Gelişmiş Arama
Ziyaret
6686
Güncellenme Tarihi: 2009/11/13
Soru Özeti
Öğretim ile ilgili Kur’an’ın görüşü nedir? Acaba öğretim öğrencilerin ihtiyaçlarına göre mı olmalı?
Soru
Öğretim hakkında Kur’an’ın görüşü nedir? Yoksa öğretim bağlamındaki ihtiyaçlar daha önceden mi belirlenmiş midir? Başak bir ifadeyle öğretimde öğrencilerin ihtiyaçları ne kadar dikkate alınıyor?
Kısa Cevap

Beşeri olan her camiada tabii ve doğal olarak üstatların, eğitimcilerin ve hakeza camianın yöneticiliğini üstlenmiş kadro tarafından o camianın “eğitim ve öğretim” bağlamındaki çerçevesini birinci merhalede zaruri olan ihtiyaçları doğrultusunda tayin ve tedvin ediliyor. “Eğitim ve öğretim” bağlamında çizilen genel çerçeveyi dikkate aldığımızda, bu çerçevenin hatlarının öğrencinin ihtiyaçlarına veya toplumun ihtiyaçlarına uygun bir şekilde belirlenmiş olduğunu müşahede ediyoruz.

Kur’an anlayışında ise ilk merhalede öğretimin dikkate alması gereken ilk şeyin, dini ilke ve esaslarını, mebd’e ve me’adını tanıma, anlama ve yaşamda uygun bir hedefin belirlemesi doğrultusunda olması beşeri toplumunun her bir ferdin ihtiyacı sayılmaktadır. Bir sonraki merhalede ise imanlı olan kimseler camia ve bireyin ihtiyacından sayılan bilimleri öğrenmeye mükelleftirler. Bu ihtiyaçlar zaman, mekân ve bireyin niteliklerine göre her şahıs ve toplumla irtibatlı bir şekilde başkalarından farklı olabilir. Bunun teşhisi ise ferdin kendi uhdesindedir.  

Ayrıntılı Cevap

Sorduğunuz soru bir yöntemle sorulmuştur, adeta şunu yansıtmaktadır ki sanki her öğretim sisteminde daha önceden belirlenmiş olan öğretim bağlamındaki ihtiyaçlar, tamamen öğrencilerin ihtiyaçlarının mukabilinde karar kılınmıştır.  Ama bilinmelidir ki realitedeki gerçek sizin öncül faraziyesine muhaliftir.

Beşeri olan her camiada tabii ve doğal olarak üstatların, eğitimcilerin ve hakeza camianın yöneticiliğini üstlenmiş kadro tarafından o camianın “eğitim ve öğretim” bağlamındaki çerçevesini birinci merhalede zaruri olan ihtiyaçları doğrultusunda tayin ve tedvin ediliyor. “Eğitim ve öğretim” bağlamında çizilen genel çerçeveyi dikkate aldığımızda, bu çerçevenin hatlarının öğrencinin ihtiyaçlarına veya toplumun ihtiyaçlarına uygun bir şekilde belirlenmiş olduğunu müşahede ediyoruz. Elbette öğrencilerden birisi mevcut öğretim çerçevesini kendi ihtiyacıyla uyum içinde değil bilakis ihtiyacının mukabilinde çizildiğini his edebilir. Dolayısıyla öğretim metinlerinde (ders kitaplarında) yazılan konuların kendi ihtiyaçlarına cevap vermediği şeklinde algılayabilir.

Bu Bağlamda Üç Noktaya Dikkat Etmek Kayda Değerdir:

  1. Bazen öğrenciler sahip oldukları yetersiz tecrübelerden dolayı kendi asıl ve birincil konumda olan ihtiyaçlarından gafil kalıp yalancı ihtiyaçlara sahip olduklarını his edebilirler. Öğretim ve eğitim sistemini bütün öğrencilerin tek tek ihtiyaçlarını bertaraf edecek ve bütün bu ihtiyaçlara cevap verebilecek bir şekilde programlandırmak imkânsızdır. Bu esasa binaen üstatların ve öğretim görevlilerin görevidir ki, evvela: Öğretim metnine olan ihtiyacın delilini öğrencilere açıklamalarıdır ve bu vesileyle öğrenciler için bu metin bağlamında gereken itici iç güdüyü meydana getirebilirler ve getirmeliler. Saniyen: eğer öğrencilerin yeni talep ve ihtiyaçları gerekçelere dayalıysa öğrencilerin ihtiyaçlarını bertaraf etmek ve gerekirse yeni öğretim metnini meydana getirmek için gerekeni yapmalılar.
  2.   Kur’an anlayışında ise ilk merhalede öğretimin dikkate alması gereken ilk şeyin, dini ilke ve esaslarını, mebd’e ve me’ad’ını tanıma, anlama ve yaşamda uygun bir hedefin belirlemesi doğrultusunda olması beşeri toplumunun her bir ferdin ihtiyacı sayılmaktadır. Peygamberlerin gönderiliş felsefesinin temeli de insanlığın bu fıtri ve genel ihtiyaçlarını gidermektir.[1] Bir sonraki merhalede ise imanlı olan kimseler camia ve bireyin ihtiyacından sayılan bilimleri öğrenmeye mükelleftirler. Bu ihtiyaçlar zaman, mekân ve bireyin niteliklerine göre her şahıs ve toplumla irtibatlı bir şekilde başkalarından farklı olabilir. Bunun teşhis edilmesi de yine ferdin kendi uhdesindedir. Ama Kur’an ayetlerinin bütününden istifade edilen şey ise şudur:

