Gelişmiş Arama
Ziyaret
81675
Güncellenme Tarihi: 2009/06/17
Soru Özeti
Habil ve Kabil kimle evlendiler?
Soru
İnsan soyu nasıl devam etti? Habil ve Kabil kimlerle evlendiler?
Kısa Cevap

Tarih ve hadis kaynaklarına göre bugünkü insan soyu ne Habil nede Kabil’in soyundandır. Bu günkü insanlar Hz. Adem’in diğer oğlu olan Şeys veya Hibetu’llah’ın soyundandır.

Ancak, Hz. Adem’in çocuklarının evlenmesine gelince Müslüman bilginler bu konuda farklı görüşlere sahiptirler ve genelde şu iki görüşten birini savunmaktalar:

1-Erkek kardeş kız kardeşle evlendi. Çünkü o zaman henüz Allah tarafından kız kardeşle erkek kardeşin birbirleriyle evlenemeyeceklerine dair bir ilahi kanun inmiş değildi. İnsan türünün bekası için de başka bir yol söz konusu değildi.

2- Hz. Adem (a.s)’ın çocuklarının birbirleriyle evlenmeleri mümkün olmadığı için onlar yeryüzünde yaşayan başka bir soydan gelen insanların kızlarıyla evlendiler. Sonra onlardan olan çocuklar birbirleriye amca çocukları oldular ve böylece kendi aralarında evlilik mümkün oldu ve bu evlilik yoluyla soyları devam etti. Bu görüşü bazı rivayetler de desteklemektedir. Çünkü bazı hadislere göre Hz. Adem’in soyu yeryüzünde yaşayan ilk insanlar değildiler onlardan öncede yeryüzünde birtakım insanlar yaşmışlardır.[i] Birinci görüşün Kur’an’ın zahiri ile daha uyumlu olduğu söylenmektedir.



[i] Bkz. Pursişhayi Mezhebi, Nasir Mekarim Şirazi, s. 453

Ayrıntılı Cevap

Hadis ve tarih kaynakları insan türünün Hz. Adem’in üçüncü oğlu ve aynı zamanda vasisi ve halifesi olan Şeys veya Hibetullah isimli oğlundan geldiğini açıklamaktadırlar. Çünkü Habil, Kabil vasıtasıyla öldürüldü ve Kabil de işlediği günah ve azgınlık vasıtasıyla Allah’ın rahmetinden kovuldu kendisi ve evlatları azgınlık ve günahla uğraştılar. Bütün bunlar günah ve azgınlıkları sonucu Hz. Nuh’un tufanında yok olup gittiler.[1]

Ama Hz. Adem’in çocuklarının evlenmeleri konusuna gelince bu konu, hakkında çelişkili rivayetler gelen tartışmalı konulardandır.

Bazıları Nisa suresinin 1. ayetine istinaden[2] Hz. Adem’in soyunun çoğalmasını sadece Hz. Adem ve eşine dayandığına inanırlar ve üçüncü bir varlığın bunda bir etkisinin olmadığını söylemekteler.

Bu görüş gereği Hz. Adem’in çocukları arasında kız kardeşlerle oğlan kardeşlerin birbirleriyle evlenmişlerdir. Çünkü eğer onlar başka soydan olan eşlerle evlenmiş olsalar o zaman bu gerçekle, Allah’ın “O ikisinden soylarını yaydı” sözü uyum sağlamaz.

Bu konu birçok hadislerde de yer almıştır. Buna şaşırmamak da gerekir. Çünkü hadislerde masum imamlardan nakledilen delile göre henüz o zaman bu tür evlilik mubahtı. Çünkü kız kardeşle erkek kardeşin evlenmesinin haram olduğuna dair bir hüküm henüz Yüce Allah tarafından inmiş değildi.

Açıktır ki bir işin yasak ve haram oluşu o iş hakkında Allah tarafından haramlığına dair bir hükmün inmesine bağldır. Buna göre biri işin bir takım maslahatlar gereği bir dönem helal oluşu sonra haram kılınmasının ne gibi bir mahzuru olabilir?

İhticac kitabında İmam Zeynu’l-Abidin (a.s)’ın Kureyş kabilesine mensup bir kişiyle yaptığı konuşmada şöyle dediği yer alır: Habil, Kabil’le ikiz olan Luza ile ve Kabil de Habil’le ikiz olarak dünyaya gelen kız kardeşi Iklima ile evlendiler. Kureyşli adam: Habil ve Kabil kendi kız kardeşlerini hamile mi yaptılar diye sordu. İmam: Evet, dedi. Adam bu günümüzdeki Mecusilerin yaptığı iştir dedi. İmam şöyle dedi: Mecusiler bu işi yapıyor ve biz bu işi batıl biliyoruz; bu şunun içindir ki onlar bu işi Allah haram kıldıktan sonra yapıyorlar. Sonra şöyle dedi: Bunu inkâr etme, çünkü bu işin o gün doğru bir iş oluşu ve bugün yanlış bir işi oluşu Allah’ın hükmüdür. Meğer Allah Hz. Adem’in eşini onun kendisinden yaratmamış mı? Oysa bununla birlikte onu Adem’e helal kılmıştır. Bu hüküm o güne ait ve Hz. Adem’in evlatlarına özgü bir hükümdü. Sonra Yüce Allah bunun haram olduğu hükmünü indirdi.[3]

Fakat bazıları Adem’ın çocuklarının birbirleriyle evlenmediğini açıklayan bazı hadislere dayanarak Hz. Adem’in oğullarının başka bir soydan gelen kızlarla evlendiğini söylemektedirler.[4] Çünkü hadis kaynaklarında yer alan bazı bilgilere göre Hz. Adem’den önce de yeryüzünde diğer insanlar yaşamaktaydılar.[5]

İlmi araştırmalar gösteriyor ki insanlar muhtemelen milyonlarca yıldır yeryüzünde yaşamaktalar, oysaki Hz. Adem’in yaratılışından uzun bir süre geçmemektedir. Buna göre Hz. Adem’den diğer insanların yaşadığını ve bunların Hz. Adem (a.s) yaratıldığında yok olma durumunda olduklarını kabul etmeliyiz. Buna göre Hz. Adem’in evlatlarının önceki soylardan kalan birileriyle evlenmiş olmaları mümkündür.

Ancak bu ihtimal ayetin zahiriyle uyum içinde değildir. Usul-i Fıkıh ilmindeki kaideler nazaran hadisler birbirleriyle çeliştiğinde ayetlere başvurulur ve ayetlere uyum içinde olan hadisler tercih edilir.

Buna göre birinci görüş Kur’an’ın zahiriyle daha fazla uyum içindedir. Nitekim El-Mizan tefsirinin sahibi Allame Tabatabi birinci ihtimali desteklemiştir.[6] Daha fazla bilgi için bkz. El-Mizan Tefsiri c. 4 s. 245 ve yine Burhan Tefsiri ve Ed-Durrul Mensur ve Kasasu’l- Enbiya kitapları.



[1] Bkz. Biharu’l-Envar, c. 11 s. 220

[2] “Allah sizi bir nefisten yarattı ve ondan eşini meydana getirdi, ve o ikisinden bir çok erkek ve kadın yeryüzünde yaydı.”

[3] El-Mizan Tefsiri c. 4 s. 236

[4] İleluş-şeri

[علل الشرائع‏] ابْنُ الْوَلِیدِ عَنْ أَحْمَدَ بْنِ إِدْرِیسَ وَ مُحَمَّدٍ الْعَطَّارِ مَعاً عَنِ الْأَشْعَرِیِّ عَنْ أَحْمَدَ بْنِ الْحَسَنِ بْنِ فَضَّالٍ عَنْ أَحْمَدَ بْنِ إِبْرَاهِیمَ بْنِ عَمَّارٍ عَنِ ابْنِ نُوَیْهِ عَنْ زُرَارَةَ قَالَ سُئِلَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ ع کَیْفَ بَدَأَ النَّسْلُ مِنْ ذُرِّیَّةِ آدَمَ ع فَإِنَّ عِنْدَنَا أُنَاساً یَقُولُونَ إِنَّ اللَّهَ تَبَارَکَ وَ تَعَالَى أَوْحَى إِلَى آدَمَ ع أَنْ یُزَوِّجَ بَنَاتِهِ مِنْ بَنِیهِ وَ إِنَّ هَذِهِ الْخَلْقَ کُلَّهُمْ أَصْلُهُ مِنَ الْإِخْوَةِ وَ الْأَخَوَاتِ قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ ع سُبْحَانَ اللَّهِ وَ تَعَالَى عَنْ ذَلِکَ عُلُوّاً کَبِیراً یَقُولُ مَنْ یَقُولُ هَذَا إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَ جَلَّ جَعَلَ أَصْلَ صَفْوَةِ خَلْقِهِ وَ أَحِبَّائِهِ وَ أَنْبِیَائِهِ وَ رُسُلِهِ وَ الْمُؤْمِنِینَ وَ الْمُؤْمِنَاتِ وَ الْمُسْلِمِینَ وَ الْمُسْلِمَاتِ مِنْ حَرَامٍ وَ لَمْ یَکُنْ لَهُ مِنَ الْقُدْرَةِ مَا یَخْلُقُهُمْ مِنَ الْحَلَالِ وَ قَدْ أَخَذَ مِیثَاقَهُمْ عَلَى الْحَلَالِ وَ الطُّهْرِ الطَّیِّبِ وَ اللَّهِ لَقَدْ تَبَیَّنَت.

[5] Tevhid s. 277 Tahran baskısı, El-Hisal c. 2 s. 652; Bkz. İnsan türünün Kur’an nazarında ömrü soru 516

[6] Numune Tefsiri c. 244-249; El-Mizan Tefsiri, c. 4 s. 245

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45081 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Mü’minun Suresinin 101. Ayeti ile Saffat surenin 27 ve 50. ayetleri arasında var olan çelişkiyi nasıl bertaraf ediyorsunuz?
    8956 Tefsir 2012/06/10
    Genel anlamda kuranı kerim ayetleri arasında ve özel anlamda soruda zikredilen ayetler arasında çelişki ve tezat bulunmamaktadır. Zira “o günde hiç kimse başka bir kimseden sual etmez ve yârdim dilemez” şeklindeki ayetler, dirilmenin ilk merhalesine işaret etmektedir. Bu da o günün çok dehşetli bir gün ve o ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15574 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözü bir hadis midir? Hadis ise senet ve itibarı ne ölçüdedir?
    11651 Masumların Siresi 2009/02/22
    Hadis kitaplarında 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözünün Masumlara (a.s) ait olduğuna dair bir delile rastlamadık. Ancak bu söz Kerbela olayı hedef ve maksadını ifade etmek yönünden güzel bir anlamı ifade eden anlamlı mesajlar içeren bir sözdür. Zira İmam Mehdi (a.s) zuhur edip zalimlerin kökünü ...
  • Bir insan Cuma gecesi veya günü ölürse, her zaman için kabir baskısından güvende olur, diye söylenen söz doğru mudur?
    10870 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Hafta içinde Cuma gecesi ve gününün özel bir üstünlük ve değeri vardır ve bunlardan birisi şudur: Eğer mümin bir insan bu vakitte dünyadan göçerse, onun bereket ve değeriyle kabir ve berzah âlemindeki bazı sorun ve hadiseler ondan uzak kılınır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: Cuma, günlerin efendisidir ve ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    6922 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • Evrendeki boylamsal silsileyi açıklar mısınız?
    7155 İslam Felsefesi 2010/09/22
    Meşa, İşrak ve Aşkın Hikmet ekolü taraftarı dâhil tüm ilahî bilgeler “bir kaidesi” esasınca şöyle demektedir: Yüce Allah yalın ve birdir. Hakeza bir cihete sahiptir. Bu nedenle yaratılış evreni ve birçok sonucun bir ve yalın olan ilahî zattan sadır olması muhaldir. Bundan dolayı bilgeler akıllar ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamında şehitlerden kaç tanesi Allah Resulü’nün (s.a.a) ashabındandı?
    7876 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2012/08/26
    Son Aşura araştırmacıları arasında ve yaptıkları tahkikat sonucu, İmam Hüseyin’in (a.s) yarenleri arasında beş kişinin Peygamber’in (s.a.a) ashabından olduğu ve Aşura kıyamında şahadete eriştikleri meşhurdur. Bu beş kişi şunlardır: Enes b. Haris, Hani b. Urve, Müslim b. Evsece, Habip ibni Mezahir ve Abdullah b. Yektar ...
  • Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri hangi şehirlerdedir?
    13840 تاريخ بزرگان 2011/09/21
    Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri aşağıdaki Şehir ve Ülkelerdedir:1-  İmam Ali’nin (a.s.) mübarek kabri Irak’ın Necef şehrinde.
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21658 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...

En Çok Okunanlar