Gelişmiş Arama
Ziyaret
33981
Güncellenme Tarihi: 2010/06/20
Soru Özeti
Hazreti Musa (a.s)’nın bir Kıbti’yi öldürmesi onun ismetiyle çelişmez mi?
Soru
Kur’an’da işaret edildiği gibi Hazret-i Musa(a.s) mısırlı birini öldürmüştür o zaman nasıl ismete sahip olabilir?
Kısa Cevap

Bütün peygamberler (makamlarında farklılık olmakla birlikte) masum, Allah’a yakınlığın ve kemalin zirvesindedirler. Diğer insanların yerine getirmesi gereken vazifelerden daha üstün ve ağır vazifelerle görevlendirilmişlerdir. Mabuttan başka her türlü varlığa teveccüh etmeyi büyük bir günah bilmektedirler.

İslam bilginleri ve uleması Hz. Musa’nın (a.s) bir Kıbti’nin öldürülmesi olayındaki masum (ismetini) oluşunu açıklayan birçok açıklamada bulunulmuşlardır.

Getirilen açıklamaların temel noktası o Hazretin bir günah işlemediği yalnızca terk evla olduğu noktasıdır. Ölen Kıbti’nin hakkında gelen bilgilerde onun öldürmenin haram olmadığı yalnızca Hz. Musa’nın bu işi yapmakta acele etmemesinin daha iyi olduğudur.

   Kur’an’ın kullandığı tabirler de onun ismetiyle tezat içinde değildir. Yine aynı şekilde Hz. İmam Rıza’nın (a.s) Memun’a verdiği cevapta: Hz. Musa’nın (a.s) ‘‘Bu şeytanın işiydi. O apaçık bir düşman ve saptırıcıdır.’’sözü veya ‘‘ Ey rabbim ben kendime zulüm ettim. Beni affet!’’demesi hakkında şöyle buyurmuşlardır: ” Bu şeytanın işiydi” sözü o iki kişinin arasındaki tartışmadır Hz. Musa’nın kendi yaptığı eylemi değildir ve beni affet demesinden kasıt şehre girmesi yüzündendi çünkü, şehre girmemesi gerekirdi ve bana mağfiret et demesi ise Firavunun taraftarlarından gizlenmesidir.

Ayrıntılı Cevap

Bu soruya cevap vermeden önce birkaç noktaya değinmek gerekir.

·         İsmet kavramının kısaca açıklaması:

Bu kavramın sözlük manası: İsmet “korunmuş, bir şeye bağlanmış” demektir[1]. Ama kelamcıların ıstılahında: Allah Teâlâ’nın özel bir lütfüdür ki bu lütuf  sayesinde şahıs Allah’a itaatsizlik etmeye veya günah işlemeye kadir olmasına, bu işi yapması mümkün olmasına rağmen asla günah işlemeye yönelmez.  [2]

·         Peygamberlerin ismete sahip olmalarını gerekli kılan bazı deliller:

1.     Peygamberler ismete sahip olmazlarsa gönderiliş amaçlarında tezat meydana gelir. Şöyle ki peygamberlerin gönderiliş amacı insanları gerçek maslahat ve zararlardan haberdar etmek, bir dizi ön hazırlıklarda bulunarak onların terbiye ve tezkiye olup kemale ve dünya ve ahret saadetine ulaşmalarını mümkün kılmaktır. Ve bu peygamberlerin ismete sahip olmamaları durumunda gerçekleşmez. Çünkü peygamber günah işlerse ya ona itaat etmemiz bize ya farzdır veya farz değildir. Eğer itaat etmemiz farz olmazsa peygamberlik kavramı anlamını yitirir. Diğer taraftan günahtan itaat etmek de caiz değil.

2.      Peygamberin günah işlemesi, peygamberliğe seçilmeden veya seçildikten sonra insanların ona karşı antipati duymasına ve ona itaat etmemesine vesile olur.

 Peygamberlerin ismeti konusunda zikir edilen bu ve benzeri deliller göze alındığında Peygamberlerin ismetinin kesin ve gerekli olduğu anlaşılır.

·         Hz. Musa (a.s) Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerinin zahirine göre bir Kıbti’yi (firavunun taraftarı olan birisini) öldürmesi onun ismetiyle çelişmez mi?

Kur’an-ı Kerim şöyle buyuruyor: “Musa (a.s), halkının farkında olmadığı bir sırada şehre girdi. Orada, biri kendi, diğeri düşmanlarından olan iki adamı dövüşür buldu. Kendi taraftarlarından olan düşmanlarından olana karşı ondan yardım istedi. Musa, ona bir yumruk vurup ölümüne sebep oldu. ‘‘şeytanın işindendir. O apaçık bir saptırıcı bir düşmandır.’’ dedi. (Musa, ) “Ey rabbim! Ben kendime zulmettim Beni bağışla.” Dedi. Allah da onu bağışladı. Kuşkusuz o bağışlayandır merhamet edendir.[3]

 Şimdi soru şu ki Hz. Musa’nın “Bu şeytanın işiydi, o düşman ve apaçık bir saptırıcıdır” veya” Ey rabbim! Beni bağışla ben kendime zulmettim.” sözleri onun ismetiyle tezat oluşturmamakta mıdır? Bu konuda şuna değinmemiz gerekir ki: Firavunun saray ahalisinden (Kıbti’) olan biri Hz. Musa’nın (a.s) takipçilerinden birini odun toplamaya zorlamaktadır. Bu yüzden aralarında kavga başlar ve bu sırada Hz. Musa Beni İsrail’den olan şahsa yardım etmek için Kıbti’ye bir yumruk atar ve bu yumruk sonucu Kıbti’ ölür.[4] Müfessirler bu konuda şu açıklamayı getirmişlerdir: Hz. Musa’nın gerçekleştirdiği eylem bir günah değil bir terk evla idi. Hz. Musa bu işiyle kendini zahmete düşürmüştür. Bu eylem yüzünden Firavun taraftarları onun peşinde düşmüşlerdir. Terk evlayı mana edecek olursak: “Kendiliğinde haram olmayan ama daha evla bir işin terk edilmense vesile olan eyleme terk evla denir. Yani hiçbir yanlış iş söz konusu değildir.[5]

Uyuni Ahbar-i Rıza kitabında rivayet edildiği üzere: Memun, Hz. İmam Rıza (a.s)’dan Hz. Musa’nın kıssasını sordu. İmam Rıza cevapta şöyle buyurdular: Hz. Musa (a.s)nın ‘‘Bu şeytanın işiydi. O apaçık bir düşman ve saptırıcıdır.’’sözü veya ‘‘ Ey rabbim ben kendime zulüm ettim. Beni affet!’’demesi hakkında şöyle buyurmuşlardır: Bu şeytanın işiydi sözü o iki kişinin arasındaki tartışmadır; Hz. Musa’nın kendi yaptığı eylem değildir ve “beni affet” demesi şehre girmesi yüzündendi çünkü, şehre girmemesi gerekirdi ve beni bağışla demesi ise Firavunun taraftarlarından beni gizle anlamındadır çünkü gafere ve güfranın manalarından biri bir şeyi örtmek ve gizlemektir..[6]

   Seyit Murtaza alemu’l-Huda Tenzihu’lenbiya kitabında bu ayeti iki şekilde açıklamıştır.

1.     Zulümden kasıt bir müstehabbın terk edilmesidir. Çünkü o Kıbti’nin daha sonra öldürülmesi daha evla idi. Hz. kendi taraftarına yardım edebilmek için Kıbti’nin öldürmesinde acele etmiştir. Terk evlaya duçar olmuştur. Müstehap bir amelin sevabından mahrum kalmıştır. İşte bu yüzden şöyle buyurmuştur: “Ben kendime zulüm ettim.”

2.     Bu şeytanın işiydi sözünden maksat o Kıbti’nin başlattığı tartışmadır. Hz. Musa o Kıbti’yi öldürmeyi kast etmemiştir sadece Beni İsrailli şahsa yardım etmek istemiştir.[7]

   Şeyh Tusi, Tibyan tefsirinde şöyle buyuruyor: O Kıbti’nin öldürülmesi sakıncalı bir iş değildi. Allah Hz. Musa’ya onu öldürmesini emretmişti. Ama evla olan onun ölümünün daha sonra gerçekleşmesiydi. Daha çabuk gerçekleştirdiği için terk evlaya duçar oldu. İşte bu yüzden af diledi.[8]

   Mecmeu’l-Beyan tefsirinin sahibi de bu soruya şöyle cevap veriyor: ”Öldürme bir mümini zalimin elinden kurtarmak içindi. Yoksa asıl kasıt öldürme değildi. Öyleyse sakıncasız iyi bir işti.[9]

 Fethu’l-Kadir tefsirinde söyle gelmiştir: Af talep edilmesi evlanın terk edilmesi yüzündendir. “Ben kendime zulüm ettim” sözü ise bu Firavun’un adamını öldürmesi yüzünden kendisini tehlikeye düşürmesi yüzündedir. Çünkü Firavun anladığında Hz. Musa’yı öldürmek isteyecekti.” Bana mağfiret et” sözünden kasıt ise bunu gizle ki firavun anlamasındır.

   Kuran-ı Kerim Hz. Musa (a.s)nın kendi dilinden şöyle naklediyor Şuara suresinin 14’ünçü ayetinde: “Onların bana isnat ettikleri bir suç var.” İşte bu iş onların kendi inanç ve bakışlarında bir suçtu. Yoksa gerçekte böyle bir suç ve günah söz konusu değil.[10]

   Sonuç olarak şunu söyleye biliriz: Günah ve suçun çeşitli merhaleleri vardır. İnsan bazen şer’i ve ahlaki kuralları çiğner ve bunun ismetle uyumu söz konusu değildir. Ama bazen durum böyle değildir yalnızca bir terk evla söz konusudur. Gerçi bu Allah dostlarının yanında suç sayılmaktadır. Ama bunun ismetle çelişkisi söz konusu değildir.

Daha fazla bilgi için aşağıdaki adreslere müracaat edin:

1.     Kur’an’da Peygamberlerin ismeti, cevap kodu:129.

2.     Kur’an’a göre peygamberlerin ismeti, cevap kodu:112.


[1] Müfredat-i Ragıb ve kitabu’l- Ayn ismet kelimesi

[2] Subhani, Cafer,Muhazeratu’n fil ilahiyat

[3] Kısas suresi,15-16 ayetleri

[4] Mekarim, Şirazi, Tefsiri Numune, c:16, s:42,Mekarim, Şirazi, Tefsiru’l-beyan, c:7-8,şeyh Tusi, Tefsiru’t Tebyan, c:2, s:391,Tefsiru’l-İsna eşer, c:10, s:94

[5] Tefsiru Nuru’s-Sekeleyn, c:4, s:119, Tefsiru İsna eşer, c:10, s:94

[6] Uyuni Ahbari Rıza,s:155, babı:15, El-Mizan,c:16, s: 18,Nuru’s-sekaleyn, c:4, s: 391

[7] Mecmeu’l-Beyan’dan

[8] Tefsiru’Tebyan,c:2, s: 291, Rehli baskısı

[9] Tebersi,Fazl ibni Hasan, Mecmeu’l-Bbeyan, c:7, s:382

[10] Şukani, Muhammed ibni ali, Tefsiru–Fethi’l-Kadir, c:4, s:164

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar