Gelişmiş Arama
Ziyaret
11006
Güncellenme Tarihi: 2011/08/17
Soru Özeti
Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
Soru
Lütfen Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabını açıklar mısınız?
Kısa Cevap

Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde zelil, hakir, kovulmuş olacak ve en öfkeli anlarını yaşayacaktır; çünkü bu gündeki dua ve yakarışın semeresi günahkârların bağışlanması, Allah’ın rahmetinin kullarını kuşatması ve son olarak da sakınan ve temiz kulların bayramı olan Kurban bayramına girmektir.

Ayrıntılı Cevap

Müminlerin önderi İmam Ali (a.s) Arafat’ta durmak hakkında şöyle buyuruyor: Arafat haremin dışındadır ve Allah’ın misafiri kapı dışında hareme girme liyakati kazanana dek yakarmalıdır.[i] Bu yüzden Arafe’nin özel gece ve gündüz duaları vardır. Bunlar Arafe gününün belirgin faziletlerinden ve önemli görevlerinden addedilir. Bundan dolayı, Yüce Allah bu şekilde peygamberlerin (a.s) temiz tuttuğu[ii] evde misafirlerini ağırlamak için kendilerini temiz ve pak kılmaktadır; zira Allah temiz evde sadece temiz misafirleri kabul eder. Arafat’ın sırları çoktur ve Şıbli hadisinde[iii] işaret edilen bazıları şunlardan ibarettir:

1. Arafat’ta durmak insanın dinî öğreti ve ilimleri öğrenmesi ve yaratılış düzenindeki ilahi sırlardan haberdar olması ve de Allah’ın insanın tüm ihtiyaçlarını bildiğini ve onların tümünü gidermeye kadir olduğunu bilmesi içindir. İnsanın kendisini sadece ona teslim etmesi, yalnız O’na itaat etmesi içindir; zira insanın Allah’a itaati her ihtiyacı gideren sermaye ve vesiledir. “İtaati onu zengin kılmıştır.”[iv] Bu yüzden İmam Seccad (a.s) Arafe gününde dilencilik yapan bir dilenciye şöyle buyurmuştur: “Yazıklar olsun sana böyle bir günde Allah’tan başkasına mı el uzatıyorsun; böyle bir günde rahimdeki bebekler için saadet umut edilir.”[v] Burada Allah dışında bir başkasından isteyen kimse zarar etmiştir. İmam Seccad (a.s) bu zaman ve mekânda başkalarına el uzan kimseleri en kötü insanlar olarak tanıtmıştır: [vi]"ؤلاء شرار من خلق ‌الله. الناس مقبلون علی‌ الله و هم مقبلون علی‌الناس" 

2. Arafat mekânı idrak ve gözlem mahallidir. Hac yapan şahıs orada Yüce Allah’ın kendisinin gizli ve açığını, kalp sayfasını, sırlarını ve hatta kendisi için belirgin olmayan ve bilinçsizce kendi ruhunda geçen şeyleri dahi bildiğini kavramalıdır: [vii]"و إن تجهر بالقول فإنّه یعلم السرّ و أخفی" Eğer insan kendi kalbinin Hakk tarafından gözlemlendiğini ve O’nun orada hazır olduğunu bilirse, kendisini azalar tarafından yapılan günahlardan arındıracağı gibi, düşünsel günahlardan da arındırır ve kalbini kirli vehimlerden tenzih eder.

3. Hac yapan şahsın Arafat gününde tıpkı şehidlerin efendisi Hüseyin b. Ali (a.s) gibi Arafat bölgesinde bulunan “Cebelu’r-Rahmet”[viii] dağının solunda Kabe’ye dönmesi ve Arafe duasını okuması daha münasiptir.

