Gelişmiş Arama
Ziyaret
7180
Güncellenme Tarihi: 2011/08/17
Soru Özeti
İnsanın bilgisi nispî midir yoksa mutlak mıdır?
Soru
İnsanın bilgisi nispî midir yoksa mutlak mıdır?
Kısa Cevap

Göründüğü kadarıyla nispî bilgi ve mutlak bilgi hakkında hissî ve tecrübî örnekler ile aklî örnekler arasına fark koymamız gerekmektedir; zira hissî ve tecrübî örneklerde bilgimizin nispî ve sadece özel hususların tecrübe edilmiş olması mümkündür. Bazı hususlarda his ve tecrübenin hata yapması muhtemeldir. Ama aklî hususlar böyle değildir; zira aklî kaideler doğru beyan edilirse mutlaktır. Bu nedenle biz aklî hususlarda bilginin nispî oluşunu kabul etmiyoruz.

Ayrıntılı Cevap

Konuyu açıklamadan önce, epistemoloji kitaplarında belirtildiğine göre, bilginin iki bölüme ayrıldığı noktasına dikkat etmek gerekir:

1. Hissî-tecrübî bilgi

2. Aklî bilgi

Hissî-tecrübî bilgide doğruluk ve yanlışlık duyular yoluyla belli olur. Bu nedenle onlarda hataya yakalanma imkânı mevcuttur. Bu yüzden mutlak değildir. Yanlış bir husus gözlemlendiği takdirde de onun genelliği yok olur. Aklî bilgide ise doğruluk ve yanlışlık akıl yoluyla tespit edilir. Onlarda yanlış bir husus bulunduğu takdirde genelliklerini kaybetmek yerine tümüyle yok olurlar; yani bu önermeler ya tüm hususlarda doğrudur ya da tüm hususlarda yanlıştır.[1] Bu iki bölüm arasındaki farkın şimdi belirlenmesiyle şöyle denebilir: Biz tecrübî hususlarda mutlak ve kalıcı bilgiye ulaşamayız; zira bazı yerlerde onun yanlışlığı bulunabilir. Ama aklî tümel hususlarda ise bilgimiz mutlaktır. Bu, bizim ile şüpheciler arasındaki ayrılık noktasıdır. Başka bir tabirle, eğer biz bilgimizin nispî olduğuna kanaat getirmek istersek felsefe tarihinde bu meseleye inanan, her şeyi inkâr eden ve biz mutlak ve şüphe götürmez bilgiye ulaşamayız diyenler gibi birçok sorunla karşı karşıya geliriz. Eğer bir insan hiçbir şüphe götürmez bilginin mümkün olmadığını iddia ediyorsa, ondan bu tespitini biliyor musun yoksa onun hakkında şüphe mi ediyorsun diye sorulur. Eğer biliyorum derse en azından bir şüphe götürmez bilgiyi itiraf etmiş ve bu şekilde iddiasını zedelemiş olur. Eğer bilmiyorum derse, bu bence şüphe götürmez bilgi mümkün olabilir anlamına gelecek ve başka bir taraftan iddiasını iptal etmiş olacaktır. Ama bir insan ben mutlak bilgi ve tanımanın imkânı hakkında şüphe duyuyorum derse, ondan şüphe duyup duymadığı sorulur, eğer şüphe duyduğumu biliyorum derse, bilginin mümkün olduğu tasdik etmekle kalmaz gerçekleştiğini de kabul etmiş olur. Ama ben şüphemden de şüphe duymaktayım derse, bu ya hastalık ya da garaz ile söylenmiş bir sözdür ve buna amelî bir yanıt vermek gerekir.[2] Tüm bilgilerin nispî olduğunu iddia eden ve hiçbir önermenin mutlak, tümel ve daimî olarak doğru olmadığını söyleyen kimselerle de şöyle bir diyalog kurulabilir ve kendilerine şöyle denilebilir: Hiçbir önerme mutlak olarak doğru değildir önermesi mutlak, tümel ve daimî midir yoksa nispî, tikel ve geçici midir? Eğer sürekli, her yerde ve hiçbir şart ve kayıt olmaksızın doğruysa, o halde en azından mutlak, tümel ve daimî bir önerme ispat edilmektedir. Eğer bu bilginin kendisi de nispî ise, bunun bazı yerlerde doğru olmadığı manası ortaya çıkar ve bu önermenin geçerli olmadığı yerde mutlak, tümel ve daimî bir önerme olacaktır.[3] Netice: Aklî hususlarda bilgimiz nispî değildir.



[1] Hasanzade, Muhammed, Pejuheşi Tatbiki Der Marifet Şinasi Muasır, İntişarat-ı Müessese-i Pejuheşi İmam Humeyni, s. 36, çap-ı dovvom, Kum, 1385.

[2] Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Amuzeş-i Felsefe, c. 1, s. 162, çap-ı heftom, Neşr-i Beynelmilel, Kum, 1386.

[3] Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Amuzeş-i Felsefe, c. 1, s. 162.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar