Gelişmiş Arama
Ziyaret
5719
Güncellenme Tarihi: 2010/11/27
Soru Özeti
Peygamberler imamların geleceğini müjdelemişler midir?
Soru
Peygamberler imamların geleceğini müjdelemişler midir?
Kısa Cevap

İslam Peygamberi ve imamlardan gelen bir takım hadisler, Peygamber ve imamların isimlerinin kutsal kitaplarda yer aldığına tanıklık etmektedir. Artı, Yahudiler ve Hıristiyanların elindeki mevcut kitaplarda da imamlardan bazıları mevcuttur.

1. Dini Öğretilerin İncelenmesi

İmam Hasan’dan (a.s) nakledildiği üzere Yahudi bir şahıs İslam Peygamberinin yanına gelir ve şöyle der: Tevrat’ta gelen beş kişiyi bana bildir. Peygamber şöyle buyurur: Muhammed Allah’ın elçisidir tabiri ilkönce gelir ve bunun İbranicedeki karşılığı da “Tab”’dır. Sonra Peygamber şu ayetleri okur: “Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resule, o ümmî peygambere uyan kimselerdir.”[i] “Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti.”[ii] Sonra da “İlya” adındaki vasimin adı olan Ali b. Ebu Talip gelir. Ondan sonra Şubber ve Şebir adlarındaki iki torunum Hasan ve Hüseyin ve sonraki merhalede de onların anneleri olan dünya kadınlarının hanımefendisi Fatıma gelir. Yahudi de doğru söyledin ey Muhammed der. Bir başka rivayette de Hıristiyan bir şahıs Sıffin’den dönüşte Ali’ye (a.s) hitap ederek Hz. Ali’nin, İmam Hasan’ın ve İmam Hüseyin’in adlarını, İmam Hüseyin’in neslinden gelen diğer imamların sıfatlarını ve onların sonuncusunun ise Hz. İsa’nın kendisine tabi olacağı kimse olduğu hususunu nakletmektedir.

2. Kutsal Kitapların (Tevrat ve İncil) İncelenmesi

Mevcut Tevrat’ta nakledildiği üzere İbrahim Tanrıya şöyle der: Keşke İsmail senin huzurunda yaşasa. Tanrı şöyle buyurur: Kuşkusuz eşin Sara senin için bir oğlan doğuracaktır ve onu İshak olarak adlandır. Ahdimi onunla ayakta tutacağım. Böylece ondan sonraki zürriyetiyle ahit ebedi olacaktır. İsmail hususunda ise sana icabet ettim. Şimdi ona bereket verecek ve kendisini kutlu kılacağım. Onu çok fazlalaştıracağım. On iki reis ondan meydana gelecektir ve ondan büyük bir ümmet oluşturacağım.



[i] Araf, 157.

[ii] Saf, 6.

Ayrıntılı Cevap

Yanıta geçmeden önce birkaç noktayı hatırlatmak zorunlu gözükmektedir.

1. Her ne kadar büyük peygamber olmanın gereği, şeriat ve din sahibi olmak ve de ardınca insanları hidayete erdirmek ve yönlendirmek için Allah tarafından bir kitap getirmek olsa da Hz. Nuh ve Hz. İbrahim (a.s) gibi büyük peygamberlerin kitaplarından bir eser mevcut değildir ve sadece Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in kitapları elimizde mevcuttur.

2. Birinci nokta (peygamberler arasında sadece Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in kitaplarının elimizde mevcut olduğu) hakkında belirtilmelidir ki bu üç semavi kitap arasında yüzde yüz vahiy değeri olan sadece Kur’an’dır. Yahudilerin ve Hıristiyanların elinde olan Tevrat ve İncil ise peygamberlere nazil olan kitaplar değildir. Bu kitapların birçok konu ve muhtevası değiştirilmiş ve tahrife maruz kalmıştır. Semavî kitapların tahrif edilmesi hakkında bilgi edinmek için “Tevrat’ın Hikayeleri” başlıklı bu sitedeki “5837 numaralı (site: 8925)” adrese müracaat edebilirsiniz.

3. Yukarıdaki noktalar göz önünde bulundurulduğunda mevcut soruyu yanıtlamak için tek muteber kaynağın Kur’an ve de Peygamber ve imamlar kanalıyla gelen hadisler olduğu ortaya çıkmaktadır. Biz de bu kaynaklar ve tahrif olsalar da diğer kutsal kitapları dikkate alarak bu soruyu cevaplayacağız.

A. Dini Öğretilerin İncelenmesi

Yanıtı iki bölüm halinde sunacağız.

1- Kutsal kitaplarda Peygamberin (s.a.a) vasisi olarak Ali’nin (a.s) adının gelmesi ve İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve Fatıma’nın (a.s) adlarının zikredilmesi.

2- Diğer imamların adlarının kutsal kitaplarda yer alması.

Birinci Bölüm:

İmam Hasan’dan (a.s) nakledildiği üzere Yahudi bir şahıs İslam Peygamberinin yanına gelir ve şöyle der: Tevrat’ta gelen beş kişiyi bana bildir. Peygamber şöyle buyurur: Muhammed Allah’ın elçisidir tabiri ilkönce gelir ve bunun İbranicedeki karşılığı da “Tab”’dır. Sonra Peygamber şu ayetleri okur: “Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resule, o ümmî peygambere uyan kimselerdir.”[1] “Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti.”[2] Sonra da “İlya” adındaki vasimin adı olan Ali b. Ebu Talip gelir. Ondan sonra Şubber ve Şebir adlarındaki iki torunum Hasan ve Hüseyin ve sonraki merhalede de onların anneleri olan dünya kadınlarının hanımefendisi Fatıma gelir. Yahudi de doğru söyledin ey Muhammed der.[3]

İkinci Bölüm:

Uzun bir rivayette Hıristiyan bir şahıs Sıffin’den dönüşte Ali’ye (a.s) hitap ederek Hz. Ali’nin, İmam Hasan’ın ve İmam Hüseyin’in adlarını, İmam Hüseyin’in neslinden gelen diğer imamların sıfatlarını ve onların sonuncusunun ise Hz. İsa’nın kendisine tabi olacağı kimse olduğu hususunu nakletmektedir.[4]

B. Kutsal Kitapların (Tevrat ve İncil) İncelenmesi

Mevcut Tevrat’ta nakledildiği üzere İbrahim Tanrıya şöyle der: Keşke İsmail senin huzurunda yaşasa. Tanrı şöyle buyurur: Kuşkusuz eşin Sara senin için bir oğlan doğuracaktır ve onu İshak olarak adlandır. Ahdimi onunla ayakta tutacağım. Böylece ondan sonraki zürriyetiyle ahit ebedi olacaktır. İsmail hususunda ise sana icabet ettim. Şimdi ona bereket verecek ve kendisini kutlu kılacağım. Onu çok fazlalaştıracağım. On iki reis ondan meydana gelecektir ve ondan büyük bir ümmet oluşturacağım.[5] Açı olduğu üzere Hz. İsmail’in neslinden on iki reis ve onların büyük bir nesil olacağı (Ali ve Fatıma soyundan gelen seyitler) Şiilerin on iki masum imamı dışında bir başka şeye delalet etmemektedir.  



[1] Araf, 157.

[2] Saf, 6.

[3] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 13, s. 331 ve 333, 11, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut,-Lübnan, 1404 hk.

[4] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 15, s. 236-239, h. 57.

[5] Kitab-i Mukaddes, Ahd-i Kadim (Tevrat), Sefer-i Peydayış, bap. 17 (Ahd-i Hıtne), cümle. 18-20, s. 17.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar