Gelişmiş Arama
Ziyaret
7553
Güncellenme Tarihi: 2012/03/12
Soru Özeti
Evlilik süresinde ahde yaptığım vefasızlığı nasıl telafi eder ve Allah’ı razı edebiliriz?
Soru
Ben yirmi sene önce bir aileyle tanıştım ve birkaç sene sonra onların kızıyla irtibatımı devam ettirdim ve gizli gelip gitmeler neticesinde onunla evlenme kararı aldık. Birkaç sene geçtikten sonra kızla kendi aramızda geçici nikâh akdini okudum (sığayı muvakkat)! Elbette kız bakire olduğu için, babasının izni olmaksızın bir şey yapamayacağımızı söyledi ama ben, bazı müçtehitlerin fetvasına göre babanın izni gerekli değildir diyerek onu ikna ettim. Kıydığımız akitten sonra yakın ilişkiye girdik. Kıza evlilik sözünden sonra 13 sene geçti ve şuan sözümde durmayarak başka bir kızla evlendim! Şimdi o kız benden çok rahatsız. Düğünden önce kapıma geldi ve annemle karşılaştı. Ben ve annem onu fahişelikle tehdit ederek şikâyet edeceğimizi söyledik ve kapıdan uzaklaştırdık, oda haysiyetli bir kız olduğu için gitti. Elbette ben karakola şikâyet ettim ama şikâyetimin üstüne düşmedim. Şimdi o çaresiz kızın başına böyle bir bela getirdiğimiz için kendimin ve ailemin dünya ve ahiretteki durumumuzun ne olacağını bilmiyorum. Allah bizden nasıl razı olacak?
Kısa Cevap

Siz sözünüzde durmamakla bir insanın geleceğini söndürmüşsünüz! Kötü sözlülüğünüzün etkisiyle, o kızın ruhunda telafi edilemeyecek yaraların oluşması mümkündür ve bunun sorumlusu sizsiniz. Bundan dolayı siz, ona borçlusunuz ve boynunuzda insan hakkı gibi büyük bir vebal var.

Buna izafeten siz, bu haksızlığın yanında onu fahişelikle suçlamış ve şikâyet ederek bu yaptığınızla onun, ailesinin ve akrabalarının haysiyetini tehlikeye atmışsınız ve bunun için şiddetle ona borçlusunuz. Bu gibi durumlarda, ilk etapta doğru ve şer’i yolla o kızın ve ailesinin rızasını almanız, Allah-u Teâlâ’nın huzurunda gerçekten tövbe etmeniz ve Allah’a bir daha böyle büyük bir günaha bulaşmayacağınıza dair söz vermeniz durumunda, Allah sizden razı olacaktır.

Ayrıntılı Cevap

Kendinizin de açıkladığı gibi daimi nikâh sözü vererek o kızla şer’i ölçüler içinde bir ilişki olsa bile (sığayı muvakkat) uzun bir müddet birlikte olmuşsunuz. O kızda sizin sözünüze itimat ederek geçici nikâha boyun eğmiştir. Sizin şer’i ve ahlaki olarak delikanlılık yaparak sözünüzde durmanız gerekiyordu.

Ama müteessifine ahdinize vefa etmeyerek sözünüzü ayaklar altına alıp bir insanın geleceğini karartmışsınız! Kötü sözlülüğünüzün etkisiyle, o kızın ruhunda telafi edilemeyecek yaraların oluşması mümkündür ve bunun sorumlusu sizsiniz ve bundan dolayı siz, ona borçlusunuz ve boynunuzda insan hakkı gibi büyük bir vebal var.

Sizin ondan ayrılmak için geçerli sebebiniz olsa bile söz vermeniz hasebiyle, karşınızdaki kimseye verdiğiniz sözü ve açtığınız hasarları telafi etmeniz gerekiyor. Zira kul hakkının sadece tövbe etmekle bağışlanmayacağı, tövbenin yanında, hakkı ayaklar altına alınan kimsenin şahsi rızası ve zararların telafi edilmesinin de gerekli olduğu son derece açıktır.

Kötü sözlülüğünüz ve hakka tecavüz etmenizin yanında onu fahişelikle suçlamış ve şikayet etmekle ve fahişelik iftirasıyla haysiyetini ayaklar altına alarak onun kalbini kırmış, tehdit etmiş ve korkutmuşsunuz!!!

Dolayısıyla siz ona birkaç yönden şiddetle borçlusunuz. Özellikle bir ferdin, bir ailenin ve akrabalarının haysiyetini ayaklar altına alındığı namus meselesi ortadadır!! Bu gibi durumlarda, ilk etapta doğru ve şer’i yolla o kızın ve ailesinin rızasını almanız, Allah-u Teâlâ’nın huzurunda gerçekten tövbe etmeniz ve Allah’a bir daha böyle büyük bir günaha bulaşmayacağınıza dair söz vermeniz durumunda, Allah sizden razı olacaktır.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar