Gelişmiş Arama
Ziyaret
11070
Güncellenme Tarihi: 2011/11/22
Soru Özeti
Beyaz el, asanın ejderha olması ve Hz. Musa’nın Nil’den geçme kıssası hangi tarih kitabında nakledilmiştir?
Soru
Beyaz el, asanın ejderha olması ve Hz. Musa’nın Nil’den geçme kıssası hangi tarih kitabında nakledilmiştir? Diğer peygamberler ve imamlar (a.s) hakkında çalışmış birkaç tarihçinin adını ve kitaplarını lütfen tanıtır mısınız? Müslüman olmayan tarihçilerin adını şüpheleri cevaplamak için istiyorum.
Kısa Cevap

Kur’an’ın birçok ayeti peygamberlerin mucizelerine, bu cümleden olmak üzere Hz. Musa’ya ve beyaz el, asanın ejderha olması ve Hz. Musa’nın Nil’den geçme kıssasına değinmiştir. Aynı şekilde birçok tarihi kitapta bu konulara değinilmiştir. Örneğin, İbn. Kesir el-Bidaye Ve’n-Nihaye’de ve Yakubi kendi tarih kitabında buna değinmiştir. Tarihçiler ve biyografi yazarları diğer semavî kitaplar ve masumlar ile din büyüklerinden nakledilen rivayetlerden yararlanarak, onların çoğunun adını yaşam öyküleriyle birlikte beyan etmişlerdir. Bunlardan bazıları şunlardır:

1. en-Nuru’l-Mubin Fi Kısasi’l-Enbiya Ve’l-Mürselin, Muhaddis Cezayiri.

2. Kısasü’l-Enbiya, Fatıma Meşayih.

3. Dastan-ı Peygamberler Ya Kıssahay-i Kur’an Ez Adem Ta Hatem.

Sorunuzun ikinci bölümü hakkında ise, İslamî rivayetlerden istifade edildiği kadarıyla, hem Peygamber-i Hatem’in (s.a.a) ve hem onun hak halifesi İmam Ali’nin (a.s) ve hem de diğer imamların özellik ve erdemlerinin kutsal kitaplarda dile getirildiğini belirtmek gerekir. Ama Yahudiler ve Hıristiyanların elinde mevcut olan kutsal kitaplar değişiklik ve tahrife maruz kalmıştır. Bu yüzden rivayetlerde işaret edilen birçok konu mevcut “Ahitler”’de bulunmamaktadır. Bununla birlikte mevcut Tevrat’ta rivayetlerin muhtevasını onaylayan hususlar bulunmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Cevaba geçmeden önce bir noktayı hatırlatmak zorunlu gözükmektedir. Gayri Müslimlerin Kur’an’a yönelttikleri ve yöneltmekte oldukları tüm eleştiri ve tenkitlere ve de Kur’an’ın Allah’a ait olduğunu kabul etmemelerine rağmen, onun Peygambere müntesip olması hususunda asla kuşku duymamışlardır. Bu yüzden Kur’an en azından tarihi nakiller taşıyan en muteber bir kitap sıfatıyla referans alınabilir. Kur’an’ın birçok ayeti peygamberlerin mucizelerine, bu cümleden olmak üzere Hz. Musa’ya ve beyaz el, asanın ejderha olması ve Hz. Musa’nın Nil’den geçme kıssasına değinmiştir.

Bu ayetlerin bazıları şunlardır:

Kısas Suresi, 31 ve 32. Ayetler.

Neml Suresi, 10 ve 12. Ayetler.

Taha Suresi, 17 – 23, 66 – 70 ve 78. Ayetler.

A’raf Suresi, 136. Ayet.

Zariyat Suresi, 40. Ayet.

Aynı şekilde birçok tarihi kitapta bu konulara değinilmiştir. Örneğin, İbn. Kesir el-Bidaye Ve’n-Nihaye’de[1] ve Yakubi kendi tarih kitabında[2] buna değinmiştir. Tarihçiler ve biyografi yazarları diğer semavî kitaplar ve masumlar ile din büyüklerinden nakledilen rivayetlerden yararlanarak, onların çoğunun adını yaşam öyküleriyle birlikte beyan etmişlerdir. Bunlardan bazıları şunlardır:

1. en-Nuru’l-Mubin Fi Kısasi’l-Enbiya Ve’l-Mürselin, Muhaddis Cezayiri.

2. Kısasü’l-Enbiya, Fatıma Meşayih.

3. Dastan-ı Peygamberler Ya Kıssahay-i Kur’an Ez Adem Ta Hatem.

Sorunuzun ikinci bölümü hakkında da şunları söylemek gerekir: Eğer kastettiğiniz şey, imamların şahsiyetinin (a.s) tevhide dayalı dinlerin kitaplarına nasıl yansıdığıysa, bu durumda İslamî rivayetlerden istifade edildiği kadarıyla, hem Peygamber-i Hatem’in (s.a.a) ve hem onun hak halifesi İmam Ali’nin (a.s) ve hem de diğer imamların özellik ve erdemlerinin kutsal kitaplarda dile getirildiğini belirtmek gerekir. Yüce Allah Kur’an’da şöyle buyuruyor: “Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamberi) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden birtakımı bile bile gerçeği gizlerler.”[3] Bu ayet önemli bir hakikati gün yüzüne çıkarmaktadır ve bu şudur: İslam Peygamberinin (s.a.a) ruhî, cismanî sıfatları ve diğer özellikleri önceki kitaplarda açık ve şeffaf bir şekilde belirtilmiş ve onun kâmil portresi bu kitaplar ile haşir neşir olan kimselerin zihninde yer edinmiştir. Bir rivayette nakledildiğine göre Yahudi bir fert İmam Ali’den (a.s) senin amcaoğlun Muhammed’in, senin ve evlatlarının Tevrat’taki adı nedir, diye sorar. İmam Ali (a.s) şöyle cevap verir: “Tevrat’ta Muhammed’in adı “Tab Tab”, benim adım “İlya” ve evlatlarımın adı da “Şübber ve Şebir”’dir. Yahudi bu cevabı duyunca hemen Müslüman olur ve iki şahadeti söyler. Allah’ın birliği ve Peygamberin (s.a.a) elçiliğine şahadet ettikten sonra İmam Ali’nin (a.s) vasiliği ve velayetine şahadet eder.[4] Bu rivayetten istifade edildiği üzere İmam Ali (a.s) Peygamberin (s.a.a) halifesi ve vasii sıfatıyla açık ve net bir şekilde Tevrat’ta geçmektedir. Eğer böyle olmasaydı, Yahudi hemen İmam Ali’nin (a.s) sözlerini kabul etmezdi. Aynı şekilde Ehli Beyt imamlarının (a.s) tümünün mübarek isimlerinin Tevrat’ta geçtiği ve İbranicede şöyle olduğu nakledilmiştir: Mizmiz (Mustafa), İlya (Ali Mürteza), Kayzur (Hasan Mücteba), İrytil (şehid Hüseyin), Meşfur (Zeynülabidin), Meshur (İmam Bakır), Meşmut (Cafer Sadık), Zumera (Musa Kazım), Hazad (Ali b. Musa Rıza), Teymura (Muhammed Taki), Nestur (Ali Naki), Nukaş (Hasan Askeri), Kadimunya (Muhammed b. Hasan) Zahibü’z-Zaman (a.c).[5] Ama Yahudiler ve Hıristiyanların elinde mevcut olan kutsal kitaplar değişiklik ve tahrife maruz kalmıştır. Bu yüzden rivayetlerde işaret edilen birçok konu mevcut “Ahitler”’de bulunmamaktadır. Bununla birlikte mevcut Tevrat’ta rivayetlerin muhtevasını onaylayan hususlar bulunmaktadır. Tevrat’ın var oluş seferinde şöyle belirtilmiştir: “Ey İbrahim senin İsmail hakkındaki duanı duydum. Şimdi ona bereketlendirecek, verimli kılacak ve yüce bir makama yükselteceğim. Onun evlatlarından on iki önder çıkacaktır.”[6] On iki önderin Ehli Beyt imamlarından (a.s) başka bir şeye uyarlanmadığı apaçıktır ve bu konuda bulunan rivayetlere bakıldığında kastedilenin kesinlikle bu yüce şahsiyetler olduğu söylenebilir. Hıristiyanların resmi İncillerinde İmam Ali (a.s) hakkında özel bir konuya rastlanmamaktadır. Elbette böyle bir beklenti içinde de olunmamalıdır; zira gerçek ve hakiki İncil elde mevcut değildir ve mevcut İnciller gerçekte bazı havarilerin görüşleri olup İsa’nın (a.s) göğe yükselmesinden yıllarca sonra toplanmış ve düzenlenmiştir. Bu yüzden İncillerde birçok çelişki ve ihtilaf göze çarpmaktadır. Bu nedenle güvenilir değildirler. Bununla birlikte, ahitlerin müjdeleri kitabının yazarının söylediğine göre Barnaba İncilinde, İmam Ali (a.s) her türlü yetkinliğe layık biri sıfatıyla anılmıştır.[7] Ama sorulmak istenen husus, dinler ve mezheplerin önemli ve muteber şahsiyet ve yazarlarının imamlar (a.s) hakkındaki görüşünün ne olduğuysa, bu durumda genel olarak imamların ve özel olarak da İmam Ali’nin (a.s) şahsiyetinin diğer dinlerin ileri gelenleri ve düşünürleri için bilinmez olmadığını belirtmek gerekir. Hıristiyanların en büyük yazarlarından sayılan Coerce Courdak şöyle demektedir: “Ezel gibi bir geçmişi ve de ebediyet ve engin bir derinlik gibi baki geleceği olan insanî hakikati insan akıl ve bilinciyle tanıştıracak Ali gibi yüce bir insan tanıyor musun?” Hıristiyanların büyük şahsiyetlerinden ve güçlü yazarlarından ve düşünürlerinden bir olan Cibran Halil Cibran şöyle demektedir: “Ben, Ebu Talib’in evladının külli ruh ile ilişki kuran ilk Arap olduğuna inanıyorum. O, külli ruhun namelerini daha önce bunu hiç duymamış bir halkın kulağına okuyan ilk Arap şahsiyetti. O, misyonunu dünyalılara ulaştırmadan bu dünyadan göçtü. O, peygamberleri kavrama kapasitesi bulunmayan ve peygamberlere layık olmayan toplumlara gelen peygamberler gibi bu dünyadan gitti. Allah’ın bu işten kendisinin daha iyi bildiği bir hikmeti vardır.” Hıristiyan düşünür Mihail Nuaym şöyle demektedir: “Her ne kadar üstün bir deha ve yeteneğe sahip olsa da hiçbir tarihçi ve yazar bin sayfalık bir külliyatta olsa bile Ali (a.s) gibi büyük bir insanın kâmil portresini betimleyemez.”[8]

Daha fazla bilgi edinmek için tavsiye edilen kaynaklar:

1. İmam Ali Usve-i Vahdet, Muhammed Cevad Şiri.

2. İmam Ali Ve Ahlak-ı İslamî, Muhammed Deşti.[9]

3. el-İmam Ali Sovtü’l-Adaleti’l-İnsaniyet, Coerce Courdak.

İmamlar hakkındaki sorunuz bağlamında bu alanda yapılan ve bu sitede mevcut olan araştırmalara müracaat ediniz:

İndeks: “Kur’an’da İmamların İsimleri” sayı: 1223.

İndeks: “Kur’an’da İmamların Özelliği”, sayı: 2444.

İndeks: “İmamet Ve İmamlara İnanmanın Delilleri”, 2707.



[1] el-Bidaye Ve’n-Nihaye, Ebu’l-Feda İsmail b. Ömer b. Kesir ed-Dımeşki (M.S 774 ), Beyrut, Daru’l-Fikir, 1407/1986.

[2] Tarih-i Yakubi, Ahmed b. Ebi Yakub b. Vazih Yakubi (M.S 292), tercüme-i Muhammed İbrahim, Ayeti, Tahran, İntişarat-ı İlmî Ve Ferhengi, çap-ı şeşom, 1371.

[3] Bakara, 146.

[4] Tusi, Hamza, es-Sekaf Fi Menakıb, Kum, Ensariyan, dovvom, 1412 k, c. 2, s. 147.

[5] Saduk, Uyun-i Ahbari’r-Rıza, Beyrut, Müessese-i İlmî Metbuati, evvel, 1404 k, c. 2, s. 147.

[6] Tevrat, Sefer-i Peydayış, 17/20, s. 14.

[7] Sadıki, Muhammed, Beşaretü’l-Ahdeyn, Tahran, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, 1362 h, s. 213.

[8] Caferi, Muhammed Taki, Şerh-i Nehcü’l-Belağa, Tahran, Defter-i Neşr-i İslamî, çarom, 1380 h, c. 1, s. 173.

