Gelişmiş Arama
Ziyaret
10218
Güncellenme Tarihi: 2010/05/08
Soru Özeti
Şiilerin arasında Hz. Âdem’in (a.s) müminlerin önderi Ali’nin (a.s) elleriyle yaratıldığına dair bir inanç var mıdır?
Soru
Bir rivayette Hz. Ali’nin (a.s) Hz. Âdem’i kendi elleriyle yarattığı ve tüm insanların da buna inandığı belirtilmektedir. Lakin ben bu hadisin muteber olmadığını yeni öğrendim. Bundan dolayı neden halk böyle bir inanç taşımaktadır? Lütfen bu hadisi kimin naklettiğini belirtir misiniz? Bu hadisi nakleden şahıs güvenilir midir, değil midir?
Kısa Cevap

Eğer bir kimse Müminlerin Önderinin bağımsız olarak Hz. Âdem’i (a.s) yarattığına inanırsa, bu inanç Kur’an-ı Kerim’in aksi doğrultusundadır ve Rabbe şirk koşmak sayılır. Hz Âdem’in(a.s) Müminlerin Önderinin (a.s) maddi cismi tarafından yaratılması da mevcut gerçekler ile bağdaşmamaktadır; zira bu maddi cisim Hz. Âdem’den (a.s) sonra dünyaya gelmiş ve bu açıdan İmam Ali (a.s) Âdem’in (a.s) evlatlarından biri sayılmaktadır. Elbette yüce Allah bazen varlıkların yaratılmasını vasıtalar aracılığıyla gerçekleştirir ve öte taraftan masumların nurunun Hz. Âdem’in (a.s) yaratılmasından önce var olduğunu belirten bir takım hadisler mevcuttur. Bu hususlara binaen, Hz. Âdem’i (a.s) bu büyük şahsiyetlerin nuru tarafından yaratılması bir şirk inanç sayılmaz ve İslam’ın ilk usullerine ters addedilmez. Elbette böyle bir inanç Şii düşüncesinin zorunluluklarından değildir ve bu konu hakkında daha fazla bir inceleme yapılmalıdır.

Ayrıntılı Cevap

Kesin olan husus, Kur’an-ı Kerim’in bir ayeti esasınca yüce Allah’ın kendi elleriyle Hz. Âdem’i (a.s) yaratmış olduğu hususunun açıkça belirtilmesidir.[1] Bu Kur’an ayeti ve ayetteki mevcut muhteva tüm Şii düşünür ve müfessirlerin kabul ettiği ve hiçbir şek ve şüphenin bulunmadığı bir husustur. Öte taraftan rivayetler üzerinde yapılan kısa bir araştırma sonucunda sizin sorunuzdaki metin ile tam olarak bağdaşan bir hadise rastlanmadı. Eğer gelecekte böyle bir rivayete rastlarsak onun senedi hakkında düşüncelerimizi ifade ederiz. Siz de eğer belirttiğiniz rivayetin Arapça metninin bir bölümünü yanınızda bulunduruyorsanız, daha kâmil bir cevap verebilmemiz için onu bize gönderin. Bununla birlikte genel bir bakış açısıyla ve diğer ayet ve rivayetleri inceleyerek şöyle söylemeliyiz: Belirtilen öncüllere binaen, Hz. Âdem’in (a.s) topraktan cisminin imamların nuru tarafından yaratılması, halkın zihnine gelen tarz dışında vuku bulmuş olması imkân dâhilindedir ve bu işaret edilen ayet ile de bir çelişki arz etmez. Lütfen aşağıdaki öncüllere dikkat ediniz:

1. Şia ve birçok Ehlisünnet mensubunun inancına göre yüce Allah bir cisme sahip değildir. Dolayısıyla O’nun cüzleri olamaz ve O diğer varlıklar gibi tasavvur edilemez. Bu yüzden zahirde yüz[2], el[3], ayak[4], göz[5] ve kulak[6] gibi maddi cüzleri Allah için yansıtan ayetler, bilgi, kudret ve varlık gibi batini manalar ile tefsir ve tevil edilir. Bu yüzden âlemin yüce Allah’ın eliyle yaratılması, O’nun görülebilir bir ele sahip olduğu ve elleriyle Hz. Âdem’i (a.s) yarattığı manasına gelmez. Aksine bunun tefsiri, Allah’ın kudret elinin Hz. Âdem’i (a.s) yarattığıdır. 

2. Birçok yerde yüce Allah zahirde insanların eliyle gerçekleşen bazı işleri kendine isnat etmekte ve örnek sıfatıyla gemileri sizin hizmetinize veren O’dur[7] diye buyurmaktadır. Oysaki biz bu gemilerin zahirde bizzat insanların eliyle yapıldığını bilmekteyiz! Elbette insanların kudreti yüce Allah’ın kudretinin bir parçası olması hasebiyle, böyle bir isnat ve nispeti anlamak zor değildir. Başka bir ifadeyle, insan ve yaptığı tüm şeyler Allah’ın yaratığıdır.[8]

3. Bazı rivayetler esasınca, imamların nurunun yaratılması Hz. Adem’in (a.s) yaratılmasından öncedir. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Adem su ve toprak arasındayken ben vardım.”[9] Bu rivayetin bir benzeri Müminlerin Önderinin (a.s) imametinin Adem’in (a.s) yaratılmasından önce oluşu hakkında da mevcuttur.[10] Bu konuyu değişik tabirlerle belirten başka rivayetler de mevcuttur.

4. Kuşkusuz Müminlerin Önderinin (a.s) kutsal varlığı, ilahi kudretin göstergelerinden biridir ve bu yüzden ona “Yedullah” veya Allah’ın eli denmiştir. İmam Ali (a.s) bir rivayette şöyle buyurmaktadır: “Ben Allah’ın gözü, eli, yanı ve ona ulaşma yoluyum.”[11]

Hz. Âdem’in (a.s) İmam Ali’nin (a.s) eliyle yaratıldığına dair bir inanç var ise, yukarıdaki hususları göz önünde bulundurarak bunun manası şudur: Allah, Âdem’in (a.s) toprak cismini kudretinin tecellilerinden birinin yoluyla, yani önceden yaratılmış Müminlerin Önderinin (a.s) nuru vasıtasıyla yaratmıştır. Hz. Ali’nin (a.s) maddi cisminin bağımsız olarak böyle bir şeyi gerçekleştirdiği söz konusu değildir. Bu inanç belirttiğiniz şekilde toplum arasında yaygın değildir, lakin böyle bir inanç var olsa bile yukarıda belirtilen hususlar esasınca İslam’da kabul edilmiş ilk usulleriyle çelişmez ve buna inanan kimseler müşrik ve kâfir sayılmazlar. Bununla birlikte, Hz. Adem’in (a.s) Müminlerin Önderinin (a.s) eliyle yaratıldığına inanmak Şii düşüncesinde inkar edilmesi imkansız konulardan sayılmaz ve bu hususta daha fazla araştırma ve incelemelerde bulunulabilir. Son olarak eğer sorunuzdaki mevcut hadisin Arapça metnini bize gönderirseniz memnun oluruz.  

 


[1] Sad Suresi, 75. ayet: “قالَ يا إِبْليسُ ما مَنَعَكَ أَنْ تَسْجُدَ لِما خَلَقْتُ بِيَدَيَّ أَسْتَكْبَرْتَ أَمْ كُنْتَ مِنَ الْعالين”.

[2]Kasas Suresi, 88. ayet: “كُلُّ شَيْ‏ءٍ هالِكٌ إِلاَّ وَجْهَه”.

[3] Maide Suresi, 64. ayet: “بَلْ يَداهُ مَبْسُوطَتان”; Feth Suresi, 10. ayet: “يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْديهِم”.

[4]Kalem Suresi, 42. Ayet: “يَوْمَ يُكْشَفُ عَنْ ساق”.

[5]Taha Suresi, 39. Ayet: “يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْديهِم”.

[6]A’li İmran Suresi, 181. ayet; Mücadele Suresi, 1. ayet: “لَقَدْ سَمِعَ اللَّهُ قَوْلَ الَّذين”.

[7]İbrahim Suresi, 32. ayet: “وَ سَخَّرَ لَكُمُ الْفُلْكَ”.

[8]SaffatSuresi, 96. ayet: “وَ اللَّهُ خَلَقَكُمْ وَ ما تَعْمَلُون”.

[9]İhsai, İbniebi Cumhur, Avaliyu’lLeali, c. 4, s. 121, hadis 200, İntişaratıSeyyidu’şŞuheda, Kum, 1405 h.k.

[10]a.g.e, s. 124, hadis 208 “كنت وصيا و آدم بين الماء و الطين”.

[11]Kuleyni, Muhammed bin Yakup, Kafi, c. 1, s. 145, hadis 8, Daru’lKutubu’l İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar