Gelişmiş Arama
Ziyaret
7177
Güncellenme Tarihi: 2011/05/21
Soru Özeti
Neden kutsal ziyaretgâhlar ve imamların kabri altın madeniyle kaplıdır? Neden onları fakir ve muhtaçların ihtiyaçları için harcamıyorlar?!
Soru
Bazı İslamî ve gayri İslamî ülkelerdeki Müslümanların ve halkın fakirlik, yoksulluk ve acı veren sorunları ve de ihtiyaçlarına rağmen neden kutsal ziyaretgâhlar ve imamların kabri altın madeniyle kaplıdır, neden altınlar bu grupların ihtiyaçları için kullanılmamaktadır? Öte taraftan Medinetü’n-Nebi ve Mekke-i Mükerrem’e gibi kutsal mekânlar böyle değildir. Böyle bir soru bizden sorulursa Şii olmayan kesimler ve gayri Müslimler için cevabımız nedir?
Kısa Cevap

Bu soruya değişik açılardan cevap verilebilir:

1. Bu gibi meselelerin makul bir dayanağı vardır; tüm dünyada ve tüm dinler arasında yüce şahsiyetleri anmak ve onların eserlerini ihya etmek olağan ve normal bir husustur ve bunun aklî hiçbir engeli yoktur.

2. İmamlar (a.s) dünyayı terk etmiştir ama onun tüm imkânlarını halka bırakmışlardır. Onların çoğu din ve halkın kurtuluşu yolunda canlarını feda etmişlerdir. Bundan ötürü, o yüce şahsiyetlere kadirşinaslık göstermek için halk böyle şeylere girişmektedir.

3. Haremeyn-i Şerifeyn ve Ehli Beytin (a.s) haremleri en önemli İslamî yapı ve eserlerden ve İslam medeniyetinin sembollerindendirler. Dolayısıyla zaman ve mekânın gerektirdiği şekilde özel bir mimari ve yapıya kavuşturulmuş ve de dinî ve milli kültürüne tabi kılınmışlardır.

4. Haremeyn-i Şerifeyn’de de altın madeninden istifade edilmiştir. Örneğin Kabe’nin kapısında yüksek ayarlı ve değerli altından istifade edilmiştir, onun halis altın oyuğu ve Peygamber Mescidinde kullanılan süslemeler imamların hareminde kullanılmış altınlardan çok olmasa bile kesinlikle daha az değildir. Müslümanların birçok diğer mescit ve merkezlerinde ve bu cümleden olmak üzere Ehli Sünnet kardeşlerin önemli mescitlerinde de bu durumun benzeri mevcuttur. O halde –geçersiz olan bu eleştirinin geçerli olduğu varsayılırsa- bunların tümü gözden geçirilmelidir!

5. Bu yapıtlar tüm kültürel, siyasal ve toplumsal yönleriyle İslamî ve medeniyetsel unsurlardır, İslam toplum ve milletlerinin malî ve kültürel dayanağıdır.

6. Bu yapıt ve mekânların ihya edilmesi ve onarılması bir tür tebliğdir, muhalifler karşısında Müslümanlar ve İslam medeniyetinin gücünün gösterilmesidir.

7. Ehli Beytin haremlerinin kubbe ve eşiğinin inşasının gider ve masrafları vakıflardan ve halkın bağış ve yardımlarındandır ve ne olursa olsun vakfedenlerin ve yardım edenlerin niyetine riayet edilmelidir. Bu esas uyarınca altın ve değerli eşyaların satılması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması bu insanların niyetleriyle uyuşmaz ve şerî sakınca taşır. Artı, vakfeden ve yardım edenler şahıslar genellikle varlıklı bireylerdir ve kendi şerî hukuklarını ödemekle ve fakir ve yoksullara yardım etmekle birlikte bir miktar mallarını da bu hususlara vakfetmektedirler.

8. Artı, Ehli Beytin (a.s) haremlerinin yanında ve çevresinde fakirler için bir sürü yardım ve bağış toplanmaktadır; örneğin İran’da İmam Humeyni’nin (r.a) emriyle tesis edilen “İmdat Komitesi” adındaki devrimci ve halkçı kurum devlet yardımları ve bütçesi ve de halkın yaptığı değerli bağış ve yardımlar ile faaliyet sürdürmekte ve ihtiyaç sahiplerini idare etmektedir ve yapılan bağış ve yardımların kahir ekseriyeti de bu harem ve dinî mekânların çevresinde toplanmaktadır.

9. Haremlerin altınlarının satılması ihtiyaç sahiplerinin sorunlarını kökten çözmemekle kalmayacak, İslamî yapıtlara ve İslam medeniyetinin sembollerine de zarar verecektir. Oysaki Ehli Beyt takipçileri arasında bulunan ihtiyaç sahiplerine yardım etme kültürü, fakir ve muhtaçlara yardım etmenin ve onları kollamanın en önemli dayanağıdır.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hz. İsa Ve Suyun Üzerinde Yürüme
    13286 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Peygamberleri tanımanın yollarından birisi mucizedir. Mucize ıstılah olarak öğretilecek ve öğrenilecek türden olmayan ve insanların yapmaya güç yetiremeyeceği olağanüstü işlere denir.[1] Hz. İsa (a.s) bazı mucizelere sahipti. Ölüleri diriltmek, doğuştan kör olanlara şifa vermek ve hastaları iyileştirmek bu mucizelerin bazılarıdır. Kur’an’da şöyle buyrulmaktadır: “…
  • Zina zade hakkında rivayet edilen hadisler hangileridir?
    8914 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Zina sonucu doğan çocuğun (zina zade) İslam nazarında Peygamber Efendimiz (s.a.a) ve masum İmamlarımızın (a.s.) rivayetlerinde beyan edilmiş, özel hükümleri vardır. O, hadislerden bazılarının adresleri şunlardır:1-   Zina zadenin mirası: “Vesailuş-Şia”, c.26, ...
  • Cenabet guslü alınmazsa namaz ve orucun kazasını yerine getirmek farz olur mu?
    11948 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/30
    Bu konuda kendi taklit merciinizin fetvasına göre amel etmelisiniz. Büyük taklit merciilerinin ‘Yıllarca cenabetli olarak namaz kıldım, oruç tuttum. Ama cenabetlinin gusül alması gerektiğini bilmiyordum. Bu durumda görevim nedir?’ sorusuna verdikleri cevaplar şöyledir:Ayetullah Humeyni, Behcet, Tebrizi, Hamanei, Mekarim, Vahid:
  • Ahzap suresinin 37. ayetinin nüzul sebebi nedir?
    28705 تاريخ بزرگان 2011/04/13
    Ahzap suresinin 37. ayeti Peygamber’le (s.a.a) Cahş’ın kızı Zeynep’in evliliği hakkında olup şöyle buyuruyor: ‘An o zamanı ki Allah'ın, kendisine nimet verdiği ve senin de nimetler verdiğin kişiye ‘eşini bırakma ve çekin Allah'tan’ diyordun.’Zeyd bin. Harise azad edilmiş bir köle olup, Peygamber (s.a.a) onu kendisine ...
  • Ehl-i Sünnetin abdest alma şekli dikkate alındığında abdest ayetindeki 'ila' kelimesi ne manaya gelmektedir?
    9549 Sire 2009/04/08
    Abdestayetinde ki 'ila' kelimesi için demek gerekir ki, ayet yıkamanın şekliyle ilgili değildir, yalnızca yıkamanın haddi ve miktarı beyan edilmektedir ve 'ila' ğayet (son sınır) manasını taşımaktadır. Ama bu ğayet (son sınır) magsul'ün (yıkanılan yerin) ğayet'ini belirtmektedir, guslün (yıkamanın) değil. Birine 'ellerini yıka' dendiğinde ...
  • Meni sıvısı kemiğin imik sıvısının üretimi ve bedenin diğer işleri için faydalıdır. Böyleyken evlenirsem bu sıvı heder olmaz mı ve bunu korumam gerekmez mi?
    27622 Pratik Ahlak 2010/09/22
    Yanıtın açıklığa kavuşması için ilkönce mastürbasyon günahının bazı manevî ve cismanî zararlarını hatırlatıyoruz:1- Manevî Zararlar1-1- Mastürbasyon günahı insanın Allah’tan uzaklaşmasına neden olur; öyle ki diriliş gününde Yüce Allah bu günahı işleyenlere ne bakacak ve ne de ...
  • Mevcudat nasıl Allahu Teâlâ nın ayet ve nişaneleridir?
    7057 Teorik İrfan 2011/08/20
    Mevcudat hem zati olarak hem de sıfat yönüyle Allahu Teâlâ'nın vücudunun nişaneleridir.  Bu konunun açıklaması şu şekildedir: Mevcudat zat ve mahiyet açısından mümkünü'l-vücutturlar. Vücut bulabilmeleri için vacipu'l- vücut olan Allaha muhtaçtırlar. İşte bu yüzden onların vücutları ve varoluşları vacipu'l-vücut olan Allahın varlığına delildir. Dahası Hikmet-i Mütealiye göre mümkünü'l- vücut ...
  • Acaba Nebiyi ekrem (s.a.a) ezanda kendi nübüvvetine ve hazreti Ali’nin (a.s.) velayetine şehadet veriyor muydu? Neden zamanımızın imametine şehadet vermiyoruz?
    8512 Fıkıh Tarihi 2015/05/20
    Rivayetler esasınca şu müsellemdir ki İslam Peygamberi (s.a.a.) ezanda kendi nübüvvetine şehadet veriyordu. Zira nebiyi ekrem (s.a.a.) diğer insanlar gibi şer’i hükümlere ve tekliflere amel etmeye mükellef olmadığını ispatlayan has bir delil var olmadığı sürece mükellefti. Ezan bağlamında müstesna kılındığına dair hiçbir delilimiz yok iken mükellef olduğuna ...
  • Allahın sıfatları hakkında bilgi sahibi olduğumuz halde neden günah işliyoruz?
    9927 Pratik Ahlak 2010/11/09
    Allah amellerinizden haberdar ve Onun kadir ve hekim olduğunu bilmek insanı itaat yapmaya sürüklemez. Şeytan Allahın sıfatlarını biliyordu, ama Onun emrine sırt çevirdi.İlahi sıfatlar hakkındaki ilim, itikat ve iman ile birlikte olunca, insanı amele sevk eder. Ama heva ve ...
  • Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
    9862 تاريخ بزرگان 2012/05/16
    İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet ...

En Çok Okunanlar