Gelişmiş Arama
Ziyaret
6423
Güncellenme Tarihi: 2012/03/12
Soru Özeti
Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır?
Soru
Bilim baktığı her yerde süreci inceler ve bu hiçbir sihir ve büyüyü içermez! Bundan dolayı, Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır? Biz şimdiki hayatımızda meydana gelen bir sihir ve büyü gözlemlememekteyiz; mesela ikiye ayrılan bir su, doğan bir bakire, yarılan bir ay ve bir miracı görmemekteyiz. İnsanlar içinde yaşadığımız dünyaya mana bahşetmek için her zaman geçmiş ve gelecekteğe yönelik büyüsel düşünmektedir. Başka bir ifadeyle “ben bu olayın gerçekleştiğini görmedim, kesinlikle büyücü bir şahıs bunu yapmıştır” denmek istenmemekte midir?
Kısa Cevap

Yüce Allah tüm tabiat kanunlarını koyandır ve zaten kendi iradesi dışında hiçbir öznenin kuşatıcılığı altında değildir. O’nun işleri yapmadaki iradesi sebepler kanalından geçer. Yanı sıra alt âlemlerdeki bir kaidenin daha üstün bir güç vasıtasıyla ihlal edilmesi özel bir ilahi kaidedir ve bu imkan dâhilinde olan ve mucize olarak adlandırılan şeydir. Bu husus peygamberlerin dönemine özgü değildir, aksine her çağda meydana gelmektedir. Ama az bir grup buna vakıftır. Har çağdaki sınırlı bilimin kabul edilen tanımlar çerçevesinde hiçbir sihir ve büyüyü onaylamadığı doğrudur, ama daha doğru olan tespit şudur:  Bu bilim erbabı bazı durumlarda kendi kabul edilen tanımlarının dışında kalan her şeye sihir ve büyü veya daha açık bir ifadeyle yalan ve hurafe demektedir.

Ayrıntılı Cevap

Yaratılış âlemlerinin mertebeleri olduğu gibi, Allah’ın fillerinin de mertebeleri vardır. Bu mertebelerin bazıları, diğerlerine egemendir ve onlarda tasarrufta bulunabilir. Daha üstün âlemlerdeki bir gücün aşağıdaki bir âlemlerdeki bir kaideyi ihlal etmesi, özel ilahi bir kaide olup imkân dâhilindendir ve duyumsanmayacak bir şekilde her zaman vuku bulmaktadır. Peygamberler salt bu kaideleri bilmekteydi ve Allah’ın izniyle onlardan bazılarını her zamanki olağanlığa aykırı bir tarzda aşikâr kılmışlardır. Bu sihir ve büyü değildir, bilakis daha üstün bir ilim ve güçtür. Büyü sıfatıyla maddi ve tecrübî bilimler üstünde olan her fenomeni inkâr etmeye yönelik ısrar, bir kavramdan yanlış yararlanmaktan ibarettir ve negatif bir anlam ifade eder. Örneğin bu maddi dünyada bile bazı tabii kanunlar üstün ve egemen olan bir kaidenin tasarrufuyla başka bir şekilde fiiliyata geçmekte ve başka özellikleri aşikâr kılmaktadır. Ama bu husus da bir kaidedir ve sadece onun fiiliyatına yönelik bilgisiz olunması durumunda büyü olarak algılanabilir. Artı, bu meçhuller hiçbir zaman sona ermeyecektir. Gerçek olan şudur: Peygamberler tarafından tarih boyunca aşikâr kılınan mucizelerden öteye, her zaman şimdiki bilim için meçhul olan ve keşfedilmiş kanunların üstündeki bir kanuna tabi olan bir takım fenomenler gerçekleşme halindedir. Şu noktayı bilmemiz çok önemlidir: Âlemdeki mertebelerin tümü şimdiki bilim tarafından keşfedilmiş alt düzeydeki kanunların denetimi altında hareket etmemektedir ve maddi bilimler daha üstün kanunların olduğunu ispat etme gücünden yoksun olmakla birlikte, günbegün evrendeki tüm hakikatleri sınırlı bilgilerle tahlil edemeyeceğini daha çok kavramaktadır.     

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar