Gelişmiş Arama
Ziyaret
11793
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Kıyamet esnasında berzahtakiler de vuku bulan olayları tecrübe edecek mi? Onlar bu esnada hangi durumda olacaktır?
Soru
Kıyamet esnasında berzahtakiler de vuku bulan olayları tecrübe edecek mi? Onlar bu esnada hangi durumda olacaktır?
Kısa Cevap

Evrende iki kere sura üfleneceği Kur’an’ın kesin buyruklarındandır. Birinci üfleme, dünya ömrünün tamamlandığı ve bu vesileyle yeryüzündeki canlı tüm varlıkların ortadan kalkacağı zamandır. Hayat üflemesi olarak meşhur olan sonraki üflemede ise tüm insanlar dirilecektir. Her iki üfleme de ansızın vuku bulacaktır. İki üfleme arasındaki süre de belli değildir. Bazı rivayetlerde bu süre kırk yıl olarak zikredilmiş ve bunun hangi ölçüye göre belirtildiği de malum değildir. Kıyamet birinci sura üfleme ile başlayacaktır. Kıyametten önce dünyada “iştıratu’s-saat” (kıyametin öncülleri) diye meşhur olan bazı olaylar gerçekleşecektir. Bazı Kur’an ayetleri kıyametin aniden geleceğini teyit etmektedir. İnsanlar günlük hayatlarını sürerken kıyamet gelecek ve onların tümünü kuşatacaktır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.” Bir başka ayette de şöyle buyurmaktadır: “Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.” Bu ayetler, kıyametin dehşet verici hadiselerinin, birinci surun üflenmesiyle gerçekleşecek olan kıyametin başlaması ve canlıların ölmesinden sonra vuku bulacağı anlamına gelmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Konunun aydınlanması için dirilişin ve kıyamet sahnesinin tam olarak betimlenmesi gerekmektedir. Kur’an-ı Kerim’de kıyameti ve onunla ilgili hadiseleri betimleyen birçok ayet mevcuttur ve biz konunun devamında meseleyi irdelemek için onlara değineceğiz. Bu hedefle ilkönce berzah ve sura üfleme kavramlarının manalarına değinmek zaruret addetmektedir.

Berzah: İki şey arasındaki vasıta ve haile berzah denir.[1] Kur’an şöyle buyuruyor: [2]«بَیْنَهُما بَرْزَخٌ لا یَبْغِیانِ»İkisi arasında bir engel (berzah) vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler.” Başka bir ayette de şöyle buyuruyor:

 [3]«وَ مِنْ وَرائِهِمْ بَرْزَخٌ إِلى‏ یَوْمِ یُبْعَثُونَ» “Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır.”Ölüm sonrası âleme berzah denir; çünkü dünya hayatı ile ahiret arasında o bir vasıtadır. Kur’an ayetlerine binaen tüm insanlar ölümün tadacaklardır[4] ve ölüm ile berzah hayatı başlayacaktır. O halde tüm insanlar berzaha (dünya hayatı ile ahiret arasındaki âlem) gireceklerdir.[5]

Nefh-i Sur (Sura Üfürülmesi): “Nefh” üfürmek[6] ve “sur” da genellikle kafile veya ordunun hareketi veyahut onların durması için kullanılan boru veya içi boş boynuza[7] denir. Bu tabir aynı halde işin kolaylığını da göstermekte ve bir boruya üflenmesi suretiyle Yüce Allah’ın bir emirle rahat bir şekilde gök ve yer ehlinin canını alacağını (ölüm üfürüğü) ve hazır ol feryadına benzeyen bir emirle de herkesi dirilteceğini (hayat üfürüğü) yansıtmaktadır.[8]

Diriliş ve kıyametin tasviri iki şekilde düşünülebilir:

1. Birinci sura üflenmesinden ikinci sura üflenmesine dek olan evren

2. Birinci sura üflenmesinden sonraki evren

Birinci Sura Üflendikten Sonraki Evren

Evrende iki kere sura üfleneceği Kur’an’ın kesin buyruklarındandır.[9] Birinci üfleme, dünya ömrünün tamamlandığı ve bu vesileyle yeryüzündeki canlı tüm varlıkların ortadan kalkacağı zamandır.[10] Hayat üflemesi olarak meşhur olan sonraki üflemede ise tüm insanlar dirilecektir.[11] Her iki üfleme de ansızın vuku bulacaktır. İki üfleme arasındaki süre de belli değildir. Bazı rivayetlerde bu süre kırk yıl olarak zikredilmiş ve bunun hangi miyara göre ölçüleceği ise malum değildir.[12] Kıyamet birinci sura üfleme ile başlayacaktır.[13] Kıyametten önce dünyada “iştıratu’s-saat” (kıyametin öncülleri) denilen bazı olaylar gerçekleşecektir.

Kur’an’da Kıyametin Öncülleri

Kıyametten önce dünyada “iştıratu’s-saat” (kıyametin öncülleri) diye meşhur olan bazı olaylar gerçekleşecektir. Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: “Onlar kıyametin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey beklemiyorlar. Muhakkak onun alametleri gelmiştir (ama öğüt almıyorlar). Kıyamet kendilerine gelip çatınca öğüt almaları kendilerine ne fayda verecek?”[14] Allame Tabatabai bu ayetin tefsirinde şöyle demektedir: “Bazı müfessirler şöyle demiştir: Kıyametin alametleri gelmiştir diye buyrulmasından kasıt, son peygamber olan Hz. Muhammed’in gelmiş olması, onun zamanında bir alamet olan ayın yarılması ve diğeri de son semavî kitap olan Kur’an’ın inmesidir. Bu, ayeti irdeleme sonucunda ortaya çıkan manadır ve gözlemlediğiniz gibi hüccet tamamlama yönü bulunmakla birlikte, burhan hücceti de sayılmaktadır.”[15] Belirtilen ayete binaen bu yerinde bir tefsirdir; zira Yüce Allah “Muhakkak onun alametleri gelmiştir” diye buyuruyor. Kıyamet öncüllerini beyan eden birçok rivayet mevcuttur ve Kur’an’da zikredilen dehşet verici vakıa ve hadiseler onlardan sayılmamaktadır. Elbette bazı büyük şahsiyetler, Kur’an’daki değişik surelerde kıyamet hakkında zikredilen hadiseleri, kıyametin öncüllerinden saymışlardır.[16] Burada birkaç sorunun sorulması muhtemeldir:

1. Mezkûr hadiselerin kıyametin öncülleri olmasından maksat, bu hadislerin kıyametin kopmasından önce gerçekleşmesi midir? Daha açık bir tabirle, birinci sura üflenmesinden önce mi bu hadisler olacaktır? Eğer kıyametin öncüllerinden maksat, bu hadislerin kıyametin kopmasından önce vuku bulmasıysa, sorunla karşılaşırız; zira birincisi, Kur’an’da bu hadiselerin kıyamette ve birinci sura üflenmesinden sonra vuku bulacağını açıkça gösteren değişik karineler mevcuttur. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Sûra bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur. Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur.”[17] Görüldüğü gibi yer ve dağların dağılması ve göğün yarılması birici sûra üflendikten sonra vuku bulacaktır. O halde Kur’an’da güneş ve yıldızların[18] birbirine girmesiyle ilgili hadiselerin tümünü veya yerin altüst olması[19] ve göğün darmadağın olmasıyla[20] ilintili diğer ayetleri birinci sura üfürüldükten sonraki olaylarla bağlantılı bilmek gerekir; zira bu hadislerin vuku bulması, Kur’an ve hadislere göre sadece bir defaya mahsustur. Tarihin başka bir merhalesinde bu hadiselerin yeniden tekrar edeceğine delalet eden hiçbir karine mevcut değildir. İkincisi, mezkûr hadiselerle ilgili birçok ayet “yevm” ve “iza” kelimsiyle başlamıştır ve bu da özel bir günü yani kıyamete işaret etmektedir.[21] Üçüncüsü, kıyametin öncülleriyle ilgili rivayetlerde, bu hadisler kıyametin mukaddimeleri sıfatıyla zikredilmemiştir.[22]

2. Yeryüzü halkı bu hadiseleri tecrübe edecek mi?

Bu esasla, eğer bu hadiseler birinci sura üflemeden sonra gerçekleşecekse, buna göre birinci sura üflemeyle insanlar ve tüm canlı varlıklar ortadan kalkacak ve bu dehşet verici hadiseler herkesin ölmesinden sonra dünyada vuku bulacaktır. Bazı Kur’an ayetleri[23] kıyametin aniden geleceğini teyit etmektedir. İnsanlar günlük hayatlarını sürerken kıyamet gelecek ve onların tümünü kuşatacaktır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.”[24] Ve bir başka ayette de şöyle buyuruyor: Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.”[25] Bu ayetler, kıyametin dehşet verici hadiselerinin, birinci surun üflenmesiyle gerçekleşecek olan kıyametin başlaması ve canlıların ölmesinden sonra vuku bulacağı anlamına gelmektedir.

Soru: Bazı ayetlerde insanlar âdete bu hadisleri tecrübe ediyormuş gibi bir betimleme yapılmıştır. Hac suresinin ikinci ayeti şöyle buyuruyor: “Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirmekte olduğu çocuğundan geçer ve her hamile kadın da karnındaki çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş görürsün; hâlbuki onlar sarhoş değillerdir. Ne var ki Allah’ın azabı çok şiddetlidir.”

Cevap: Her ne kadar bir grup bu zelzeleyi birinci sura üflemeden önce bilmişse de[26], ama zikredilen karineler esasınsa, bu ayetin işaret edilecek başka bir manası vardır. Bu ayet (lakin Allah’ın azabı çetindir, cümlesindeki karine esasınca) kıyamet günündeki zelzeleye işaret etmektedir. Bu durumda yukarıdaki cümleler örnek boyutu kazanmaktadır. Bu anlamıyla şöyle denmek istenmektedir: Tüm hamile kadınların düşük yapacağı ve annelerin süt emen çocuklarını tümüyle unutacağı kadar sahne dehşetlidir.[27]

İkinci Sura Üflendikten Sonraki Evren

Tüm insanların dirilmesi bu sura üflemeden sonradır.[28] Onlar heyecan ve korku içinde tıpkı sürüngenler ve havada hızlı bir şekilde yayılan kelebekler gibi[29] süratle ilahi huzura çıkmaya yöneleceklerdir.[30] O âlemde hakikatler açığa çıkacak[31] ve tüm insanların hesaplarına bakıldıktan sonra herkes kendi ebedi yerine geçecektir.

Netice: Önceki konulardan ve Allah’ın ikinci sura üflendikten sonra dirilen berzahtakilerin hali hakkında bildirdiklerinden[32] hareketle, berzahtakilerin iki sura üfleme arasındaki hadiselerde bir rolü olmadığı neticesi alınabilir.

İlgili başlıklar:

1. 3891. Soru (Site: 4160) (Berzah Ve Berzah Hayatı).

2. 1150. Soru (Site: 1172) (Berzah Âlemindeki Ölülerin Hallerinden Haberdar Olmak).

3. 11396. Soru (Site: 11252) (Kıyamet Ve Hadiselerinden Korkmak).    



[1] Kareşi, Seyid Ali Ekber, Kamus-ı Kur’an, c. 1, s. 181, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1371.

[2] Rahman, 20.

[3] Muminun, 100.

[4] Ankebut, 57.

[5] Bu hususta 3891. Yanıtı (Site: 4160) okumanız faydalı olacaktır.

[6] Rağıb İsfahani, el-Müfredat Fi Ğeribi’l-Kur’an, s. 816, Daru’l-İlim, Demeşk, 1412.

[7] Mihyar, Rıza, Ferheng-i Ebcedi, s. 83.

[8] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 19, s. 535, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1376.

[9] Elbette bazıları bu sayıyı üç sura üfleme ve bazıları da dört sura üflemeye çıkarmıştır.

[10] Zümer, 68, "وَ نُفِخَ فِی الصُّورِ فَصَعِقَ مَنْ فِی السَّماواتِ وَ مَنْ فِی الْأَرْضِ إِلَّا مَنْ شاءَ اللَّه‏..."

[11] Yasin, 51, " وَ نُفِخَ فِی الصُّورِ فَإِذا هُمْ مِنَ الْأَجْداثِ إِلى‏ رَبِّهِمْ یَنْسِلُون‏"..

[12] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 19, s. 540 – 542.

[13] Bu hususta Kur’an şöyle buyuruyor: “Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur.” (Hakka, 13, 14 ve 15).

[14] Muhammed, 18.

[15] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsirü’l-Mizan, Musevi Hemedani, c. 18, s. 357, Defter-i İntişarat-ı Camia-i Müderrisin, Kum, 1376.

[16] Cevadi, Amuli, Abdullah, Mead Der Kur’an (Tefsir-i Mevzu-i Kur’an-ı Kerim, c. 4) Bahş-i Heştom, Nişanehay-ı Kıyamet, s. 275, Merkez-i Neşr-i İsra, mKum, 1380, Ayetullah Misbah Yezdi’nin “Amuzeş-i Akaid” kitabından da istifade edildiği üzere kendisi bu hadiseleri birinci sura üflendikten sonra bilmektedir.

[17] Hakka, 13- 16.

[18] Tekvir, 1 – 2.

[19] İbrahim, 48; Zilzal, 1; Vakıa, 4; Kehf, 47; Nahl, 88; Tekvir, 2; Kehf 8.

[20] Enbiya, 104; Tur, 9 – 10; Rahman 37; Hakka, 16; Müzemmil, 18; Mürselat, 9; Nebe, 19; İnşikak, 1; İnfitar, 1.

[21] یَوْمَ یَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِیه (Abese, 34); یوم ترجف الارض و الجبال و کانت الجبال کثیباً مهیلاً (Müzemmil, 14); یوم تمور السماء موراً و تسیر الجبال سیراً (Tur, 9 – 10); یَوْمَ تَرَوْنَها تَذْهَلُ کُلُّ مُرْضِعَةٍ عَمَّا أَرْضَعَتْ (Hac, 2); وَ إِذَا السَّماءُ فُرِجَت (Mürselat, 9); إِذَا الشَّمْسُ کُوِّرَت (Tekvir, 1)…

[22] Cevadi, Amuli, Maad Der Kur’an, s. 227 – 228; Kumi Meşhedi, Muhammed b. Muhammed Rıza, Kenzu’l-Dekaik Ve Behru’l-Ğeraib, c. 12, s. 230, Sazman-ı Çap Ve İntişarat-ı Vezaret-i İrşad, Tahran, 1368. Kıyametin alametlerini geniş bir şekilde açıklayan en detaylı rivayet, İbn. Abbas’ın aziz İslam Peygamberinden (s.a.a) naklettiği bir hadistir. Bu hadiste birçok husus ve bu cümleden olmak üzere kıyametin öncülleri sayılmıştır. Taşıdığı tüm detaylara rağmen bu hadiste göğün yarılması ve dağların dağılması gibi ve de bazı büyük şahsiyetlerin vaktin şartları diye adlandırdıkları diğer alametler mevcut değildir.  

[23] Rivayetler bu konuyu teyit etmektedir. Bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyuruyor: “İki şahıs alış veriş yapmak için kumaş açar ve daha kumaşı toplamamışken kıyamet kopar. …” Biharu’l-Envar, c. 6, s. 320.

[24] Yasin, 49.

[25] Zuhruf, 66.

[26] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsirü’l-Mizan, Musevi Hemedani, c. 1, s. 479.

[27] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 14, s. 8.

[28] Kehf, 45; Nahl, 77; Kamer, 50.

[29] Karia, 4; Kamer, 7.

[30] Yasin, 51; Nebe, 18.

[31] İbrahim, 21; Hakka, 18.

[32] “Kıyametin kopacağı gün suçlular, (dünyada) bir andan fazla kalmadıklarına yemin ederler. Onlar (dünyada haktan) işte böyle döndürülüyorlardı.” (Rum, 55).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şia düşüncesine göre imam nasıl her yerde hazırda bulunuyor?
    6341 Eski Kelam İlmi 2010/11/22
    İmam peygamberin (s.a.a.) yerine geçen halifedir. Peygamberin uhdesinde bulunan (vahiy almak hariç) bütün vazifeler imamın da uhdesindedir. Peygamber (s.a.a.) kendi uhdesinde bulunan vazifeleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek olmadığı gibi, imam da kendi uhdesinde bulunan teklifleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek yoktur. ...
  • Kur’an’ın adlarını nedir?
    27212 Kur’anî İlimler 2009/07/11
    Kur’an için birçok isim zikredilmiştir, elbette sadece bunlardan bazıları müslümanlar arasında meşhurdur. Ayrıca Kur’an için zikredilen isimlerden bazıları Kur’an’da, Kur’an’ın ismi değil vasfı olarak gelmiştir. Kur’an’ın isim ve vasıflarını birbirinden ayırmak konusundaki ihtilaf yüzünden Kur’an’ın isim ve vasıflarının sayısı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
  • Nübüvvetin felsefesi ve Peygamberlerin görevleri nelerdir?
    4598 Kelam İmi 2020/08/31
    Hem akli hem de nakli deliller ışığında Peygamberlerin varoluş zarureti kanıtlandıktan sonra görev, yetki ve vazifeleri açıklığa kavuşmalıdır.Özetle Allah Teala insanoğlunun dünyevi ve uhrevi saadete ve kemale ulaşması için peygamberleri insanlara kılavuzluk ve rehberlik etmesi için göndermiştir.Konuyu insanoğlu açısından tahlil edecek ...
  • Sorunun Özeti: Acaba “Ebu Mihnef ve bazı eserlerini ezcümle “Vakatu Taf” kitabını tanıtabilir misiniz?
    7128 Varie 2015/06/18
    Ebu Mihnef Kimdir? Lut b. Yahya b. Said ki Ebu Mihnef ile meşhurdur, imam Sadık’ın (a.s.) değerli ashaplarından birisidir. Şia ve güvenilir bir şahıstır.[1] O birinci asrın ikinci yarısında Şii bir ailede, belki de Küfe’nın en büyük Şii ailelerinden birsinde dünyaya geldi. Dedesi nebiyi ...
  • Masum İmamlar da iktidar savaşına girişirler miydi? Onlar da verasete dayalı iktidar mı istiyorlardı?
    5719 Eski Kelam İlmi 2012/03/04
    Birincisi, İmamların siretine baktığınızda Onların iktidar için savaşım vermediklerini gördüğümüz gibi asla iktidar peşinde olmadıklarını da görmekteyiz. Bazı zamanlar haklarını savundularsa bunun nedeni görevlerini yerine getirmek içindi. İmam Ali’nin (a.s) ‘Beni bırakın ve başkalarının yanına gidin.’ sözü bu iddiaya en güzel delildir. İkincisi, başkalarından daha üstün ...
  • Babam bir spor salonunda çalışıyor. Salonun beyazcamından kendi evimizden şahsi olarak istifade etmenin hükmü nedir?
    5369 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Halk elinde olan malların ya hakiki yönü ya da hukuksal yönü vardır; yani bunlar ya şahsi mallardır ya da devlete bağlı kurumlara ve özel şirketlere aittir. Başkasının (şahsi veya şahsi olmayan) mallarından izin ve müsaade alınmaksızın istifade etmek kesinlikle caiz değildir ve gasp hükmünü taşımaktadır.
  • Eğer bir kadın zinadan hamile kalır ve çocuğu düşürmediği takdirde büyük bir sıkıntıya girerse, ruh girmeden (dört aylık olmadan) onu düşürmesi caiz midir?
    50300 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/31
    İmam Humeyni ve diğer merciler şöyle demişlerdir: Eğer bir kadın zinadan hamile kalır. Eğer o kadın veya onunla zina eden erkek müslüman iseler o zaman kadının çocuğu düşürmesi caiz değildir.[1] Bu çocuk onun çocuğu sayılır ama miras almaz.
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11457 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Mukaddes Zebur hangi peygamberin ve hangi dinin kitabıdır?
    120199 Tefsir 2014/06/23
    Zebur Hazreti Davut’un (a.s.) kitabıdır. Allame Tabatabai “Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık”[1] ayeti kerimenin tefsirinde şöyle diyor: zahiren Zebur’dan maksat Hazreti Davut’a verilen kitaptır. Zira kur’an’nın başka bir yerinde Allah Teala şöyle buyuruyor: “Davut’a ...
  • İmam Muhammed Bakır (a.s)‘ın biyografisini beyan eder misiniz?
    3060 Masumların Siresi 2020/01/19

En Çok Okunanlar