Gelişmiş Arama
Ziyaret
5372
Güncellenme Tarihi: 2010/11/27
Soru Özeti
Peygamberler imamların geleceğini müjdelemişler midir?
Soru
Peygamberler imamların geleceğini müjdelemişler midir?
Kısa Cevap

İslam Peygamberi ve imamlardan gelen bir takım hadisler, Peygamber ve imamların isimlerinin kutsal kitaplarda yer aldığına tanıklık etmektedir. Artı, Yahudiler ve Hıristiyanların elindeki mevcut kitaplarda da imamlardan bazıları mevcuttur.

1. Dini Öğretilerin İncelenmesi

İmam Hasan’dan (a.s) nakledildiği üzere Yahudi bir şahıs İslam Peygamberinin yanına gelir ve şöyle der: Tevrat’ta gelen beş kişiyi bana bildir. Peygamber şöyle buyurur: Muhammed Allah’ın elçisidir tabiri ilkönce gelir ve bunun İbranicedeki karşılığı da “Tab”’dır. Sonra Peygamber şu ayetleri okur: “Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resule, o ümmî peygambere uyan kimselerdir.”[i] “Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti.”[ii] Sonra da “İlya” adındaki vasimin adı olan Ali b. Ebu Talip gelir. Ondan sonra Şubber ve Şebir adlarındaki iki torunum Hasan ve Hüseyin ve sonraki merhalede de onların anneleri olan dünya kadınlarının hanımefendisi Fatıma gelir. Yahudi de doğru söyledin ey Muhammed der. Bir başka rivayette de Hıristiyan bir şahıs Sıffin’den dönüşte Ali’ye (a.s) hitap ederek Hz. Ali’nin, İmam Hasan’ın ve İmam Hüseyin’in adlarını, İmam Hüseyin’in neslinden gelen diğer imamların sıfatlarını ve onların sonuncusunun ise Hz. İsa’nın kendisine tabi olacağı kimse olduğu hususunu nakletmektedir.

2. Kutsal Kitapların (Tevrat ve İncil) İncelenmesi

Mevcut Tevrat’ta nakledildiği üzere İbrahim Tanrıya şöyle der: Keşke İsmail senin huzurunda yaşasa. Tanrı şöyle buyurur: Kuşkusuz eşin Sara senin için bir oğlan doğuracaktır ve onu İshak olarak adlandır. Ahdimi onunla ayakta tutacağım. Böylece ondan sonraki zürriyetiyle ahit ebedi olacaktır. İsmail hususunda ise sana icabet ettim. Şimdi ona bereket verecek ve kendisini kutlu kılacağım. Onu çok fazlalaştıracağım. On iki reis ondan meydana gelecektir ve ondan büyük bir ümmet oluşturacağım.



[i] Araf, 157.

[ii] Saf, 6.

Ayrıntılı Cevap

Yanıta geçmeden önce birkaç noktayı hatırlatmak zorunlu gözükmektedir.

1. Her ne kadar büyük peygamber olmanın gereği, şeriat ve din sahibi olmak ve de ardınca insanları hidayete erdirmek ve yönlendirmek için Allah tarafından bir kitap getirmek olsa da Hz. Nuh ve Hz. İbrahim (a.s) gibi büyük peygamberlerin kitaplarından bir eser mevcut değildir ve sadece Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in kitapları elimizde mevcuttur.

2. Birinci nokta (peygamberler arasında sadece Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in kitaplarının elimizde mevcut olduğu) hakkında belirtilmelidir ki bu üç semavi kitap arasında yüzde yüz vahiy değeri olan sadece Kur’an’dır. Yahudilerin ve Hıristiyanların elinde olan Tevrat ve İncil ise peygamberlere nazil olan kitaplar değildir. Bu kitapların birçok konu ve muhtevası değiştirilmiş ve tahrife maruz kalmıştır. Semavî kitapların tahrif edilmesi hakkında bilgi edinmek için “Tevrat’ın Hikayeleri” başlıklı bu sitedeki “5837 numaralı (site: 8925)” adrese müracaat edebilirsiniz.

3. Yukarıdaki noktalar göz önünde bulundurulduğunda mevcut soruyu yanıtlamak için tek muteber kaynağın Kur’an ve de Peygamber ve imamlar kanalıyla gelen hadisler olduğu ortaya çıkmaktadır. Biz de bu kaynaklar ve tahrif olsalar da diğer kutsal kitapları dikkate alarak bu soruyu cevaplayacağız.

A. Dini Öğretilerin İncelenmesi

Yanıtı iki bölüm halinde sunacağız.

1- Kutsal kitaplarda Peygamberin (s.a.a) vasisi olarak Ali’nin (a.s) adının gelmesi ve İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve Fatıma’nın (a.s) adlarının zikredilmesi.

2- Diğer imamların adlarının kutsal kitaplarda yer alması.

Birinci Bölüm:

İmam Hasan’dan (a.s) nakledildiği üzere Yahudi bir şahıs İslam Peygamberinin yanına gelir ve şöyle der: Tevrat’ta gelen beş kişiyi bana bildir. Peygamber şöyle buyurur: Muhammed Allah’ın elçisidir tabiri ilkönce gelir ve bunun İbranicedeki karşılığı da “Tab”’dır. Sonra Peygamber şu ayetleri okur: “Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resule, o ümmî peygambere uyan kimselerdir.”[1] “Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti.”[2] Sonra da “İlya” adındaki vasimin adı olan Ali b. Ebu Talip gelir. Ondan sonra Şubber ve Şebir adlarındaki iki torunum Hasan ve Hüseyin ve sonraki merhalede de onların anneleri olan dünya kadınlarının hanımefendisi Fatıma gelir. Yahudi de doğru söyledin ey Muhammed der.[3]

İkinci Bölüm:

Uzun bir rivayette Hıristiyan bir şahıs Sıffin’den dönüşte Ali’ye (a.s) hitap ederek Hz. Ali’nin, İmam Hasan’ın ve İmam Hüseyin’in adlarını, İmam Hüseyin’in neslinden gelen diğer imamların sıfatlarını ve onların sonuncusunun ise Hz. İsa’nın kendisine tabi olacağı kimse olduğu hususunu nakletmektedir.[4]

B. Kutsal Kitapların (Tevrat ve İncil) İncelenmesi

Mevcut Tevrat’ta nakledildiği üzere İbrahim Tanrıya şöyle der: Keşke İsmail senin huzurunda yaşasa. Tanrı şöyle buyurur: Kuşkusuz eşin Sara senin için bir oğlan doğuracaktır ve onu İshak olarak adlandır. Ahdimi onunla ayakta tutacağım. Böylece ondan sonraki zürriyetiyle ahit ebedi olacaktır. İsmail hususunda ise sana icabet ettim. Şimdi ona bereket verecek ve kendisini kutlu kılacağım. Onu çok fazlalaştıracağım. On iki reis ondan meydana gelecektir ve ondan büyük bir ümmet oluşturacağım.[5] Açı olduğu üzere Hz. İsmail’in neslinden on iki reis ve onların büyük bir nesil olacağı (Ali ve Fatıma soyundan gelen seyitler) Şiilerin on iki masum imamı dışında bir başka şeye delalet etmemektedir.  



[1] Araf, 157.

[2] Saf, 6.

[3] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 13, s. 331 ve 333, 11, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut,-Lübnan, 1404 hk.

[4] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 15, s. 236-239, h. 57.

[5] Kitab-i Mukaddes, Ahd-i Kadim (Tevrat), Sefer-i Peydayış, bap. 17 (Ahd-i Hıtne), cümle. 18-20, s. 17.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Humus yılının sonunda kalan harcama kalemleri humusunun hesap şekli nasıldır?
    6193 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Yüce rehberlik makamı bu husustaki bir sorunun cevabında şöyle buyurmuştur: “Pirinç, yağ vb. günlük kullanılan ihtiyaçlardan artı kalan ve humus yılının başına kadar duran her şeyin humusu vardır.”[1] Humus bizzat kalemlere düşer; mesela humus yılının başında beş kilogram pirinç ...
  • Ahlak ve Terbiye arasında nasıl bir bağ vardır?
    2570 کلیات 2020/01/19
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10167 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...
  • Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
    9383 تاريخ بزرگان 2012/05/16
    İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet ...
  • Ehlisünnet’in görüşünü dikkate alarak Şia fıkhına göre yolculukta namazı kasır etmek ruhsat mıdır yoksa vacip midir?
    9724 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/10
    Kesin ve tartışmasız olan şu ki beş vakit namaz ilkin iki rekâtlı şeklinde teşri ve farz kılınmıştır. Şunda da şüphe yok ki ikametgahta (haderde/ kendi memleketi ve vatanında) kılınan namazlara ikişer rekât izafe edilmiştir. Şu halde zihinlere takılan soru şu: Yolculukta kılınan namazlara da iki rekât izafe ...
  • “Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir” şeklindeki ayetin anlamı nedir?
    32414 Tefsir 2015/06/18
    Kelam ilminde insanın kendiişlerinde ihtiyar sahibi olduğu gerçeği kesin delillerle ispat edilmiştir. Kuranın öğretileri de bu hakikatten farklı değil ve bu hakikati teyit ediyor. Ancak şu var ki kuranın bazı ayetleri diğer bazılarını tefsir ediyor konumda olduğunu bilmek lazım. Dolayısıyla ayetlerin gerçek anlamlarını elde edebilmek için konuyla ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10554 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Allah’ın şeytana kıyamete kadar mühlet vermesi sebebiyle şeytan ezeli ve ebedi olmada Allah gibimidir?
    18065 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Ebedi olmak gelecekte yok olmamak anlamındadır. Şeytansa Allah’ın yarattığı bir yaratık ve her mahlûk yaratanın idaresinde olduğu için kendini Allah’ın işlerinde ihtiyari olarak ortak göremez, o da bütün varlığını diğer yaratılmışlar gibi Allah’a borçludur. Allah’ın şeytana mühlet vermesi ise kıyamete kadar değildir “malum” vakte kadardır. Eğer “malum” ...
  • Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır?
    6198 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Yüce Allah tüm tabiat kanunlarını koyandır ve zaten kendi iradesi dışında hiçbir öznenin kuşatıcılığı altında değildir. O’nun işleri yapmadaki iradesi sebepler kanalından geçer. Yanı sıra alt âlemlerdeki bir kaidenin daha üstün bir güç vasıtasıyla ihlal edilmesi özel bir ilahi kaidedir ve bu imkan dâhilinde olan ve mucize ...
  • İnsan hem dünya ve hem ahirette refah ve huzurda içinde olabilir mi?
    13591 Eski Kelam İlmi 2011/04/12
    Bu dünya özel mahiyeti ve ontolojik mertebesi nedeniyle mutluluk ve mutsuzluğu, üzüntü ve sevinci ve zorluk ve rahatlığı kendi içinde katışık halde bulunduran bir takım yasa ve kanunlara sahiptir. Hiçbir zaman refah, huzur ve mutluluk mutlak bir şekilde burda bulunmaz. İnsanın dünyada taşıdığı bazı zorluklar, mümin ...

En Çok Okunanlar