Gelişmiş Arama
Ziyaret
8825
Güncellenme Tarihi: 2012/05/16
Soru Özeti
Firavun, Allah’ın imtihan vesile olan ameller aracılığıyla nasıl azap edilmektedir?
Soru
Bakara suresin 49. ayeti şöyle buyurmaktadır: Hani, sizi azabın en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Bunda, size Rabbinizden (gelen) büyük bir imtihan vardı. Bu ayet uyarınca imtihan etmek için Allah’ın memuru olan Firavun neden öte taraftan Allah’ın kahrına maruz kalmaktadır?
Kısa Cevap

İlahi değişmeyen sünnetlerden biri kulların imtihana ve sınamaya tabi tutulmasıdır. Bu imtihan değişik ve farklı sebep, vesile ve olaylar ile gerçekleşir. Bazı durumlarda yüce Allah zalimleri başka fertlerin imtihan vesilesi kılar ve böyle bir durumda zalimlerin ilahi imtihanın vesilesi olduklarına dair haberleri olmaz. Zalimin imtihanın vesilesi karar kılınması, onun işinin çirkinliği ve azaba müstahak oluşundan bir şeyi eksiltmez. Zira yüce Allah ona sınamanın vesilesi olmasını emretmemiştir. Yüce Allah, tekvini olarak şartları, zalimin her ne zaman kendi irade ve seçimiyle bir zulüm işlediğinde, Allah’a muhalefet etmek olan mevcut zulmün başkalarının sınanma vesilesi olacak şekilde oluşturmuştur. Bu esas uyarınca, bu zulmün bu ferdin seçtiği bir fiil olması hasebiyle cezası bulunur ve zalim buna mürtekip olduğundan azaba maruz kalır.

Ayrıntılı Cevap

Yüce Allah bu ayette İsrail oğulları kavmine bahşetmiş olduğu büyük nimetlerden birine işaret etmektedir. Bu nimet Allah’ın en büyük nimetlerinden sayılan zalimlerin sultasından kurtulma nimetidir: Hani, sizi azabın en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Bunda, size Rabbinizden (gelen) büyük bir imtihan vardı. Hal fiili genellikle devam ve süreklilik manasına geldiğinden, İsrail oğullarının sürekli Firavunların işkencesi altında olduğunu anlıyoruz. Onlar kendi gözleriyle günahsız oğullarının öldürüldüğünü ve öte taraftan da kızlarının da köle yapıldığını müşahede etmekteydi. Artı kendileri de daima işkence altında bulunmakta ve Kıptilerin ve firavunun etrafındakilerin köle, hizmetçi ve işçileri sayılmaktaydılar. Önemli olan şey, Kur’an’ın bu vakıayı İsrail oğulları için zorlu ve azim bir sınama saymasıdır (belanın manalarından biri imtihandır). Evet, gerçektende bütün bu eziyetlere tahammül etmek zor bir imtihan idi.[1] Ama neden firavun ilahi imtihanların vesilesi olan bu amellerinden dolayı azaba maruz kalmıştır? Cevabın açığa kavuşması için evrende meydana gelen hadiselerin değişik boyutlara sahip olduğuna dikkat etmek gerekir; bir hadise bir şahıs için azap ve bir başka şahıs için imtihan ve üçüncü bir şahıs için ise Allah katında yüksek bir derece ve makama gelmenin vesilesi olabilir. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: Meydana gelen bela ve hadiseler, zalimlerin edeplenmesi, müminlerin imtihana tabi tutulması ve müminlerin derecelerin yükselmesi ve de ilahi velilerin kerametinin vesilesidir.[2] Öte taraftan ilahi değişmeyen sünnetlerden biri kulların imtihan ve sınanmasıdır. Kur’an bu ilahi sünnet hakkında şöyle buyuruyor: İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler. Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah, doğru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir.[3] Bu imtihan değişik ve farklı sebep, vesile ve hadiseler ile gerçekleşir. Bazı fertler fakirlik, bazıları servet, bazıları hastalık, bazıları sağlık, bazıları güç, bazıları güçsüzlük ve olanaksızlık, bir halk sel ve deprem ve bir başka halk ise rahatlık ve huzur, bazıları hayır ve bazıları ise şer ile ilahi imtihana tabi tutulur. Kur’an sınama türlerini beyan ederek şöyle buyurmaktadır: Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.[4] Böylece insanların bazısını bazısı ile denedik ki, “Allah, aramızdan şu adamları mı iman nimetine lâyık gördü?” desinler. Allah, şükreden kullarını daha iyi bilen değil mi?[5] Yani sizin bazınızı diğer bazılarınıza sınama vesilesi karar kılıyoruz. Bazı durumlarda yüce Allah zalimleri başka fertleri imtihan etmek için vesile karar kılar ve onlar ilahi imtihanın bir vesilesi olduklarından habersiz olurlar. Zalimin imtihan vesilesi karar kılınması, onun işinin çirkinliği ve azaba müstahak oluşundan bir şey eksiltmez; zira yüce Allah ona sınama vesilesi olmasını emretmemiştir. Allah tekvini olarak şartları öyle bir şekilde hazırlamıştır ki her ne zaman bir zalim kendi irade ve seçimiyle bir zulme mürtekip olursa, yüce Allah onun bu zulmüyle başka fertleri imtihan eder. Ama başka bir taraftan ise bu zulüm ferdin seçmiş olduğu bir fiil olması hasebiyle ceza taşır ve zalim buna bulaştığından azaba maruz kalır. Hakeza diğer taraftan da yüce Allah birçok yerde kendi dinini zalimlerin vasıtasıyla desteklemiş ve dinine yardım etmiştir. Hz Peygamber şöyle buyurmuştur: “Allah bu dine (İslam) hiç ehliyeti olmayan kimseler vesilesi ile yardım etmektedir.”[6] Her ne kadar bazen bu kâfir ve zalim fertlerin zalimce amelleri dinin güçlenmesi ve takviye edilmesine sebep olsa da onlar bu neticeden hiçbir ecir ve sevap almazlar. Bu açıklamayla söz konusu ayetin manası aydınlanmış oldu ve zalim bir ferdin amelinin ilahi sınamaya vesile olmasının onun işinin çirkinlik ve kötülüğünü yok etmediğini ve onun azabından bir şeyi eksiltmediği belirlenmiş oldu; zira yüce Allah ona bu sınamanın vesilesi olmasını emretmemiştir ve sınamaya vesile olan şey gerçekte onun zalimce yaptığı fiildir.   

 


[1] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsiri Numune, c: 1, s: 248 ve 429 (00000), Neşri Daru’l Kutubu İslamiye, Tahran, 1374 h.ş.

[2] Nuri, Müstedrekü’l Vesail, c: 2, s: 438, 23 – 2400, Camiu’l Ahbar, قَالَ أَمِيرُ الْمُؤْمِنِينَ ع إِنَ الْبَلَاءَ لِلظَّالِمِ أَدَبٌ وَ لِلْمُؤْمِنِ امْتِحَانٌ وَ لِلْأَنْبِيَاءِ دَرَجَةٌ وَ لِلْأَوْلِيَاءِ كَرَامَةٌ, İntişaratı A’lul Beyt, Kum, 1408 h.k.

[3] Ankebut Suresi, 2 ve 3. ayet, " أَ حَسِبَ النَّاسُ أَن يُترَْكُواْ أَن يَقُولُواْ ءَامَنَّا وَ هُمْ لَا يُفْتَنُونَ(2)وَ لَقَدْ فَتَنَّا الَّذِينَ مِن قَبْلِهِم‏"

[4] Enbiya Suresi, 35. ayet, " وَ نَبْلُوكُم بِالشَّرِّ وَ الخَْيرِْ فِتْنَةً  وَ إِلَيْنَا تُرْجَعُونَ "

[5] En’am Suresi, 53. ayet, "وَ كَذَالِكَ فَتَنَّا بَعْضَهُم بِبَعْضٍ..."

[6] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, El- Kafi, c: 5, s: 19, :"... إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَ جَلَّ يَنْصُرُ هَذَا الدِّينَ بِأَقْوَامٍ لَا خَلَاقَ لَهُمْ ...", Neşri Daru’l Kutubu İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ehl-i Sünnetin Bilal hakkındaki görüşü nedir?
    5848 تاريخ بزرگان 2008/05/13
    O müşriklerin işkencelerine karşı direniş göstermiş, Peygamber’in müezzini ve savaşlarda Peygamber’le birlikte savaşmış Resulullah’tan sonra Medine’yi terketmiştir, Şam’a yerleşmiş ve orada da vefat etmiştir. Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre o Ebubekir tarafından azat edilmiştir. ...
  • Keramet (Değerlilik ve onurluluk) nedir? Onurluluk nasıl kazanılır? Değerli ve onurlu insanların Allah katındaki makamı nedir?
    17191 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    Keramet (onurlu olmak) aşağılık ve alçaklıktan uzak olmak ve her türlü zillet ve aşağılıktan uzak olan temiz ve değerli ruha kerim (onurlu) insan denir. Kerim (onurlu) sözcüğünün karşıtı seciyesiz anlamında leim’dir. Onurluluk ve saygınlığın zirvesine varmak için insanın takvayla donanması gerekir. Takva kişinin ...
  • Günlük birçok meşguliyetle birlikte nasıl ibadet yapılabilir?
    10700 Yeni Kelam İlmi 2010/07/05
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Mukaddes şeriat açısından, bankalar yahut borç veren kurumların kredilerinden yararlanmanın hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/07/05
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır?
    6287 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Yüce Allah tüm tabiat kanunlarını koyandır ve zaten kendi iradesi dışında hiçbir öznenin kuşatıcılığı altında değildir. O’nun işleri yapmadaki iradesi sebepler kanalından geçer. Yanı sıra alt âlemlerdeki bir kaidenin daha üstün bir güç vasıtasıyla ihlal edilmesi özel bir ilahi kaidedir ve bu imkan dâhilinde olan ve mucize ...
  • İslam ve imanın şartları nelerdir?
    11195 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/07/17
    İslamın ve imanın dereceleri vardır. Şehadetyni yani ‘Eşhedü en la ilahe illallah’ ve ‘Eşhedü enne Muhammeden Resulullah’ı söyleyen herkes Müslümandır ve bu İslamın ilk derecesidir. Dolayısıyla kendisinin ve çocuklarının bedeninin pak olması, Müslüman kadınla evlenmesi, Müslümanlarla yaptığı ticaretin doğru oluşu, mal, can ve ırzının haram ve özel ...
  • Daru’l-harp ne demektir ve nerelere Daru’l-harp denir?
    5740 Cihat 2020/02/12
     Öncelikle konunun ihtilaflı bir konu olduğunu belirterek başlamak yerinde olacaktır. Zira söz konusu kavramların ilk dönem İslam uleması tarafından  incelendiği zaman diliminde İslam toprakları bir bütün olarak yönetilmekte ve Müslümanlar bu topraklarda yaşamaktaydı. Ülkeler arasında günümüzde olan anlaşmalarda söz konusu değildi. Bu anekdot ışığında ilk dönem yapılan ...
  • Peygamber'den sonraki dönem için Şia'nın görüşü nedir?
    10466 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    Şia inanıyor ki:1-Hilafet Allah'ın tayini ile gerçekleşen bir görevdir. Peygamber (s.a.a) defalarca Allah'ın emriyle Hz. Ali a.s)'ı Müslümanlara kendi halifesi olarak tanıtmışlardır.2. Peygamber'in halifeleri on iki kişidirler. Onların ilki Hz. Ali (a.s)'dır ve sonu Hz. Mehdi b. Hasan Al-Askari'dir.3. Hz. Ali (a.s) Allah ve Peygamber (s.a.a) ...
  • Bir kimsenin keramet sergilemesi onun hak oluşu manasına gelir mi?
    5913 Pratik İrfan 2012/05/03
    İrfanda yaygın olan konulardan birisi, keramet ve olağanüstü işler yapma meselesidir. İrfan ve seyr-i sülûk yolunda keramet, mükaşefe ve olağan dışı işlerin meydana gelmesi, insanın bunlar ile mağrur olacağı ve bu hususları çok önemseyeceği hususlar değildir. Bunlar yüce Allah’ı şuhudi olarak tanımanın ilk ve çok düşük basamaklarıdır. ...
  • Selamun Aleyküm. “Emmen Yucibu’l-Muztar” duası nerede zikredilmiştir?
    28058 Pratik Ahlak 2012/08/12
    “Emmen yucibu el-muztarre iza duahu ve yekşifu’s-su” cümlesi Kur’an’da Neml suresinin 62. ayetinde zikredilmiştir: Yahut kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile birlikte başka ilâh mı var!? Ne kadar az düşünüyorsunuz! Her ne kadar yüce ...

En Çok Okunanlar