Gelişmiş Arama
Ziyaret
10829
Güncellenme Tarihi: 2012/04/02
Soru Özeti
Ali (a.s.) hangi hutbede kendisinden önceki üç halifenin hilafet makamına gelmelerinin nitelliği açıklamıştır?
Soru
Hz. Ali “Nehcü’l – Belaga”nın hangi hutbesinde kendisinden önceki üç halifenin hilafet makamına geçme şeklini beyan etmiştir? Bu hutbe hangi isimle tanınmaktadır?
Kısa Cevap

Ali (s.a) kendisinden önceki üç halifenin hilafet makamına oturmalarının nasıllığını “nehcül – balaga”nın üçüncü hutbesinde anlatmış. Bu hutbe, hazreti Ali’nin (bu hutbenin sonunda söylemiş olduğu) sözlerinden yararlanarak “Şıkşıkiyye” adı verilmiş ve bu adla tanınmıştır. Şıkşıkiyye hutbesi, İmam Ali'nin (a.s.) hilafet hakkında yapmış olduğu şikâyetini, kendi hakkının gasp edilmesinin karşısında göstermiş olduğu sabırlı duruşunu ve daha sonra halkın kendisine nasıl biat ettiği konuları içermektedir. Ayrıntıları detaylı cevapta okuyabilirsiniz.

Ayrıntılı Cevap

Nehcü’l-Balaga”nın üçüncü hutbesi “şıkşıkiyye” adıyla meşhur ve bu adla tanınmaktadır.

Bu hutbe, hazreti Ali’nin (bu hutbenin sonunda söylemiş olduğu) sözlerinden yararlanarak “Şıkşıkiyye” adı verilmiş ve bu adla tanınmıştır. Hazreti Ali (a.s.) bu hutbede, hilafet hakkında yapmış olduğu şikâyetini, kendi hakkının gasp edilmesinin karşısında göstermiş olduğu sabırlı duruşunu ve daha sonra halkın kendisine nasıl biat ettiği konuları içermektedir.

Hz. Ali bu hutbede şöyle buyurur: “Allaha yemin ederim ki o, (birinci halife) hilafet abasını giydi. Oysaki o İslam devletini idare etme bağlamında benim değirmen taşlarının ekseni gibi (ki değirmen onsuz çalışmıyor) olduğumu çok iyi biliyordu. O, sel ve çeşmelerin dağların eteğinden aktığı gibi ilim ve fazilet pınarlarının da engin vücudumdan aktığını ve (uçup uzak düşüncelerin zirvelerine giden) kuşların benim yüce düşünce ve fikirlerime ulaşamayacağını çok iyi biliyordu. Durum böyle olunca ben, hilafet abasını bıraktım ve eteğimi sararak ondan çektim (ve kenara çekildim). Oysaki şu düşünceye dalmıştım: Tek başıma (yaversiz bir halde kendimin ve halkın hakkını almak için) kıyam etmeliyim mi yoksa oluşturmuş oldukları bu boğucu atmosferde ve meydana getirmiş oldukları bu karanlıkta sabır etmeli miyim?. Oluşturulan ortam öyle bir ortamdır ki yaşlıları çürütür, gençleri ihtiyarlaştırır ve imanlı kimselere de son nefese kadar acı veriyor. Sonuçta, sabır ve tahammülün akla daha yakın olduğunu gördüm. Dolayısıyla sabır etmeye başladım.  Ancak benim bu durumdaki halim gözleri toprak, tozla dolmuş ve boğazına kemik saplanmış haliyle yaşayan bir kimsenin haline benziyordu. Mirasımın nasıl talan edildiğini gözlerimle tanık oluyordum. Ta ki birincisi (birinci halife) kendi yolundan gitti (ve ölüm onu yakaladı). Ancak hilafeti kendinden sonra Hattab’ın oğluna devretti. (Bu durumu müşahede eden İmam, şair olan A’şa’nın şu şiirini okudu). İçeriği şöyledir:

Çok farklıdır benim dünümle bu günüm,

Şimdilik gamlı hüzünlü, dün ise galip ve sevinçli

Ne tuhaftır! Kendi hayatında iken halktan mazeretini kabul etmelerini diliyordu. (benim olduğum halde) hilafet yerine oturduğundan dolayı mazur olduğunu kabul etmelerini diliyordu. Ama ölümünden sonra yerine öbürünün geçmesini sağladı. Çok acayiptir! Bu ikisi hilafetten, nöbetleşerek yararlandılar. (Özetle):  O, hilafeti şiddet, sıkı tutan, hata ve (hep) özür dilemeye baş vuran vadisi niteliklerine sahip olan bir kimsenin ihtiyarine verdi. Hilafet makamında oturan kişi serkeş bir deveye benzer. Eğer deveye binmiş olan kişi deveyi kontrol etmek için yularını sıkı tutarsa devenin burnunun üzerindeki perdeler yırtılır. Eğer serbest bırakırsa onu uçurumlara fırlatır.

Allaha and olsun ki halk, garip bir acı ve huzursuz olan bir duruma yakalandılar. Benim de bu uzun, sıkıntılı ve elem verici müddet içinde sabretmekten başka bir çarem yoktu. Nihayet onun da (ikinci halifenin de) ömrü ve dönemi sona erdi ve onu (hilafeti)  bir gurup arasında şuraya tabi kıldı. Kendince benide bu gurubun üyelerinden saymıştı. Bu şuradan Allaha sığınırım! (Doğrusu) ne zaman onlar beni kendilerinin ilkiyle (Ebu Bekir) mukayese etmeye kalkıştılar ki (zira bu mukayese dengesiz bir mukayese olacak olduğunu biliyorlardı) şimdi işim öyle bir noktaya varmıştır ki beni bunlarla (şura üyeleriyle) bile mukayese ederek aynı kefede tutmaya çalışırlar. Lakin yinede taviz verdim ve sesimi çıkarmayıp onlarla (Müslümanların maslahatı gereği) uyum sağladım ve şurada hazırda bulundum. Onlardan bazıları kinleri nedeniyle benden yüz çevirdiler. Birisi de akrabalık bağını (hakikatin) önüne geçirdi. Bir diğerinin itirazı da garezli ve amaçlı idi (günümüzün tabiriyle siyasi idi), bu amaçları dile getirmek uygun değil ve yakışıksızdır. Nihayet üçüncüsü ayağa kalktı. O ki, karnı çıkık (göbekli) ve bir deve gibi beytülmali toplayıp yemekten başka hiçbir düşünce ve gayesi yoktu. Babasının akrabaları onun yardımı için ayağa kalktılar. Onlar, bahar mevsiminde çayıra girip müthiş bir iştahla çimenleri yiyen aç develer gibi idiler. Allah’ın malından yemek için kolları sıvamışlardı. Ama buluşunun sonu (hilafeti sağlam kılmak için) pembe olmuştu. Uygun olmayan yakışıksız davranışları onun işlerini heder etti. Mide doldurmanın ve servet toplamanın akıbeti onun ebediyen hayatının yok olmasına mal oldu.  Halk, sırtlan’ın boynunda üst üste yığılmış olan kılları gibi üzerime üşüşüp yığılarak çıkardıkları büyük izdiham neticesinde beni hilafeti kabul etmeye zorladılar. Onlar her taraftan beni sarmışlardı. Öyle ki, nerdeyse iki gözümün nuru ve Peygamberin iki yadigârı olan Hasan ile Hüseyin, ayaklar altında ezileceklerdi. Kalabalığın baskısı, o denli şiddetliydi ki, yanlarımı sıkıştırarak bana çok şiddetli ağrı verdi ve abamı her iki taraftan yırttılar. Halk (kurt korkusundan çobanın etrafını saran) koyunlar gibi etrafımı sarmışlardı. Ama ayağa kalkıp hilafet sorumluluğunu elime aldığım zaman...''[1]

 


[1] Mekarim Şirazi,''Tercümeyi Guya Ve Şerhi Fuşurdeyi Ber Nahcul-Balaga'' İran/Kum: İntişarat-i Matbuati Hedef,c.1, s.65-67.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmam evlatlarının adına yapılmış türbelere inanmanın ölçüsü nedir?
    6813 Eski Kelam İlmi 2009/07/04
    İmam evlatlarından maksat Ehl-i Beyt İmamlarının soyundan gelen zatların türbeleridir. Bir çok hadiste Resulullah’ın soyuna saygı göstermenin gerekli olduğu vurgulanmış ve bu iş için büyük bir sevap ve mükafat vaat edilmiştir.Resulullah’ın soyuna saygı göstermenin bir örneği de onların mezarlarına saygı göstermek, oraları ziyaret ...
  • Şia'nın Mehdi Muntezer hakkında görüşü nedir?
    10145 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Bu soru çok genel olduğu için, cevapta bu konuyu birkaç yönden ele alıp; İmam Mehdi (ac)'in hayatını, Kur'an ve rivayetlerdeki bilgileri ve son olarak 12. İmamın zuhurunun alametlerini kısaca inceleyeceğiz.On ikinci imamın ismi İslam peygamberinin ismiyle (m h m d) aynıdır ...
  • Neden yeni Müslüman olmuş birisi geçmiş namaz ve oruçlarını kaza etmesi gerekmezken doğuştan Müslüman olan birisi eda etmediği namaz ve oruçlarını kaza etmesi gerekmektedir?
    2736 Kaza Namazı Ve Kiralık Namaz 2020/01/19
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12734 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • “Vebtelül yetama hatta iza beleğun nikahe” şeklinde olan ayetin anlamı nedir?
    7622 Tefsir 2012/05/12
    Allah u Teâlâ bu ayeti kerimede yetimlerden sorumlu olan kimselere düstur veriyor ki yetimlerin mallarına karşı dikkatli olmalarını istiyor. Yani onların sermayesini korusunlar, sorumlulukları döneminde buluğ ve rüşt çağına erinceye kadar onları denemeye tabi tutsunlar. Sorumlular, sorumluluklarının altında olan yetimlerin buluğ ve rüşt çağına erdiklerini fark ettiklerinde ...
  • Oruç insan üzerinde ne gibi eğitici eserler bırakır?
    6967 Pratik Ahlak 2012/05/12
    Oruç, nefsin tehzip (ruhi temizlik) ve tezkiyesi için bir çeşit alıştırma ve insanın kendi nefsine tasallutunun tahakkuku için uygun bir yöntem ve nefsanî heveslerle mücadeledir. Oruç, ferdi ve içtimai iki boyutta olmak üzere, insanın bedensel boyutta bıraktığı eserlerin yanı sıra insanın ruhi boyutunda da eğitici ...
  • Haksız yere yemin eden kimsenin akıbeti ne olur?
    12187 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    Haksız yere yemin etmenin akıbetinden maksat iki şey olabilir:1- Şer’i ve fıkhi hüküm manasında akıbet.2- Getirdiği sonuçlar manasındaki akıbet. Bu etki dünya veya ahiret etkileri olabilir. Sorudan galiba bu ikinci mana kastedilmektedir.1- Şer’i HükümŞer’i Hüküme göre ...
  • Nur suresinin iniş sebebi nedir?
    30901 Tefsir 2012/05/27
    Nur suresinin bir iniş sebebi yoktur; ama 6 ila 9, 11 ila 16 ve 30 ila 31. ayetlerinin iniş sebebi vardır ve aşağıda bunlara işaret edilecektir: Nur suresinin 6 ila 9. ayetlerinin iniş sebebi: Bu ayetlerin iniş sebebi hakkında İbn. Abbas’tan nakledildiğine göre ...
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8855 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • Aşırılık nedir ve ondan nasıl uzak kalınabilir?
    17415 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    “Ğuluv” (aşırılık) sözlükte fazlalık ve uzamak anlamındadır; başka bir ifadeyle had ve ölçüyü aşmaktır veya daha iyi bir tabirle her şeydeki ölçü ve konumdan çıkmak ve öteye geçmek aşırılıktır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de aşırılığa şöyle işaret etmektedir: “Ey Kitap ehli! Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin.” ...

En Çok Okunanlar