Gelişmiş Arama
Ziyaret
5971
Güncellenme Tarihi: 2010/09/22
Soru Özeti
Yafuriye fırkasının menşei ve inançları nedir?
Soru
İmamları sadece “iyi ve takvalı alirmler” kabul eden “Yafuriye” (Abdullah b. Ebi Yafur’un takipçileri) adında bir fırka tarihte var mıdır? Eğer varsa bu inancı nereden almışlardır?
Kısa Cevap

Bu fırka hakkında tarihe fazla bir bilgi yansımamıştır. Tarihî kaynaklarda yer alan bilgiler şunlardır:

1. “Yafuriye” fırkası Muhammed b. Beşir’in takipçileri olup Musa b. Cafer’in (a.s) imametinde duraksamış ve sonraları onun da imametini de inkâr etmişlerdir. Bu grup Musa b. Cafer’den (a.s) sonraki imamların imametine inanların kâfir olduğuna inanmışlardır. Bunlar şerî farzlar arasında sadece namaz, oruç ve zekâtı kabul etmiş ve diğer buyrukları kabul etmemişlerdir. Mahremler ile evlenmeyi ve köleler ile cinsel ilişkiyi caiz bilmişlerdir.

2. Yafuriye, Sülayman el-Akta adında bir ferdin takipçileridir.

3. Onlar İmam Sadık’ın (a.s) yareni olup Musa b. Cafer’in (a.s) imametine inanmış ve onun en yakın ashap halkasını teşkil etmişlerdir. Abdullah b. Ebi Yafur da onlardan biridir. Kendisi bu cemaatin büyüğü olduğu için bu topluluğu onun adıyla anmışlardır.

4. Yafuriye İmamiye Şia’sından bir grup olup her türlü cehaletin imamların (a.s) varlığından uzak olduğuna inanmaktadır.

Netice itibariyle bu grup hakkında nakledilen konular çok perakende ve toparlanmayacak niteliktedir.

Ayrıntılı Cevap

Yafuriya fırkası hakkında tarihe fazla bir bilgi yansımamıştır. Sadece fırkalar, İslam mezhepleri ve Şiilik hakkında kaleme alınmış bazı tarihsel kaynaklar bu fırka hakkında ve “Yafuriye” başlığı altında çok az bir bilgi vermişlerdir. Bu bilgiler dağınık ve muhteva olarak birbirleriyle farklıdır; öyle ki onlara isnatta bulunarak bu fırkanın varlığı ve onun görüş ve inançları hakkında kesin bir düşünce ifade etmek imkânsızdır. Bu fırka hakkında ele geçen bilgiler şu şekilde sınıflandırılabilir:

1. Bir gruba göre Yafuriye’yi Muhammed b. Beşir’in takipçilerinden olan Şii bir fırkadır. Musa b. Cafer’in (a.s) imametinde ortaya çıkmış, Musa b. Cafer’in (a.s) imametinde duraksamış ve onun evladı Ali b. Musa (a.s) ve aynı şekilde kendisinden sonraki imamların imametini inkâr etmişlerdir. Onlar Musa b. Cafer’den sonraki imamların masumiyetini kabul etmemiş ve onların imametine inanan herkesi kâfir bilmiş ve kanını da helal görmüştür. Elbette bu fırka sonraları Musa b. Cafer’in de imametini inkâr etmiş, Muhammed b. Beşir’in imametini ve ondan sonra da oğlunun imametini kabul etmişlerdir. Bu topluluk Allah’ın sadece namaz, humus ve Ramazan ayı orucunu farz kıldığına ve zekat, hac ve diğer din buyrukları ve şeriat hükümlerinin yokluğuna ve yalan olduğuna inanmıştır. Onlar mahremler ile evliliği caiz bilmiş ve köleler ile cinsel ilişkiyi de sakıncasız saymışlardır.[1] Bazı kaynaklar da bu fırkayı “el-Beşiriye” yani Muhammed b. Beşir’in takipçileri olarak adlandırmışlardır.[2]

2. Bir başka grup onları İmamiye ve “Süleyman el-Akta”’nın ashabından saymıştır.[3]

3. Tarihçilerden bir başka grup şu kanıdadırlar: Yakubiye grubu İmam Cafer Sadık’ın (a.s) yaren ve ashaplarından ibaret olup kendisinden sonra Musa b. Cafer’in (a.s) imametine inanmışlardır.[4] Onlar arasında kendisine en yakın ve en samimi bir topluluk bulunmaktaydı. Abdullah b. Ebi Yafur, Aban b. Tağallub, Hişam b. Salim, Cemil b. Derrac ve Hişam b. Hakem bu gruptandı.[5] Belki de bu topluğun büyüğü Abdullah b. Yafur olması nedeniyle, sonraları bazıları bu grubu “Yafuriye” olarak adlandırmışlardır.

4. İmamiye Şia’sından bir grup olup her türlü cehaletin imamların (a.s) varlığından uzak olduğuna inanmaktadır.[6]

Görüldüğü gibi bu grup hakkında nakledilen konular çok perakende ve toparlanmayacak niteliktedir. Konuların aktarıldığı kaynakları muteber sayarak belirtilen özelliklerle böyle bir fırkanın var olduğunu farz edersek, onların hicri üçüncü asrın başında İslam ve Şiilik tarihinin kısa bir döneminde mevcudiyet gösterdiğini ve bugün bu gruptan bir eser kalmadığını ve inançlarının görülmediğini söylemek gerekir.         



[1] Ebi Cafer Muhammed b. Ali Tusi, Rical-i Keşi, s. 479, Tashih-ı Hiasan Mustafavî, Neşr-ı Danışgah-ı Meşhed, 1347 Şemsi.

[2] İbn. Muhammed Hasan b. Musa Nubahti, Fevku’l-Şia, s. 92-93, Neşr-ı Haydariye Necef İşrak, 1388 h.k.

[3] Meşkûr Muhammed Cevad, Tarih-i Şia ve Fırkahay-ı İslamî ta Karn-ı Çarom, s. 151, Neşr-ı İşrakî, Rical-i Keşi ve Makalatu’l-İslamiyyin’den nakledilmiştir.

[4] Öyleyse “el-Beşiriye” fırkasına isnat edilenler onların inançları değildir.

[5] İbn. Muhammed b. Musa Nubahti, Fırek-i Şia, s. 89.

[6] Ali b. İsmail Eşari, Makalatu’l-İslamiyyin, c. 1, s. 116, Kahire baskısı, 1369 h.k.  

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmamlar (a.s) neden takiyye ederlerdi?
    8809 Kelam İmi 2010/12/04
    Takkiyyenin nedeni yalnızca korku değildir, korku, takiyyenin nedenlerinden sadece biridir, tümü değil. Dikkat etmek gerekir ki, korku, soruda gelen iki çeşidin ötesinde bir şeydir. Zira korku takiyyesi bazen takiyye edenin canı, onuru, malı ve yakınlarına gelebilecek tehlikeden dolayı yapılırken, bazen başkalarına ve müminlere gelecek olan zarar ihtimalinden ...
  • daimi ve geçici nikâhın akdi nasıl okunuyor?
    6096 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/20
    Ayetullah Mehdevi Hadevi Tahrani Hazretleri (damet berakatuh) mezkûr sorunun cevabı hakkındaki açıklaması şöyledir: Eğer erkek bayan tarafından, bayanı kendine aktetme vekaletine sahip ise daimi akitte mihriyesini tayin ettikten sonra şu şekilde akti okuyabiliyor: a) bayan adına desin: “zevvectü müvvekkileti li nefsi ala sidaki’l malum. Yani ...
  • Ramazan ayında dövme yapmak orucun bozulmasına neden olur mu?
    32547 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/18
    Dövme, orucu bozmaz. Hatırlatılmalıdır ki orucu bozan şeyler şunlardan ibarettir: 1. Yemek ve içmek, 2. Cima, 3. Mastürbasyon (insanın kendi başına meni gelmesine neden olacak bir şey yapması), 4. Allah, Peygamber (s.a.a) ve onun halifelerine yalan isnat etmek, 5. Boğaza katı toz ulaştırmak, 6. Tüm başı suya sokmak, 7. ...
  • Eşinin veya başkalarının verdiği hediyelerle kadına hac farz olur mu?
    5693 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/12
    Bu malların size hediye edilip sizin kabul etmenizden sonra sizin malınız olduğuna göre bunlar da sizin diğer mallarınız gibi sayılır. Sizin bu mallarla mustati (hacca gitmeye gücünüzün) olduğu farz edilmiştir. Bu yüzden sizi mustati kılacak diğer şartlar da var ise hac size farz olur. ...
  • Hermonotik nedir ve onun görecelikle ne gibi bağlantısı vardır?
    14327 Yeni Kelam İlmi 2010/12/28
    Hermonotik teriminin iki manası vardır:a) Geniş Mana: Bu kelime bu manada, bir metnin yorumu hakkındaki her türlü araştırmadır. Bu yüzden hermonotik, bu alanda bütün dinleri, hatta ilm-i usul’un lafızlar bölümünü dahi kapsamaktadır. b) Dar Mana: Bu kelimenin bu manasıyla ...
  • Akli Burhan ile Fıkhi Kıyas arasındaki fark nedir?
    12000 Düzenler 2012/11/01
    Fakihler nezdinde kıyas ıstılahı, mantık ve felsefedeki “temsil” (analoji) ıstılahıyla aynıdır. ” kıyas ve temsilden maksat birinci şeyin hükmünü ikinci bir şeye, iki şeyde nitelik benzerlik olduğundan dolayı sirayet etmektir. Burhan, mantık ilminde “kıyas” türlerinden bir ıstılahtır ki yakini mukaddimelerden (öncül) oluşur ve verdiği netice ...
  • İnsan yeryüzünün mü en üstün varlığıdır, yoksa tüm varlık aleminin mi? Acaba insandan daha üstün bir varlığın yaratılması mümkün mü?
    48069 Eski Kelam İlmi 2009/11/10
    Bize göre insan, varlık âleminde -ister yerde olsun ister gökte- bütün varlıkların en üstünüdür. Biz bunu insanın yaratılışı hakkında ki ayet ve hadislerden anlıyoruz. İnsanın üstün olmasının nedeni onun sahip olduğu şu özelliklerdir: 1-İahi bir ruha sahip olması, 2-Meleklerin secde ettiği varlık olması, 3-Yaratılışın ve varlığın ...
  • Niçin Allah bütün insanları Müslüman yaratmadı?
    38415 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Allah Teala insanları Allah’ı tanıyan, tapan, akıl ve düşünce gücüne sahip, irade ve ihtiyar sahibi bir yapıda yaratmıştır. İnsanların hidayeti için de peygamberler göndermiştir. Allah kimseyi kâfir, Hıristiyan, Yahudi… olarak yaratmamıştır. Aksine insan sahip olduğu ihtiyarı kötüye kullanmak ve yaşadığı alan ve koşullar dolayısıyla yanış yola sapmaktadır.
  • Sermayenin humusu var mıdır?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Muhterem taklit mercilerinin sermayenin humusu hakkındaki görüşü şudur: Eğer bir kimse bir sermaye edinirse ve bu sermayenin humusunu vermesi durumunda kalan kısmıyla bir işe girişemezse ki bu sermayeyle geçinmeyi istiyorsa bu sermayenin humusunu vermeli midir? Tüm merciler (Ayetullah Vahit ve Ayetullah Safi dışında): ...
  • Mülk sahibi, mülkünün yarısını bir hayır kuruluşuyla sulh ediyor (anlaşıyor) ve orada veya ona bedeli olacak mekanda okul yapılmasını şart koşuyor. Bu kuruluş orada medresenin dışında bir şey yapabilir mi?
    5721 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/30
    Bu meselede üç nokta göz önüne alınmalıdır: 1. Akitteki söz konusu şarta aykırı davranmak caiz değildir. Yani o mekan veya bedel mekan okulun dışında bir şey için kullanılamaz. Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Şart, lazım akdin içindeyse ona amel etmek gereklidir ve aykırı davranmak caiz değildir.

En Çok Okunanlar