Gelişmiş Arama
Ziyaret
11290
Güncellenme Tarihi: 2012/02/19
Soru Özeti
Acaba “bir gün gelecek ki Müslümanlar yetmiş üç fırkaya ayrılacaklardır” şeklindeki hadis doğru mudur?
Soru
Lütfen “İslam’da kaç tane akaitsel mektep var olmaktadır” açıklar mısınız? Bu bağlamda bir hadisle karşılaştım ki şöyle bir açıklama yapmaktadır: “bir gün gelecek ki Müslümanlar yetmiş üç fırkaya ayrılacaklardır”. Acaba bu hadis sahih midir? Lütfen zikredilen konular hakkında yeterli bilgi verir misiniz?
Kısa Cevap

“İftiraki ümmet” (Peygamberin vefatından sonra ümmetin farklı farklı fırkalara ayrılması) hakkında var olan rivayetleri hem Şia ve hem de Ehlisünnet muhaddisleri tarafından farklı senetlerle nakletmiştir.

Bütün rivayetlerin metni Müslümanların, Peygamber efendimizin (s.a.a) vefatından sonra fırkalara ayrılmaya ve bölünmelerine işaret etmektedir. Bu rivayetler mana bakımından bir nevi tevatür haddine ulaşmış durumdadırlar. En azından bu hadislerden bir tanesi senet olarak sahihtir ve bu bağlamda mutasıl yani raviler zincirinden bir aksaklık gerçekleşmeden peygambere ulaştırılmıştır.
Ayrıntılı Cevap

Üzülerek söylememiz gerekiyor ki, İlahi enbiyaların her birinin vefatından sonra taraftarlarının çokğu peygamberlerinin belirlediği yoldan sapmışlardır. Nübüvvet ilmi ile kendi ümmetinin geleceğini açıkça gören Peygamber efendimiz (s.a.a) çeşitli rivayetlerde (ümmetin fırkalar bölünmesi hadisleri)  bu olaydan haber vermiştir. “İftirakı ümmet” hadislerini hem Şia ve hem de Ehlisünnet muhaddisleri farklı senetlerle nakletmişlerdir.[1] Bu rivayet “Hisali Şeyh Saduk’ “Tefsiri ayaşi” ve Taberisinin “İhticac” adlı eseri olmak üzere Şia’nın kaynak kitaplarında nakledilmiştir.[2] Bu rivayetlerin içermiş olduğu mana tevatür (tevatüri manevi) boyutundadır. Yani rivayetin metinde zikredilen kelimeler bakımından bir birinden farklı kelimeler içermiş olsa bile hepsinin taşımış oldukları mana aynı ve birdir.

Bu rivayetlere göre, Peygamber efendimiz (s.a.a) kendi vefatından sonra ümmetinin yetmiş üç fırkaya bölüneceğini önceden haber vermiştir.

Ümmetin fırkalara bölünmesi rivayetlerinin içinde senedi en sahih olanı, Kuleyni’nin “Kafi” adlı kitabında İmam Bakır’dan (a.s) naklettiği hadistir. Dolayısıyla bu hadisin senet ve metni örnek babından incelenecektir.

Hadisin Senedi:

Muhammed b. Yahya Ahamet b. İsa’dan, İsan da ibni Mahbubdan, ibni Mahbub da Cemil b. Salih’ten, ibni Salih de Ebu Halit el-Kabili den o da Ebu Cafer’den (imam Bakırdan) (a.s.), bu hadisi nakletmişlerdir. İşte buradaki rivayetin senedi budur[3]

Hadislerin senet açısından farklı kısımları vardır. Eğer hadisin senedinde yer alan fertlerin tümü Şia ve sıkka (güvenilir insanlar) olursa hadis, hadis bilim ıstılahına göre “sahih”tir.[4] Eğer hadisin senedinde yer alan fertler kendi zamanının âlim ve büyüklerinden olurlarsa hadisin sadır olduğuna dair olan güven daha da çok artar. İmam Bakır’dan rivayet edilen hadis işte bu kısımdandır. Zira hadisin senedinde olan fertlerin hepsi büyük ve âlim kişilerdir. Muhammed bin Yahya büyük şahsiyetlerdendir ki Necaşi onun hakkında şöyle diyor: “O kendi zamanında bizim ashabımızın büyüklerindendir ve yüksek derecede güvenilir bir kimsedir.”[5]

Ahmet bin Muhammed bin İsa hakkında da şöyle der: “Ebu Cafer Kum’luların şeyhi ve fakihidir.”[6] Hasan bin Mahbub rical kaynaklarımızda güvenilir ve üzerinde icma edilmiş olan ashaptandır.”[7] Cemil bin Salih ve ebu Halid kabuli de büyüklerden sayılmaktadır.[8]

Sonuç itibarıyla rivayet senet açısından sahih ve aralıksız bir şekilde Peygambere isnadı korunmuş muttasıldır.

Hadisin Metni:

Bu hadis Zümer suresinin 29. Ayetin tefsirinde gelmiş ve orada imam Ali’dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Yahudiler Musa’dan sonra yetmiş bir fırkaya bölündüler. Bu fırkalardan biri cennetlik diğerleri cehennemdeler. Hıristiyanlarda İsa’dan (a.s) sonra yetmiş iki fırkaya bölündüler, bunlardan bir grup cennetlik ve diğer gruplar cehennemdedirler. Ama bu ümmet Allah’ın resulünden (s.a.a) sonra yetmiş üç fırkaya ayrıldılar, bunlardan yetmiş iki fırka cehennemliktir. Tek bir fırkası cennetliktir. Bu yetmiş üç fırkadan on üç fırkası biz Ehlibeytin muhabbet ve vilayetine sahiptirler.[9] Ama onlardan sadece bir grup cennete girecek ve diğer on iki fırka cehennemliktir. Sonuç itibariyle diğer insanları kapsayan bu altmış ve on iki fırka ateştedirler.”[10]  

Netice olarak; bu hadisin metin ve senedi sahih olup bu konuda gelen diğer rivayetlerle onaylanmıştır. Bu bapta gelen birçok hadiste İmam Ali (a.s) Şialarının kurtuluşa eren grup olarak bildirmektedirler.[11]    

Diğer sorularınızın cevabını almak için aşağıdaki adreslere müracaat ediniz:

1-    Soru 192 (sayt: İslam fırkaların çıkış nedenleri).

2-    Soru 4932 (sayat: 5182) (mezheplerin Çının gayeleri).

       



[1] Tababatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan (Farsça tercümesi), c.3, s.588, Kum: Defter-i İntişarat-ı İslami, 1374, h. ş.; Caferi, Yakup, Tefsiri Kevser, c. 3, s. 443,

[2] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, Beyrut: Müessesetü’l-Vefa, 1404,h.ş. c. 28, s. 4.

[3] Senedin Arapçası da şöyledir: Muhammed bin Yahya an ahmed ibni isa an ibni mehbub an cemil bin Salih an ebi halid el-Kaili an ebi Cafer (a.s).

[4] Nermefzar’i Dirayetun-Nur’dan (Nur cd.), Hadis ıstılahatları

[5] Necaşi, Ricali Necaşi, Kum: Defter-i  İntişarat-ı İslami,

1407, h.ş. s. 353. 

[6] A.g.e, s. 83

[7] Ricali Keşi, s. 83

[8]Ricali Necaşi”, s. 127 ve “Ricalı Keşi”, s. 10, intişaratı danişgahı Meşhed, 1348

[9] İhtimalle On iki imamı kabul eden Şialar dışındaki Şia fırkalarına işaret etmektedir.

[10] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, Kafi, Tahran: Darul Kitabı İslamiye, 1368, h.ş. c. 8, s. 224.

[11] Biharu’l-Envar, c. 28, s. 2, “Babu iftirakul ümme ba’de’n - nebi.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar