Gelişmiş Arama
Ziyaret
9910
Güncellenme Tarihi: 2010/10/12
Soru Özeti
Namaz dinin direği ise neden fürû-u din’den sayılmıştır?
Soru
Namaz dinin direği ise neden fürû-u din’den sayılmıştır?
Kısa Cevap

Usul-u din, insanın akıl ve idrakıyla kabul ederek İslam’a girdiği inançlar topluluğuna denir. İslam’a girildikten sonra insanın üzerine bir takım bireysel ve toplumsal vazifeler farz olur ki, onlardan biri namazdır. Namaz, ahkamın içinde çok önemli bir yere sahip olduğundan ona dinin direği denmiştir. Ama temel inançlardan olmadığı için usul-u dinden sayılmamıştır.

Ayrıntılı Cevap

Din, Arapça bir kelime olup, ıstılahta ‘İnsan ve kainatın bir yaratıcısı olduğu inancına ve bu inanca uygun amellrin olduğuna inanmak.’ demektir[1] Dinin bu tarifi ve ıstılahi açıklaması dikkate alındığında her dinin iki bölümden meydana geldiği görülecektir:

1-Kök ve temel niteliğindeki inanç ya da inançlar.

2-Bu inanç temellerine uygun ve onlardan kaynaklanan ameli hükümler.[2]

Birinci bölüme (inanç bölümüne) Usul-u din, ikinci bölüme (ameli hükümler bölümüne) ise fürû-u din denir.[3] Usul-u din’e Usul (asıllar) denmesinin nedeni fikir ve akideye ait olmasından dolayıdır. Yani temeli ve esası din olan şeydir. İnsanın fürû-u dinin nitelik ve niceliğine ne ölçüde bağlı olduğu onun usul-u dinine ne kadar inancı olduğuna bağlıdır.[4]

Usul-u dinin özel ve genel olmak üzere iki terimi vardır. Din hükümlerinin karşısında olan şey genel usul-u dindir. Belli bir dinin özelliklerini (genel usul-u dine ilave olarak) bir ya da bir kaç temel inanca sahip olanada özel usul-u din denir.[5]

İslam’ın usulü (genel manasıyla) tevhid, nübüvvet ve mead’dır. Özel manadaki usul-u din (usul-u mezhep) ise bu üç tanenin yanı sıra adalet ve imamet’ide kapsamına almaktadır.

Bu açıklamayla, usul-u din’in, ne manaya geldiği ve neyi kapsadığı anlaşıldı. Yine anlaşıldıki, fürû-u dinden maksat İslamın ameli ahkamıdır. Usul-u din ilime dayalı olduğu için amele dayalı olan fürû-u dinden daha önce gelmektedir. Yani ilim ve itikat olmadığı sürece amelinde manası yoktur. Ancak usul-u din’de ki ilim tümüyle bir ilim değildir; yakinle beraber olan ilim yani ilm-ul yakin’dir.

Merhum Feyz-i Kaşani, bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Bu ikisinin (ilim ve amel) en üstünü ilimdir. İlim bir ağaç, ibadette onun meyvesi gibidir.’[6]

O, ilim ve amel arasındaki bağıntı hakkında şöyle diyor: ‘İmanın kaynağıda ilimdir. Çünkü iman bir şeyi tastik etmek olduğundan mecburen o şey önce kavranmalıdır; bu da ilimdir. İman, ilmin ölçüsü kadardır.’[7]

Buna göre Usul-u din insanın herşeyden önce bilmesi ve yakinde bulunması gereken şeylerdir; böylece İslam’a girecek ve ardından ameli buyruklar gelecektir.[8] Çünkü ‘ilimi elde etmek ibadetten öncedir.’[9] Ve ilmin dereceside amelden önce olduğundan bunlara asıl denmiştir. İnsan İslam’a girdikten sonra fürû-u din denilen bir takım ibadetlerle (namaz, zakat, oruç vb. gibi zahiri, tevekkül, takva, şükür vb.gibi batıni)[10] karşılaşır. Ancak görüldüğü üzere fürû deyimi ibadet ya da ibadetlerin dinin direği olmasıyla çelişmez. İslamı bir ev’e benzetirsek bu usulün, o eve girmek için bir anahtar konumunda olduğunu göreceğiz. Bu evin üzerine kurulduğu direkleri vardır. Böyle bir ibare bazı ibadetler için Ehl-i Beyt’ten (a.s) bize gelmiştir. İmam Bakır (a.s) buyruyor: ‘İslam beş direk üzerine kurulmuştur: Namaz, zekat, hac, oruç ve velayet.’ Zürare’nin sorusu üzerine ise ‘Velayet bu beşinin en üstünüdür.’[11] diye buyurmuştur. Bu beş tanesi ve diğerleri insanın İslama girmesiyle mana kazanır. İmam Sadık’da (a.s) bir rivayette ilim, marifet ve amelin yerlerine işaret ederek şöyle buyuruyor: ‘Kulu ilahi kurba ulaştıran en üstün şey marifet, sonrada namazdır.’[12]

Evet namaz o kadar önemli ki, ona dinin direği denilmiştir.[13] İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Eğer insanın namazı (kıyamette) kabul olursa diğer amelleride kabul olur,[14] kabul olmazsa diğer amelleride kabul olmaz.’[15] Ancak bu olağan üstü önem, namazın fürû-u dinden sayılmasına engel olmaz.



[1] -Misbah Yezdi, Amuzeş-i Akaid, s.11

[2] -a.g.e. s.12

[3] -a.g.e.

[4] -Şeyh Ali Asğar Kaimi, Usul-u İtikadat, s.5.

[5] -Amuzeş-i Akaid (Özet ve değiştirmeyle)

[6] -Molla Hüseyin Feyz-i Kaşani, İlm-ul Yakin Fi Usul-ud Din, c.1, s.4-5.

[7] -a.g.e. s.6-8

[8] -Seyyid Mahmud Mar’aşi Şuşteri, Meslek-i İmamiyye Der Usul-u Akaid, s.11

[9] -Molla Hüseyin Feyz-i Kaşani, a.g.e. s.12

[10] -a.g.e.

[11] -Şeyh Abbas Kummi, Sefinet-ul Bihar, c.3, s.109

[12] -a.g.e.

[13] -İmam Bakır (a.s) buyuruyor: ‘Namaz dinin direğidir.’ (Vesail-uş Şia, c.4, s.27).

[14] -Ancak rivayetlerde işaret edildiği gibi islam’ın diğer direkleri kabul olunmazlarsa namazda kabul olunmayacaktır. Örneğin rivayetlerde namazın kabul şartının Velayet’i kabul etmeye bağlı olduğu belirtilmiştir: ‘Amellerin kabul şartı velayettir.’ (Bkz: Menakıb-i Harezmi, s.19 ve 252)

[15] -Şeyh Abbas Kummi, a.g.e. c.3, s.109.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    10086 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...
  • Bozgunculuğun bahsedildiği Kur’an ayetleri hangileridir?
    13595 Tefsir 2011/01/20
    Bozgunculuk ıslah karşısında olup her tahripkâr işe denir. Bundan dolayı noksanlık ve tahrip cihetinde yer alan her iş veya bireysel ve toplumsal meselelerdeki ifrat ve tefrit bozgunculuk sıfatıyla anılır. Kur’an-ı Kerim’in hedef ve misyonu insanları her türlü bozgunculuktan kurtarmaktır. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’in birçok ...
  • Hayız kanın özelliklerini görmedim diye kendi adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
    49297 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/19
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Masum olmayan bir kimse Allah’ın halifeliğinin örneği olabilir mi?
    7124 Eski Kelam İlmi 2011/01/20
    Allah’ın halifeliğinin örneklerine değinmeden önce Allah’ın halifesinin kim ve vasıflarının ne olduğunu açıklamak gerekir. Hilafet ve halifelik kavramının batınında halife kılanın halifede zuhur etmesi manası saklıdır ve halife ise halife kılan özneye kimliği bağlı olan kimsedir. Halifenin ondan ayrı bir mana ve hakikati yoktur. ...
  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8484 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • İyi ve kötülerin birbirlerine karşı olan sevgi ve kini nasıldır?
    6393 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/11/12
    Sorunun açıklığa kavuşması için İmam Askeri’nin (a.s) hadisinin metnini hatırlatacağız. İmam Hasan Askeri (a.s) şöyle buyurmuşlardır: “İyilerin, iyilerle dostluğu, iyiler için sevaptır, kötülerin, iyilere muhabbeti, iyiler için büyüklüktür; kötülerin, iyilerle düşmanlığı, iyiler için süstür (ziynettir) ve iyilerin, kötülerle düşmanlığı, kütüler için rüsvalıktır.”[1] Buna ...
  • Zırar mescidinin anlamı nedir? Onun inşa edilme hikâyesi nedir?
    12235 tarihi Yerler 2012/03/12
    “Zırar” Arapçada mufaale babından olup bilerek[1] zarar verme[2] anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de Tövbe suresinde Zırar mescidi macerasına işaret edilmiştir. Zırar mescidinin bu adla adlandırılmasının nedeni, bir grup münafığın İslam ve Müslümanlar aleyhine olan kendi kirli emellerini hayata geçirmek ve Hz. Peygamber ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    12817 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Kur’an’ın nüzulu hangi yılda tamamlandı?
    15341 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Peygambere nazil olan son ayet ve son sure hakkındaki rivayetler farklıdır. Bazı rivayetlerde Peygambere (s.a.a) nazil olan son surenin Nasr suresi olduğunu söylenirken bazılarında da Beraet suresinin son sure olduğunu söylenmektedir. Yine bazı rivayetlerde Bakara suresinin 281. ayetinin son ayet olduğunu söylenirken bazılarında da ‘Bugün dininizi size ikmale ...
  • Bir mercii taklit etmede kendisinin rızası gerekli midir?
    5648 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu husustaki görüşü şudur:Eğer şerî muteber yollardan (açık delil, şöhret ve vicdanî ilim) bir şahsın taklit için salahiyeti olduğu tespit edilirse, onu taklit etmek caiz olur ve kendisinin onayına gerek duyulmaz. Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat ediniz:

En Çok Okunanlar