Gelişmiş Arama
Ziyaret
7210
Güncellenme Tarihi: 2011/05/21
Soru Özeti
Neden kutsal ziyaretgâhlar ve imamların kabri altın madeniyle kaplıdır? Neden onları fakir ve muhtaçların ihtiyaçları için harcamıyorlar?!
Soru
Bazı İslamî ve gayri İslamî ülkelerdeki Müslümanların ve halkın fakirlik, yoksulluk ve acı veren sorunları ve de ihtiyaçlarına rağmen neden kutsal ziyaretgâhlar ve imamların kabri altın madeniyle kaplıdır, neden altınlar bu grupların ihtiyaçları için kullanılmamaktadır? Öte taraftan Medinetü’n-Nebi ve Mekke-i Mükerrem’e gibi kutsal mekânlar böyle değildir. Böyle bir soru bizden sorulursa Şii olmayan kesimler ve gayri Müslimler için cevabımız nedir?
Kısa Cevap

Bu soruya değişik açılardan cevap verilebilir:

1. Bu gibi meselelerin makul bir dayanağı vardır; tüm dünyada ve tüm dinler arasında yüce şahsiyetleri anmak ve onların eserlerini ihya etmek olağan ve normal bir husustur ve bunun aklî hiçbir engeli yoktur.

2. İmamlar (a.s) dünyayı terk etmiştir ama onun tüm imkânlarını halka bırakmışlardır. Onların çoğu din ve halkın kurtuluşu yolunda canlarını feda etmişlerdir. Bundan ötürü, o yüce şahsiyetlere kadirşinaslık göstermek için halk böyle şeylere girişmektedir.

3. Haremeyn-i Şerifeyn ve Ehli Beytin (a.s) haremleri en önemli İslamî yapı ve eserlerden ve İslam medeniyetinin sembollerindendirler. Dolayısıyla zaman ve mekânın gerektirdiği şekilde özel bir mimari ve yapıya kavuşturulmuş ve de dinî ve milli kültürüne tabi kılınmışlardır.

4. Haremeyn-i Şerifeyn’de de altın madeninden istifade edilmiştir. Örneğin Kabe’nin kapısında yüksek ayarlı ve değerli altından istifade edilmiştir, onun halis altın oyuğu ve Peygamber Mescidinde kullanılan süslemeler imamların hareminde kullanılmış altınlardan çok olmasa bile kesinlikle daha az değildir. Müslümanların birçok diğer mescit ve merkezlerinde ve bu cümleden olmak üzere Ehli Sünnet kardeşlerin önemli mescitlerinde de bu durumun benzeri mevcuttur. O halde –geçersiz olan bu eleştirinin geçerli olduğu varsayılırsa- bunların tümü gözden geçirilmelidir!

5. Bu yapıtlar tüm kültürel, siyasal ve toplumsal yönleriyle İslamî ve medeniyetsel unsurlardır, İslam toplum ve milletlerinin malî ve kültürel dayanağıdır.

6. Bu yapıt ve mekânların ihya edilmesi ve onarılması bir tür tebliğdir, muhalifler karşısında Müslümanlar ve İslam medeniyetinin gücünün gösterilmesidir.

7. Ehli Beytin haremlerinin kubbe ve eşiğinin inşasının gider ve masrafları vakıflardan ve halkın bağış ve yardımlarındandır ve ne olursa olsun vakfedenlerin ve yardım edenlerin niyetine riayet edilmelidir. Bu esas uyarınca altın ve değerli eşyaların satılması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması bu insanların niyetleriyle uyuşmaz ve şerî sakınca taşır. Artı, vakfeden ve yardım edenler şahıslar genellikle varlıklı bireylerdir ve kendi şerî hukuklarını ödemekle ve fakir ve yoksullara yardım etmekle birlikte bir miktar mallarını da bu hususlara vakfetmektedirler.

8. Artı, Ehli Beytin (a.s) haremlerinin yanında ve çevresinde fakirler için bir sürü yardım ve bağış toplanmaktadır; örneğin İran’da İmam Humeyni’nin (r.a) emriyle tesis edilen “İmdat Komitesi” adındaki devrimci ve halkçı kurum devlet yardımları ve bütçesi ve de halkın yaptığı değerli bağış ve yardımlar ile faaliyet sürdürmekte ve ihtiyaç sahiplerini idare etmektedir ve yapılan bağış ve yardımların kahir ekseriyeti de bu harem ve dinî mekânların çevresinde toplanmaktadır.

