Gelişmiş Arama
Ziyaret
11257
Güncellenme Tarihi: 2011/08/17
Soru Özeti
Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
Soru
Lütfen Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabını açıklar mısınız?
Kısa Cevap

Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde zelil, hakir, kovulmuş olacak ve en öfkeli anlarını yaşayacaktır; çünkü bu gündeki dua ve yakarışın semeresi günahkârların bağışlanması, Allah’ın rahmetinin kullarını kuşatması ve son olarak da sakınan ve temiz kulların bayramı olan Kurban bayramına girmektir.

Ayrıntılı Cevap

Müminlerin önderi İmam Ali (a.s) Arafat’ta durmak hakkında şöyle buyuruyor: Arafat haremin dışındadır ve Allah’ın misafiri kapı dışında hareme girme liyakati kazanana dek yakarmalıdır.[i] Bu yüzden Arafe’nin özel gece ve gündüz duaları vardır. Bunlar Arafe gününün belirgin faziletlerinden ve önemli görevlerinden addedilir. Bundan dolayı, Yüce Allah bu şekilde peygamberlerin (a.s) temiz tuttuğu[ii] evde misafirlerini ağırlamak için kendilerini temiz ve pak kılmaktadır; zira Allah temiz evde sadece temiz misafirleri kabul eder. Arafat’ın sırları çoktur ve Şıbli hadisinde[iii] işaret edilen bazıları şunlardan ibarettir:

1. Arafat’ta durmak insanın dinî öğreti ve ilimleri öğrenmesi ve yaratılış düzenindeki ilahi sırlardan haberdar olması ve de Allah’ın insanın tüm ihtiyaçlarını bildiğini ve onların tümünü gidermeye kadir olduğunu bilmesi içindir. İnsanın kendisini sadece ona teslim etmesi, yalnız O’na itaat etmesi içindir; zira insanın Allah’a itaati her ihtiyacı gideren sermaye ve vesiledir. “İtaati onu zengin kılmıştır.”[iv] Bu yüzden İmam Seccad (a.s) Arafe gününde dilencilik yapan bir dilenciye şöyle buyurmuştur: “Yazıklar olsun sana böyle bir günde Allah’tan başkasına mı el uzatıyorsun; böyle bir günde rahimdeki bebekler için saadet umut edilir.”[v] Burada Allah dışında bir başkasından isteyen kimse zarar etmiştir. İmam Seccad (a.s) bu zaman ve mekânda başkalarına el uzan kimseleri en kötü insanlar olarak tanıtmıştır: [vi]"ؤلاء شرار من خلق ‌الله. الناس مقبلون علی‌ الله و هم مقبلون علی‌الناس" 

2. Arafat mekânı idrak ve gözlem mahallidir. Hac yapan şahıs orada Yüce Allah’ın kendisinin gizli ve açığını, kalp sayfasını, sırlarını ve hatta kendisi için belirgin olmayan ve bilinçsizce kendi ruhunda geçen şeyleri dahi bildiğini kavramalıdır: [vii]"و إن تجهر بالقول فإنّه یعلم السرّ و أخفی" Eğer insan kendi kalbinin Hakk tarafından gözlemlendiğini ve O’nun orada hazır olduğunu bilirse, kendisini azalar tarafından yapılan günahlardan arındıracağı gibi, düşünsel günahlardan da arındırır ve kalbini kirli vehimlerden tenzih eder.

3. Hac yapan şahsın Arafat gününde tıpkı şehidlerin efendisi Hüseyin b. Ali (a.s) gibi Arafat bölgesinde bulunan “Cebelu’r-Rahmet”[viii] dağının solunda Kabe’ye dönmesi ve Arafe duasını okuması daha münasiptir.

4. Arafat yerinin bir kısmı “Nemire” adında bir bölgede yer almakta ve orada bu adla bir mescit bulunmaktadır. İmam Seccad (a.s) bu alanın sırrı hakkında şöyle buyuruyor: “Nemire”’de bulunmak; ey Allahım kendim emir almadan ben bir şeye emretmem ve kendim uzak durmadan bir şeyden sakındırmam anlamını taşır.”[ix]

5. Şıbli hadisinde “Nemirat” olarak da anılan “Nemire” vadisi Arafat yerinde geniş bir bölgenin adı olup takriben Arafat ile haremin teğet yönündendir. İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: Bu bölgeye girerken bu yerin şahadet, marifet ve irfan yeri olduğunu bilmeniz gerekir; yani Allah ve melekler tanık olduğu gibi, bu geniş bölge de Allah’ın evinin ziyaretçilerinin amellerine tanıklık etmekte ve hacının hangi niyetle geldiğini ve hangi dürtü ile geri döndüğünü tamamen bilmekte ve buna tanıklık şahadet etmektedir.[x]

Arafe Günü

Her ne kadar bayram olarak adlandırılmasa da Arafe günü büyük bayramlardandır. Arafe, Hak Teâlâ’nın kullarını kendine itaat ve ibadet etmeye çağırdığı, geniş kerem ve ihsan sofrasını kendileri için serdiği ve onların günahlarını affedeceğini ve kusurlarını örteceğini vaat ettiği gündür. Bugün için belirli ameller vardır:

1. Gusül

2. İmam Hüseyin’in (a.s) kabrini ziyaret etmek. Eğer bugünde bir şahıs İmam Hüseyin’in (a.s) mukaddes kubbesi altında bulunma başarısına nail olursa, bunun sevabı Arafat’ta olmaktan az değildir, hatta daha çoktur.

3. İkindi namazından sonra Arafe duasını okumaya başlamadan önce, Arafat ehlinin sevabını kazanmak ve günahlarının bağışlanması için insanın gök kubbe altında iki rekât namaz kılması ve Hak Teâlâ nezdinde günahlarını itiraf etmesi gerekir. Bundan sonra iki rekât daha kılmalıdır: Birinci rekâtta Hamd ve Tevhid sureleri, ikinci rekâtta ise Hamd ve Kafirun suresini okuması gerekir. Ondan sonra dört rekât kılmalıdır. Her rekâtta Hamd suresini ve elli defa Tevhid suresini okumalıdır. Bu dört rekât, çok faziletli olan müminlerin önderi Hz. Ali’nin (a.s) namazının aynısıdır.

4. Kırk yedi sayfalık duayı tam olarak okumalıdır.

5. Şehidlerin efendisinin Arafe duasını okumalıdır.

6. Kef’emmi’nin naklettiği, sevabı sayı ile hesaplanmaz diye buyurduğu zikri okumalıdır. Bu dua şöyle başlar:

[xi]«سبحان الله قبل کل احد»

7. Seyid’in İkbal’de belirttiği Hz. Peygamber, Ali b. Hüseyin, Hz. Sadık ve Hz. Kazım’dan (a.s) nakledilen Arafe dualarını okumalıdır.

Özetle başarıya nail olan ve o günde Arafat’ta olabilen kimsenin okuması ve yapması gereken birçok dua ve amel vardır. Bugünün en üstün ameli duadır ve yılın tüm günleri içinde bu değerli gün dua açısından ayrıcalıklıdır. Bu yüzden bu gün için birçok dua nakledilmiştir ve onların çoğunu da Allame Meclisi Zadu’l-Maad’ta aktarmıştır. Diri ve ölü mümin kardeşler için çok dua edilmelidir. Abdullah b. Cundeb’in Arafat durağındaki hali ve kendi mümin kardeşleri için yaptığı dua hakkında nakledilen rivayet meşhurdur.[xii] Belirtilen hususlara ek olarak, bugünde “Ümmü Davud” amelini yapmak ve Mefatihü’l-Cenan gibi dua kitaplarında zikredilen diğer duaları okumak iyidir.[xiii]     


[i] Kuleyni, Kafi, c. 4, s. 224.

[ii] Bakara, 125, "وَ عَهِدْنا إِلى‏ إِبْراهیمَ وَ إِسْماعیلَ أَنْ طَهِّرا بَیْتِی"‏

[iii] Bkz: Hadis-i Şıbli, Müstedrekü’l-Vesail, c. 10, s. 166, rakamu’l-hadis: 11770.

[iv] Mefatihü’l-Cenan, Dua-i Kumeyl.

[v] Vesailu’ş-Şia, c. 10, s. 28. "ویحک! أغیر ‌الله تسأل فى هذا الیوم. إنه لیرجی لما فى بطون الحبالی فى هذا الیوم أن یکون سعیداً"

[vi] Bihar, c. 96, s. 261.

[vii] Taha, 7.

[viii] Cebelu’r-Ramet, kendi etrafındaki dağlardan ayrı olarak Arafat bölgesinde bulunmaktadır. Resul-i Ekrem (s.a.a) bu dağda taştan bir taht üzerine çıktı ve meşhur Arafat hutbesini okudu. Aynı şekilde şehidlerin efendisi İmam Hüseyin (a.s) uzun Arafe duasını bu dağın eteğinde okudu.Cebelu’r-Rahamet dağının zirvesinde Hz. Adem (a.s) adında bir kubbe vardır ki orada namaz kılmak mekruhtur.

[ix] Müstedrekü’l-Vesail, c. 96, s. 261.

[x] a.g.e.

[xi] İbrahim b. Ali, Amıli, Kef’emi, Misbah Kef’emei, s. 662.

[xii] Kuleyni, el-Kafi, c. 2, s. 507; عَلِیٌّ عَنْ أَبِیهِ قَالَ: رَأَیْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ جُنْدَبٍ فِی الْمَوْقِفِ فَلَمْ أَرَ مَوْقِفاً کَانَ أَحْسَنَ مِنْ مَوْقِفِهِ مَا زَالَ مَادّاً یَدَیْهِ إِلَى السَّمَاءِ وَ دُمُوعُهُ تَسِیلُ عَلَى خَدَّیْهِ حَتَّى تَبْلُغَ الْأَرْضَ. فَلَمَّا صَدَرَ النَّاسُ قُلْتُ لَهُ: یَا أَبَا مُحَمَّدٍ مَا رَأَیْتُ مَوْقِفاً قَطُّ أَحْسَنَ مِنْ مَوْقِفِکَ! قَالَ: وَ اللَّهِ مَا دَعَوْتُ إِلَّا لِإِخْوَانِی وَ ذَلِکَ أَنَّ أَبَا الْحَسَنِ مُوسَى (ع) أَخْبَرَنِی أَنَّ مَنْ دَعَا لِأَخِیهِ بِظَهْرِ الْغَیْبِ نُودِیَ مِنَ الْعَرْشِ وَ لَکَ مِائَةُ أَلْفِ ضِعْفٍ، فَکَرِهْتُ أَنْ أَدَعَ مِائَةَ أَلْفٍ مَضْمُونَةٍ لِوَاحِدَةٍ لا أَدْرِی تُسْتَجَابُ أَمْ لا.

[xiii] Daha fazla bilgi için bkz: Cevadi Amuli, Sobhay-ı Hac, s. 415; Payıgah-ı İttila’ Resani İsra.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Tevrat ve İncil’de beş ferdin isimleri zikredilmiş midir?
    27447 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    Bazı hadislere göre Peygamber-i Ekrem (s.a.a), İmam Ali (a.s), Hz. Zehra (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin’den (a.s) ibaret olan aba ehli beş ferdin isimleri İncil ve Tevrat’ta zikredilmiştir. Bu cümleden olmak üzere İmam Rıza’nın (a.s) Caslik (kilise önderlerinden bir fert) ve Rasu’l-Calut (Yahudilerin önderi) ...
  • Kartlar, kumar aletlerinden midir?
    6176 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Sorunuz taklit mercilerinin bürolarına gönderildi ve aşağıda şimdiye kadar elimize ulaşan cevapları yayınlıyoruz.Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu: Kartlar örfte kumar aletlerinden sayılmaktadır ve onunla oynamak her halükarda hatta bahis şartı olmazsa bile haramdır. Hz. Ayetullah Mekarim Şirazi’nin ...
  • Din neden siyasete müdahale eder?
    12471 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Dinin siyasetten ayrı olduğu görüşü, insanın değişik hayat alanlarında dinin rolünü silme ve minimum dereceye indirmeyi savunur. Bu görüş esasınca insan akıl ve bilim aracılığıyla kültür, siyaset, hukuk, ekonomi, iletişim, adap ve birlikte yaşam kanunlarını öğrenip yasalaştırabilir ve hayatı idare etmede dinin müdahale etmesine bir gerek yoktur. ...
  • Hz. Adem (a.s)’ın çocukları kimlerle evlendiler?
    51967 Kur’anî İlimler 2010/03/07
    Hz. Adem (a.s)’ın çocuklarının evlenmesi konusunda İslam alimleri arasında iki görüş vardır: 1-     O zamanlar Allah tarafından kız ve oğlan ...
  • Rad suresinin 31. Ayetin “Kendisiyle dağların yürütüleceği veya yeryüzünün parçalanacağı, ya da ölülerin konuşturulacağı bir Kur’an olacak olsaydı (o yine bu kitap olurdu). Fakat bütün emir yalnız Allah’ındır” açıklaması nasıldır benim için açıklar mısınız?
    11568 Tefsir 2012/02/15
    Şu ayetten “kendisiyle dağların yürütüleceği veya yeryüzünün parçalanacağı, ya da ölülerin konuşturulacağı bir Kur’an olacak olsaydı (o yine bu kitap olurdu). Fakat bütün emir yalnız Allah’ındır” maksadın ne olduğu konusunda müfessirler tarafından iki görüş ortaya atılmıştır:1-
  • Musa Mubarka’nın yaşamı hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
    6954 تاريخ بزرگان 2010/12/28
    Ebu Cafer Musa Mubarka’, İmam Muhammed Cevad b. Ali Rıza b. Musa b. Cafer’in (a.s) oğludur. O, h.k. 296 yılının rebiü’s sani’ ayında vefat etmiştir.[1]Umdet-ut Talib kitabında onun hakkında şöyle yazılıdır: O, İmam ...
  • Oruç insan üzerinde ne gibi eğitici eserler bırakır?
    7212 Pratik Ahlak 2012/05/12
    Oruç, nefsin tehzip (ruhi temizlik) ve tezkiyesi için bir çeşit alıştırma ve insanın kendi nefsine tasallutunun tahakkuku için uygun bir yöntem ve nefsanî heveslerle mücadeledir. Oruç, ferdi ve içtimai iki boyutta olmak üzere, insanın bedensel boyutta bıraktığı eserlerin yanı sıra insanın ruhi boyutunda da eğitici ...
  • Acaba Allame Meclisi Safeviye hükümetinin övücüsü müydü? Yoksa dinin tebliğcisi miydi?
    8163 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Şia âlimlerinin Safeviye hâkimleri ya da diğer yöneticilerle işbirliği içinde olmaları bu hâkimlere meşruiyet vermek veya onları teyit etmek cihetiyle değil, Şia Mezhebi ve Şia camiası için son derece olumlu faydaları olan toplumsal ve dini maslahatları dikkate almaları cihetiyledir.Allame Meclisinin siyasi kimliği ve siyasi faaliyetlerine yapılan eleştiriler onun Safevi ...
  • İnsanın bilgisi nispî midir yoksa mutlak mıdır?
    7603 Yeni Kelam İlmi 2011/08/17
    Göründüğü kadarıyla nispî bilgi ve mutlak bilgi hakkında hissî ve tecrübî örnekler ile aklî örnekler arasına fark koymamız gerekmektedir; zira hissî ve tecrübî örneklerde bilgimizin nispî ve sadece özel hususların tecrübe edilmiş olması mümkündür. Bazı hususlarda his ve tecrübenin hata yapması muhtemeldir. Ama aklî hususlar böyle değildir; zira aklî ...
  • Ebu Süfyan zorlamayla mı Müslüman oldu?
    7411 Tarih 2014/05/28
    Hiçbir muteber tarihi kaynakta Mekke fethinden önce Ebu Süfyan’ın Müslüman olması nakledilmemiştir. Ancak Ebu Süfyan önderliğindeki Kureyş kâfirlerinin merkezi karargâhı ve siyasi başkentinin düşmesinden sonra o ve kendisi gibi düşünenler Müslüman olduklarını ilan etmişlerdir. Doğal olarak bu, onların Müslümanlığının bir tür mecburiyetten kaynaklandığına delalet etmektedir. Kendilerinin sonraki ...

En Çok Okunanlar