Gelişmiş Arama
Ziyaret
28382
Güncellenme Tarihi: 2011/01/20
Soru Özeti
Siyah elbise giymenin İslam’daki hükmünün mekruh olup olmadığını sormak istiyorum. Ayetullah Behçet’in bu husustaki görüşü nedir?
Soru
Siyah elbise giymenin İslam’daki hükmünün mekruh olup olmadığını sormak istiyorum. Ayetullah Behçet’in bu husustaki görüşü nedir?
Kısa Cevap

Din öğretiler bütününden elde edildiği kadarıyla kadın elbisesi bedeni örtecek tarzda olmalı ve aynı şekilde namahrem ile karşılaşıldığında da dikkat çekici olmamalıdır. Çok açık olduğu üzere siyah renk diğer renklerle mukayese edildiğinde kullanışlı bir şekilde kadın için daha koyu ve iyi bir örtü sağlamaktadır. Bu esas uyarınca; Ayetullah Hamaney ve Ayetullah Tebrizi gibi fakih ve taklit mercileri kara çarşafın mekruh olmadığını açıkça söylemişlerdir. Ayetullah Fazıl Lenkerani gibi bazıları da mekruh olmamanın ötesinde kara çarşafın en iyi hicap türü olduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla salt siyah giyinmenin mekruh oluşu, sadece erkeklere özgüdür. Ama matem merasiminde siyah renkten istifade etmek mekruh olmamakla kalmayıp, Peygamberin (s.a.a) ehli beytiyle hemdert olmadan dolayı sevap bile taşır. İmam Seccad’ın (a.s) bir evladından şöyle nakledilmiştir: Ceddim İmam Hüseyin (a.s) şehit olduğunda Beni Haşim kadınları onun mateminde siyah elbise giydiler ve bu elbiseyi soğuk ve sıcakta değiştirmediler.[i] Bazı büyük fakihlerin İmam Hüseyin’in (a.s) matemi günlerinde siyah elbise giydikleri, onun vesilesiyle kutsanmayı talep ettikleri, ciddiyetle onu koruyup kolladıkları ve vefat ettikten sonra da kutsanmak için onlarla defnedilmeyi vasiyet ettikleri hatırlatılmalıdır. Bundan dolayı imamların (a.s) matem günlerinde ve özellikle de Muharrem ve Sefer aylarında siyah elbise giymek mekruh olmamakla kalmayıp bu mukaddes zatlar ile hemdert olmadan ve onların davalarını ihya etmeden dolayı da büyük bir fazilet taşır.



[i] el-Bahrani, el-Hadaiku’n-Nazire Fi Ahkami’l-İtreti’z-Zahire, c. 7, s. 118.

Ayrıntılı Cevap

Her ne kadar bazı rivayetlerden genel ve külli olarak siyah elbisenin mekruh olduğu[1] anlaşılsa da belirtilen mekruh oluş tüm elbiseleri, kadın ve erkek tüm fertleri ve tüm zaman ve günleri kapsayacak şekilde yüzde yüz değildir; yani siyah elbisenin mekruh olma hükmü bazı durumlarda istisnaya tabi tutulmuştur. Bu durumların en önemlileri de şunlardır:

A. Bazı özel siyah elbiselerin mekruh olmayışı: Bir rivayette Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) üç istisna dışında siyah elbiseyi mekruh bildiği nakledilmiştir. Bu üç istisna haf (bir çeşit ince deri ayakkabı), sarık ve kisadan müteşekkildir.[2] Kisa, Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) nakledilen kisa hadisi karinesiyle uzun ve tüm bedeni kaplayan bir elbise olup aba ve hanımların çarşafını da kapsamaktadır. O halde müstesna edilen bu üç elbise mekruh değildir. Hz. Ayetullah Behçet Camiu’l- Mesail kitabında şöyle demektedir: Bil ki ashabın kitaplarında elbiseyle ilintili olarak namazda mekruh olan bazı hususlar zikredilmiştir. Sarık, haf ve kisa dışındaki siyah elbise bunlardandır.[3] 

B. Bayanlar için siyah elbisenin mekruh olmayışı: İslam’da tür, miktar ve hatta renk açısından kadın ve erkek elbisesinin fark ettiğinden bir şüphe yoktur. Örneğin altın dikili ve ipek elbise kadın için caiz ama erkek için caiz değildir. Bayanların farz örtünme ölçüsü fakihlerin meşhur görüşüne göre yüz, el ve ayaklar dışında tüm bedendir. Ama erkeklerin örtünme ölçüsü ise daha azdır. Elbise rengi açısından da hacda erkekler için beyaz ihram elbisesi müstehaptır. Ama kadınlar beyaz dışında başka bir renkte olsa da normal bir elbise giymede serbesttirler. Fıkıh kitaplarında da meşhur hiçbir Şia fakihi kadınların siyah elbise ve örtü kullanması hakkında bir fetva vermemiştir. Bunun aksine mekruh olmadığını ve bundan daha ötesini açıkça ifade etmişlerdir. Şia’nı derin fakihi merhum Cevahir yazarı meşhur kitabında şöyle nakletmektedir: İmamiye ashabı tarafından yazılan değişik kitapların açık ifadesiyle siyah elbisenin mekruh oluşu erkeklere özgüdür. Zira mukaddes şeriat namahrem ile karşılaştıkları esnada kadınlar için daha kalın ve çok örtünmeyi öngörmüştür. Siyah renk de diğer renklerle mukayese edildiğinde daha iyi bir şekilde daha kalın ve çok örtünmeyi sağlamaktadır.[4] Ayetullah Hamaney ve Ayetullah Tebrizi gibi günümüz fakih ve taklit mercileri kara çarşafın mekruh olmadığını açıkça söylemişlerdir. Ayetullah Fazıl Lenkerani gibi bazıları da mekruh olmamakla kalmayıp kara çarşafın en iyi hicap türü olduğunu belirtmiştir.[5] Yukarıdaki delillere ek olarak bugün renk psikolojisinde siyah rengin durgun ve pasif bir renk olup tahrik ve dikkat çekmeye sebebiyet vermediği kesin bir gerçektir. Bu özellik, hiçbir olumsuz etki taşımaksızın[6] dikkat çekmeme ve toplumda ruhsal sükûnetin icadından ibaret olan namahrem karşısındaki kadınların hicap ve örtüsünün hikmetiyle de uyuşmaktadır.

C. Matem merasiminde siyah elbisenin mekruh olmayışı: Matem merasiminde siyah renginden istifade etmek mekruh değildir. İmam Seccad’ın (a.s) bir evladından şöyle nakledilmiştir: Ceddim İmam Hüseyin (a.s) şehit olduğunda Beni Haşim kadınları onun mateminde siyah elbise giydiler ve bu elbiseyi soğuk ve sıcakta değiştirmediler.[7] Hatta masumların (a.s) dışındaki matem merasimlerinde bile dindar ve hatta dindar olmayan insanların âdeti matem merasiminde siyah elbise giymektir. Buna ek olarak siyah giyinmenin Ehli Beytin (a.s) davasını ihya etmek gibi başka bir yapıcı özelliği de bulunmaktadır. Bu, o mukaddes zatların istediği ve sevdiği bir şeydir. Şöyle buyurmuşlardır: “Davamızı ihya edenlere Allah rahmet etsin.”[8] Yani davamızı ihya eden kimse Hakk’ın rahmetine kavuşsun. Kuşkusuz ki bu günlerde yaşlı ve genç, büyük ve küçük siyah elbise giydiklerinde, bu, şehitlerin efendisinin mukaddes varlığına ulaşan can alıcı hüzün ve musibeti hatırlatmaktadır. İslam’ın bekasının Muharrem ve Sefer aylarına borçlu olduğu da bir gerçektir. Tarihi açıdan tarihçilerin yazdığına göre, yürek yakan Aşura vakıasından sonra Allah Resulü’nün (s.a.a) temiz ailesi, bir yıla kadar siyah elbise giyen ilk kimselerdi. Onlar o denli matem tutuyorlardı ki İmam Seccad (a.s) kendileri için yemek hazırlıyordu. Tarih boyunca Ehli Beytin (a.s) mateminde siyah elbise giymek Şiiler ve sevenler arasında değerli bir gelenek olarak yaygın olmuştur. Bazı büyük fakihlerin İmam Hüseyin’in (a.s) matemi günlerinde siyah elbise giyer, onun vesilesiyle kutsanmayı talep eder, ciddiyetle onu koruyup kollar ve vefat ettikten sonra da kutsanmak için onlarla defnedilmeyi vasiyet ederlerdi. Bundan dolayı imamların (a.s) matem günlerinde ve özellikle de Muharrem ve Sefer aylarında siyah elbise giymek mekruh olmamakla kalmayıp bu mukaddes zatlar ile hemdert olmadan ve onların davalarını ihya etmeden dolayı da büyük bir fazilet taşır. Yukarıdaki açıklamalar ile İslam dininde siyah renginin mekruh oluşu hakkında serdedilen görüşlerin ne denli genel, hesapsız, demagojik ve cahilce olduğu iyice açıklığa kavuşmuş olmaktadır.       


[1] Bu hadisler ile tanışmak için Furu’ Kafi, c. 2, Kitabu’s-Salat, Babu’l-Libas ellezi tekrehu es-salat fihi ve ma la tekrehu, s. 397, Furu Kafi, c, 6, Kitabu’z-Zey ve’t-Tecemmül Bab-u Lebesi’s-Sevad, s. 449, Vesailü’ş-Şia, c. 3, Kitabu’s-Salat Ebvabu Libasui’l-Musalli, bap. 19, Babu Kerahet-i Labesi’l-Sevad ella ve … Müstedrekü’l-Vesail, belirtilen cilt ve baba müracaat edin.  

[2] Bir grup ashabımız Ahmed b. Ebi Abdullah’tan o da ismini zikretmediği bazı ashabından şöyle nakletmiştir: Allah Resulü ayakkabı, sarık ve aba dışında siyahı mekruh görürdü. Kuleyni, Furu Kafi, c. 6, Kitabu’z-Zey ve’t-Tecemmül, Babu Lebesi’s-Sevad, hadis. 1, s. 449.

[3] Camiu’l-Mesail (lil-Behçet), c. 1, s. 314.

[4] Muhammed Hasan Necefi, Cevahiru’l-Kelam Fi Şerh-i Şerai’l-İslam, c. 8, s. 235.

[5] Vijename-i Ferheng-i İslam, Bahar 1379, s. 7.

[6] Hiçbir delil ve kanıt olmadan ve çarşaf aleyhine kültürel bir atmosfer yaratmak için kara çarşaf ve hicabın depresyon ve kemik yumuşaması gibi bir takım ruh ve beden hastalıklarına neden olduğunu iddia etmişlerdir. Bu fertlerin iddialarının yanlış olduğunu anlamak için “Nakd-ı Edille-ı Muhalifin-ı Çadır-ı Meşki” Ruzneme-i Cumhuri İslami, 4 Behmen 79 makalesinin ikinci kısmına müracaat edin.  

[7] el-Bahrani, el-Hadaiku’n-Nazire Fi Ahkami’l-İtreti’z-Zahire, c. 7, s. 118.

[8] Vesailu’ş-Şia, c. 12, s. 20.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Fakirlere infak etmenin felsefesi nedir?
    7541 Tefsir 2012/06/11
    Bazen falankes fakirdir ve mutlaka bir şey yaptığı için Allah onun fakir kalmasını istiyor; biz zenginiz ve mutlaka işlediğimiz bir amelden dolayı Allah’ın lütfü kapsamına girmişiz, o halde ne onların fakirlikleri ve ne de bizim zenginliğimiz hikmetsiz değildir!! Denilir. Hâlbuki infak emrinin çeşitli hikmet ve felsefeleri vardır. ...
  • İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı suları az olmasına rağmen Aşura günü nasıl gusül aldılar?
    7925 Masumların Siresi 2010/02/06
    İmam Hüseyin (a.s)'ın Ehl-i Beyt'i ve ashabının susuzluğuna ait rivayetlerle İmam (a.s) ve ashabının Aşura sabahı gusül, abdest ve temizlik yaptıklarına dair olan rivayetler hakkında söylemek gerekir ki, İmam (a.s)'ın kafilesinin suya ulaşmaması için muhasaraya alındığı ve İmam Hüseyin (a.s)'ın şehadet anında susuz ...
  • Bir süredir tüm inançlarımı elden vermişim ve akıbetimden korkuyorum. Ne yapmalıyım?
    5362 Pratik Ahlak 2011/10/29
    Genel itibariyle gençler eleştirme ve şüphecilik ruhiyesine sahiptirler. İnançlar bazında gençler arasında şüpheciliğin var olması doğal bir durumdur. Ama sonuçta bu sorulara cevap bulunmasının gerekli olduğuna teveccüh edilmesi gereklidir. Bu dönemlerde insanı kendi istediği hedefler doğrultusunda yönlendirmek şeytan ve şeytanın vesveseleri çok çok fazlalaşır.
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    6873 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Dünyayı sevmekten kurtulmanın yolu nedir?
    15686 Pratik Ahlak 2010/08/08
    Dünya “edna”nın müennesi olup (ahret hayatı karşısında) daha aşağı ve daha değersiz şey anlamındaki “deni” ve “denaet”ten veya (ahret hayatı karşısında) daha yakın anlamındaki “denev”den türemiştir. Kur’an ve rivayetlerin açıklamasında dünya yerilen dünya ve övülen dünya diye iki kısma ayrılır. Dünyadan söz eden ve insanları onun ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5270 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    7255 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Ayetleri birbirini nefyeden ve düzelten Kur’an nasıl insana daima yol gösterebilir?
    10397 Kur’anî İlimler 2010/03/13
    Kur’an kendi tanıklığıyla evrensel bir kitaptır: ‘Bu ancak alemlere bir öğüttür.’Belli bir zaman, mekan ve millete ait değildir: ‘Korkutucudur insanları.’Allah’ın nazil ettiği ...
  • Zifaf gecesinin adabı nasıldır?
    23184 Pratik Ahlak 2011/07/18
    Zifaf gecesi gelinle güveyin (damat) şer’i yolla karı koca olama akdini yaptıktan sonra birlikte kalacakları ilk gecedir. Bu gece her fert için kendi hayatında çok önemli ve çok mübarek bir gecedir. Bu nedenle İslami kaynaklarda bu gece için birçok adap zikredilmiştir. Mübarek oluşuna kaynaklık yapan evlilik hakkında ...
  • Nehc’ül Belağa’nın altıncı mektubuna göre üç halifenin hilafeti resmilik kazanaz mı?
    11346 Eski Kelam İlmi 2008/08/18
    Continue... ...

En Çok Okunanlar