4. Arafat yerinin bir kısmı “Nemire” adında bir bölgede yer almakta ve orada bu adla bir mescit bulunmaktadır. İmam Seccad (a.s) bu alanın sırrı hakkında şöyle buyuruyor: “Nemire”’de bulunmak; ey Allahım kendim emir almadan ben bir şeye emretmem ve kendim uzak durmadan bir şeyden sakındırmam anlamını taşır.”[ix]

5. Şıbli hadisinde “Nemirat” olarak da anılan “Nemire” vadisi Arafat yerinde geniş bir bölgenin adı olup takriben Arafat ile haremin teğet yönündendir. İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: Bu bölgeye girerken bu yerin şahadet, marifet ve irfan yeri olduğunu bilmeniz gerekir; yani Allah ve melekler tanık olduğu gibi, bu geniş bölge de Allah’ın evinin ziyaretçilerinin amellerine tanıklık etmekte ve hacının hangi niyetle geldiğini ve hangi dürtü ile geri döndüğünü tamamen bilmekte ve buna tanıklık şahadet etmektedir.[x]

Arafe Günü

Her ne kadar bayram olarak adlandırılmasa da Arafe günü büyük bayramlardandır. Arafe, Hak Teâlâ’nın kullarını kendine itaat ve ibadet etmeye çağırdığı, geniş kerem ve ihsan sofrasını kendileri için serdiği ve onların günahlarını affedeceğini ve kusurlarını örteceğini vaat ettiği gündür. Bugün için belirli ameller vardır:

1. Gusül

2. İmam Hüseyin’in (a.s) kabrini ziyaret etmek. Eğer bugünde bir şahıs İmam Hüseyin’in (a.s) mukaddes kubbesi altında bulunma başarısına nail olursa, bunun sevabı Arafat’ta olmaktan az değildir, hatta daha çoktur.

3. İkindi namazından sonra Arafe duasını okumaya başlamadan önce, Arafat ehlinin sevabını kazanmak ve günahlarının bağışlanması için insanın gök kubbe altında iki rekât namaz kılması ve Hak Teâlâ nezdinde günahlarını itiraf etmesi gerekir. Bundan sonra iki rekât daha kılmalıdır: Birinci rekâtta Hamd ve Tevhid sureleri, ikinci rekâtta ise Hamd ve Kafirun suresini okuması gerekir. Ondan sonra dört rekât kılmalıdır. Her rekâtta Hamd suresini ve elli defa Tevhid suresini okumalıdır. Bu dört rekât, çok faziletli olan müminlerin önderi Hz. Ali’nin (a.s) namazının aynısıdır.

4. Kırk yedi sayfalık duayı tam olarak okumalıdır.

5. Şehidlerin efendisinin Arafe duasını okumalıdır.

6. Kef’emmi’nin naklettiği, sevabı sayı ile hesaplanmaz diye buyurduğu zikri okumalıdır. Bu dua şöyle başlar:

[xi]«سبحان الله قبل کل احد»

7. Seyid’in İkbal’de belirttiği Hz. Peygamber, Ali b. Hüseyin, Hz. Sadık ve Hz. Kazım’dan (a.s) nakledilen Arafe dualarını okumalıdır.

Özetle başarıya nail olan ve o günde Arafat’ta olabilen kimsenin okuması ve yapması gereken birçok dua ve amel vardır. Bugünün en üstün ameli duadır ve yılın tüm günleri içinde bu değerli gün dua açısından ayrıcalıklıdır. Bu yüzden bu gün için birçok dua nakledilmiştir ve onların çoğunu da Allame Meclisi Zadu’l-Maad’ta aktarmıştır. Diri ve ölü mümin kardeşler için çok dua edilmelidir. Abdullah b. Cundeb’in Arafat durağındaki hali ve kendi mümin kardeşleri için yaptığı dua hakkında nakledilen rivayet meşhurdur.[xii] Belirtilen hususlara ek olarak, bugünde “Ümmü Davud” amelini yapmak ve Mefatihü’l-Cenan gibi dua kitaplarında zikredilen diğer duaları okumak iyidir.[xiii]     


[i] Kuleyni, Kafi, c. 4, s. 224.

[ii] Bakara, 125, "وَ عَهِدْنا إِلى‏ إِبْراهیمَ وَ إِسْماعیلَ أَنْ طَهِّرا بَیْتِی"‏

[iii] Bkz: Hadis-i Şıbli, Müstedrekü’l-Vesail, c. 10, s. 166, rakamu’l-hadis: 11770.

[iv] Mefatihü’l-Cenan, Dua-i Kumeyl.

[v] Vesailu’ş-Şia, c. 10, s. 28. "ویحک! أغیر ‌الله تسأل فى هذا الیوم. إنه لیرجی لما فى بطون الحبالی فى هذا الیوم أن یکون سعیداً"

[vi] Bihar, c. 96, s. 261.

[vii] Taha, 7.

[viii] Cebelu’r-Ramet, kendi etrafındaki dağlardan ayrı olarak Arafat bölgesinde bulunmaktadır. Resul-i Ekrem (s.a.a) bu dağda taştan bir taht üzerine çıktı ve meşhur Arafat hutbesini okudu. Aynı şekilde şehidlerin efendisi İmam Hüseyin (a.s) uzun Arafe duasını bu dağın eteğinde okudu.Cebelu’r-Rahamet dağının zirvesinde Hz. Adem (a.s) adında bir kubbe vardır ki orada namaz kılmak mekruhtur.

[ix] Müstedrekü’l-Vesail, c. 96, s. 261.

[x] a.g.e.

[xi] İbrahim b. Ali, Amıli, Kef’emi, Misbah Kef’emei, s. 662.

[xii] Kuleyni, el-Kafi, c. 2, s. 507; عَلِیٌّ عَنْ أَبِیهِ قَالَ: رَأَیْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ جُنْدَبٍ فِی الْمَوْقِفِ فَلَمْ أَرَ مَوْقِفاً کَانَ أَحْسَنَ مِنْ مَوْقِفِهِ مَا زَالَ مَادّاً یَدَیْهِ إِلَى السَّمَاءِ وَ دُمُوعُهُ تَسِیلُ عَلَى خَدَّیْهِ حَتَّى تَبْلُغَ الْأَرْضَ. فَلَمَّا صَدَرَ النَّاسُ قُلْتُ لَهُ: یَا أَبَا مُحَمَّدٍ مَا رَأَیْتُ مَوْقِفاً قَطُّ أَحْسَنَ مِنْ مَوْقِفِکَ! قَالَ: وَ اللَّهِ مَا دَعَوْتُ إِلَّا لِإِخْوَانِی وَ ذَلِکَ أَنَّ أَبَا الْحَسَنِ مُوسَى (ع) أَخْبَرَنِی أَنَّ مَنْ دَعَا لِأَخِیهِ بِظَهْرِ الْغَیْبِ نُودِیَ مِنَ الْعَرْشِ وَ لَکَ مِائَةُ أَلْفِ ضِعْفٍ، فَکَرِهْتُ أَنْ أَدَعَ مِائَةَ أَلْفٍ مَضْمُونَةٍ لِوَاحِدَةٍ لا أَدْرِی تُسْتَجَابُ أَمْ لا.

[xiii] Daha fazla bilgi için bkz: Cevadi Amuli, Sobhay-ı Hac, s. 415; Payıgah-ı İttila’ Resani İsra.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17011 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Zatı âlinizin Kur’an’ın tahrif edildiği hadisler konusundaki görüşünüz nedir?
    5973 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu bağlamdaki görüşü şöyledir: Kur’an’ın tahrif edildiğini söyleyen hadisler ya senet bakımından zayıftırlar ya da sadır olma cihetinden hüccet değildirler veya delaletleri kabul edilebilinir durumda değildir. Kur’an-ı Kerim hiçbir zaman tahrif olmamış ve olmayacaktır. Kur’anın tahrif ...
  • Hangi ameller insanı güzel ve nuranî kılar?
    11448 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik zahirî güzellik ve batınî güzellik diye iki kısma ayrılır. Muteber ve mütevatir rivayetler açısından insanın batınî güzelliğini sağlayan bazı etkenler sabır, tahammül, vakar, sükûnet, takva ve sakınmadan ibarettir. Aynı şekilde rivayetlerde insan yüzünün nuraniyet ve güzelliğini sağlayan birçok amil zikredilmiştir. Abdest, az ...
  • İnsan olağan üstü işler yapabilir mi? Bu tür işleri yapmanın faydası nedir?
    10290 Teorik İrfan 2009/09/07
    Sizin işaret ettiğiniz şey, insanın ruhi güç kazanmasının sayesinde gerçekleşir; bu ruhi güç bazen dinin emirlerine uyarak ve şer’i riyazetler çekerek kazanılır; yani insan Allah’a yakınlaşarak İsm-i A’zama sahip olur. Bu güç sayesinde maddi alem üzerinde etkili olabilir ve iradesiyle bir takım işler yapar. Ancak bazen de ...
  • Musa (a.s.) Kısasının Kuranda Tekrar Edilmesinin hikmeti nedir?
    10556 Tefsir 2015/05/20
    Hazreti Musa’nın (a.s.) kur’anı kerimde tekrar edilmesinin hikmeti için hatırlatmalıyız; evvelen; Anlamsız ve lağviyete (boş) neden olacak kâmilen bir tekrar söz konusu değildir. Belki her surede, o surede zikir edilenin muhteva ve içeriğe uygun olan kıssanın kısmına işaret edilmiştir. Saniyen; kuranı kerimde hazreti Musa’nın (a.s.) hayatının diğer ...
  • Acaba humsu ve seyitlere ait olan hakkı taklit merciinin izni olmadan ödemek caiz mi?
    8976 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6091 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Ziyaret-i Aşura’da ki ‘Beri’tu ilellah ve ileykum minhum’ (Önce Allah’a sonra size onlardan dolayı beri oluyorum) cümlesinde Allah’a ve masumlara beri olmak ne demektir?
    6433 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Beraet lügatte birinden veya bir şeyden ayrılmak, uzaklaşmak manasına gelmektedir. Bu manalar eğer ‘İla’ ile birlikte olmazsa beraet için kullanılır. Ama ‘İla’ ile birlikte olursa bizarlık manasının yanı sıra sığınma manası da vermektedir. Buna göre ziyaretteki sığınma cümlesinin manası şöyle olur: Hak Teala’ya ve siz Ehl-i Beyt’e (a.s) ...
  • Peygamber (s.a.a) ve İmamların (a.s) cariye ve kölelere sahip olmaları kölelik sistemini benimsemek değil midir?
    19729 Eski Kelam İlmi 2009/07/04
    Kölelerle evlenme, onlarla mahrem olma, mukatebe (kölelerin özgürlük anlaşması) vs. hükümlerin Kur’an’da gelmesi Peygamber (s.a.a)’in zamanında köleliğin olduğunu ispat etmektedir, ama belirtmek gerekir ki, İslam’ın köleleri azat etmek için çok kapsamlı projeleri vardır. Bu projenin neticesinde bütün köleler zamanla özgürlüklerine kavuşmuşlardırlar. ...
  • Derslerimin Cuma namazına denk gelmesi nedeniyle Cuma namazını kılamamaktayım. Bunu telafi etmek için ne yapmalıyım?
    9607 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/11/17
    Değerli kullanıcı! İmam Zaman’ın (a.c.f) gıyabı döneminde Cuma namazı taklit mercilerinin çoğunluğunun fetvasına göre seçimli bir farzdır; yani yükümlü Cuma gününde şartlar mevcut ise Cuma namazını veya öğle namazını kılmada özgürdür. O halde eğer bir kimse Cuma namazını kılarsa, öğle namazını kılmasına gerek kalmaz. Elbette ...

En Çok Okunanlar