Gelişmiş Arama
Ziyaret
11082
Güncellenme Tarihi: 2011/03/07
Soru Özeti
Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
Soru
Lütfen şu soruları yanıtlayınız: 1. Her iki surenin kıratından sonra ve rükû’a gitmeden önce biraz beklemek gerekiyor mu? Surelerin (Fatiha ve İhlâs) kıraatinden hemen sonra ve hiç durmaksızın; hatta müstehap olan tekbir zikrini bile söylemeden, rükû’a gidilebiliniyor mu? 2. Rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda açıklama yapar mısınız?
Kısa Cevap

Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir:

Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri:

Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır.

Cevap 2: Rükün olan rükû’a bitişik olan kıyam, yani ayaktaki haletten rükû’a gitmek; örfi olarak rükûdan önce durulması ve bedenin dingin ve hareketsiz olması yeterlidir. Ama rükûdan sonraki kıyam farzdır rükün değildir. Eğer sehvi olarak terk edilirse namazın sıhhatine zarar vermiyor.

Ayetullah Uzma Sistani’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri:

Cevap 1: Farz değildir.

Cevap 2: Yani eğer unutursa ve secdeye giderse, tekrar dönmesi gerekir ve ayakta durduktan sonra tekrar rükû’a gitmesi lazımdır.

Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri:

Cevap 1: Kıraatten sonra beklemeksizin rükû’a gitmenin sakıncası yoktur.

Cevap 2: Kıyam yani namazın iki yerinde ayakta durmak, farz ve rükündür: İhram tekbirinin söyleneceği esnasında ve “rükû’a bitişik kıyam” denilen kıyam; (rükû’a gitmeden ayaktan rükû’a gitmek rükündür). Ama hamt ve sure okuma esnasında ve aynı şekilde rükûdan sonraki kıyam rükün değil, farzdır. Maksat şudur ki ayaktan rükû’a gidilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla mesela eğer bir kimse sureyi okuduktan sonra zehirli bir haşereyi öldürmek için rükû’a bitişik kıyamı yerine getirmezse, tekrar kıyama dönüp tamamen ayakta durup sonra rükû’a gitmesi farzdır.

Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri:

Cevap 1: Müstahap zikrinin söylenmesi lazım değildir. Surenin bitmesinden sonra kıyam halinde birkaç saniye beklemek yeterlidir. Buna “rükû’a bitişik kıyam” denir ve rükündür. Yani rükû’a bitişik kıyam rükündür ve bu kıyamın hemen ardından rükû gerçekleşir. Örneğin bunun hükümlerden birisi şöyledir: Tevhit Suresini okuduktan sonra, unutarak rükû’a gitmeden secde kastıyla eğilir ve secdeye varmadan, rükû’a gitmediği aklına gelirse, durup (tekrar doğrulup durarak) rükû’a gitmesi gerekir.

Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin (Allah onun ömrünü bereketlendirsin) Defteri:

Cevap 1: Kıraat bitikten sonra rükû edilebilinir ve her ne kadar zikir söylemek müstahaptir ise ama söylenmesine ihtiyaç yoktur.

Cevap 2: “Rükû’a bitişik kıyam”dan, kıyam halinden rükû’a gidilmesinin zorunluluğu kastedilmektedir, o halde kıraatten sonra yanlışlıkla secdeye giden ve secdeden önce rükû’a gitmediğini hatırlayan kimsenin doğrulması ve sonra rükû’a gitmesi gerekir; secde halinden rükû’a gidemez.

لينک به سايت استفتاءات (کد 857).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar