden bir tanesidir. Dağlar yeryüzü için ölçü aletleri gibi çalışmaktadırlar. Yeryüzü küresinin dağılmasını, dolayısıyla yeryüzünü üzerinde yaşanılamayacak bir alem konumuna gelmesini engellemektedir. Çağdaş bazı düşünürler de yeryüzünde yaşanılabilmesi için dağlar tarafından sağlanılmış itidalin zorunlu olduğunu belirtmişlerdir. Buna binaen şunu kabul etmek gerekir ki kuranı kerimin dağları çivilere benzetmesi dağların şekil bakımından çivilere benziyor anlamında değildir. Zira kendi gözlerimizle dağların böyle olmadığını müşahede etmekteyiz. Kuranı kerim tarafından dağlar çivilere benzetmesindeki maksat dağların da çivilerin işini yaptığını beyan etmektedir. Birbiriyle ilintilendirilmiş parçalar çiviler vesilesiyle kenetlendirilmiş ve dağılmaları engellendiği gibi dağlar vesilesiyle de yeryüzü bir anlamda ayakta tutulmuş ve dağılmaları engellenmektedir.

Ayrıntılı Cevap

İlkin dağların yeryüzünde üstelemiş oldukları rolü anlatan ayetleri gözden geçirmeliyiz. Bu ayetlerde hangi özelliklere ve niteliklere işaret edildiğine bakalım. Daha sonra dini öğretilerini ve günümüz dünyasında kabul görülmüş gerçekleri dikkate alarak bu rolü incelemeye tabi tutacağız.

Yeryüzünde dağların üstelemiş oldukları rolden bahis eden ayetler ve sahip oldukları faydaları ve nitelikleri anlatan kuranı kerimde birçok ayet var olmaktadırlar:

1-   Dağlardan sığınaklar ve evler şeklinde hem insanlar[1] hem diğer hayvanlar[2] istifade edebilirler.

2-   Değişik türlerden taşlar ve topraklar farklı renklerle dağlarda var olmaktadırlar[3]

3-   Dağlar, zahiri görünüşlerindeki sebatın tam tersine hareket halindedirler.[4]

4-   Dağlar Allah ı tespih ve Onu hamdü-sena etmekle meşguldürler.[5]

5-   Dağlar yeryüzüne yönelik çiviler misalinde görev yapmaktadırlar.[6]

6-   Dağlar yeryüzünü dağılmaktan koruyor ve itidalini sağlamaktadırlar.[7]

7-   Son olarak birçok ayette dağların kıyametin gerçekleşeceği günde hangi duruma gireceğinden ve yerle bir olacağını anlatmaktadırlar.[8]

İnsanların ve diğer hayvanların içinde barındığına ve farklı ve türlü madenlerin dağlarda saklı olduğuna işaret eden ayetlerin birinci ve ikinci bölümü ispatlanmaya gerek duyulmayacak kadar çok açık şeylerdir. Ayetlerin işaret ettiği üçüncü nokta yani dağların hareket halinde olduğuna söyleyen ayetlerin bu iddiasını her ne kadar geçmişte çok acayip sayılabilinirdi ama günümüz dünyasında çokta acayip görülmemektedir. Zira kıtaların hareket halinde, birbirinden tedrici bir şekilde ayırdığını söyleyen faraziyeye dikkat edildiğinde bu durum garipsenecek bir durum olmadığı açıktır. Hakeza; daha küçük çapta dağların yerinden kaydığını ve aralarında çatlakların gerçekleştiğini müşahede ediyoruz. Dolayısıyla dağların hareket halinde olduğu iddiayı ispatlamak pek zor değildir. Dağların Allah ı hamdü-sena ettiği iddiası kuranın nassına göre diğer varlıkların ibadeti gibi birçok insanlar için derk edilemiyor.[9] Yedinci bölümde işaret edilenin ilmi de Allah katında ve bir bölümüne işaret edilmektedir. Bu nedenle maddi ve fiziksel yollarla ispatlayamayız.

Ama beşinci ve altıncı bölümde işaret edilen konular bağlamındaki ayetleri anlamak bizim anlayabileceğimiz alana giriyor ki sizin sorunuz da bunlarla irtibatlıdır. Bu bağlamda şunu söylemek mümkün: Kuranın nüzul döneminde insanların dağların yeryüzündeki istikrarı niteliğiyle alakalı pek bilgileri olmamasına rağmen kuranın bazı ayetleri bazı konulara işaret etmiştir ki daha sonra bu konuların doğru olduğu tespit edilmiştir. Dağların yeryüzünde çiviler misalinde olan konu bu konulardan bir tanesidir. "dağları da birer kazık yapmadık mı" (nebe 7).

Kuranı kerimin maksadı dağlar çiviler gibidir anlamında olmadığı çok açıktır. Zira insanlar tarafından müşahede edilen birçok dağ çiviler gibi olmadığı rahatlıkla anlaşılmaktadır. Kuranı kerim şunu anlatmaktadır ki dağlar çivilerin rolünü üstlenmektedirler. Bu konu dağların yeryüzünde dikildiğini[10] ve sağlam (muhkem)[11] olduğunu açık bir şekilde dile getiren diğer ayetlerden den anlaşılıyor.

Kuranın nüzul dönemindeki insanlar dağları görüyor ve köklerinin ağaçlara çakılmış çiviler gibi sağlam ve kilometrelerce yerlerin diplerine uzadığından bihaber idiler. Ama günümüz insanı bu gün bunu bilmektedir. Dolayısıyla çiviler misalinde yeryüzüne çakılmış dağların bu durumunu insanlar için abes, faydasız ve anlamsızdır şeklindeki düşünceye kapılmamak gerekir. Zira günümüzün bilimine göre dağların rüzgârların, suların ve genel anlamda yeryüzündeki düzeni ve sistemi koruma ve hidayet etme noktasında üstelemiş oldukları rolünü çok kolay bir şekilde anlayabiliriz. Kuranı kerimde işaret edilen bir diğer nokta var. Oda şu: Yeryüzüne çiviler misalinde çakılmış olan dağlar var olmamış olsaydı yeryüzü itidalden çıkacaktı dolayısıyla üzerinde yaşam imkânsılaşırdır. Aşağıdaki ayetlerden; en temide bikum" ve "en temide bihim" itidalsizlik istifade edilmiştir. Ama itidalsizliğin anlamı nedir? Acaba yerin itidalsiz oluşu ve Onun varoluşun (mevcut) istikametinden sapması anlamında mıdır? Ya çok şiddetli tufanların esmesiyle bu kürenin üzerindeki eşyaların sarsılması anlamında mıdır? Veya …? Her halükarda kuranı kerimde ve rivayetlerde kabul görülmüş ve açık bir şekilde[12] kendisine işaret edilen şey şu: Yeryüzünün çiviler misalinde dağlarla çakılması yeryüzündeki yaşamın sistemli ve bir düzen içinde yürümesini sağlamış olmasıdır. Farklı ve değişik kitaplar[13] ve siteler[14] bu konuyla alakalı daha fazla bilgiler sunmaktadırlar. İsterseniz bu kaynaklara müracaat edebilirsiniz.



[1] Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı ve dağlarda da sizin için barınaklar var etti. (nahl 81).

[2] Rabbin, bal arısına şöyle ilham etti: “Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan (kovanlardan) kendine evler edin.” (nahl 68).

[3] Görmüyor musun ki, Allah gökten su indirdi. Biz onunla türlü türlü ürünler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı (birbirinden farklı) çeşitli renklerde yollar (katmanlar) var, simsiyah taşlar da var. (fatır 27).

[4] Dağları görürsün, onları hareketsiz sanırsın. Hâlbuki onlar bulutların geçişi gibi hareket ederler

[5] Dâvûd ile birlikte, Allah’ı tespih etmeleri için dağları ve kuşları onun emrine verdik. Bunları yapan biz idik. (enbiya 79); Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd’un emrine verdik. Onların her biri Allah’a yönelmişlerdi. (sad 18); Görmedin mi ki şüphesiz, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde etmektedir. (hac 18); Andolsun, Davud’a tarafımızdan bir lütuf verdik. “Ey dağlar! Kuşların eşliğinde onunla birlikte tespih edin” dedik (sebe 10). Ve…

[6] Nebe, 7.

[7] Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağlar; yolunuzu bulmanız için de nehirler, yollar ve nice işaretler meydana getirdi. İnsanlar yıldızlarla da yollarını bulurlar. (nehl 15); Onları sarsmasın diye yere de sabit dağlar yerleştirdik. (enbiya, 31); Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. (lokman, 10).

[8] Dağları yürüteceğimiz ve senin yeryüzünü çırılçıplak göreceğin günü bir hatırla. (Kehf, 47); (Ey Muhammed!) Sana dağların (kıyamet günündeki) hâlini soruyorlar. De ki: “Rabbim onları toz edip savuracak.” (taha, 105); Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. (vakia, 5); Göğün, erimiş maden gibi ve dağların atılmış renkli yün gibi olacağı günü hatırla. (mearic, 9); ve…

[9] Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tespih ederler. Her şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız. (isra 44).

[10] Devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı? (ğaşiye 19).

[11] Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi. (naziat, 32).

[12] "Nehcül-balaga", hutbe 1, Kum: intişarat-i darul-hicre, s. 39.

[13] MEKARİM-İ ŞİRAZİ, Nasır, "tefsir-i nümüne", c. 11, s. 183.

[14] http://www.quranology.com - www.quransc.com

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Müçtehitlerin makamı konusunda bir ayet veya hadis var mı?
    10426 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bu devirde temizliğe riayet etmemize rağmen, adet görme guslünün felsefesi nedir?
    6929 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanların maddi ve manevi maslahat ve menfaatleri korumak için oluşturulmuş ve bundan başka hiçbir hedef gözetilmemiştir. Yüce Allah bu hükümler ile insanlar için hem manevi hem de cismani taharet ve temizliğin sağlanmasını istemektedir. Esasen guslün ve adet guslünün hikmet ve sırları, zahiri ...
  • Kumar aleti olmaktan çıkmış olan oyun kâğıtlarıyla kumar amacını gütmeksizin oyun oynamanın hükmü nedir, sakıncalı ve işkâlı var mıdır?
    8387 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Zikredilen sorunun cevabı bağlamında imma Humeyni (kuddise sırruh) ve diğer taklidi mercileri şöyle buyurmuşlardı: Örfün nezdinde kumar aleti olarak bilinen oyun kâğıtlarıyla oyun oynamak kesinlikle caiz değildir. (İster kazanmak ve kazanmamak amacını gütsün ister gütmesin). Ama örf nezdinde kumar aletlerinden sayılmayan; örneğin bir anlamda fikri geliştiren ve dini ve ilmi ...
  • Kadın zarif bir varlık mıdır yoksa zayıf bir insan mı?
    11792 Eski Kelam İlmi 2010/12/05
    Kur’an’a göre kadının makamı çok yüksektir. Kur’an yaratılış yönünden kadın ve erkeği aynı cinsten olduğunu söylemekte ve insanlıkta bir bilmektedir. Bu semavi kitap özel ilahi lütufa nail olan, vahiyin rububi makamınaçıkan ve meleklerin konuştuğu kadınlardan bahsetmiş, iman ve Allah yolunda mukavemetin örnekleri olan ...
  • İmamlara ait resimlerin şer’i hükmü nedir?
    7021 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah, bizi ölümden sonra tekrar bu dünyaya döndürecek olursa biz iyi işler yapar mıyız?
    11185 Eski Kelam İlmi 2010/07/07
    Birincisi, kişilerin isteğine bağlı olarak dünyaya dönebilmelerinin mümkün oluşu yaratılış nizamının bozulmasına ve Peygamberlerin gönderilişinin abes olmasına yol açar. İkincisi, bu kişilerin dünyaya dönmeleri farz-i mahal gerçekleşse bile onların iyi işler yapacakları belli değildir. Çünkü dünya aynı dünyadır ve onlar da aynı istek ve heveslere sahiptirler. Nitekim dünyada da ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70480 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • İranda ne kadar Yahudi var ve İran devletinin onlara davranışı nasıldır?
    10619 Düzenler 2011/10/23
    İran İslam Cumhuriyetinde dini azınlıklar (Yahudi, Hıristiyan, Zerdüşt...) Müslümanlarla beraber yaşamaktalar. İran Yahudilerinin kendi istatistiklerine göre İranda şu anda 20 bin civarında Yahudi (Kelimi) vardır.[1] Onlarda diğer İran vatandaşlarının sahip olduğu tüm hak ve hukuka sahiptirler. Ekonomi, ibadet, sosyal ...
  • imamların makamı enbiyaların makamindan daha mi üstün?
    14340 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    İmamların ilmi makamları nebilerinkinden daha üstün olduğu meselesi birçok rivayetlerde konu edilmiş. Bunun asıl delili imamların (a.s.) nurani olan batini boyutlarının peygamber (s.a.a.) ile bir olmalarıdır. Peygamber (s.a.a.) diğer peygamberlerden üstün olduğu gibi, bu kaynaktan yararlanan imamların ilmi makamı da diğer tüm peygamberlerden ...
  • Hangi imam ferec duasını şahsen okumaktaydı?
    15018 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Ferec kavramı, (Arapça) sözlükte “gam ve hüzünden kurtulmak ve ferahlanmak” anlamına gelir.[1] Hadis kitaplarında ferec ve ferahlanmanın hâsıl olması için zikredilen dua ve ameller bu sözlük anlamını taşımaktadır. Burada “Ferec Duası” olarak adlandırılan üç dua ve de “Ferec Namazı” olarak isimlendirilen bir namazı zikretmekle ...

En Çok Okunanlar