2-1. Camianın ihtiyaçlarını gidermek için dini olmayan bilimlerin öğrenilmesi hiçbir işkâlı olmamakla kalmıyor. Bilakis bu bilgilerin öğrenilmesi gerekli ve vaciptir. Hata Allah u Teâlâ bu bilimlerden bir kısmını doğrudan doğru peygamberlerinin güdümüne sunmuştur.[2]

2-2. sürekli bu dikkate sahip olmak gerekir ki, fert ve bireylerin sahip oldukları niteliklerine dikkatle öğretime bakmak gerekir ki öğretimin verileri daha münasip olabilsin ve ömürlerinin telef olunması önlenilmiş olsun. Örneğin; Şiirin kendisi haram olmamakla birlikte şiirin kaide ve kurallarını başkalarına öğretebilinir. Ama peygamberin sahip olduğu kişiliği şiiri kendisine öğretecek konumun çok çok fevkindedir. “Biz, o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır”.[3] Peygamber-i Ekrem (s.a.a.) Müslümanlar için en iyi örnek olan bir kimse olduğuna dikkatle[4] onun takipçileri de ömürlerini ve kendi ve diğerlerinin ihtiyaçlarını öyle bir şekilde programlandırmaları gerekir ki azami derecede ömürlerinden yararlanabilsinler.

  1. Yukarıda açıklananlara ve hakeza öğretim metinlerinin daha önceden genel bir bakış açısıyla ve öğrencilerin tek tek bireye has olan ihtiyaçlar göze almaksızın tayin edildiğine dikkatle milli eğitim tarafından belirlenen metinlere kendilerini mahdut kılmamaları gerekmektedir. Bilakis kendi meyillerine ve ihtiyaçlarına göre ve düşünür ve tecrübeli kişilerle müşavere ederek öğretim metinlerinin yanı sıra kendi ihtiyaçlarını giderecek kitaplar ve araştırmaları takip etmeleri lazım. Zira İslami camiada sırasıyla “öğrtim” ve “eğitim” gerekli olduğu gibi her düşünür kişi de kendi ilminin zekatını verme esasınca ilmini başkalarının ihtiyarine sunması gerekmektedir.[5] Öğrenciler de etkin bir şekilde ortaya çıkarak öğrenmekle öğretim metinlerinde yeni ve gerekli ihtiyaçları gidermek bağlamında olmayan konuları araştırıp bahis konusu etsinler ve kendilerini daha önceden belirlenmiş olan metinlerin konularına sınırlı kılmasınlar. Şu noktaya dikkat etmelidirler ki ilim öğrenmekten daha ziyade araştırmakla elde edilir.[6] Başka bir beyanla “öğretim” bağlamında yenilikçilik ve üretim okutucu ve eğiticinin elindedir ama araştırmada ise yenilikçilik ve üreticilik öğrencinin elindedir. İkinci türden olan ilim için çabalar daha güçlü itici iç güdülere haiz olması gerek.

Elbette ilmi kurumlar muvazzaftırlar ki gerekli olan sabit ders kitaplarını hazırlamakla birlikte öğrenciler için fırsatlar doğurmaları gerekmektedir ta ki öğrenciler kendi sabit olmayan ihtiyaçlarını da bu doğrultuda giderebilsinler.

 


[1] Bakara, 129; Ali İmran, 164;  Cuma, 2 ve…

[2]Bir de Davud’a, sizin için, zırh yapma sanatını öğrettik ki, savaşlarınızda sizi korusun. Şimdi siz şükrediyor musunuz”?, (Enbiya, 80); “Andolsun, Davud’a tarafımızdan bir lütuf verdik. “Ey dağlar! Kuşların eşliğinde onunla birlikte tespih edin” dedik ve “(Bütün vücudu örtecek) zırhlar yap, işçilikte de ölçüyü tuttur diye demiri ona yumuşattık. “Salih amel işleyin. Çünkü ben sizin yaptıklarınızı görürüm” diye vahyettik”, (Sebe, 10). 

[3] Yasin, 69.

[4]Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır”. (Ahzap, 21).

[5] KULEYNİ, Muhammed b. Yakup, “el-Kafi”, Tahran: darul kitabil islamiye, 1365, hicri şemsi, c. 1, s. 41.

[6] A.g.e., s. 17.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yabancı ülkelerde ve İslami olmayan muhitlerde nasıl imanımızı koruyabiliriz?
    3762 Pratik Ahlak 2019/09/23
    İnsani, İslami değerlere sahip çıkmak, dini desturlara amel etmek ve onları ihya etmek dünya hayatındaki saadet ve afiyete direkt etkisi olan unsurlardır. Beşerin hayvani güdülerle kurduğu aşağılık ve rezil hayatı temiz, pak bir yaşama dönüştürmektedir. İfrat ve tefritte kalmadan, hurafelereden uzak saf ve sahih dine gerçekten uyan ...
  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7663 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Peygamber Efendimizin (a.s.s) mubarek dişinin kırılmasından sonra Üveysi\'n, kendisi de kendi dişini kırdığı şeklinde söylentiler derde doğru mudur? Üveys Karani\'nin hayatı ve şahsiyeti hakkında bilgi verebilirmisiniz?
    21869 تاريخ بزرگان 2012/05/12
    Künyesi Ebu Amr olan Üveys Bin Amir Muradi Karani, tabiinlerin büyüklerinden olup ünlü zahitlerdendi. Öyleki, ühdü, takvası ve ahlaki faziletleri havas ve avam için emsal olmuştu. Üveys, İslam Peygamber'i (a.s.s) zamanında iman getirmiş Onun ziyaretine muvaffak olmadı. Annesine itiatkar oluşu nediyle Medine'den ...
  • Şer’i yükümlülük için erginliğin şart olmasına binaen, çocukların yaptığı iyi ve kötü işlerin hükmü nedir?
    7318 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Her ne kadar insanın Allah tarafından belirlenmiş şer’i yükümlülük şartı erginlik yaşına ermek olsa da tüm çocukların bütün çocukluk döneminde tamamen başıboş oldukları ve her işi yapabilecekleri sanısı akla gelmemelidir. İslam fakihleri iyi ve kötüyü anlayabilecek olan çocukları istisna etmişlerdir. Onların fetvasına göre eğer işleri ayırt edebilen ...
  • Yüzüğün kaşını avuç içine döndürmenin (çevirmenin) kaynağı nedir?
    10256 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/11/13
    Bu konuda “Vesailu’ş-Şia” kitabında rivayet zikredilmiştir, rivayet şöyledir:Hz. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurur: “Parmağında akik yüzüğüyle sabahlayan ve hiç kimseyle görüşmeden önce yüksüğün kaşını avuç içine döndürerek “Kadir” Suresini sonuna kadar okuyup ardından “ Amentü billahi vahdehu la şerikeleh ve amentü bıserri âli muhammedi ve alaniyyetihim” duasını tilavet eden ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    10067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6800 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5485 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Ahlakla tevekkülün arasında nasıl bir bağlantı vardır?
    9932 Teorik Ahlak 2011/03/03
    İnsanın nefsinde ‘meleke’ haline gelen sıfatlara ahlak denir. Meleke ise, insanın ruhunda nüfuz eden öyle bir sıfattır ki, o sıfata uygun amel ve davranışlar kendiliğinden yapılır. Ahlak, fazilet ve rezalet olmak üzere ikiye ayrılır. Tevekkül ise, ahlaki faziletlerden biri olup kulun Allah’a güvenmesi ve bütün işlerini ona havale ...
  • Kısaca Hz. Nuh (a.s)’ın kıssasını açıklarmısınız?
    9179 نوح 2019/10/21
     Bazı tarihi nakiller ‘Muteşelh’in oğlu ‘Lemek’in Nuh (a.s)’ın babası olduğunu ve ‘Brakil’in kızı ‘Kaynuş’unda annesi olduğunu yazmaktadır.[1]Ayrıca Hz. Nuh (a.s)’ın Hz. Adem (a.s)’ın vefatından 126 yıl sonra doğmuştur. Böylece Hz. Adem (a.s)’ın dünyaya gelmesinden  1056 yıl sonra doğmuş olmaktadır.[2]

En Çok Okunanlar