Gelişmiş Arama
Ziyaret
15568
Güncellenme Tarihi: 2011/10/20
Soru Özeti
Allah’a nasıl iman getireyim ve imanımı nasıl güçlendire bilirim?
Soru
Senelerdir kendimle tezatlaşıyor ve cedeleşiyorum. Erginlik çağından iki sene sonra namazı tek etmiş kılmıyorum. Zira her ne kadar İslam’ı derk etme ve anlamaya uğraştım ise de anlayamadım ve derk edemedim. Allah’ın varlığı hakkında benim bir sorunum yok idi. Ama İslam’ı derk etmek ve anlamak benim için çok zor idi. Epeyi bir zamandır ki Allah beni kabul etti ve yaşamımı İslam’ın düsturlarına uygun bir şekilde sürdürmekteyim. Ama buna rağmen bu benim için çok zor geliyor. Zira biliyorum ki benim imanım güçlü değildir. Birçok soru vardır ki zihnimi kocalıyor fikrimi allak bullak etmiş. Bu sorular İslam anlayışında insanın gücünü açan sorular türünden sayılmaktadır. Ama ben onlar hakkında düşünmekten kendimi alı koyamıyorum. İlkin Allaha iman et ondan sonra soru sorma deniliyor. Ama benim sorunum budur ki Allaha iman edemiyorum. Allah’ı seviyorum ve O’nu tanımak ve O’nu görmek istiyorum. Bağışlayınız benim sorum şu: Allaha nasıl iman getire bilir ve imanımı nasıl güçlendire bilirim?
Kısa Cevap

Allah’ı olduğu gibi ve gerçek bir şekilde tanıman için tek bir yol var. Bunun dışında başka bir yol söz konusu değildir. Zira Allah u Teâlâ kuranı kerimde şöyle buyuruyor: “biz, ona şah damarından daha yakınız”. Eğer insan biraz kendisiyle baş başa kalır, halvet eder ve kendi varlığı, zaaf ve sahip olduğu ihtiyaçları hakkında tefekkür ederse şu neticeye varacaktır ki evren ve evrende var olan bütün varlıklar, onları tedbir edecek bir yaratıcıya muhtaçtır. Bu yaratıcının varlığı daimi, sürekli ve bu varlıkların ihtiyaçlarını gidermesi için mutlak zengin ve kendisi dışında başka hiçbir varlığa muhtaç olmadığını da anlayacaktır. Eğer insan dünyaya olan bağlılıklarını kanara itebilir, maddi ve dünyevi güçlerden ümidini keserse çok daha çabuk Allah’ın varlığını, bağışlayıcılığını, güçlü ve büyük olduğunu fark eder.

Ayrıntılı Cevap

İmanının güçlü olmasını dilemek kendi başına güzel bir sermayedir ki sen ona sahipsin. Bu sermayeden mümkün olduğu miktarda istifade edilmesi gerekir. Bilgi ve bilinç ile imanımızı güçlendirmeliyiz. Allah’ı gerçek bir şekilde tanımak için birçok yola sahip değilsin. Zira Allah’u Teala şöyle buyurmaktadır: “biz, ona şah damarından daha yakınız”. [1] Peygamber (s.a.a.) efendimiz şöyle buyurmaktadır: “kendini tanıyan bir kimse Rabbini tanıyacaktır”. [2] Bu esas gereğince eğer insan biraz kendisiyle baş başa kalır, halvet eder ve kendi varlığı, zaafı ve sahip olduğu ihtiyaçları hakkında tefekkür ederse; bir gün bu alemde yok idi ama şimdi onu buraya getirmişler, ihtiyaçlarını gidermişler, birçok şeylere; su, yiyecek, hava ve… her an muhtaç ama kendisi onlardan hiçbirisini temin etmiyor. Hatta havanın tek bir molekülünü üretemiyor. Benim bu ihtiyaçlarımı temin eden kimdir? Hakeza; evrende ve evrende var olan varlıklar hakkında biraz tefekkür ederse evren ve evrende var olan tüm varlıkların zayıf, güçsüz, geçici, ölüme mahkum ve bu evrenden çıkmak zorunda olduklarını fark eder. Bütün bu varlıkların bir yaratıcıya, bir idareciye muhtaç olduklarını anlar. Anlayacaktır ki bu yaratıcı ve idarecinin varlığı daimi ve her şeyden müstağni olmalıdır. Zira böyleli bir varlık ancak evrendeki varlıkların ihtiyaçlarını giderebilir.

Evet! Eğer insan etrafındaki güzelliklere ibret alıcı bir gözle bakar onlarda tefekkür ederse bunların kendiliğinden vücuda gelmediğini ve güçlü bir varlığa muhtaç oldukların fark edecektir.

“Karşılaştığımız sorunlar ve zorluklarda bize yardım eden ve yardımcı olan kimdir? Hali hazırda ümit bağladığımız tüm güçlerden ümitsize ve ye’ese düştüğümüz o çok zor anlarda ümit kapılarını ve sığınaklarını yüzümüze açan kimdir? Birisi İmam Cafer Sadık’ın yanına vardı şöyle dedi: Beni Allah’a götüren yolan hidayet et. İmam şöyle buyuruyor: “Acaba şimdiye kadar gemiye binmiş misin”? Adam! Evet dedi. Hazret şöyle buyurdu: “Acaba denizde geminiz bozulup seni kurtaracak hiçbir vesilenin bulunmadığı bir anla hiç karşılaştın mı”? Adam evet dedi! Hazret buyurdu; “Bu durumda kalbin seni kurtarabilecek bir gücün varlığına yönelmedi mi”? Adam; yönelmiş dedi. İmam devam ederek şöyle buyurdu: Bu halette kendiliğinden ve istemeyerek kalbinin yöneldiği o güç, işte Allah’dır. Bu güç kendin için her hangi bir kurtarıcı tasavvur edemediğin durumlarda bile seni kurtarabilen bir güçtür”. [3]

Evet! Eğer insan dünyaya olan bağlılıklarını kanara itebilir, maddi ve dünyevi güçlerden ümidini keserse çok daha çabuk Allah’ın varlığını, bağışlayıcılığını, güçlü ve büyük olduğunu fark eder.

Şunu belirtmemiz gerekir ki biz İslam’ın hangi hükmü ve düsturu sizin için zor olduğunu anlayamadık. Lütfen anlayamadığın ve derki sizin için zor olan konuları açık bir şekilde belirtirseniz cevabını yazarız.

Bu bağlamda yazılan kitapları okuyarak Allah ile daha fazla bilgi edinir ve imanını güçlendirebilirsin. Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki endexlere müracaat edebilirsin:

1-      Sual 98 (sayt: 889), nemaye: imkan şınahti huda.

2-      Sual 3471 (sayt: 3694), nemaye: pişreft ilm ve şınahti kamil hudaven.  

3-      Sual 8546 (sayt: 8547), nemaye: rahhayı takviyeti his huda cuyi.

4-      Sual 479 (sayt: 520), nemaye: şnaht-i huda.



[1] “nahnu akrebu ileyhi min verid. (Kaf, 16).

[2] Meclisi, “ Biharul envar ”, Beyrut: İntişarati Darul Vefa, 1404 h.k. 110 ciltli, c. 2, s. 32.

[3] Age. c. 3, s. 41.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar