Gelişmiş Arama
Ziyaret
8573
Güncellenme Tarihi: 2008/04/09
Soru Özeti
Ben, namaz kılarken halim olmuyor, ne yapmam gerekir?
Soru
Ben, namaz kılarken halim olmuyor, ne yapmam gerekir?
Kısa Cevap

Namazın bir zahiri ve bir de batıni yönü vardır. Zahirinin kural ve şartları olduğu gibi batının da kural ve şartları vardır.

Elbisenin pak olması, kıbleye doğru yönelmek abdestli olmak ve … gibi namazın zahiri şartlarına riayet etmek, namazın zahiri doğruluğuna sebep olduğu gibi, namazın batıni şartlarını yerine getirmek de, örneğin kalbin Allah’a teveccüh etmesi, huşu’ içinde olmak, sakin olmak ve …, namazın batıni yönden doğru olmasına sebep olur ve aslında namazın kabul olmasını sağlar.

Buna göre, namazdaki bu şartlara riayet edilerek gerekli kalp huzuruna ulaşılabilinir.

Ayrıntılı Cevap

Namaz, diğer ibadetler arasında yüce bir yere sahiptir. Namaz,  rivayetlerde müminin miracı veya dinin direği olarak tabir edilmiştir. Bu tabirler, bu ilahi ibadetin önemini göstermektedir.

Diğer taraftan bir şeyin oluşabilmesi için, onu oluşturan sebep ve şartların kâmil bir şekilde oluşması ve engelleyen şeylerin de olmaması gereklidir. Namaz da aynı şekilde bu kuralın dışında değildir.

Namazda, gerekli sebeplerin oluşmasına, engellerin kaldırılmasına ve gerçek namaza ulaşmak için, onun zahiri ve batıni şart ve kurallarına riayet etmeğe dikkat edilmelidir.

Namazın batini kuralları hakkında söylenecek söz çoktur ama biz burada kısa ve öz bir şekilde onların bir kısmını zikredeceğiz:

Allah-u Teala’ya yönelmek:

Yani namaz kılan, Allah’ı tanımalı ve kiminle karşı karşıya olduğunu bilmelidir. Allah-u Teala mutlak kemaldir. Bütün kemallerin toplandığı ve hatta kemalin aynısıdır. İlahi kemallerin birisi de hikmettir. Bu yüzdenden de Allah’ın bütün fiilleri bir hedef doğrultusundadır. İlahi fiillerden birisi varlık âleminin ve onun göz bebeği olan insanın yaratılmasıdır. Yaratılışın amacı ise kemale ulaşmaktır ve bu da doğru bir yolu (sırat-ı müstakimi) izlemek dışında mümkün değildir. Sırat-ı müstakim Allah’a kulluğun ta kendisidir: Nitekim Allah Teala şöyle buyurur: “Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?”[1] yani Allah’ın bütün emir ve kurallarına itaat etmektir ve onların en önemlisi de ibadetlerde gerçekleşir.

İbadetle uyuşmayan şeylerden uzak durmak:

Amellerin etki etme ölçüsü, tamamen insanların kişilik, ihlâs ve alakalarına bağlıdır. Bu yüzden ibadetin, şahıslarda değişik etkileri vardır. İbadetle uyuşmayan ve onun etkilerini yok eden şeylerden sakınılması son derece önemli bir husustur. Örneğin; bir doktorun tedavisiyle ilaçlarını zamanında kullanan iki hastadan birisi, tedavisine zararlı şeylerden sakınsa ve diğer şahıs ise sakınmasa, doktorun yazdığı reçete ikinci şahıs için etkisiz veya az etkili olacaktır.

Bu yüzden ibadetlerin batınımızda etki etmesi ve huzur getirmesi için kötü amellerden (günahlardan) sakınmamız gerekmektedir. Çünkü rivayetlerde, mümkün olduğunca günahlardan sakınılması söylenmiştir; çünkü karanlık, günah sayesinde insanın batınına girer. “Birisi günah işlediği zaman kalbine siyah bir nokta girer.”[2]

İmam Sadık(a.s.) şöyle buyuruyor: “Babam(İmam Bakır (a.s.) şöyle diyordu: kalbe günah kadar zararlı bir şey yoktur, kalp, günahla karışıp onunla içli dışlı olursa, sonunda kalbe üstün gelerek onu alt üst eder.”[3]

Yani kalp asıl tabiatına göre, melekût âlemine bağlı ve Allah’a yöneliktir. Ama günahlar yüzünden tersine dönerek şeytani olmaktadır.

İmam Sadık (a.s.) şöyle buyurmaktadır: “İnsan günah işlediği zaman gece namazından mahrum olur. Kötü bir amel, sahibine keskin bir bıçaktan daha hızlı ve çabuk etki eder.”[4]

Günah, insanı ibadet ve teheccütten mahrum eder ve Allah’la yaptığı münacattan haz almasını engeller. Günahın etkisi keskin bir bıçaktan daha hızlıdır.[5]

Nefsi tezkiye etmek için çalışmak:

Nefis tezkiyesinin hedefi, insanla fıtratı arasında engel oluşturan ve Allah’ın tecelli aynası olan fıtratın saflaşmasına izin vermeyen hicap ve perdeleri ortadan kaldırmaktır. Bu perde ve hicaplar, günah, gaflet, maddeye ve maddiyata dalmak ve Allah’ı, ahireti ve melekût âlemini unutmaktan kaynaklanmaktadır. Mukaddes şeriatta olan emir ve hükümlerin hepsi tek bir hedefi takip etmektedirler ve o hedef de bu hicapları ortadan kaldırmak veya etkisini azaltmak ve toz toprak altında kalmış fıtrat mücevherini ortaya çıkararak insan hakikatinin parlamasını sağlamaktır. “Gerçek felâh bulmuştur onu temizlikle parlatan. Ve ziyan etmiştir onu kirletip gömen”[6]

İyi ve faydalı işler yapmak:

Ruh beden aleminin mutlak hükümdarıdır ve bütün uzuvlar onun emri altındadır. Diğer bir açıdan ise nuraniyet ve karanlığın yeridir ve insanın amellerinden etkilenmektedir.

İyi veya kötü işlerin, ruha çabuk etki etmesi herkes tarafından bilinmektedir. İyi amellerin bir kısmı da ibadetlerdir; yani eğer insan on derecelik bir nuraniyete sahip olsa ve gece namazı kılsa veya insanların ihtiyaçlarını gidermeye çalışsa vb… iyi işler yapsa bu işler ruhunun nuraniyetini artıracak ve onun ruhunun ve batının güçlenmesini sağlayacaktır. Bu değerli nuraniyet, namaz gibi ibadetlerde huzur ve huşunun oluşmasını sağlamaktadır. Tabiî ki kötü amellerde de bunun tersi geçerlidir. “De ki: “Herkes kendi yapısına uygun işler görür.”[7]

Allah-u Teala’yı sevmek:

İnsanın hata ve günahları, dünya sevgisi ve maddi lezzetlere aşırı bir şekilde bağlanmaktan kaynaklanmaktadır. “Dünya sevgisi bütün günahların başıdır.”  Buna göre, eğer birisi kalbini günahlardan temizlemek isterse, onun kökü ve kaynağıyla mücadele etmeli, kalbinde dünya sevgisinin şiddetini azaltmaya çalışmalı ve kendi nefsindeki maddi lezzetlere olan ilgisini sınırlandırmalıdır. Eğer bu şekilde yaparak Allah’tan yardım dilerse, bu yüce işte başarılı olarak kalbini günahtan temizleyebilir ve onun yerine yüce Allah’ın ve O’nun evliyalarının sevgisini yerleştirebilir.

Sonuç:

Eğer namazda iyi bir ruh haline sahip olmak ve ibadetten haz almak istiyorsak; batini edep ve kurallara uymalı, nurani amellerle altyapıyı hazırlayarak batınımızın nurunu güçlendirmeli ve vücudumuzu ahlaki hastalıklardan arındırmalıyız. Çünkü hasta birisi, hastalığından dolayı en güzel yemeklerin tadını alamaz ve en güzel yemekleri yemeye iştahı olmaz. Ama bu şekilde de olsa yine gerekli yemeği yemesi, hastalığının iyileşmesinde önemli bir rolü vardır. Bu yüzden yukarıda konu arasında işaret ettiğimiz gibi, bu ikisinin birbirlerine karşılıklı etkisi vardır.

Kaynaklar:

Adab-us Salât (namazın adabı), İmam Humeyni.

Rahhayı Huruç ez Sıfat-ı Rezile (Aşağılık sıfatlardan kurtulma yolları) Seyit Rahim, Tevekküli

Sırr-us Salât (namazın sırları), İmam Humeyni.



[1] YASİN suresi 61. ayet  

[2] Usul-u Kâfi, c: 3, Günahlar babı, 13’üncü rivayet.

[3] Aynı kaynak, c: 2, Günahlar babı, s: 268, 1’inci hadis.

[4] Aynı kaynak, c: 2, Günahlar babı, s: 272, 16’ncı hadis; Cami’-us Saadat, c: 3, s: 48.

[5] Mehdevi Keni, Muhammed Rıza, Ameli ahlakta başlangıç noktaları, s: 116.

[6] ŞEMS suresi 9 ve10. Ayetler.

[7] İSRÂ suresi 84. ayet

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Allah tarafından müteaddit Peygamberlerin gönderilmesindeki hikmet nedir?
    8982 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Allah u Teâlâ’nın lütfünün tecelli ettiği yerlerden birisi hiçbir ümmeti hiçbir zaman kılavuzsuz (hidayetçi) bırakmaması ve daima peygamberleri göndermiş olması ve yeryüzünü hüccetsiz bırakmamasıdır. Ama müteaddit dinlerin var olması ve daha sonraki dinlerin tekâmül bulması farklı dönemlerde beşer fikrinin tekâmül bulması nedeniyledir. Başka bir beyanla ilkel ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) kırkı hakkında açıklamada bulunabilir misiniz?
    13901 تاريخ بزرگان 2012/03/12
    Kırkıncı gün merasimi hakkında kültürümüzde yer alan şey, Sefer ayının yirmisine denk gelen Şehitlerin Efendisinin (a.s) şahadetin kırkıncı gününü anmaktır. İmam Hasan Askeri (a.s) bir hadiste müminin alametlerinin altı tane olduğunu buyurmuştur: Elli bir rekât namaz, kırk duası, sağ ele yüzük takmak, toprağa secde etmek ve namazda ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    14755 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • Bid'at nedir ve onunla ilgili İslam'ın hükümleri nelerden ibarettir?
    8276 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/01/13
    Bid'at, sözlük manası olarak yeni yapılan ve geçmişi olmayan iş demektir ve ıstılahta ise; "Dinde olmayan bir şeyi dine sokmak demektir" yani aslında dinde ve şeriatta olmayan bir şeyi dine ve şeriata mal etmektir. Bid'at koymak dinde büyük günahlardan sayılmıştır. Onlara ait mekânları ...
  • “Vebtelül yetama hatta iza beleğun nikahe” şeklinde olan ayetin anlamı nedir?
    7375 Tefsir 2012/05/12
    Allah u Teâlâ bu ayeti kerimede yetimlerden sorumlu olan kimselere düstur veriyor ki yetimlerin mallarına karşı dikkatli olmalarını istiyor. Yani onların sermayesini korusunlar, sorumlulukları döneminde buluğ ve rüşt çağına erinceye kadar onları denemeye tabi tutsunlar. Sorumlular, sorumluluklarının altında olan yetimlerin buluğ ve rüşt çağına erdiklerini fark ettiklerinde ...
  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10338 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • Müslüman ülkelerin kadınları başkalarının yanında yüzlerini kapamaktalar. Bu durumda gençler nasıl birbirlerini görüp beğenecekler?
    6385 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Din alimlerinin çoğu kadının yüzünü örtmesini gerekli görmemelerine rağmen, birçok Müslüman kadın kendi isteğiyle yüzünü örtüyor ve daha fazla hicaplı olmayı tercih ediyorlar. Biz inanıyoruz ki ilgi duymak yalnızca dış güzelliği dayalı olsa ve daha önemli ölçüler göz ardı edilse böyle bir ilgi genel olarak fazla uzun ...
  • Hz Yusuf’un (a.s) bedeni babasına saygısızlık etmesi nedeniyle mi çürümüştür?
    27521 Tefsir 2012/06/16
    Hz Yusuf’un (a.s) babası Hz Yakup’a (a.s) yönelik saygısı hakkında yer alan ayetlere bakıldığında onun attan geç inme nedeniyle babasına saygısızlık ettiği gözlemlenmemektedir. Bu hususta iki rivayet aktarılmıştır ve her ikisi de senet zayıflığından güvenilir sayılmamaktadır. Müfessirler de böyle bir şeyi kabul etmemişlerdir. Bu nedenle Hz Yusuf’un ...
  • Ahzap suresinin 37. ayetinin nüzul sebebi nedir?
    28084 تاريخ بزرگان 2011/04/13
    Ahzap suresinin 37. ayeti Peygamber’le (s.a.a) Cahş’ın kızı Zeynep’in evliliği hakkında olup şöyle buyuruyor: ‘An o zamanı ki Allah'ın, kendisine nimet verdiği ve senin de nimetler verdiğin kişiye ‘eşini bırakma ve çekin Allah'tan’ diyordun.’Zeyd bin. Harise azad edilmiş bir köle olup, Peygamber (s.a.a) onu kendisine ...
  • Peygamberlerin ve İmamların diğer kulların arasından seçilmelerinin delili nedir?
    7896 Eski Kelam İlmi 2010/08/14
    Nübüvvetin genel delilleri gereği Allah-u Teala, insanların hidayeti için, onlara kendi cinslerinden örnek, halife ve hidayetçi olacak kimseler seçmiştir. Bu seçim delilsiz değildir. Şöyleki, Allah’ın halifesi olma yeteneği bütün insanlara verilmiş, ama bu yetenek herkeste fiiliyata geçmemiştir; sadece bir kısım insan tam bir teslimiyetle ilahi ...

En Çok Okunanlar