[9] Merkez-i Mutalataat Ve Pejuheşhay-ı Ferhengi Hovze-i İlmiye.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmamlar (a.s) neden takiyye ederlerdi?
    8518 Kelam İmi 2010/12/04
    Takkiyyenin nedeni yalnızca korku değildir, korku, takiyyenin nedenlerinden sadece biridir, tümü değil. Dikkat etmek gerekir ki, korku, soruda gelen iki çeşidin ötesinde bir şeydir. Zira korku takiyyesi bazen takiyye edenin canı, onuru, malı ve yakınlarına gelebilecek tehlikeden dolayı yapılırken, bazen başkalarına ve müminlere gelecek olan zarar ihtimalinden ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13135 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • “Eğer melekler birbirleri ile tartışırlarsa Cebrail (a.s) Ali’nin (a.s) yanına nazil olur ve melekler arasında hüküm vermesi için Ali’yi (a.s) göğe çıkarır,” diye belirtilen hadis hakkında görüşünüz nedir?
    13048 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Dinsel öğretiler esasınca biz meleklerin kendilerine verilmiş görevler doğrultusunda hareket ederken hiçbir sapma ve itaatsizlik sergilemediklerine inanırız. Yüce Allah melekleri nitelerken şöyle buyurmaktadır: Onlar asla Allah’ın buyruğuna muhalefet etmezler ve emredildikleri şeyi (kâmil bir şekilde) yerine getirirler; yani melekler ilahi emir ve buyrukları kabul eder ve onlara ...
  • İddet ve delilleri hakkında açıklamada bulunur musunuz?
    9438 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/12/22
    İddet fakihlerin ıstılahında şerî bekleme halidir; kadının boşandıktan ve nikâhın zail olmasından sonra veya vefatın ardından zorunlu olarak bir süre beklemesi ve sonra başka biriyle evlenebilmesi durumudur. İddet türleri şunlardır: 1. Boşanma iddeti. 2. Vefat iddeti. 3. Kayıp iddeti, 4. Yanlışlıkla cinsel ilişki kurma iddeti. Belirtilen ...
  • Herhangi bir müçtehitten taklit etmeyen kimsenin humus konusundaki görevi nedir?
    5085 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    Sorunuza taklit mercilerinin bürolarından verilen cevaplar şunlardır:Hz. Ayetullah el-Uzma Hamanaei: Mallarınızın humsunun durumunu bilmek için Ayetullah Hamanei’inin burosuna veya onun bu konudaki yetkili vekillerinden birine başvurunuz. Hz. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi: Amellerinizi ve görevlerinizibütün şartlara haiz bir müçtehidin görüşüne göre yapınız.
  • Kur'an'da namazın genel hükmü açıklanmıştır, ancak imametten genel olarak da söz edilmemiştir. Kur'an'dan imametin hak olduğuna dair bir kaynak verebilir misiniz?
    6152 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Kur'an'da bir çok ayet imamet konusuna değinmiştir. Allame Hilli, El-Feyn adlı eserinde ve Allame Meclisi, Biharu'l-Envar adlı eserinde bu ayetleri genişçe açıklamışlardır. Bu ayetlerden bazı örnekleri şöyledir: Tebliğ ayeti, velayet ayeti, ulu'l-emir ayeti ve sadıkın ayeti. ...
  • Allah’a nasıl iman getireyim ve imanımı nasıl güçlendire bilirim?
    15475 Teorik Ahlak 2011/10/20
    Allah’ı olduğu gibi ve gerçek bir şekilde tanıman için tek bir yol var. Bunun dışında başka bir yol söz konusu değildir. Zira Allah u Teâlâ kuranı kerimde şöyle buyuruyor: “biz, ona şah damarından daha yakınız”. Eğer insan biraz ...
  • Salâvat getirirken Al-i Muhammed’i demezsek niçin savat eksik sayılır?
    15424 Tefsir 2009/07/23
    Al-i Muhammed’e salâvat getirmek bidat olmadığı gibi Kur’an ve hadis ve akıl ve irfanla da uyumludur, çünkü:Bidatin manası dinde olmayan bir şeyi dine dahil etmektir. Biz Al-i Muhammede salâvat getirmenin bidat olmadığını söylüyoruz çünkü bu konu Peygamber ve Ehl-i Beyt’ten gelen hadislerde yer ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10639 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Şeytan cennetten kovulduktan sonra, tekrar nasıl cennete girebildi?
    21252 Tefsir 2012/09/09
    Kısaca, şeytanın insanla irtibatında ve vesvese vermesinde fiziksel varlığa ihtiyaç duymadığını biliyoruz. Bu esas gereğince şeytanın cennete girmeden vesvese amelini yerine getirmesi imkânı vardır, ancak her halükarda soru için faraziyeleri söz konusu ettikten sonra soruyu cevaplandıracağız. 1. Hz. Âdem ve Havva’nın içinde oldukları cennet, Allah-u ...

En Çok Okunanlar