9. Haremlerin altınlarının satılması ihtiyaç sahiplerinin sorunlarını kökten çözmemekle kalmayacak, İslamî yapıtlara ve İslam medeniyetinin sembollerine de zarar verecektir. Oysaki Ehli Beyt takipçileri arasında bulunan ihtiyaç sahiplerine yardım etme kültürü, fakir ve muhtaçlara yardım etmenin ve onları kollamanın en önemli dayanağıdır.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hüccetiye Encümeni’nin inancı nedir? Bugün bu grup aktif midir?
    10482 Fıkıh Tarihi 2010/08/22
    Hüccetiye Encümeni, 19 Ağustos 1953 yılı darbesine eş zamanlı olarak Şeyh Mahmut Zakirzade Tevalayî Halebî tarafından Bahaîlik fırkasıyla mücadele etmek gayesiyle tesis edildi. Bu encümen hiyerarşik girift bir teşkilatsal yapı ve eğitim, araştırma, yazma, irşat, yurt dışıyla ilişkiler ve konferans komitelerine sahipti.
  • Spor yapmak amacıyla dans etmenin sakıncası var mı?
    7202 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/10/12
    Taklit mercilerin bürolarından yapılan istiftalardan alınan cevaplar şöyledir:Rehber Ayetullah Hamanei: Dans etmek, şehveti tahrik veya haram fiile yol açar ya da fesada sürükler veyahut kadın, namahrem erkeklerin içinde dans ederse haramdır.
  • Şiaya göre büyük günahın konumu nedir?
    24899 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Büyük günah konusunda Müslüman fırkalar arasında çoğu siyasi olan ifrat ve tefritler vardır.Bunun en belirgin örneği Mürcie ve Hariciler’dir. Mürcie, zalim yöneticileri temize çıkarmak için zahiri imanı veya Müslümanlık iddiasını ve görüntüyü korumayı yeterli görmekte, büyük küçük hiç bir günahın hatta Ehl-i Beyt’in ...
  • Hangi imam ferec duasını şahsen okumaktaydı?
    15165 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Ferec kavramı, (Arapça) sözlükte “gam ve hüzünden kurtulmak ve ferahlanmak” anlamına gelir.[1] Hadis kitaplarında ferec ve ferahlanmanın hâsıl olması için zikredilen dua ve ameller bu sözlük anlamını taşımaktadır. Burada “Ferec Duası” olarak adlandırılan üç dua ve de “Ferec Namazı” olarak isimlendirilen bir namazı zikretmekle ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    8070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • İranlılar, Ömer’in eliyle mi Müslüman olmuştur?
    17102 تاريخ بزرگان 2012/01/18
    Eğer tüm İranlıların Ömer’in hâkimiyeti döneminde Müslüman oluşu kastediliyorsa, bu ihtimal kabul edilir değildir; zira İran Arap ve Müslümanlar tarafından fethedilmeden önce bir grup İranlı diğer ülkelerde bulunuyordu ve onlar İslam’ın doğuşunun ilk yıllarında Müslüman olmuştu. Ama Ömer’in hâkimiyeti döneminde İslam’ın İran’a girmesi ve Müslümanların davranışları nedeniyle bazı İranlıların ...
  • Kur’an’ın bakışında iblis ile şeytanın farkı nedir?
    60252 Tefsir 2010/08/08
    Kur’an-ı Kerim ayetleri esasınca, İblis çok ibadet etme neticesinde melekler arasına giren cinlerden biridir. Ama Âdem’in yaratılışından sonra Yüce Allah’ın emrine karşı gelmesi ve Âdem’e secde etmemesi nedeniyle ilahî dergâhtan kovulmuştur. Ama şeytan ise insanlardan yahut cinlerden veyahut hayvanlardan olan her isyancı ve aksi varlığa denir. İblis’i şeytan olarak ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13774 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • Neden cennetin kilidi namazdır?
    9080 Teorik Ahlak 2012/03/12
    İnsanın yaratılış hedefi Yüce Allah’a kulluk etmek ve O’nu tanımaktır. İnsan ancak Allah’a tapmanın gölgesinde kemale ve ilahi yakınlık makamına erer. Namaz, aşkın yaratıcıya ibadet ve kulluk etmenin en güzel göstergesidir. Beş öğün namaza bağlılık, ruhun erdemliliğine ve gücüne sebep olur, insanı günaha ve çirkin davranışlara bulaşmaktan ...
  • Kadın hangi durumda erkekle eşit miktarda miras alabilir?
    23408 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/08
    Genel olarak iki yerde kadınla erkek mirastan eşit miktarda pay alabilirler: 1- Anne ve baba (bir çok yerde), 2- Ölenin anne tarafından akrabaları Çalışan kadın sayısı erkekten çok olması, mirasın az ya da çok olmasını gerektirmez. Elbette toplumun manevi açıdan ilerleyebilmesi ...

En Çok Okunanlar