Gelişmiş Arama
Ziyaret
17744
Güncellenme Tarihi: 2010/11/08
Soru Özeti
mümkünse yedi cennetin ne olduğunu ve ne anlama geldiğini bana açıklayınız?.
Soru
mümkünse yedi cennetin ne olduğunu ve ne anlama geldiğini bana açıklayınız?.
Kısa Cevap

"Daru's-Selam", "Dahru'l-Celal", "Cennetu'l-Maava", "Cennetu'l-Huld", "Cennetu'l-Adn", "Cennetu'l-Firdevs", "Cennetu’n-Naim". Sayılan bu isimler yedi cennetin ismidir ki, rivayi ve tefsirsel kitaplarda zikir edilmiştir.

Elbette bütün bu isimlerin tek bir cennete şamil geldiğine ve ancak her birisinin, cennetteki birer mertebenin ismi olduğuna inanmakta olan bazı kimseler de var olmaktadır. Zira "Behişt-i Adn" denildiğinde içinde ikamet edilen cennet maksattır. Ama "Daru's-Selam, cennetin içinde olanların her çeşit üzüntü ve korkudan selamet içinde oluğu cihetiyle denilmektedir. Ve diğer isimler de ayni şekilde birer cihetle ayni cennetin isimleridirler.

Ayrıntılı Cevap

"Daru'l-Selam", "Dahru'l-Celal", "Cennetu'l-Maava", "Cennetu'l-Huld", "Cennetu'l-Adn", "Cennetu'l-Firdevs", "Cennetu’n-Naim"[1] yedi cennetin ismidir ki, rivayi ve tefsirsel kitaplarda zikir edilmiştir. Burada ayet, rivayet ve müfessirlerin görüşlerinden yararlanarak bu cennetlerin her birisinin ne anlama geldiklerini açıklamaya çalışırız.

 

a)   Daru's-Selam:

Allah u Teâlâ kuranı kerimde şöyle buyuruyor: "ve Allah selam ve sulh sarayına davet ediyor".[2] Bazıları buradaki "selam"dan maksat Allahın kendisi olduğuna inanırlar. Zira Allah u Teâlâ insanları kendi evine davet ediyor. Allah'ın evi ise cennetin kendisidir.[3]

Bazıları da şöyle demektedirler: buradaki Daru's-Selamdan maksat, bir yerdir. Orada sükûnet eden kimseler her çeşit olumsuzluklara oranla güvence içindedirler. Cubbai’den şöyle nakil edilmiştir: cennetin, Daru's-Selamla isimlendirilmesinin nedeni, orada ikamet eden kimseler birbirlerinden emindirler, melekler onlara salam verirler, Rableri onlara selam gönderiyor. Orada sükûnet eden kimseler selamdan başka bir şey duymuyorlar. Hakeza onlar için selam ve selametlik dışında başka bir şey söz konusu değildir. Bu görüş, Allah tarafından da teyit edilmektedir ki, şöyle buyuruyor: "sözleri ve (duaları) orada selamdır".[4],[5] Hakeza ibn-i Abbas tan şöyle nakil edilmiştir: Daru's-Selam cennetin kedisidir. Orada ikamet eden kimseler her çeşit afet, olumsuzluk, noksanlık ve hastalıklara oranla emniyet içindedirler. Orada saygındırlar. Kesinlikle saygısızlığa uğramazlar. Onlar sürekli azizdirler, kesinlikle zillete ve alçaklığa maruz kalmazlar. Daru's-Selamda ikamet eden kimseler devamlı ganidirler. Hiçbir zaman fakirlik onlara yönelmez. Onlar mutluluklarına ermiş kimselerdirler. Hiçbir zaman mutsuz olmazlar ve… Mücevher (dur) ve mercan saraylarındadırlar ki, kapıları Rahmanın arşına doğru açılıyor. Orada her taraftan yanlarına melekler geliyor ve üzerlerinize (dünyada Allahın emirlerini yerine getirmekte), sabır ettiğinizden dolayı selam olsun diyorlar. Ne mutlu olsun böyleli bir akıbete.       

Allame Tabatabai çok değerli olan el-mizan tefsirinde, "le'hum daru's-selam" ayetinin tefsirinde şöyle yazıyor: selamdan kast edilen maksat selamın lügatteki anlamıdır ki, ayetin zahiri akışından anlaşılmaktadır. Oda şudur: zahiri ve batını afet ve olumsuzluklara oranla güvence içinde olmaktır. Daru's-Selam, ölümün, yaşlılığın, hastalığın, fakirliğin, üzüntünün ve… Hiçbir olumsuzluğun gerçekleşmediği bir yerdir. İşte vaad edilen cennet budur.[6]

Şöyle de denilmektedir: cenneti, Daru's-Selamla isimlendirmenin nedeni, orası Allahın, sıhhat ve selamete sahip olan evi olmasındandır.[7]  

b)   Dahru'l-Celal:

İkinci cennetin adı "Dahru'l-Celal"dır. Rivayette peygamber den (s.a.a) şöyle nakil edilmiştir: "Allah yolunda yüksek sesle "la ilahe illallah" diyen her kesin üzerine, Allah kendi rızasını karar kılar. Rıdvan-i ilahi makamına ulaşan her kesi Allah u Teala "Dahru'l-Celal"da Hz. İbrahim ve Hz. Muhammed'le birlikte kılar. Hz. Peygamberden, "Dahru'l-Celal" nerededir diye soruldu? Hz. Muhammed (s.a.a) şöyle buyurdu: Allah u Teâlâ kendi ismiyle isimlendirdiği cennettir. Orada ikamet edenler sabah ve akşamları celal ve ikram sahibi olan Allah'ı seyir ederler".[8]

c)   Cennetu'l-Maava:

Cennetu'l-Maava şehid olan kimselerin ruhlarının gittiği yere denilmektedir.[9] Peygamberden (s.a.a) ramazan ayının faziletlerini anlatırken şöyle dediği nakil edilmiştir: "Allah u Teala, "Cennetu'l-Maava"da altından yapılmış olan bin sarayı (oruç tutanlara) bağışlıyor".[10]

 

4- Cennetu'l-Huld (ebedi cennet):

Ebedi cennet peygamberin (s.a.a) aşağıda vasıflandırdığı cennettir; "yaşantısını benim yaşantım gibi olmasını ve Rabbim tarafından -kendi kudretiyle sütunlarını yapmış ve- bana vaat ettiği cennette yerleşmek isteyen bir kimse söz konusu ise, Ali’nin vilayetini kabul etmesi gerekiyor".[11]

 

5- Cennetu'l-Adın:

Allame Hilli şöyle diyor: "Adın Cennetine, adın cenneti denilmesinin nedeni orası, daimi kalındığı bir yer oludu içindir.[12] Bir rivayette Peygamberden (s.a.a) şöyle nakil edilmiştir: "ben, Fatime onun dalı, Ali onu verimli hale getiren, Hasan ve Hüseyin onun meyvesi, Şia ve bizi sevenler onun yeşil yaprağı olan bir ağacım. Bu ağacın aslı cenneti adındadır".[13]

Kaşifu'l-Gata şöyle diyor: " cennetin ortası cenneti adin’dır".[14]

Başka bir rivayette şöyle nakil edilmiş: "adin cenneti, Allah u Teâlâ kendi özel kudretiyle icat edip şimdiye kadar hiç kimsenin görmediği bir cennettir".[15]

Bir diğer hadiste şöyle denilmektedir: "Allah u Teâlâ kendisi kendi (özel) eliyle adın cennetini yaratmış ve kendisi ağaçlarını ekmiş, kendisi saraylarını yapmış, nehirlerini akıtmış ve daha sonra şöyle dedi: "işte müminler kurtuldular…"[16] Yine bir başka rivayette şöyle denilmiş: "adin cennetinin duvarları kırmızı yakuttan, anahtarları inci ve sedeftendir"[17]

6-   Cennetu'l-Firdevs:

Allah u Teâlâ “Cennetu'l-Firdevs”i, altın ve gümüşten yapmış ve katmanlarında güzel kokulu olan misk-i amberi yerleştirdiği cennettir". Rivayette şöyle nakil edilmektedir: “Allah u Teâlâ cenneti muşk ve amberden yapmış ve orada en güzel ve en iyi meyveleri ve çiçekleri ekmiş.[18] “Cennetu'l-Firdevs” cennetin en yüksek mertebesidir”.[19] Bu cennet Hz. Zehra (a.s.) babasının –İslam peygamber (s.a.a.)- vefatı sırasında ağlarken vasıflandırdığı cennettir ki şöyle diyor: “ey baba sen, senin rabbin seni çağırdığında Onun davetine icabet ettin, ey baba Firdevs’in yan tarafı senin yerindir”. Anlaşılan şu ki, peygamberin içinde ikamet edeceği yerdir cennetu’l-Firdevs”.[20]  

7-   Cennetu’n-Naim:

Ramazan ayının faziletlerinde şöyle nakil edilmektedir: “ramazan ayının yedinci günü geldiğinde, Allah u Teâlâ “Cennet-i Naimde” kırk bin şehidin ve kırk bin sıddik’in sevabını veriyor”.[21] Bu cennet Hz. İbrahim kendi duasında; “Allah’ım beni cennet-i naim’in varislerinden kıl” şeklinde vasıflandırdığı cennettir.[22]

Allame Tabatbai el-mizan tefsirinde şöyle yazıyor: “cennet-u naim, vilayet cenneti olan cennettir”[23] Yine şöyle buyuruyor: “tekrarla açıklandı ki, naim (nimet) yani vilayet, cennetu’n-naim, vilayet (imamet) cennetinin kedisidir”[24]

Hatırlatılması gerekir ki, müfessirlerin bir kısmı, yedi cennet olarak bilinen bütün cennetleri, asıl itibariyle bir cennet ve (sayılan bu) isimlerin bütününün tek bir cennete sıdk ettiğini savunurlar.

Zira cennette, orada daimi ikamet edildiğinden dolayı cennet-i adın, orası selamet ve güvence yeri olduğu ve orada ikamet eden kimseler için hüzün ve üzüntüden uzak ve güvenilir bir yer olduğu cihetiyle de selam diyarı (daru’s-selam) diyorlar.[25]

Netice olarak asıl itibariyle cennet bir tanedir. Ama mertebelere ve derecelere sahiptir. Dolayısıyla farklı isimlerle adlandırılmıştır ki, her bir isim bir mertebesinin adıdır.   

 



[1] İanetu’t-Talibin, c. 4, s. 385.

[2] Yunus 25.

[3] Bu görüş Hasan ve Kutade'den nakil edilmiştir.

[4] Yunus 10.

[5] Bazu ma verede fi'd-dünya ve'l-ahire”, s. 32, neşr-i daru's-Selam.

[6] Tabatabai, seyit Muhammed Hüseyin,” el-mizan”, c. 7, s. 345.

[7] Age. c. 10, s. 39.

[8] Bakiyetu'l-Mebahıs, s. 196.

[9] Tacu'l-Arus, c. 10, s.26.

[10] Şeyh-i Saduk, fezailu'l-Eşhuri's-Selas, s. 85.

[11] Menakıbı emire'l-müminin, c. 1, s. 426.

[12] Muntaha'l-Matab, c. 1, s. 544.

[13] Şehidi evel, zikra, s. 6.

[14] Kaşifu'l-Gata, Keşfu'l-Gata, c. 2, s. 302.

[15] Vesailu'ş-Şia,…

[16] Muhasin-i Barki, c. 1, s. 155.

[17] Men la yahduru'l-fakih, c. 1, s. 296.

[18] Erdebili,” zübdetu’l-beyan”, s. 55.

[19] Kaşifu’l-Gata, s. 19.

[20] Şevkani, neylu’l-evtar, c. 4, s. 161.

[21] Şeyh-i Saduk, Amali, s. 104.

[22] Şuara, 87.

[23] Tabatabai, seyit Muhammed Hüseyin, el-mizan, c. 11, s. 369.

[24] Age. c. 19, s. 121.

[25] İanetu’t-Talibin, c. 4, s. 385.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar