Gelişmiş Arama
Ziyaret
27227
Güncellenme Tarihi: 2010/07/17
Soru Özeti
Bize karşı kötü davranışta bulunan akrabalarımızla sıla-i rahimimiz (ilişkilerimiz) nasıl olmalıdır?
Soru
Bendeniz 7 yaşındayken babamı kaybettim. O zamandan beri amca ve halamdan asla iyilik görmedim. Onlar ailemize babam hayattayken bile her türlü zulümü yapıyorlardı; hatta sihire bile başvurmuşlardı. Yaklaşık on yıldır amca ve halamla (amcamla komşu olmamıza rağmen bir selam vermek haddinde bile olsa) hiçbir şekilde görüşmüyoruz. Ben amcama selam verdiğimde o selamın cevabını vermiyor. Bildiğim kadarıyla iki kişi üç gün küsülü kalsa (akraba olmasalarda) yaptıkları ibadetleri kabul olmaz. Bu durumda benim görevim nedir? (Ben, hiç olmazsa amcamın çocuklarıyla bir selamla da olsa ilişkim olsun diye çok çaba harcadım.) Sorum biraz uzun olduğu için kusura bakmayın.
Kısa Cevap

Sıla-i rahim, soy akrabalığı olan yakınlarla ihsan ve lütufta bulunarak bağ kurmak demek olup herkesin yerine getirmesi gereken şer’i bir vazifedir. Sıla-i rahim yapmanın ömrün uzaması, güzel ahlaklı olmak, rızkın çoğalması gibi bir çok faydası vardır.

Sıla-i rahimi bütün akrabalara (kadın, erkek, takvalı, takvasız, Müslüman, kafir, adil, zalim) yapmak gereklidir. Hz. Ali’nin (a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilir: ‘Akrabalarınızla görüşün, onlar sizinle ilişkilerini kesselerde.’

Ancak sıla-i rahimin şartlara ve kişilere göre değişen dereceleri vardır; eğer insanın dünyasına ve dinine zarar verecek derecede olsa bu durumda zarar görmeyecek şekilde ilişkinin şekli değiştirilmeli ve azaltılmalıdır. Örneğin sıla-i rahim, zalim ve günahkar birine karşı marufu emir ve münkerden sakındırmakla beraber olmalı, onların amellerini onaylamak şeklinde olmamalıdır. Yine kendisini görmekten hoşlanmayan kişilerinde dolaylı yollardan durumlarını öğrenmeli ve yardımını yapmalıdır. Özetle çeşitli şekillerde onlara iyilikte bulunulmalıdır.

Ayrıntılı Cevap

Sıla-i Rahimin Lügat ve Fıkhi Manası

Rahim, lügatte ve örfte yakınlar ve akrabalar manasına gelmektedir.[1] Fıkıhta ise bazı fakihlere göre lügat manasınadır; yani nedensel değilde soy akrabalığı olan herkesi, kadın olsun, erkek olsun, mirasçı olsun ya da olmasın, mahrem olsun veya namahrem olsun, Müslüman olsun, kafir olsun, anne tarafından, baba tarafından veya her iki taraftan olsun bütün akraba ve yakınları kapsamaktadır. Ancak insanın akrabalarından olduğu zannedilmesin diye soy akrabalığı çok uzak olanlardan olmamalıdır. Yoksa ona kalırsa bütün insanlar birbirleriyle akraba sayılırlar. Bunuda belirlemenin yolu örftür.[2] Bazı alimlerse miras katlarında olan herkesi rahim olarak kabul etmiş, evlatların tümü hatta amca, dayı, hala ve teyze çocuklarının dahi sıla-i rahim olduğunu söylemişlerdir.[3]

Sıla lügatte, ihsan ve hediye demektir.[4] Istılahta ise sevgi ve iyilik yaparak bağ kurmak manasına gelmektedir. Uzaklaşmak ve bağı koparmak onun karşıt manasıdır. Dolayısyla sıla-i rahim yakınlarla ilgilenmek, ihsanda bulunmak, durumlarını öğrenmek vb. şeyler olup rahimle bağı koparmanın karşısında yer alır.

 

Faydaları:

Masum İmamların (a.s) sözlerinde sıla-i rahimin dünya ve ahiret için bir çok faydası zikredimiştir. Aşağıda onlardan yalnızca ikisini getiriyoruz:

İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Sıla-i rahim amelleri temizler, malları çoğaltır, belaları defeder, hesabı kolaylaştırır ve eceli geciktirir.’[5]

İmam Sadık (a.s) buyuruyor: Sıal-i rahim, ahlâkı güzelleştirir, insanı cömert eder, ruhu ve gönlü güzelleştirir, rızkı çoğaltır ve eceli geciktirir.’[6]

Bu öylesine güzel ve kolay, bir o kadarda yapıcı, faydalı ve Allah’ın razı olduğu bir amel ki, bazen onun hatırına ilahi takdir değişmekte, ona karşılık olarak Allah, insanın ömrünü uzatmaktadır. Ama ilişkileri kesmek, akrabalardan uzaklaşmak Allah katında kötü, nefret edilen ve çirkin bir şey olup, ömrün kısalmasınada neden olmaktadır.

Şu çarpıcı hadise dikkat edin:

İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘Sıla-i rahimden başka ömrü uzatacak bir şeyimiz yoktur. Öyleki bir insanın ölümüne üç yıldan fazla bir şey kalmaz ama o sıla-i rahim ederse Allah onun ömrünü otuz yıl uzatır ve otuz üç yıla çıkar. Bir insanında ömrü otuz üç yıl ise akrabalarla ilişkiyi kesmesinden dolayı ömrü azalır ve üç yılda eceli gelir...’[7]

Sıla-i Rahimin Sınırı:

Bu güzel toplumsal davranış sadece temiz ve takvalı akrabalara özgü değildir; günahkarlara, hatta kafirlere karşı bile yapılması gereken ahlaki bir vazifedir. Salih insanların sıla-i rahim yapmaları çoğu zaman hak yoldan çıkanları etkiler ve onları hak yola çeker. Bu tutum kötü akrabalarda etki etmezse dahi onlarla ilişkiyi korumak zorundayız.

Rivayet edilir ki, Şiilerden biri İmam Sadık’tan (a.s) ‘Bazı akrabalarım, benim düşüncemin dışında bir düşünceye sahipler. Onların benim üzerinde bir hakları var mı?’ diye sorar. İmam (a.s) ona şöyle cevap verdi: ‘Evet (vardır); akrabalık hakkını hiç bir şey koparamaz. Eğer seninle aynı düşünce ve inanca sahiplerse üzerinde iki hakları vardır: Biri akrabalık hakkı, diğeri İslam ve Müslümanlık hakkı.’[8]

Yakınları insanı üzsede, yinede onlarla bağlarını koparma hakkı yoktur. Bir hadiste şöyle gelmiştir: Birisi, Resullullah’ın (s.a.a) huzuruna varıp şöyle arzetti: ‘Ya Resulallah! Benim akrabalarım var; ben onlarla ilişki kurup bağımı korurken onlar bana eziyet ediyorlar. Artık onları terketmeye karar verdim.’ Resulullah (s.a.a) ‘O zaman Allah’da seni terkedecek’ diye buyurdu. Adam ‘Peki ne yapayım?’ diye sordu. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: ‘Seni mahrum edene sen ver, seninle bağını koparanla sen bağını koru, sana zulmedeni sen affet; böyle yaparsan Allah’da seni destekleyecektir.’[9]

Hz.Ali’nin (a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilir: ‘Akrabalarınız sizinle ilişkisini koparsada siz onlarla ilişkinizi koruyun ve görüşün.’[10]

Bazı akrabalarımızla ilişki kurmamız, evlerine gidip gelmemiz onların rahatsız olmasına veya bize hakarete sebep olsa da sıla-i rahim görevini üzerimizden kaldırmaz. Böyle durumlarda başka yöntemlere baş vurulmalıdır. Örneğin, yılda bir kerede olsa telefonla arayıp sormak, dolaylı yollardanda olsa onlarla ilgilenmek, başkalarından onların durumunu öğrenmek, dolaylı olarak maddi yardımlarda bulunmak, başkalarına karşı sözlü olarak onları savunmak gibi. Kısacası akrabalar yabancılar gibi değildir. Bütün kırıcı tutumlarına rağmen her fırsatta onlarla ilişki kurmaya çalıştığımızı göstermeye çalışalım.[11]

Evet, sıal-i rahim din ve dünyamıza zarar verecekse, zarar vermeyecek şekilde değişiklik yapmalıyız.

 

İlişki Nasıl Olmalıdır?

Sevgi ve iyiliğin ne şekilde olacağına dair ölçü şüphesiz örftür; zira bunlar insanların örf ve adetleri, uzaklık ve yakınlıklılarına göre farklılık göstermektedir.[12] İlişkinin nasıl olacağı insanın ihtiyacınada bağlıdır. Kiminin ihtiyacı maddi olurken, kimininde maddi olmayan başka yardımlara ihtiyacı olabilir. Örneğin yaşlı bir kadın veya erkeğin ilgiye ihtiyacı olurken, bir başkasını akıl danışmaya ihtiyacı olur; bazılarınınsa bunların hiç birine ihtiyacı olmaz, sadece bir hal hatır sormak yeterlidir.

Kısacası sıla-i rahimin insanın gücüne, örf ve adetlere, kişilerin ihtiyacına ve tutumlarına göre değişebilen dereceleri vardır. Mümkün olduğu ölçüde dinin bu buyruğuna amel etmek gerekir.


[1] - el-Müncid

[2] - Ayetullah Fazıl Lenkerani’nin (r.a) Cami-ul Measil (c.1, s.494) adlı eserinden faydalanılmıştır (balagh.net sitesi).

[3] - Ayetullah Tebrizi (r.a) ve Ayetullah Hoi (r.a) gibi, (Sırat-un Necat, c.1, s.433).

[4] - el-Müncid, es-Sıla (الصلة) maddesi

[5] - Usul-u Kafi, c.2, s.150

[6] - a.g.e. s.150-151

[7] - a.g.e. s.152

[8] - Mizan-ul Hikme, c.4, s.83

[9] - Bihar-ul Envar, c.71, s.100

[10] - a.g.e. s.92

[11] - Ayetullah Tebrizi (r.a) ve Ayetullah Hoi’nin (r.a) Sırat-un Necat (c.3, s.294) adlı eserinden faydalanılmıştır.

[12] - Merhum Kereki, Ataib-ul Kerim Fi Beyanı Silet-ur Rahim, s.30 (hawzah.net sitesinden alınmıştır).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17221 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Hz. Muhammed (s.a.a) Nerede Toprağa Verilmiştir?
    8777 تاريخ بزرگان 2011/10/23
    İslam Peygamberi, Ebrehe’nin askerleriyle[1] Allah’ın evine hücum ettiği yılda doğmuş ve kırk yaşındayken Hira mağarasında ibadetle meşgulken Allah tarafından peygamberliğe seçilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.a) çağrısını ilkönce gizli olarak başlatmış ve Allah’ın emriyle açık çağrısına da yakınlarından başlamıştır.[2] Hz. Peygamberin ...
  • Astıma müptela olan oruçlu bir şahsın sprey kullanmasının hükmü nedir?
    7095 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Mercilerin çoğu, ilaç yerine istifade edilen iğne ve serum gibi şeylerin kullanımını caiz bilmektedir. Elbette belirtilen hususların yemek yerine istifade edildiği yerde onlardan sakınmak gerekir.[1] Aynı şekilde nefes darlığı için kullanılan sprey eğer ilacı sadece akciğere aktarırsa, orucu bozmaz.
  • Gönüllerine göre eş bulamayan, evlilik zamanı gelmiş kızların duası hangisidir?
    18099 Pratik Ahlak 2012/07/21
    Saygıdeğer okuyucumuz; Sizin nazarınızdaki dua Şeyh Abbas Kummi’nin “Mefatihu’l Cinan” kitabında zikredilmiştir ve o dua şöyledir: Şeyh ve Seyyid, Mufazzal bin Ömer’den şöyle rivayet etmektedir: Bir gün İmam Cefer-i Sadık’ı (a.s) Cafer-i Tayyar namazını kılarken gördüm ve namazı kıldıktan sonra ellerini kaldırarak nefesi ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8247 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12435 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...
  • Abdest ve teyemmümün felsefesi nedir?
    10117 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/12
    Banyo yapıldığı zaman ortaya çıkan şey dış temizliktir. Dış temizliğin yanı sıra, manevi temizlikte namazın şartlarındandır. Bu da ancak abdest ve gusülle gerçekleşir. Su kullanma imkanı yoksa, manevi ve batıni taharet için, abdest ve guslün yerine teyemmüm alınır. Ama bu, teyemmümün dış temizliğe faydası olmadığı ...
  • Biz bütün âlemde Müslüman ya da Şia olmayan insanları görmekteyiz...
    10641 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    İslam dinine inanmayan insanlar iki grupturlar:Diğer bir ibaretle İslam dinine iman etmeyen insanlar iki gruptur:1- Terim olarak cahil-i mukassir ve inatçi kâfir olan grup. Yani İslam onlara ulaşmış ve onun hak olduğunu anlamışlar ama inat ve isyancılıkları yüzünden hakkı kabul etmemişlerdir. Bu grup, azabı ve ...
  • Niçin insan (intihar ederek) hayatı kendinden selb edemiyor?
    7274 Ahlak 2010/11/09
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar